Eğitim Bir-Sen Başkanı Aksoy, 'İlk Öğretmenimiz Annemiz, Her Şeye Değer Sevginiz'
Eğitim Bir-Sen 1 nolu Şube Başkanı Tevfik Aksoy Anneler Günü nedeniyle basın açıklamasında bulundu.
Aksoy açıklamasında, “Anneler, varoluş kaynağımızın, sınırsız sevmenin, karşılıksız korumanın canlı anıtları, her birimizin ilk öğretmenidir. Bütün annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyor, hepsine sağlıklı ve uzun ömürler diliyoruz. Anne, ilâhî bağlanışın, şefkatle kucaklamanın, var etmek için yok olmayı bile göze alan fedakârlığın canlı temsilcileridir. Onlar, duygularını, sevgilerini, samimiyetlerini, vicdanlarını, dilin ifade etmede kifayetsiz kaldığı saf insanlıktır. İnsanlar arasında bizi bizden daha çok düşünen, bizi bizden daha çok seven sadece anne kalbidir. Her insan, anne vasıtasıyla yaşama yönelir. Anne, hayatta gideceği istikameti bilmeyen çocuğa yön gösteren, onun geleceğini aydınlatan sönmeyen bir meşaledir. Toplumun temel taşı olan ailenin kurucu, koruyucu, yönlendirici temel unsuru annedir. Daha fazla üretim ve kâr için iş birliği yapan kapitalizm ve modernizm, aileye ve dayanaklarına zarar verdi. Toplumu oluşturan aile bağları çözülünce, insanlar toplumsallıktan giderek uzaklaştı, hayata birey olarak tutunmak zorunda kaldı. Birey olmayı aileden kopmanın kaçınılmaz kaderi olarak yaşayan insan, yardımsız, sevgisiz ortamda ‘biz’den bencilliğe, sevginin müsamahasından şiddetin yıkıcılığına kaydı; kalpleri onaran inşacı ruh kayboldu, gönül yıkan asabiyet her tarafı kasıp kavurdu ve kavurmaya devam etmektedir.
Seküler toplumlarda, bu sebeplerin yol açtığı marazi durumlar bugün ayyuka çıkmış, insanın insanda değer bulamadığı bir düzlemde, insan, sığınacağı başka alternatifler bulmak zorunda kalmıştır. Toplumların çöküşü, insanları birbirine bağlayan en büyük dayanak olan annelik mefhumunun iflası; anneliğin, bir yük, bir zahmet, sosyal hayattan kopuş gibi kapitalist illüzyonlarla dejenere edilmesi, annelik algısının darbe alması, toplumun en büyük direğini yıkmış, ailenin varlığını tehlikeye atmıştır.
Yaşanan bu acı tecrübelerden ders çıkararak, ülkemizde hiçbir surette aile zemininin bozulmasına, hasar görmesine müsaade edilmemelidir. Fertlerin birbirine sevgiyle bağlı oldukları aile yapımızı koruyarak toplumu güçlü tutmalı; her anneyi bir okul olarak görmeli, her insanın ilk eğitimini aldığı annelik okulunun başarılı birer öğrencisi olarak hayata kaldığı yerden devam edeceği müfredatlar yazmalıyız. Bizi millet kılan hassasiyetlerin ilk duygusal bağları annemizin eliyle aile içinde teşekkül eder. Ailenin çocuğa aşıladığı değer, çocuğun kişiliğini üzerine inşa ettiği en önemli mihenktir. Aileyi bütünleyen çevre şartları, gelişimi en uç noktaya taşıyacak açık bir okuldur. Anne, aile ve mahalle bizi toplum olarak bugünlere getiren, Anadolu’yu bize yurt yapan, tüm değerlerimizi kuşanmamızı sağlayan, mazlumların umudu olacak potansiyeli yükleyen en büyük gücümüzdür. Hem fert hem de millet olarak, güçlü, verimli olmak için aile bağlarımızın asla zayıflamaması gerekir.Aile bağları ve eğitimi ile güçlenen milletin varoluş temellerini genel anlamda kadınlarımız, özel anlamıyla da annelerimiz inşa eder. Sevgi, inanç, hürmet, umut, sabır gibi erdemleri, ilk olarak onlardan öğreniriz. Annesizlik, umutsuzluğun, güvensizliğin, sevgisizliğin yayılmasına yol açar. Onlar verdikleri terbiye ile çocuklarını, çocukları üzerinden bütün bir milleti hayata hazırlarlar. Onlar, varlığımızın, hayatımızın gerçek mimarları, öğretmenleridir. O nedenle de annelerimiz gerçekten kutsal varlıklardır. Biz ne kadar büyürsek büyüyelim onların taşıdığı ve temsil ettiği anlam asla küçülmez, değerini yitirmez. Hatta varlığımızın vazgeçilmez unsurlarını annemize yakıştırarak, onunla bütünleştirerek ifade ederiz; ‘Ana