'Hoca Efendi Düğmeye Bastı. Enini Sonunu Düşünmeyin'
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili sözde 'yurtta sulh konseyi' üyelerinin de aralarında bulunduğu 224 sanığın yargılandığı davaya devam edildi Tanık olarak dinlenen E.S, ÖKK personeli eski albay Murat Kormaz'ın darbe girişiminden iki gün önce bir evde yapılan toplantıda, 'Hoca efendi düğmeye bastı' dediğini söyledi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili aralarında sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de yer aldığı 224 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Duruşmada, daha önce alınan ifadesinde Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli sanık eski albay Murat Korkmaz ve binbaşı Abdurrahim Aksoy hakkında beyanda bulunan tanık E.S. dinlendi.
E.S, darbe girişiminden iki gün önce, 13 Temmuz 2016'da her zaman gelip gittiği "ağabeyler" tarafından çağrıldığını, Macunköy tarafındaki bir eve gittiğini ve yarım saat kadar oturduktan sonra buradan kendisini tekrar alarak "Bugün seni bir yere götüreceğiz." gibi bir şey söylendiğini belirtti.
Araçla bir yol kenarında durduklarını anlatan E.S, şöyle konuştu:
"İkinci bir araba geldi, oraya geçmemi söylediler. İkinci arabada daha önce tanımadığım iki sivil şahıs vardı. Daha önce görmemiştim ama abi oldukları anılaşılıyordu. Beni ara sokaklara girerek bir eve götürdüler. Zili çaldılar. Bir sivil davet etti. Özellikle bir odaya yönlendirdiler beni.
O zamana kadar gördüğüm tedbir anlayışına aykırı 10-12 kişi vardı odada. Buradaki en kıdemli de Murat Korkmazdı. Benim şaşırdığımı gördüler, Murat Korkmaz durumun anlatılmasını istedi. Farklı bir senaryo anlattılar. İçeriğinde, Yenimahelle'deki MİT müsteşarlığına gireceğimizi söylediler. Bir abinin yaklaşık 3-4 aydır esir tutulduğunu, ona işkence edildiğini söylediler. Bizim de iki gün sonra, 15'inde iki helikopterle gidip o abiyi kurtaracağımızı söylediler. Ben en son gidendim. Anladığım kadarıyla ben gidene kadar plan tamamlanmıştı.
Bana anlattıkları kısmında, o gün herkes mesai çıkışında eve gitmeyecekti. İzinli olanlarsa 17.00 civarı mesaiye gelecekti. Son kontrolleri, hazırlıkları yapıp 03.00'te hareket edecektik, abiyi kurtarıp Akıncılara geçecektik. Murat Korkmaz, 'Hoca efendi düğmeye bastı. Bu işin enini sonunu düşünmeyin.' dedi. Abdurrahim de aynı odadaydı. Diğerlerinin astsubay olduğunu biliyorum ama şahsen tanımıyorum. Mesai içinde nadiren gördüğüm kişiler olduğu için biliyorum."
Bu beyanın ardından sanık Murat Korkmaz, E.S'ye bazı sorular sordu.
Korkmaz'ın, "Gördüğün kişinin ben olduğuma ya da Abdurrahim Aksoy olduğuna vicdanen emin misin?" şeklindeki sorusuna "Evet" karşılığını verdi.
Sanık Korkmaz'ın, birkaç kez ifade verdiğini ve ilk ifadelerinde "Hoca efendi düğmeye bastı." gibi bir beyanda bulunmadığını, bunu neden son ifadesinde söylediğini sorduğu E.S, hatırlayamamış olmasından kaynaklanmış olabileceğini belirtti.
Bunun üzerine mahkeme başkanının, Korkmaz'ın o gece ne söylediğini tekrar sorduğu E.S, "(Hoca efendi düğmeye bastı. Bu işin enini sonunu düşünmeyin) dediğini net bir şekilde hatırlıyorum." diye konuştu.
Korkmaz'ın ardından mahkeme başkanı, tanık E.S'den 7-8 sanığı öne çıkararak Abdurrahim Aksoy'u teşhis etmesini istedi.
E.S'nin teşhis ettiği Abddurrahim Aksoy ise "Muhtemelen beni karıştırıyor veya hayal görmeye devam ediyor. Suç duyurusunda da bulunacağım. Bu şartlar atında olmasa da diğer tarafta hesabını soracağım." dedi.
- Yaşar Güler derdest edilirken tuvalette saklanmış
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in emir subayı Mehmet Akkurt'un yardımcısı eski yüzbaşı Fatih Ekici de esasa ilişkin savunma yaptı.
Ekici, 15 Temmuz'da Orgeneral Güler'i konutundan alarak karargaha getirdiğini belirterek, rahatsız olduğu için 21.06'da tuvalete gittiğini anlattı.
Tuvaletteyken koşuşturma sesleri duyduğunu dile getiren Ekici, ayrıca silahlı nöbetçinin derdest edildiğini de duyduğunu, silahsız olmasından dolayı derdest edilme endişesiyle dışarı çıkmadığını öne sürdü.
"Baskından 10 dakika önce tuvalete gittim. Yaşar güler götürülürken ben tuvaletteydim. Hiçbir darbeciye yardım etmedim. Kimsenin darbeye yönelik bir emrini yerine getirmedim." diyen Ekici, şoka girdiğini ve 22.48'e kadar tuvalette beklediğini kaydetti.
Ekici, 22.48'de tuvaletten çıktığında koridorda albay Cemil Turhan ile karşılaştığını ve ne olduğunu, komutanın nerede bulunduğunu sorduğunu ifade ederek, heyecanlı olduğu için kendisini sakinleştirmeye çalışan Turhan'ın, tatbikat yapıldığını ve komutanın emniyetli bir yere götürüldüğünü söylediğini ileri sürdü.
Daha sonra gördüğü astsubay Yusuf Yalçın'ın da tatbikat yapıldığından bahsettiğini ifade eden Ekici, Yalçın'ın kendisine komutanın nerede olduğunu sorması üzerine emir subayınca emniyetli bir yere götürüldüğünü öğrendiğini anlattığını bildirdi.
Odasına geçtiğini ve burada televizyondan kalkışmaya yönelik haberleri gördüğünü belirten Ekici, şunları söyledi:
"Başkanın odasının önünde tam teçhizatlı askerler gördüm. Koridorda herkes tatbikat diyor, silah sesleri geliyor, emir subayı Yaşar Güler’i emniyetli bir yere götürmüş, Mehmet Akkurt'a ulaşamayorum. Buradan ayrılmaya karar verdim. 23.05’te üzerimi değiştirdim ve sivil olarak terk ettim komuta katını. Ben komuta katında sadece 15 dakika bulundum. Geri kalan sürede tuvalette mahsurdum."
Ekici, orada bulunduğu sürece can güvenliğinin de olmadığını iddia ederek, güney nizamiyeden silah sesleri geldiği için doğu nizamiyeden çıkmaya karar verdiğini bildirdi.
Bina dışına çıktığında astsubay Ali Taş'ı gödüğünü ve onun da tatbikat olduğunu söylediğini savunan Ekici, yaşananları onunla da konuştuğunu ifade etti.
Ekici, 23.23'te Ali Taş'ın verdiği araçla Genelkurmay'dan ayrıldığını belirterek, evine gittiğini, televizyondan darbe bildirisinin okunduğunu gördüğünü kaydetti.
Bunun üzerine emirlerini almak için Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'yı aradığını, telefona çıkan emir subayına da yaşadıklarını anlattığını iddia eden Ekici, sabaha kadar kendisini arayan devrelerine de darbe girişimi olduğunu, birliklerini gitmemelerini, emirleri de dinlememelerini söylediğini savundu.
Ekici, o geceyle alakalı "21.06'da tuvaletteydim, derdest edilme seslerini duydum, silahsız olduğumdan beni de derdest etmesinler diye tuvalette kaldım. Odama geçtim, televizyondan başbakanın açıklamasını duyar duymaz komuta katını terk ettim. Her yerden silah sesleri geliyor. Silahım yok, şoka girmişim, titriyorum. Ben nasıl katılayım darbeye. Ben canımı kurtarma derdindeyim." ifadelerini kullandı.
Emir subayı Mehmet Akkurt'un evinde çıkan kağıtlarda "Fatih" ismi yazılı olmasıyla ilgili, bundan haberi olmadığını ve bir kağıttaki isim benzerliği yüzünden hapis yattığını öne süren Ekici, yasal olmayan bir emir almadığını, kimseye de emir vermediğini iddia etti.
Ekici, FETÖ ile bir bağı bulunmadığını, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını söyledi.
