Felç riskini azaltma yolları
Nöroloji Uzmanı Dr. Didem Er, felç risk faktörlerini taşıyan kişilerde birincil korunma tedavisi olarak tansiyon, kan şekeri ve yağların kontrol altında tutulması, egzersiz yapmaya dikkat edilmesi, bilinen kalp hastalığı varsa tedavisinin yapılması, sigara ve alkolden uzak durulması gerektiğini söyledi.
Medicana Samsun Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Didem Er, felç (inme) konusunda bilgi verdi. Uzman Dr. Er, 'İnme, beynin bir bölgesinde kan akımının engellenmesi ya da beyin damarından kanın dışarı sızması sonucu beyin dokusunda oluşan bir harabiyettir. İnme olgularının yüzde 80'i iskemiktir (Beyne kan akımını sağlayan damarlardan biri aniden pıhtı ile tıkanır), geri kalanı ise hemorajikdir (Beyin damarlarından biri ani şekilde yırtılır ve kan beyin dokusu içine sızar; buna halk arasında beyin kanaması denir.) Bunların sonucunda hastada 24 saatten uzun süren bir fonksiyon kaybı oluşur” dedi.
İnme sıklığı
İnmenin sadece gelişmiş ülkelerde değil, tüm dünyada koroner kalp hastalığı ve tüm kanserlerin ardından üçüncü sıklıkta gelen ölüm nedeni olduğunu belirten Uzman Dr. Er, “Ortalama olarak bir yılda, her bin kişide 2 yeni inmenin ortaya çıktığı hesaplanmıştır. Yaşlı popülasyonda (45-84 yaşlar) bu oran binde dörde çıkmaktadır. İnmenin toplumsal yükü çok ağırdır. İnmeli hastaların yüzde 20'si erken dönemde olmak üzere yüzde 30'u bir yıl içinde ölmekte, yaşayanların üçte biri de günlük işlerinde başkalarına muhtaç olarak yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Böylece inme, toplumda üçüncü en sık ölüm nedeni olmasının yanı sıra, erişkinlerde ilk sırada gelen maluliyet nedenidir. Nörolojik hastalıklar nedeniyle hastaneye yatan olguların yarısından fazlasını inmeli hastalar oluşturmaktadır. Nüfusu giderek yaşlanan ülkemizde de inmenin çok önemli ve önlenebilir bir sağlık sorunu olduğu açıktır' diye konuştu.
İnme belirtileri
İnme belirtileri hakkında bilgi veren Dr. Er, “Vücudun bir yarısında yüz, kol veya bacakta oluşan uyuşukluk, kuvvetsizlik, konuşma veya anlama sorunu, bir veya iki gözde görme sorunu, denge bozukluğu, yürüyememe, baş dönmesi, bulantı, kusma, şiddetli baş ağrısı, bilinç değişikliği inmenin sık görülen belirtileridir. Bazı kişilerde bu belirtiler çok kısa sürer ve sonra tamamen geçer. Bu duruma ‘geçici iskemik atak' denir. Rahatsızlık ihmal edilmemelidir çünkü bu kişilerin yüzde 40'ında ve 50'sinde bir yıl içinde inme geçirme riski vardır' şeklinde konuştu.
