FETÖ ile mücadele için Erdoğan kazanmalı
Hüseyin Gülerce FETÖ ile mücadelenin devam etmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimi kazanması gerektiğini söyledi.
Star gazetesi yazarı ve Beyaz TV yorumcusu Hüseyin Gülerce kritik bir uyarıda bulundu.
'24 Haziran'dan sonra FETÖ ihanetinin bir daha yaşanmaması için her türlü tedbiri almak zorundayız' diyen Hüseyin Gülerce 'Bunu seçim bildirgesinde FETÖ'den tek kelime bahsetmeyen CHP'den, FETÖ denilince sadece “siyasî ayağı bulmak”tan söz eden İyi Parti'den ve diğerlerinden bekleyemeyiz' ifadelerini kullandı.
Gülerce 'FETÖ ile mücadele için Erdoğan kazanmalıdır' dedi.
İşte Gülerce'nin o yazısı;
15 Temmuz 2016'daki FETÖ darbe girişimi, Cumhuriyet tarihinin en organize, en hazırlıklı, en sinsi ihanetidir.
FETÖ ihanetini ilk fark eden, ilk mücadeleyi başlatan Başbakanlığı döneminden itibaren Sayın Erdoğan'dır. 24 Haziran'da Erdoğan kazanırsa FETÖ ile mücadele devam eder.
24 Haziran'a giderken karşımızdaki tabloda dikkat çeken üç önemli hakikat var.
1. Devam eden yargılamalardan, verilen yüzlerce müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezalarından görüyoruz ki ihanetin çapı çok büyük. Hala “mahrem imam” itirafları ile muvazzaf rütbeliler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Tehlike tamamen geçmiş değil.
Başta FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, ihanet halkasındaki diğerleri pes etmiyor, pişmanlık duymuyor. Tam tersine Gülen, Haçlılardan yardım istiyor. Batı'ya “ ben ve arkadaşlarım hizmetinizdeyiz” diye çağrı yapıyor. Hempalarına “intihar” etmeyi emrediyor.
Mahkeme salonlarında yargılananlar yalanlarla, inkârlarla, peygamberimizi alet ettikleri rüyalarla “Kurtulacağız, geri geleceğiz” diyorlar. Gaybubet evleri kaçaklar için harıl harıl çalışıyor. Avrupa'ya organize firarlar durmuş değil.
2. Hakikat; CHP FETÖ'nün 7 Şubat 2012 MİT krizinden itibaren bütün hamlelerinde işbirlikçisi durumunda. Diğer muhalefet partilerinin de öyle FETÖ tehlikesini önemseyen bir duruşları yok.
CHP, Gezi olaylarında, 17/25 Aralık siyasi darbe teşebbüsünde, MİT tırlarının durdurulması ihanetinde hep FETÖ'nün işbirlikçisi olarak arzı endam etti. Kılıçdaroğlu, FETÖ'cülerle görüşmek için ABD'ye gitti. En son 15 Temmuz darbe girişimini “kontrollü darbe”, “tiyatro” diyerek adeta F. Gülen'e şükranlarını iletti.
CHP de diğer muhalefet partileri de FETÖ ile mücadele konusunda hiç güven vermiyor. Onların adaylarının ikinci turda kazanması halinde FETÖ ile mücadelenin zayıflayacağı, FETÖ ile mücadele edenlerin ise yargılanacağı kanaati şu an bir endişe kaynağıdır.
Şimdiden muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı adayları, FETÖ ile mücadeleyi büyük bir kararlılıkla yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve AK Parti iktidarını asıl suçlu ilan ediyorlar.
FETÖ yargılamalarındaki binlerce itirafın hiçbirini görmüyor, tankları, uçakları, silahları kullanan, 250 şehidin, 2 bin gazinin akan kanına sahip çıkmıyorlar. Baykal'a çekilen kaset operasyonu karşısında hem kör, hem sağırlar… “Askerî liseleri tekrar açacağız” diyorlar ama sınav sorularının çalınmasını, polis kolejlerinin ve askeri liselerin FETÖ tarafından ele geçirilmesini hiç mesele yapmıyorlar.
