Donanma Komutanlığı'ndaki Darbe Girişimi Davası
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 87 sanığın yargılandığı davada, 'mahrem abi' olduğu iddia edilen 2 sanık savunma yaptı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 12'si firari 87 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Emre Arık duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbeci amirallerle irtibatının bulunduğu, onları darbe toplantılarına götürdüğü ve kaçtıkları dönemde sakladığı, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abisi" olduğu belirtilen tutuklu sanıklarından "Mert" kod isimli Yakup Dalkılıç, hakkında "2010 yılı KPSS sınavında usulsüzlük" yapıldığı iddiasıyla "silahlı terör örgütüne üye olmak", "dolandırıcılık ve sahtecilik" suçlamasıyla Ankara'da açılan davanın bu dosya ile birleştirilmesinden dolayı savunma yaptı.
Tanık ifadelerinde, örgüt içinde "genel müdür" seviyesinde olduğu iddia edilen, donanma davasının tutuklu sanıklarından "Mert" kod isimli Yakup Dalkılıç, ÖSYM tarafından 10-11 Temmuz 2010'da yapılan, genel yetenek, genel kültür ve eğitim bilimleri alanlarından oluşan KPSS'de soruların çalınmasına ve sınava girenlere dağıtılmasına ilişkin soruşturma kapsamında birleştirilen dosyada, kendisine yöneltilen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu zararına dolandırıcılık suçlamalarını kabul etmedi.
"2010'daki Genel Yetenek Sınavı'ndan 60 soruyu doğru yaptığı, Genel Kültür Sınavı'ndan ise 60 sorunun 50'sini bildiği, soru kitapçığında hiçbir karalama ve işlem yapmadan cevap kağıdına işaretleme yaptığı ve sınavda yüzde yüz soru cevaplayan çok sayıda şüpheli ile HTS kayıtlarının olduğu" tespit edilen Dalkılıç, savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Dalkılıç, 2009'da girdiği KPSS'den 83 puan aldığını ancak öğretmen olarak yerleştirilmediğini, 2010'da yeniden girdiği sınavdan ise 87 puan aldığını ancak sınavın iptal edildiğini söyledi.
Tekrar sınavına sağlık sorunları nedeniyle girmediğini ileri süren Dalkılıç, "2009 puanımla başvurduğum coğrafya öğretmenliğine atandım. Sınavlarda hiçbir usulsüzlük yapmadım. Soruları kendi bilgi ve birikimimle bildim. Soruları önceden görmüş olsaydım, tamamını doğru cevaplardım. Sınavda başarılı olmam suç sayılmış." diye konuştu.
KPSS'de yüksek puan alan 8 kişi ile irtibatının olduğu yönündeki suçlamaları cevaplandıran Dalkılıç, "Bunlar aynı şirkette birlikte çalıştığım kişilerdir. Bunlarla telefon irtibatımın olması gayet doğaldır." dedi.
Aracını sık sık Perşembe Pazarı olarak bilinen Milli İrade Meydanı'na park ettiğini ve Aydınkent İş Merkezi'ne alışverişe gittiğini, bu nedenle buralardan baz sinyallerinin alınmasının normal olduğunu öne süren Dalkılıç, MASAK raporuna göre sınava girenlerle para alış verişinin olmadığını ifade ederek, "Eğer sorularının cevaplarını ele geçirip satmış olsaydım para alırdım ve para transferi olurdu." diye konuştu.
Dalkılıç, İstanbul Sultanbeyli'de M.K'dan 82 bin 500 liraya arsa satın aldığını, para transferinin bundan kaynaklandığını ileri sürdü.
- Sanık Emrah Çoban
İddianamede hakkında, "Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği ve aralarında sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından sıkıyönetim direktifinde yapılan görevlendirmelerde bulunulduğu belirlenen eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral firari Ayhan Bay'ın kendisine ait aracıyla kaçmasına yardım ettiği, kalacak yer sağladığı ve temel ihtiyaçlarını karşıladığı iddia edilen "mahrem abi" konumundaki Emrah Çoban, örgütte üst düzey yönetici olduğu yönündeki tanık Ö.I'nın ifadesini cevapladı.