İnmeye yol açan sebepler
Uzm. Dr. Didem Er, inmeye yol açan sebepler hakkında şu bilgileri verdi:
'Yaş inme ile ilgili en önemli risk faktörüdür. İnme geçirenlerin yaklaşık yüzde 70'i, 65 yaşın üzerindedir. İnme insidensi 55 yaşından sonra her on yıl için iki kat artar. İnme erkeklerde kadınlardan daha fazla görülmektedir. Hipertansiyon iskemik inme için en önemli değiştirilebilir risk faktörüdür. Hipertansiyon varlığında iskemik inme sıklığı 4 kat artar. Arter basıncı azaldıkça belirli bir alt sınır bulunmaksızın inme riski de azalmaktadır. İnmelerin yaklaşık yüzde 60'ı hipertansiyona bağlanabilir. Çok sayıda kalp hastalığının inme riskini arttırdığı gösterilmiştir. Bunların arasında en önemli ve tedavi edilebilir etken atriyal fibrilasyondur (AF). Kardiyoembolik inmelerin yaklaşık yarısı AF'li hastalarda ortaya çıkmaktadır. AF inme riskini bağımsız olarak 3-5 kat arttırır. Diabetes mellitus damar tıkanıklığına yatkınlığı ve hipertansiyon, obezite, hiperlipidemi gibi diğer aterojenik risk faktörlerinin sıklığını arttırır. Diyabet inme riskini erkeklerde 1,8, kadınlarda ise 2,2 kez arttırır. Yüksek kolesterol düzeylerinin inme ve kalp hastalıkları riskini artırdığı bilinmektedir. Sigara içilmesi inme riskini yaklaşık iki kat arttırır. İçilen miktar arttıkça risk de artmaktadır. Sigaranın bırakılması ile inme riski hızla azalır ve 2-4 yıl içinde normale yaklaşır. Kan homosistein düzeyi genetik faktörler ile B6, B12 vitaminleri ve folik asit alımı tarafından belirlenir. Yüksek kan homosisteininin hem aterojenik hem de tromboza meyil oluşturan etkileri vardır. Hiperhomosisteinemi varlığında koroner kalp hastalıkları ve iskemik inme sıklığı artar. Karotis arterinde (şah damarı) hastalığı, önceden geçici iskemik atak geçirmek inme riskine yatkınlığı artırır. Obezite; kan basıncında, glisemide ve aterojenik kan lipidlerinde artışa yol açabilir ve bazı çalışmalarda bağımsız olarak inme insidensi ile ilişkili bulunmuştur.”
İnme riskini azaltma yolları
İnme riskini azaltma yollarına da değinen Uzman Dr. Er, şunları söyledi:
'Hiç inme geçirmemiş, ancak risk faktörlerini taşıyan kişilerde, birincil korunma tedavisi olarak tansiyon, kan şekeri ve yağlar kontrol altında tutulmalı, egzersiz yapmaya dikkat edilmeli, bilinen kalp hastalığı varsa tedavi edilmeli, sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Bunların dışında karotis damarı darlığı varsa dikkatle izlenmeli ve gerekiyorsa darlık giderilmelidir. Sonuç olarak inmeden korunmanın esasını yukarıda tanımlanan risk faktörlerinin giderilmesi oluşturmaktadır. Orta derecede fizik aktivite, kan basıncının azalması, kilo verilmesi, HDL kolesterolde artış, LDL kolesterolde azalma, insülin duyarlığında artış, glikoz toleransında düzelme, trombosit aggregabilitesinde azalma ve sigaranın bırakılmasını kolaylaştırma gibi olumlu etkilere sahiptir. Fizik aktivitede artışın, koroner kalp hastalığı sıklığını azaltmanın yanı sıra, bir çalışmaya göre sadece erkeklerde, başka bir çalışmaya göre ise her iki cinste inme riskini azalttığı gösterilmiştir. Sebze, meyve ve liflerden zengin yağ, özellikle de doymuş yağlardan fakir bir diyet genel olarak sağlığı korumak için tavsiye edilmektedir.'
Kaynak: İHA
İnme sıklığı
İnmenin sadece gelişmiş ülkelerde değil, tüm dünyada koroner kalp hastalığı ve tüm kanserlerin ardından üçüncü sıklıkta gelen ölüm nedeni olduğunu belirten Uzman Dr. Er, “Ortalama olarak bir yılda, her bin kişide 2 yeni inmenin ortaya çıktığı hesaplanmıştır. Yaşlı popülasyonda (45-84 yaşlar) bu oran binde dörde çıkmaktadır. İnmenin toplumsal yükü çok ağırdır. İnmeli hastaların yüzde 20'si erken dönemde olmak üzere yüzde 30'u bir yıl içinde ölmekte, yaşayanların üçte biri de günlük işlerinde başkalarına muhtaç olarak yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Böylece inme, toplumda üçüncü en sık ölüm nedeni olmasının yanı sıra, erişkinlerde ilk sırada gelen maluliyet nedenidir. Nörolojik hastalıklar nedeniyle hastaneye yatan olguların yarısından fazlasını inmeli hastalar oluşturmaktadır. Nüfusu giderek yaşlanan ülkemizde de inmenin çok önemli ve önlenebilir bir sağlık sorunu olduğu açıktır' diye konuştu.