dil’, ‘ana yurt’, ‘ana vatan’, ‘anayasa’ gibi. Özellikle ana vatanımız olan Anadolu’da bu böyledir. Annelerimiz, varlığımızın tarihi, dinî, kültürel değerlere isnat eden anlamının canlı sembolüdür. Tarih ve dinle derin bağlarımız sebebiyle analarımızı baş tacı ederiz. İnsani ve millî değerlerin eğitimine önem veren Eğitim-Bir-Sen olarak, bugünün ve gelecek kuşakların çocuklarını ahlaki yetilerle donatacak olanların anneler olduğunun bilincindeyiz. Anneliğin ulvi bir makam olduğuna inanıyoruz. Bu inançla, çocukların ve anneleri nezdinde hep çocuk kalan herkesin, onlara karşı görevlerini tam ifa etmelerinin bir inanç ve insanlık sorumluluğu olduğunu hatırlatıyor; tüm annelerimizin ellerinden öpüyor ve onlara hürmetlerimizi sunuyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
Seküler toplumlarda, bu sebeplerin yol açtığı marazi durumlar bugün ayyuka çıkmış, insanın insanda değer bulamadığı bir düzlemde, insan, sığınacağı başka alternatifler bulmak zorunda kalmıştır. Toplumların çöküşü, insanları birbirine bağlayan en büyük dayanak olan annelik mefhumunun iflası; anneliğin, bir yük, bir zahmet, sosyal hayattan kopuş gibi kapitalist illüzyonlarla dejenere edilmesi, annelik algısının darbe alması, toplumun en büyük direğini yıkmış, ailenin varlığını tehlikeye atmıştır.
Yaşanan bu acı tecrübelerden ders çıkararak, ülkemizde hiçbir surette aile zemininin bozulmasına, hasar görmesine müsaade edilmemelidir. Fertlerin birbirine sevgiyle bağlı oldukları aile yapımızı koruyarak toplumu güçlü tutmalı; her anneyi bir okul olarak görmeli, her insanın ilk eğitimini aldığı annelik okulunun başarılı birer öğrencisi olarak hayata kaldığı yerden devam edeceği müfredatlar yazmalıyız. Bizi millet kılan hassasiyetlerin ilk duygusal bağları annemizin eliyle aile içinde teşekkül eder. Ailenin çocuğa aşıladığı değer, çocuğun kişiliğini üzerine inşa ettiği en önemli mihenktir. Aileyi bütünleyen çevre şartları, gelişimi en uç noktaya taşıyacak açık bir okuldur. Anne, aile ve mahalle bizi toplum olarak bugünlere getiren, Anadolu’yu bize yurt yapan, tüm değerlerimizi kuşanmamızı sağlayan, mazlumların umudu olacak potansiyeli yükleyen en büyük gücümüzdür. Hem fert hem de millet olarak, güçlü, verimli olmak için aile bağlarımızın asla zayıflamaması gerekir.Aile bağları ve eğitimi ile güçlenen milletin varoluş temellerini genel anlamda kadınlarımız, özel anlamıyla da annelerimiz inşa eder. Sevgi, inanç, hürmet, umut, sabır gibi erdemleri, ilk olarak onlardan öğreniriz. Annesizlik, umutsuzluğun, güvensizliğin, sevgisizliğin yayılmasına yol açar. Onlar verdikleri terbiye ile çocuklarını, çocukları üzerinden bütün bir milleti hayata hazırlarlar. Onlar, varlığımızın, hayatımızın gerçek mimarları, öğretmenleridir. O nedenle de annelerimiz gerçekten kutsal varlıklardır. Biz ne kadar büyürsek büyüyelim onların taşıdığı ve temsil ettiği anlam asla küçülmez, değerini yitirmez. Hatta varlığımızın vazgeçilmez unsurlarını annemize yakıştırarak, onunla bütünleştirerek ifade ederiz; ‘Ana dil’, ‘ana yurt’, ‘ana vatan’, ‘anayasa’ gibi. Özellikle ana vatanımız olan Anadolu’da bu böyledir. Annelerimiz, varlığımızın tarihi, dinî, kültürel değerlere isnat eden anlamının canlı sembolüdür. Tarih ve dinle derin bağlarımız sebebiyle analarımızı baş tacı ederiz. İnsani ve millî değerlerin eğitimine önem veren Eğitim-Bir-Sen olarak, bugünün ve gelecek kuşakların çocuklarını ahlaki yetilerle donatacak olanların anneler olduğunun bilincindeyiz. Anneliğin ulvi bir makam olduğuna inanıyoruz. Bu inançla, çocukların ve anneleri nezdinde hep çocuk kalan herkesin, onlara karşı görevlerini tam ifa etmelerinin bir inanç ve insanlık sorumluluğu olduğunu hatırlatıyor; tüm annelerimizin ellerinden öpüyor ve onlara hürmetlerimizi sunuyoruz” dedi.