Arandığı dönemde klimacılık yapan ve Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nde arızalanan klimaları tamir ederken yakalanan tutuklu sanık Emrah Çoban, tanık Ö.I'nın, örgütte "Levent" kod adıyla üst düzeyde görevli olduğu yönündeki iddiasını kabul etmedi.
Hakkında yalan yanlış haberler yapıldığını ileri süren ve duruşmalara getirildiği sırada fotoğraf ve görüntüsünü çeken basın mensuplarını suçlayan Çoban, "Haberlerde ismim açıkça verilerek, şahsım ifşa edilmiştir. Haber kupürlerini saklıyorum, gereğini yapacağım." şeklinde konuştu.
Hakkında ifade veren Ö.I'ya, duruşma salonuna girerken "Bu da klimacı" şeklinde tanıtıldığını iddia eden Çoban, şöyle konuştu:
"Ben klima tamiri için gittiğim Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltına alındım. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde bana 27 gün 'klimacı' diye hitap ettiler. Tutuklanan askerlere 'Klimacı Levent'i tanıyor musunuz' diye sorulmuş. Artık herkes tarafından tanınıyorum. Bu konuda emniyet azami gayret gösteriyor. Bu tanık da benim hakkımda yalan beyanda bulunmuştur. Şimdi, 'Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'yi tanırım, abiliğini yapmıştım' desem savcının buna itibar etmesi gerekir mi? Hakkımda beyanda bulunan kişiyi tanımam, o da beni tanımaz. Cezaevi şartlarından kurtulmak için bana iftira atmıştır. Bu kişinin tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum."
Sanık Çoban, tanığın teşhis ettiği fotoğrafın kendisine ait olduğunu da kabul etti.
Duruşma, diğer tanık ve sanıkların dinlenilmesiyle devam ediyor.
Kaynak: AA
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Emre Arık duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbeci amirallerle irtibatının bulunduğu, onları darbe toplantılarına götürdüğü ve kaçtıkları dönemde sakladığı, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abisi" olduğu belirtilen tutuklu sanıklarından "Mert" kod isimli Yakup Dalkılıç, hakkında "2010 yılı KPSS sınavında usulsüzlük" yapıldığı iddiasıyla "silahlı terör örgütüne üye olmak", "dolandırıcılık ve sahtecilik" suçlamasıyla Ankara'da açılan davanın bu dosya ile birleştirilmesinden dolayı savunma yaptı.
Tanık ifadelerinde, örgüt içinde "genel müdür" seviyesinde olduğu iddia edilen, donanma davasının tutuklu sanıklarından "Mert" kod isimli Yakup Dalkılıç, ÖSYM tarafından 10-11 Temmuz 2010'da yapılan, genel yetenek, genel kültür ve eğitim bilimleri alanlarından oluşan KPSS'de soruların çalınmasına ve sınava girenlere dağıtılmasına ilişkin soruşturma kapsamında birleştirilen dosyada, kendisine yöneltilen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu zararına dolandırıcılık suçlamalarını kabul etmedi.
"2010'daki Genel Yetenek Sınavı'ndan 60 soruyu doğru yaptığı, Genel Kültür Sınavı'ndan ise 60 sorunun 50'sini bildiği, soru kitapçığında hiçbir karalama ve işlem yapmadan cevap kağıdına işaretleme yaptığı ve sınavda yüzde yüz soru cevaplayan çok sayıda şüpheli ile HTS kayıtlarının olduğu" tespit edilen Dalkılıç, savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Dalkılıç, 2009'da girdiği KPSS'den 83 puan aldığını ancak öğretmen olarak yerleştirilmediğini, 2010'da yeniden girdiği sınavdan ise 87 puan aldığını ancak sınavın iptal edildiğini söyledi.