İnme belirtileri
İnme belirtileri hakkında bilgi veren Dr. Er, “Vücudun bir yarısında yüz, kol veya bacakta oluşan uyuşukluk, kuvvetsizlik, konuşma veya anlama sorunu, bir veya iki gözde görme sorunu, denge bozukluğu, yürüyememe, baş dönmesi, bulantı, kusma, şiddetli baş ağrısı, bilinç değişikliği inmenin sık görülen belirtileridir. Bazı kişilerde bu belirtiler çok kısa sürer ve sonra tamamen geçer. Bu duruma ‘geçici iskemik atak' denir. Rahatsızlık ihmal edilmemelidir çünkü bu kişilerin yüzde 40'ında ve 50'sinde bir yıl içinde inme geçirme riski vardır' şeklinde konuştu.
İnmeye yol açan sebepler
Uzm. Dr. Didem Er, inmeye yol açan sebepler hakkında şu bilgileri verdi:
'Yaş inme ile ilgili en önemli risk faktörüdür. İnme geçirenlerin yaklaşık yüzde 70'i, 65 yaşın üzerindedir. İnme insidensi 55 yaşından sonra her on yıl için iki kat artar. İnme erkeklerde kadınlardan daha fazla görülmektedir. Hipertansiyon iskemik inme için en önemli değiştirilebilir risk faktörüdür. Hipertansiyon varlığında iskemik inme sıklığı 4 kat artar. Arter basıncı azaldıkça belirli bir alt sınır bulunmaksızın inme riski de azalmaktadır. İnmelerin yaklaşık yüzde 60'ı hipertansiyona bağlanabilir. Çok sayıda kalp hastalığının inme riskini arttırdığı gösterilmiştir. Bunların arasında en önemli ve tedavi edilebilir etken atriyal fibrilasyondur (AF). Kardiyoembolik inmelerin yaklaşık yarısı AF'li hastalarda ortaya çıkmaktadır. AF inme riskini bağımsız olarak 3-5 kat arttırır. Diabetes mellitus damar tıkanıklığına yatkınlığı ve hipertansiyon, obezite, hiperlipidemi gibi diğer aterojenik risk faktörlerinin sıklığını arttırır. Diyabet inme riskini erkeklerde 1,8, kadınlarda ise 2,2 kez arttırır. Yüksek kolesterol düzeylerinin inme ve kalp hastalıkları riskini artırdığı bilinmektedir. Sigara içilmesi inme riskini yaklaşık iki kat arttırır. İçilen miktar arttıkça risk de artmaktadır. Sigaranın bırakılması ile inme riski hızla azalır ve 2-4 yıl içinde normale yaklaşır. Kan homosistein düzeyi genetik faktörler ile B6, B12 vitaminleri ve folik asit alımı tarafından belirlenir. Yüksek kan homosisteininin hem aterojenik hem de tromboza meyil oluşturan etkileri vardır. Hiperhomosisteinemi varlığında koroner kalp hastalıkları ve iskemik inme sıklığı artar. Karotis arterinde (şah damarı) hastalığı, önceden geçici iskemik atak geçirmek inme riskine yatkınlığı artırır. Obezite; kan basıncında, glisemide ve aterojenik kan lipidlerinde artışa yol açabilir ve bazı çalışmalarda bağımsız olarak inme insidensi ile ilişkili bulunmuştur.”
İnme riskini azaltma yolları
İnme riskini azaltma yollarına da değinen Uzman Dr. Er, şunları söyledi:
'Hiç inme geçirmemiş, ancak risk faktörlerini taşıyan kişilerde, birincil korunma tedavisi olarak tansiyon, kan şekeri ve yağlar kontrol altında tutulmalı, egzersiz yapmaya dikkat edilmeli, bilinen kalp hastalığı varsa tedavi edilmeli, sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Bunların dışında karotis damarı darlığı varsa dikkatle izlenmeli ve gerekiyorsa darlık giderilmelidir. Sonuç olarak inmeden korunmanın esasını yukarıda tanımlanan risk faktörlerinin giderilmesi oluşturmaktadır. Orta derecede fizik aktivite, kan basıncının azalması, kilo verilmesi, HDL kolesterolde artış, LDL kolesterolde azalma, insülin duyarlığında artış, glikoz toleransında düzelme, trombosit aggregabilitesinde azalma ve sigaranın bırakılmasını kolaylaştırma gibi olumlu etkilere sahiptir. Fizik aktivitede artışın, koroner kalp hastalığı sıklığını azaltmanın yanı sıra, bir çalışmaya göre sadece erkeklerde, başka bir çalışmaya göre ise her iki cinste inme riskini azalttığı gösterilmiştir. Sebze, meyve ve liflerden zengin yağ, özellikle de doymuş yağlardan fakir bir diyet genel olarak sağlığı korumak için tavsiye edilmektedir.'