'Dünya Ekonomi Forumu 2018 Küresel Risk Raporu' Kamuoyuyla Paylaşıldı
Küresel riskler arasında çevreyle ilişkili risklerin ağırlığını arttığını ortaya koyan 2018 Küresel Riskler Raporu kapsamında yapılan ankete katılan uzman ve yöneticilerin yüzde 59’u küresel risklerin arttığını belirtiyor.
Her yıl Davos Zirvesi öncesinde açıklanan ’Dünya Ekonomi Forumu 2018 Yılı Küresel Riskler Raporu’, TÜSİAD ve Marsh iş birliğiyle yapılan etkinlikte kamuoyuyla paylaşıldı. Raporda ağırlıklı olarak 2018’de güçlü ekonomik büyüme beklentisinin liderlere sistemlerin karşı karşıya olduğu zaafların üstesinden gelme noktasında fırsat sunduğu vurgulanıyor. Bununla birlikte rapor kapsamında düzenlenen yıllık Küresel Riskler Algı Anketi, uzmanların yüksek risk altında geçecek bir yıla daha hazırlandığını ortaya koyuyor. Anket kapsamında görüşlerine başvurulan bin katılımcıya 2018’de yaşanacak risk eğilimleri soruldu. Ankete kanıtların yüzde 59’u risklerin artacağı yönünde görüş bildirirken yüzde 7’lik kesim risklerin azalacağı yönünde görüş bildirdi.
Katılımcıların yüzde 93’ünün küresel arenada yer alan büyük oyuncular arasındaki siyasi veya ekonomik cepheleşmelerin daha da kötüleşmesini bekliyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 80’i büyük oyuncuları içine alan savaşlarla bağlantılı risklerde artış öngörüyor. Raporda 2018’deki karamsar tablonun kısmen jeopolitik ortamda yaşanan kötüleşmeden kaynaklı olduğu yorumu yapılıyor.
Raporda ayrıca uzmanların 30 küresel risk arasında yaptığı öncelik sıralamasına da yer veriliyor. Bu sıralamaya göre şiddetli hava şartları, biyo-çeşitlilik kaybı ve ekosistemde çöküş, büyük doğal afetler, insan eliyle yaratılan çevre felaketleri ve iklim değişikliği olmak üzere iklim değişikliği odaklı beş riskin üst sıralarda yer aldığı belirtiliyor. Yıllık Küresel Riskler Algı Anketinin bir diğer çarpıcı sonucu da siber tehditlerin öneminin artması. Anket sonuçları kapsamında siber bağımlılığın gelecek 10 yıllık dönemde küresel risk ortamını biçimlendiren en önemli ikinci etken olacağı değerlendirmesi yapılıyor. Raporda ekonomik risklerin öneminin bu yıl belirli ölçüde azalmış olması kapsamında uzmanlar tarafından küresel GSYİH büyüme oranlarına kaydedilen iyileşmenin küresel ekonomik ve finansal sistemlerde süreklilik arz eden yapısal risklere müsamaha gösterilmesine yol açacağı endişesine dikkat çekiliyor.
Küresel Riskler Raporu’nda, herhangi bir tahmin anlamına gelmemekle birlikte dünya liderlerinin dünyayı hızla ve radikal bir şekilde değişime uğratabilecek olası gelecek şokları değerlendirmeleri için teşvik etmek üzere 10 kısa senaryo yer alıyor. Bu senaryolar şu şekilde sıralandı:
"Sert hasat: Eşzamanlı tahıl üretimi sorunları küresel gıda tedarikinin yeterliliğini tehdit eder.
İnternetin karmaşıklaşması: Yapay zekanın “zararlı otları” yaygınlaşarak internetin performansını baskı altına alır.
Ticaretin ölümü: Ticaret savaşları patlak verir ve uluslararası kuruluşlar bunlara müdahale etmekte fazla zayıf kalır.
Demokrasinin çöküşü: Yeni popülizm dalgaları, bir ya da daha fazla gelişmiş demokraside toplumsal düzeni tehdit eder.
Mutlak tükenme: İnsansız gemiler yasadışı balıkçılığı yeni - ve sürdürülebilirlik açısından çok daha olumsuz - seviyelere taşır.
Uçurumun kenarında: Bir başka finansal kriz politik müdahaleleri çıkmaza sokar ve kaos ortamını tetikler.