"Bu adamların darbe yapacağını bilsem mesaiye bile gitmezdim." diyen Ekici, beraatini istedi.
Sanık eski binbaşı Fatih Koç'un da suçlamaları kabul etmediğini belirttiği savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.
Kaynak: AA
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Duruşmada, daha önce alınan ifadesinde Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli sanık eski albay Murat Korkmaz ve binbaşı Abdurrahim Aksoy hakkında beyanda bulunan tanık E.S. dinlendi.
E.S, darbe girişiminden iki gün önce, 13 Temmuz 2016'da her zaman gelip gittiği "ağabeyler" tarafından çağrıldığını, Macunköy tarafındaki bir eve gittiğini ve yarım saat kadar oturduktan sonra buradan kendisini tekrar alarak "Bugün seni bir yere götüreceğiz." gibi bir şey söylendiğini belirtti.
Araçla bir yol kenarında durduklarını anlatan E.S, şöyle konuştu:
"İkinci bir araba geldi, oraya geçmemi söylediler. İkinci arabada daha önce tanımadığım iki sivil şahıs vardı. Daha önce görmemiştim ama abi oldukları anılaşılıyordu. Beni ara sokaklara girerek bir eve götürdüler. Zili çaldılar. Bir sivil davet etti. Özellikle bir odaya yönlendirdiler beni.
O zamana kadar gördüğüm tedbir anlayışına aykırı 10-12 kişi vardı odada. Buradaki en kıdemli de Murat Korkmazdı. Benim şaşırdığımı gördüler, Murat Korkmaz durumun anlatılmasını istedi. Farklı bir senaryo anlattılar. İçeriğinde, Yenimahelle'deki MİT müsteşarlığına gireceğimizi söylediler. Bir abinin yaklaşık 3-4 aydır esir tutulduğunu, ona işkence edildiğini söylediler. Bizim de iki gün sonra, 15'inde iki helikopterle gidip o abiyi kurtaracağımızı söylediler. Ben en son gidendim. Anladığım kadarıyla ben gidene kadar plan tamamlanmıştı.
Bana anlattıkları kısmında, o gün herkes mesai çıkışında eve gitmeyecekti. İzinli olanlarsa 17.00 civarı mesaiye gelecekti. Son kontrolleri, hazırlıkları yapıp 03.00'te hareket edecektik, abiyi kurtarıp Akıncılara geçecektik. Murat Korkmaz, 'Hoca efendi düğmeye bastı. Bu işin enini sonunu düşünmeyin.' dedi. Abdurrahim de aynı odadaydı. Diğerlerinin astsubay olduğunu biliyorum ama şahsen tanımıyorum. Mesai içinde nadiren gördüğüm kişiler olduğu için biliyorum."
Bu beyanın ardından sanık Murat Korkmaz, E.S'ye bazı sorular sordu.
Korkmaz'ın, "Gördüğün kişinin ben olduğuma ya da Abdurrahim Aksoy olduğuna vicdanen emin misin?" şeklindeki sorusuna "Evet" karşılığını verdi.
Sanık Korkmaz'ın, birkaç kez ifade verdiğini ve ilk ifadelerinde "Hoca efendi düğmeye bastı." gibi bir beyanda bulunmadığını, bunu neden son ifadesinde söylediğini sorduğu E.S, hatırlayamamış olmasından kaynaklanmış olabileceğini belirtti.
Bunun üzerine mahkeme başkanının, Korkmaz'ın o gece ne söylediğini tekrar sorduğu E.S, "(Hoca efendi düğmeye bastı. Bu işin enini sonunu düşünmeyin) dediğini net bir şekilde hatırlıyorum." diye konuştu.
Korkmaz'ın ardından mahkeme başkanı, tanık E.S'den 7-8 sanığı öne çıkararak Abdurrahim Aksoy'u teşhis etmesini istedi.
E.S'nin teşhis ettiği Abddurrahim Aksoy ise "Muhtemelen beni karıştırıyor veya hayal görmeye devam ediyor. Suç duyurusunda da bulunacağım. Bu şartlar atında olmasa da diğer tarafta hesabını soracağım." dedi.
- Yaşar Güler derdest edilirken tuvalette saklanmış
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in emir subayı Mehmet Akkurt'un yardımcısı eski yüzbaşı Fatih Ekici de esasa ilişkin savunma yaptı.