Tekrar sınavına sağlık sorunları nedeniyle girmediğini ileri süren Dalkılıç, "2009 puanımla başvurduğum coğrafya öğretmenliğine atandım. Sınavlarda hiçbir usulsüzlük yapmadım. Soruları kendi bilgi ve birikimimle bildim. Soruları önceden görmüş olsaydım, tamamını doğru cevaplardım. Sınavda başarılı olmam suç sayılmış." diye konuştu.
KPSS'de yüksek puan alan 8 kişi ile irtibatının olduğu yönündeki suçlamaları cevaplandıran Dalkılıç, "Bunlar aynı şirkette birlikte çalıştığım kişilerdir. Bunlarla telefon irtibatımın olması gayet doğaldır." dedi.
Aracını sık sık Perşembe Pazarı olarak bilinen Milli İrade Meydanı'na park ettiğini ve Aydınkent İş Merkezi'ne alışverişe gittiğini, bu nedenle buralardan baz sinyallerinin alınmasının normal olduğunu öne süren Dalkılıç, MASAK raporuna göre sınava girenlerle para alış verişinin olmadığını ifade ederek, "Eğer sorularının cevaplarını ele geçirip satmış olsaydım para alırdım ve para transferi olurdu." diye konuştu.
Dalkılıç, İstanbul Sultanbeyli'de M.K'dan 82 bin 500 liraya arsa satın aldığını, para transferinin bundan kaynaklandığını ileri sürdü.
- Sanık Emrah Çoban
İddianamede hakkında, "Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği ve aralarında sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından sıkıyönetim direktifinde yapılan görevlendirmelerde bulunulduğu belirlenen eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral firari Ayhan Bay'ın kendisine ait aracıyla kaçmasına yardım ettiği, kalacak yer sağladığı ve temel ihtiyaçlarını karşıladığı iddia edilen "mahrem abi" konumundaki Emrah Çoban, örgütte üst düzey yönetici olduğu yönündeki tanık Ö.I'nın ifadesini cevapladı.
Arandığı dönemde klimacılık yapan ve Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nde arızalanan klimaları tamir ederken yakalanan tutuklu sanık Emrah Çoban, tanık Ö.I'nın, örgütte "Levent" kod adıyla üst düzeyde görevli olduğu yönündeki iddiasını kabul etmedi.
Hakkında yalan yanlış haberler yapıldığını ileri süren ve duruşmalara getirildiği sırada fotoğraf ve görüntüsünü çeken basın mensuplarını suçlayan Çoban, "Haberlerde ismim açıkça verilerek, şahsım ifşa edilmiştir. Haber kupürlerini saklıyorum, gereğini yapacağım." şeklinde konuştu.
Hakkında ifade veren Ö.I'ya, duruşma salonuna girerken "Bu da klimacı" şeklinde tanıtıldığını iddia eden Çoban, şöyle konuştu:
"Ben klima tamiri için gittiğim Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltına alındım. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde bana 27 gün 'klimacı' diye hitap ettiler. Tutuklanan askerlere 'Klimacı Levent'i tanıyor musunuz' diye sorulmuş. Artık herkes tarafından tanınıyorum. Bu konuda emniyet azami gayret gösteriyor. Bu tanık da benim hakkımda yalan beyanda bulunmuştur. Şimdi, 'Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'yi tanırım, abiliğini yapmıştım' desem savcının buna itibar etmesi gerekir mi? Hakkımda beyanda bulunan kişiyi tanımam, o da beni tanımaz. Cezaevi şartlarından kurtulmak için bana iftira atmıştır. Bu kişinin tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum."
Sanık Çoban, tanığın teşhis ettiği fotoğrafın kendisine ait olduğunu da kabul etti.
Duruşma, diğer tanık ve sanıkların dinlenilmesiyle devam ediyor.