Eşitsizliğin derinleşmesi: Biyo-mühendislik ve bilişsel kapasiteyi geliştiren ilaçlar, sahip olanlar ve olmayanlar arasındaki uçurumu derinleştirir.
Kuralsız savaş: Siber savaş kuralları hakkında mutabakatın olmadığı bir ortamda devletlerarası çatışmalar umulmadık bir şekilde tırmanır.
Kimlik jeopolitiği: Jeopolitik hareketlilik nedeniyle, ulusal kimlik çatışması sınırlarda artan bir gerilim kaynağı haline gelir.
Duvarların örülmesi: Siber saldırılar, korumacılık ve mevzuat uyuşmazlıkları, internetin bölümlere ayrılmasına yol açar."
Kaynak: İHA
Katılımcıların yüzde 93’ünün küresel arenada yer alan büyük oyuncular arasındaki siyasi veya ekonomik cepheleşmelerin daha da kötüleşmesini bekliyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 80’i büyük oyuncuları içine alan savaşlarla bağlantılı risklerde artış öngörüyor. Raporda 2018’deki karamsar tablonun kısmen jeopolitik ortamda yaşanan kötüleşmeden kaynaklı olduğu yorumu yapılıyor.
Raporda ayrıca uzmanların 30 küresel risk arasında yaptığı öncelik sıralamasına da yer veriliyor. Bu sıralamaya göre şiddetli hava şartları, biyo-çeşitlilik kaybı ve ekosistemde çöküş, büyük doğal afetler, insan eliyle yaratılan çevre felaketleri ve iklim değişikliği olmak üzere iklim değişikliği odaklı beş riskin üst sıralarda yer aldığı belirtiliyor. Yıllık Küresel Riskler Algı Anketinin bir diğer çarpıcı sonucu da siber tehditlerin öneminin artması. Anket sonuçları kapsamında siber bağımlılığın gelecek 10 yıllık dönemde küresel risk ortamını biçimlendiren en önemli ikinci etken olacağı değerlendirmesi yapılıyor. Raporda ekonomik risklerin öneminin bu yıl belirli ölçüde azalmış olması kapsamında uzmanlar tarafından küresel GSYİH büyüme oranlarına kaydedilen iyileşmenin küresel ekonomik ve finansal sistemlerde süreklilik arz eden yapısal risklere müsamaha gösterilmesine yol açacağı endişesine dikkat çekiliyor.
Küresel Riskler Raporu’nda, herhangi bir tahmin anlamına gelmemekle birlikte dünya liderlerinin dünyayı hızla ve radikal bir şekilde değişime uğratabilecek olası gelecek şokları değerlendirmeleri için teşvik etmek üzere 10 kısa senaryo yer alıyor. Bu senaryolar şu şekilde sıralandı:
"Sert hasat: Eşzamanlı tahıl üretimi sorunları küresel gıda tedarikinin yeterliliğini tehdit eder.
İnternetin karmaşıklaşması: Yapay zekanın “zararlı otları” yaygınlaşarak internetin performansını baskı altına alır.
Ticaretin ölümü: Ticaret savaşları patlak verir ve uluslararası kuruluşlar bunlara müdahale etmekte fazla zayıf kalır.
Demokrasinin çöküşü: Yeni popülizm dalgaları, bir ya da daha fazla gelişmiş demokraside toplumsal düzeni tehdit eder.
Mutlak tükenme: İnsansız gemiler yasadışı balıkçılığı yeni - ve sürdürülebilirlik açısından çok daha olumsuz - seviyelere taşır.
Uçurumun kenarında: Bir başka finansal kriz politik müdahaleleri çıkmaza sokar ve kaos ortamını tetikler.
Eşitsizliğin derinleşmesi: Biyo-mühendislik ve bilişsel kapasiteyi geliştiren ilaçlar, sahip olanlar ve olmayanlar arasındaki uçurumu derinleştirir.
Kuralsız savaş: Siber savaş kuralları hakkında mutabakatın olmadığı bir ortamda devletlerarası çatışmalar umulmadık bir şekilde tırmanır.
Kimlik jeopolitiği: Jeopolitik hareketlilik nedeniyle, ulusal kimlik çatışması sınırlarda artan bir gerilim kaynağı haline gelir.
Duvarların örülmesi: Siber saldırılar, korumacılık ve mevzuat uyuşmazlıkları, internetin bölümlere ayrılmasına yol açar."