24 Haziran'da bir muhalefet adayının kazanması halinde FETÖ ihanetine yeniden yol verilmeyeceğinin hiçbir teminatı yok.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
'24 Haziran'dan sonra FETÖ ihanetinin bir daha yaşanmaması için her türlü tedbiri almak zorundayız' diyen Hüseyin Gülerce 'Bunu seçim bildirgesinde FETÖ'den tek kelime bahsetmeyen CHP'den, FETÖ denilince sadece “siyasî ayağı bulmak”tan söz eden İyi Parti'den ve diğerlerinden bekleyemeyiz' ifadelerini kullandı.
Gülerce 'FETÖ ile mücadele için Erdoğan kazanmalıdır' dedi.
İşte Gülerce'nin o yazısı;
15 Temmuz 2016'daki FETÖ darbe girişimi, Cumhuriyet tarihinin en organize, en hazırlıklı, en sinsi ihanetidir.
FETÖ ihanetini ilk fark eden, ilk mücadeleyi başlatan Başbakanlığı döneminden itibaren Sayın Erdoğan'dır. 24 Haziran'da Erdoğan kazanırsa FETÖ ile mücadele devam eder.
24 Haziran'a giderken karşımızdaki tabloda dikkat çeken üç önemli hakikat var.
1. Devam eden yargılamalardan, verilen yüzlerce müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezalarından görüyoruz ki ihanetin çapı çok büyük. Hala “mahrem imam” itirafları ile muvazzaf rütbeliler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Tehlike tamamen geçmiş değil.
Başta FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, ihanet halkasındaki diğerleri pes etmiyor, pişmanlık duymuyor. Tam tersine Gülen, Haçlılardan yardım istiyor. Batı'ya “ ben ve arkadaşlarım hizmetinizdeyiz” diye çağrı yapıyor. Hempalarına “intihar” etmeyi emrediyor.
Mahkeme salonlarında yargılananlar yalanlarla, inkârlarla, peygamberimizi alet ettikleri rüyalarla “Kurtulacağız, geri geleceğiz” diyorlar. Gaybubet evleri kaçaklar için harıl harıl çalışıyor. Avrupa'ya organize firarlar durmuş değil.
2. Hakikat; CHP FETÖ'nün 7 Şubat 2012 MİT krizinden itibaren bütün hamlelerinde işbirlikçisi durumunda. Diğer muhalefet partilerinin de öyle FETÖ tehlikesini önemseyen bir duruşları yok.
CHP, Gezi olaylarında, 17/25 Aralık siyasi darbe teşebbüsünde, MİT tırlarının durdurulması ihanetinde hep FETÖ'nün işbirlikçisi olarak arzı endam etti. Kılıçdaroğlu, FETÖ'cülerle görüşmek için ABD'ye gitti. En son 15 Temmuz darbe girişimini “kontrollü darbe”, “tiyatro” diyerek adeta F. Gülen'e şükranlarını iletti.
CHP de diğer muhalefet partileri de FETÖ ile mücadele konusunda hiç güven vermiyor. Onların adaylarının ikinci turda kazanması halinde FETÖ ile mücadelenin zayıflayacağı, FETÖ ile mücadele edenlerin ise yargılanacağı kanaati şu an bir endişe kaynağıdır.
Şimdiden muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı adayları, FETÖ ile mücadeleyi büyük bir kararlılıkla yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve AK Parti iktidarını asıl suçlu ilan ediyorlar.
FETÖ yargılamalarındaki binlerce itirafın hiçbirini görmüyor, tankları, uçakları, silahları kullanan, 250 şehidin, 2 bin gazinin akan kanına sahip çıkmıyorlar. Baykal'a çekilen kaset operasyonu karşısında hem kör, hem sağırlar… “Askerî liseleri tekrar açacağız” diyorlar ama sınav sorularının çalınmasını, polis kolejlerinin ve askeri liselerin FETÖ tarafından ele geçirilmesini hiç mesele yapmıyorlar.
24 Haziran'da bir muhalefet adayının kazanması halinde FETÖ ihanetine yeniden yol verilmeyeceğinin hiçbir teminatı yok.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız