'Süper İyi Günler' Seyirciyle Buluşacak
Asperger sendromlu Christopher Boone'un sıra dışı öyküsünü anlatan 'Süper İyi Günler' başlıklı romandan uyarlanan oyun, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle sonbaharda Uniq İstanbul'da izlenime sunulacak Tiyatrokare Genel Sanat Yönetmeni Sabancı: 'Oyun, seyirciyi otizmli bir gencin yoğun duygu dünyasını keşfe davet edecek. Aynı zamanda şu an dünyada hightech kullanımı ile öne çıkan Singapur, Çin ve Japonya gibi ülkelerle eş zamanlı olarak sahnelenecek'
Tiyatrokare'nin, Asperger sendromlu Christopher Boone'un sıra dışı öyküsünü anlatan aynı isimli romandan tiyatroya uyarladığı "Süper İyi Günler" oyunu, sonbaharda seyirciyle buluşacak.
Mark Hoddon'un kaleme aldığı romandan uyarlanan oyun, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle Uniq İstanbul'da sahneye taşınacak.
Uniq İstanbul Çinili Köşk'te düzenlenen oyunun tanıtım toplantısında projeye ilişkin açıklamada bulunan Tiyatrokare Genel Sanat Yönetmeni Nedim Saban, "2003 Whitbread Ödülü" alan "Süper İyi Günler" romanının daha önce Simon Stephens tarafından oyunlaştırıldığını, Broadway ve Londra tiyatrolarında birçok kez sahnelendiğini söyledi.
- "Oyun 3 boyutlu animasyon tekniğiyle sahnelenecek"
Saban, oyunun Türkiye'de, Türk tiyatrosunda daha önce hiç kullanılmamış 3 boyutlu animasyon tekniğiyle sergileneceğini belirterek, "Oyun, seyirciyi otizmli bir gencin yoğun duygu dünyasını keşfe davet edecek. Aynı zamanda şu an dünyada hightech kullanımı ile öne çıkan Singapur, Çin ve Japonya gibi ülkelerle eş zamanlı olarak sahnelenecek." dedi.
Proje kapsamında otistik çocukların eğitimlerine katıldıklarını da dile getiren Saban, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu süreçte onları ötekileştirmeden sevmeyi öğrendik. Baştaki şefkat duygularımız, hayranlığa dönüştü. Anladık ki bu oyununun kahramanını koşulsuz sever ve onunla arkadaş olabilirsek, dünyadaki tüm ötekileri, öteki olarak gördüklerimizi seveceğiz. Belki de öteki olan, duygularını, düşlerini yitiren biziz. Otizmli bireyler göz teması kuramıyorlar, içlerine kapanıyorlar; peki ya biz? Gerçekten göz teması kurabiliyor, görebiliyor muyuz? Yoksa akıllı telefonun aptallaştırdığı insanlardan mıyız?"
Saban, projenin desteklenmesi adına yaklaşık 300 farklı şirketle diyalog kurulduğundan bahsederek, "Neredeyse 50'ye yakın toplantı yapıldı. Bazı kurum ve kuruluşlar farklı sosyal sorumluluk alanları nedeniyle katılamadılar ama bizi gerçekten yüreklendirdiler. Bazıları ise salt algı yönetimi nedeniyle projeden uzak durdular. Otizm bir hastalık değil ama farz edin öyle olsun ama yine de bazı firmaların hastalık gerçeğinden uzak durmaları anlaşılabilir değil." yorumunda bulundu.
- "Tiyatroların artık endüstrileşmesi için markalaşması gerekiyor"
Proje koordinatörü Halim Ercan da sinema gibi tiyatroların da artık endüstrileşmesi gerektiğinin altını çizerek, "Tüm dünya şu anda artık Sanayi 4.0'ı konuşuyor. Bizler ise tiyatro olarak neden inovasyonu, sürdürülebilirliği konuşmuyoruz? Tiyatroların artık endüstrileşmesi için markalaşması gerekiyor. Markalaşması da ancak farklı kurumların desteği ile mümkün olabilecek." ifadelerini kullandı.
Ercan, "Süper İyi Günler" adlı oyunun sürdürülebilir olması açısından proje kapsamında bir kuşak oluşturduklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Oyunda bir logo kuşağımız var ve tamamen teknolojiyi, interneti, dijitalleşmeyi kullanıyoruz. Sanatla beraber markanın da buluştuğu bir alan yaratmaya çalışıyoruz. Bu anlamda da nasıl metro istasyonlarında afişlerle, bilboardlarla markalara maruz kalıyorsak, oyun içinde markaları dijital olarak entegre edeceğiz. Yani bizi destekleyen tüm markalar oyunun içinde bir sistemimiz var."
- "Tiyatroda doğru içerik üretebilmek çok önemli"
Uniq İstanbul Genel Müdürü Sonay Yücel de Uniq Hall olarak iddialı oyunlara ev sahipliği yapmak istediklerine işaret ederek, "Türkiye'de sergilenmesi zor olan oyunları buraya getirip, seyirciyle buluşturmak istiyoruz. Süper İyi Günler de hayalini kurduğumuz oyunlardan biri, hem içerik olarak hem de teknik olarak." diye konuştu.
Yücel, oyunun teknolojik alt yapı bakımından zor bir yapım olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'de artık güzel salonlar yapılmaya başlandı ama salon yapmakla bitmiyor. Doğru içerik üretebilmek çok önemli. Bu içerikleri de koyabilmek de tabii ki tiyatrocuların ve özel tiyatroların gücünü aşan bir durum. Bazı oyunların, hayallerin gerçekleşebilmesi sadece sponsor katkıları ile mümkün olabilen durumlar. Bu projede de katkıları olan sponsorlara çok teşekkür ederim."
Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer de, toplumun birçok kesiminin otizmi bilmediğine dikkati çekerek, "Türkiye'de her 10 kişiden 8'i otizmin belirtilerini maalesef bilmiyor ve anlatmak için de yolumuz var. Bunları anlatmanın en güzel araçları da aslında sanat." dedi.
Toplantıya, Asperger sendromlu 14 yaşındaki Mesut Uygun da katılarak, otomobil çizimlerini katılımcılarla paylaştı.
- Proje hakkında
Nedim Saban'ın çevirmenliğini ve yönetmenliğini üstlendiği "Süper İyi Günler" oyununun kahramanının 5 kırmızı otomobili yan yana gördüğü günlerin "süper iyi" geçeceğine inanmasından yola çıkan Tiyatrokare ekibi, otizmde farkındalık oluşturmak amacıyla kırmızı bir otomobille yola çıktı.
Proje kapsamında Nedim Saban ve Halim Ercan, kırmızı bir otomobille bir yandan İstanbul sokaklarında otizmle ilgili broşür dağıtırken, diğer yandan arabalarında ralli pilotu Murat Bostancı, oyuncular Beste Bereket, Gürgen Öz, Melek Baykal, Yeliz Kuvancı, Celile Toyon, Derya Beşerler, Gripin Grubu'nun solisti Birol Namoğlu ile Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, Kurucu Başkan Yardımcısı Aylin Sezgin ve otizmli 20 yaşındaki milli yüzücü Cem Sezgin'i ağırladı.
Kaynak: AA
Mark Hoddon'un kaleme aldığı romandan uyarlanan oyun, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle Uniq İstanbul'da sahneye taşınacak.
Uniq İstanbul Çinili Köşk'te düzenlenen oyunun tanıtım toplantısında projeye ilişkin açıklamada bulunan Tiyatrokare Genel Sanat Yönetmeni Nedim Saban, "2003 Whitbread Ödülü" alan "Süper İyi Günler" romanının daha önce Simon Stephens tarafından oyunlaştırıldığını, Broadway ve Londra tiyatrolarında birçok kez sahnelendiğini söyledi.
- "Oyun 3 boyutlu animasyon tekniğiyle sahnelenecek"
Saban, oyunun Türkiye'de, Türk tiyatrosunda daha önce hiç kullanılmamış 3 boyutlu animasyon tekniğiyle sergileneceğini belirterek, "Oyun, seyirciyi otizmli bir gencin yoğun duygu dünyasını keşfe davet edecek. Aynı zamanda şu an dünyada hightech kullanımı ile öne çıkan Singapur, Çin ve Japonya gibi ülkelerle eş zamanlı olarak sahnelenecek." dedi.
Proje kapsamında otistik çocukların eğitimlerine katıldıklarını da dile getiren Saban, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu süreçte onları ötekileştirmeden sevmeyi öğrendik. Baştaki şefkat duygularımız, hayranlığa dönüştü. Anladık ki bu oyununun kahramanını koşulsuz sever ve onunla arkadaş olabilirsek, dünyadaki tüm ötekileri, öteki olarak gördüklerimizi seveceğiz. Belki de öteki olan, duygularını, düşlerini yitiren biziz. Otizmli bireyler göz teması kuramıyorlar, içlerine kapanıyorlar; peki ya biz? Gerçekten göz teması kurabiliyor, görebiliyor muyuz? Yoksa akıllı telefonun aptallaştırdığı insanlardan mıyız?"
Saban, projenin desteklenmesi adına yaklaşık 300 farklı şirketle diyalog kurulduğundan bahsederek, "Neredeyse 50'ye yakın toplantı yapıldı. Bazı kurum ve kuruluşlar farklı sosyal sorumluluk alanları nedeniyle katılamadılar ama bizi gerçekten yüreklendirdiler. Bazıları ise salt algı yönetimi nedeniyle projeden uzak durdular. Otizm bir hastalık değil ama farz edin öyle olsun ama yine de bazı firmaların hastalık gerçeğinden uzak durmaları anlaşılabilir değil." yorumunda bulundu.
- "Tiyatroların artık endüstrileşmesi için markalaşması gerekiyor"
Proje koordinatörü Halim Ercan da sinema gibi tiyatroların da artık endüstrileşmesi gerektiğinin altını çizerek, "Tüm dünya şu anda artık Sanayi 4.0'ı konuşuyor. Bizler ise tiyatro olarak neden inovasyonu, sürdürülebilirliği konuşmuyoruz? Tiyatroların artık endüstrileşmesi için markalaşması gerekiyor. Markalaşması da ancak farklı kurumların desteği ile mümkün olabilecek." ifadelerini kullandı.
Ercan, "Süper İyi Günler" adlı oyunun sürdürülebilir olması açısından proje kapsamında bir kuşak oluşturduklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Oyunda bir logo kuşağımız var ve tamamen teknolojiyi, interneti, dijitalleşmeyi kullanıyoruz. Sanatla beraber markanın da buluştuğu bir alan yaratmaya çalışıyoruz. Bu anlamda da nasıl metro istasyonlarında afişlerle, bilboardlarla markalara maruz kalıyorsak, oyun içinde markaları dijital olarak entegre edeceğiz. Yani bizi destekleyen tüm markalar oyunun içinde bir sistemimiz var."
- "Tiyatroda doğru içerik üretebilmek çok önemli"
Uniq İstanbul Genel Müdürü Sonay Yücel de Uniq Hall olarak iddialı oyunlara ev sahipliği yapmak istediklerine işaret ederek, "Türkiye'de sergilenmesi zor olan oyunları buraya getirip, seyirciyle buluşturmak istiyoruz. Süper İyi Günler de hayalini kurduğumuz oyunlardan biri, hem içerik olarak hem de teknik olarak." diye konuştu.
Yücel, oyunun teknolojik alt yapı bakımından zor bir yapım olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'de artık güzel salonlar yapılmaya başlandı ama salon yapmakla bitmiyor. Doğru içerik üretebilmek çok önemli. Bu içerikleri de koyabilmek de tabii ki tiyatrocuların ve özel tiyatroların gücünü aşan bir durum. Bazı oyunların, hayallerin gerçekleşebilmesi sadece sponsor katkıları ile mümkün olabilen durumlar. Bu projede de katkıları olan sponsorlara çok teşekkür ederim."
Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer de, toplumun birçok kesiminin otizmi bilmediğine dikkati çekerek, "Türkiye'de her 10 kişiden 8'i otizmin belirtilerini maalesef bilmiyor ve anlatmak için de yolumuz var. Bunları anlatmanın en güzel araçları da aslında sanat." dedi.
Toplantıya, Asperger sendromlu 14 yaşındaki Mesut Uygun da katılarak, otomobil çizimlerini katılımcılarla paylaştı.
- Proje hakkında
Nedim Saban'ın çevirmenliğini ve yönetmenliğini üstlendiği "Süper İyi Günler" oyununun kahramanının 5 kırmızı otomobili yan yana gördüğü günlerin "süper iyi" geçeceğine inanmasından yola çıkan Tiyatrokare ekibi, otizmde farkındalık oluşturmak amacıyla kırmızı bir otomobille yola çıktı.
Proje kapsamında Nedim Saban ve Halim Ercan, kırmızı bir otomobille bir yandan İstanbul sokaklarında otizmle ilgili broşür dağıtırken, diğer yandan arabalarında ralli pilotu Murat Bostancı, oyuncular Beste Bereket, Gürgen Öz, Melek Baykal, Yeliz Kuvancı, Celile Toyon, Derya Beşerler, Gripin Grubu'nun solisti Birol Namoğlu ile Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, Kurucu Başkan Yardımcısı Aylin Sezgin ve otizmli 20 yaşındaki milli yüzücü Cem Sezgin'i ağırladı.