Ekici, 15 Temmuz'da Orgeneral Güler'i konutundan alarak karargaha getirdiğini belirterek, rahatsız olduğu için 21.06'da tuvalete gittiğini anlattı.
Tuvaletteyken koşuşturma sesleri duyduğunu dile getiren Ekici, ayrıca silahlı nöbetçinin derdest edildiğini de duyduğunu, silahsız olmasından dolayı derdest edilme endişesiyle dışarı çıkmadığını öne sürdü.
"Baskından 10 dakika önce tuvalete gittim. Yaşar güler götürülürken ben tuvaletteydim. Hiçbir darbeciye yardım etmedim. Kimsenin darbeye yönelik bir emrini yerine getirmedim." diyen Ekici, şoka girdiğini ve 22.48'e kadar tuvalette beklediğini kaydetti.
Ekici, 22.48'de tuvaletten çıktığında koridorda albay Cemil Turhan ile karşılaştığını ve ne olduğunu, komutanın nerede bulunduğunu sorduğunu ifade ederek, heyecanlı olduğu için kendisini sakinleştirmeye çalışan Turhan'ın, tatbikat yapıldığını ve komutanın emniyetli bir yere götürüldüğünü söylediğini ileri sürdü.
Daha sonra gördüğü astsubay Yusuf Yalçın'ın da tatbikat yapıldığından bahsettiğini ifade eden Ekici, Yalçın'ın kendisine komutanın nerede olduğunu sorması üzerine emir subayınca emniyetli bir yere götürüldüğünü öğrendiğini anlattığını bildirdi.
Odasına geçtiğini ve burada televizyondan kalkışmaya yönelik haberleri gördüğünü belirten Ekici, şunları söyledi:
"Başkanın odasının önünde tam teçhizatlı askerler gördüm. Koridorda herkes tatbikat diyor, silah sesleri geliyor, emir subayı Yaşar Güler’i emniyetli bir yere götürmüş, Mehmet Akkurt'a ulaşamayorum. Buradan ayrılmaya karar verdim. 23.05’te üzerimi değiştirdim ve sivil olarak terk ettim komuta katını. Ben komuta katında sadece 15 dakika bulundum. Geri kalan sürede tuvalette mahsurdum."
Ekici, orada bulunduğu sürece can güvenliğinin de olmadığını iddia ederek, güney nizamiyeden silah sesleri geldiği için doğu nizamiyeden çıkmaya karar verdiğini bildirdi.
Bina dışına çıktığında astsubay Ali Taş'ı gödüğünü ve onun da tatbikat olduğunu söylediğini savunan Ekici, yaşananları onunla da konuştuğunu ifade etti.
Ekici, 23.23'te Ali Taş'ın verdiği araçla Genelkurmay'dan ayrıldığını belirterek, evine gittiğini, televizyondan darbe bildirisinin okunduğunu gördüğünü kaydetti.
Bunun üzerine emirlerini almak için Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'yı aradığını, telefona çıkan emir subayına da yaşadıklarını anlattığını iddia eden Ekici, sabaha kadar kendisini arayan devrelerine de darbe girişimi olduğunu, birliklerini gitmemelerini, emirleri de dinlememelerini söylediğini savundu.
Ekici, o geceyle alakalı "21.06'da tuvaletteydim, derdest edilme seslerini duydum, silahsız olduğumdan beni de derdest etmesinler diye tuvalette kaldım. Odama geçtim, televizyondan başbakanın açıklamasını duyar duymaz komuta katını terk ettim. Her yerden silah sesleri geliyor. Silahım yok, şoka girmişim, titriyorum. Ben nasıl katılayım darbeye. Ben canımı kurtarma derdindeyim." ifadelerini kullandı.
Emir subayı Mehmet Akkurt'un evinde çıkan kağıtlarda "Fatih" ismi yazılı olmasıyla ilgili, bundan haberi olmadığını ve bir kağıttaki isim benzerliği yüzünden hapis yattığını öne süren Ekici, yasal olmayan bir emir almadığını, kimseye de emir vermediğini iddia etti.
Ekici, FETÖ ile bir bağı bulunmadığını, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını söyledi.
"Bu adamların darbe yapacağını bilsem mesaiye bile gitmezdim." diyen Ekici, beraatini istedi.
Sanık eski binbaşı Fatih Koç'un da suçlamaları kabul etmediğini belirttiği savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.