Radyoterapideki Gelişmeler, Kanser Tedavilerindeki Yan Etkileri Azaltıyor

Dünyada her yıl 14 milyon kişinin yakalandığı ve 8,2 milyon kişinin ölümüne sebep olan kanser, Türkiye’de de halen en önemli sağlık sorunlarından birisi. Radyasyon ile tedavi yöntemleri kanser tedavisinde en önemli parçalardan biri. Teknolojik gelişmelere paralel olarak hızla ilerleyen radyasyon onkolojisi halen neredeyse tüm kanser tiplerinin tedavisinde, her evrede yer almakta ve hastalarda ciddi yan etkiler oluşturmadan tedavi sonuçlarını önemli ölçüde etkiliyor.

Radyoterapideki Gelişmeler, Kanser Tedavilerindeki Yan Etkileri Azaltıyor
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, kanser görüntüleme yöntemleri ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler görüntü kılavuzluğunda üç boyutlu, yoğunluk ayarlı, hacimsel yoğunluk ayarlı ark radyoterapi olanakları sunduğunu belirterek, "Ayrıca hareketli organ ve tümörlerin daha iyi tanımlanmaları ve tedavilerini sağlayan 4 boyutlu görüntüleme yöntemleri ile akciğer ve karın içi solunumla hareket eden tümörlerin radyoterapisinde önemli mesafe kat edilmiştir. Özellikle bu gelişmeler sayesinde radyasyon onkologlarının riskli organları ve normal dokuları çok daha iyi koruyarak-etkili tedavi yapabilmeleri, daha az yan etki ile tedavileri tamamlayabilmeleri mümkün olmaktadır. Teknolojideki gelişmeler sayesinde organ hareketleri de takip edilerek görüntü kılavuzluğunda radyoterapi uygulamaları yapılabilmektedir. Radyoterapinin kanser tedavisindeki artan rolü ile birlikte yüz güldürücü sonuçlara ulaşılmıştır" dedi.

Tarama programları erken teşhise imkan sağlıyor

Son kanser istatistiklerine göre sigara içme oranında düşmeler gözlense de erkeklerde görülen en sık kanserin akciğer bölgesi kanserleri olduğunun altını çizen Sağlam, "Sigara içen bireylere uygulanmaya başlayan tarama programları da erken evrede çok sayıda kanser teşhis edilebilmesinin yolunu açmıştır. Akciğer yerleşimli kanserlerde cerrahi önemli bir tedavi seçeneğiyken, günümüzde özellikle genel durumu, yaşı, diğer hastalıkları sebebiyle ameliyat olamayacak hastalar için hedeflenmiş yoğun dozu belli bir noktaya vererek yapılan özel tekniklerle, örneğin stereotaktik ablatif beden radyoterapi -hedefe yönelik yoğun radyoterapi- seçilmiş erken evre akciğer kanserleri hastalarında, cerrahi sonuçlarla benzer şekilde %90’lara varan tedavi şansı söz konusu olabilmektedir. Günümüzde pek çok deneyimli merkezde yapılan stereotaktik radyoterapi, radyoterapi ile tedavide önemli bir kapı açmıştır. Cerrahi için uygun olmayan hastalardaki erken dönem başarılı sonuçlardan yola çıkarak, cerrahi için uygun olan hastalarda da ameliyatsız, tedavi seçeneği olarak sunulmaya başlanmış ve cerrahi ile benzer şekilde hastalıktan kurtulmayı mümkün kıldığı görülmektedir. Ameliyat ve getirdiği risklere göre herhangi bir yan etki gözlenmezken tedavi hızla yapılabilmekte, seçilmiş hastalarda uygun şekilde yapıldığında minimum risk taşımakta, ayrıca solunum sıkıntısı olan ve yaşlı hastalarda da uygulanması önünde engel bulunmamaktadır" dedi.

Akciğer kanserinde uygulanan hedefe yönelik, yok edici nitelikteki yoğun radyasyon yöntemi "Stereotaktik Ablatif Beden Radyoterapisi" ile tedavi şansının yüzde 90’lara ulaştığını kaydeden Sağlam, "Evre I akciğer tümörlerinde radyoterapi teknolojisindeki gelişimlere paralel olarak belli bir odağı hedefleyerek yüksek-etkili dozu uygulamak mümkün olmuştur. Özellikle sigara içimi sonrası akciğer fonksiyonları da bozulan hastalarda nefes darlığı ve solunum fonksiyon testleri düşer, anestezi uygulamak mümkün olmayabilir. Hastalarda teknik olarak cerrahi ile tümörlü bölüm çıkarılabilirken (lobektomi vb..) ameliyat tıbbi sebeplerle yapılamayabilmektedir. Özellikle bu grup hastalarda radyoterapi ile cerrahi tedavilerle benzer şekilde hastalığın kontrol edilmesi mümkün olmaktadır. Stereotaktik beden radyoterapisi denilen teknik ile cerrahi müdahale gibi invavif işlemler uygulamadan, anestezi gereksinimi olmadan ve solunum fonksiyon testleri düşük hastalarda dahi güvenle kullanılabilir. En sık uygulanan şekli ile akciğerin orta kısımlarında yerleşimli olmayan tümörlerde 3 kez tedavi ile yüksek dozlu - etkin tedavi mümkündür. Bilimsel verilere bakıldığında %88-95 oranında hastalığı bulunduğu bölgede kontrol etmek mümkün olabilmektedir. Özellikle 3 cm altında ve uygun yerleşimli tümörlerde kontrol olasılığı daha da yüksektir. Akciğer orta kısmında yerleşimli tümörlerde de son dönemlerde uygulanmaya başlanmış olup tedavi sayısı daha arttırılmakta, 3-8 kez ışınlama gibi farklı şemalar uygulanabilmektedir. Stereotaktik beden radyoterapi oldukça az yan etki görülen bir tedavi şekli olup tedavi gerektiren zatüre yüzde 3-9, kaburga kırıkları yüzde 2-3 gibi görülebilmektedir. Bununla beraber merkezi yerleşimli tümörlerde uygulamalara daha dikkat edilmelidir" dedi.

Kaynak: İHA