Güney Yüreğir Sulama Birliği'nin 'İyi Uygulamaları' Çiftçilere Anlatıldı

Türkiye’de “Katılımcı Sulama Yönetimi” olarak bilinen Sulama Birlikleri’nin yerine yeni bir modelin getirilmek istendiği bir dönemde GYSB’ye yurt içinden ve dışından teknik ziyaretler sürüyor.

Geçtiğimiz gün Irak ve Japonya heyetleri ile tecrübe paylaşımında bulunan Güney Yüreğir Sulama Birliği, bu kez GAP Tarımsal Eğitim ve Yayım (GAP-TEYAP) Projesi kapsamında Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’tan 42 kişilik bir grubu ağırladı.

Kahramanmaraş Kılavuzlu Sulama Birliği Başkanı Mustafa Sarı, Şanlıurfa Günışığı Sulama sahasından çiftçiler, tarım danışmanlarının katıldığı programda GYSB Birliği Başkanı İhsan Oğuz Beyarslan, yeryüzünde sınırlı olan su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir hale getirilmesinin önemine dikkat çekti. Bu konuda en büyük görevin su kaynaklarını kullananlara ve yönetenlere düştüğünü vurgulayan Beyarslan, “Bu açıdan bakıldığında katılımcı sulama yönetimi ile yönetilen sulama birliklerinin önemi her geçen gün daha da iyi anlaşılmaktadır” dedi.

Açık kanal sisteminde yüzde 20’lik su kaybının normal kabul edildiğine işaret eden Beyarslan, Türkiye’deki bütün açık sulama kanallarında yüzde 50-60’lık bir su kaybının yaşandığını dile getirdi.

Açık kanal sistemindeki su kaybını erken gören Avrupa ve Amerika’nın kapalı basınçlı sulama sistemine geçtiğini hatırlatan Beyarslan, uygulamanın yararlarını pamuk ve mısır ekiminden elde ettiği yüksek rekolteyi örnek göstererek anlattı.

1999’dan bu yana mısır ve buğday ekimi yaptığı tarlalarında anız yakmadığını ve damlama sulama yöntemiyle üründen yüksek verim elde ettiğini açıklayan Beyarslan, şöyle devam etti:

“Sahamızdaki bazı parsellerdeki pamuk ve mısır tarlalarında damla sulama ile yaptığımız sulamada kullandığımız suyun yüzde 40’ı ile mısırda dekar başına bin 700 kilo, pamukta dekar başına 600 kilo ürün almaktayız. Dolayısı ile suyun yüzde 60’ından tasarruf sağlanmaktadır. Bu sisteme bir an önce geçilmesi lazım. İyi bir ziraat mühendisinin kontrolünde tarlaya gereğinden fazla su verilmeyecek. Damla veya yağmurlama sistemine geçtiğimiz de mevcut suyumuz yetecektir. Bütün dünya böyle yapıyor; başka yöntem denemeye gerek yoktur.”

Sulamanın, araç ve gereçlerin, tarım yönetim şeklinin modernizasyonu, pazarlama ve tarım desteklerinin önemi hakkında bilgiler veren Beyarslan, “Dünyada yapılan araştırmalarda 2025 ila 2050 yılları aralığında bir numaralı sektörün tarım olacağı öngörülmektedir. Çünkü artan dünya nüfusu karşısında gıda talebi büyüyor. Bu işin bir numaralı çarpanı olan suyun verimli kullanılması için iyi yönetilmesi gerekir. Biz GYSB olarak bunun için Akıllı Sulama Yönetimi Projesini hayata geçirdik” diye konuştu.

GYSB Müdürü Yunus Bülbül ise Akıllı Sulama Yönetimi Projesi ile hizmet sundukları 40 bin hektarlık alanı otomasyon ortamında sayısallaştırdıklarını kaydetti.

Yolların, parsellerin, iş makinelerinin konumu, tarlada hangi ürünün ekildiği, ne kadar su verildiği, yer altı sularının seviyesi, çiftçilere ait verilerin tamamının proje kapsamında uydudan izlendiğini dile getiren Bülbül, konuklara görsel veriler üzerinden uygulamanın detaylarını anlattı.

Çukurova Kalkınma Ajansı ile yaptıkları su bütçesi projesiyle, birliğin 40 bin hektar olan sahasına girip-çıkan suyun anlık olarak limnigraf aletleriyle takip edildiğini hatırlatan Bülbül, ovanın bir yıl içerisinde yüzde kaç randımanla sulandığını haftalık, aylık ve yıllık olarak kayıt altına aldıklarını söyledi.



Gruba rehberlik yapan GAP-TEYAP yetkilisi Orhan Yenel ise “GAP İdaresi olarak çiftçilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu tür topluluklar her zaman bir araya gelmiyor. Bilinçli olarak çiftçilerimizi konu bazlı; suya hazırlık, suyun yönetimi, alternatif ürünler konularında GYSB’nin ‘iyi uygulamalarını’ görmesini istedik. Sunulan teorik ve pratik bilgilerden çok yararlandık” şeklinde konuştu.

Konuk çiftçi heyeti daha sonra düzenlenen gezi çerçevesinde GYSB’nin Karataş’ta hizmet sunduğu tarım alanlarındaki ‘iyi uygulamalarını’ yerinde inceleme fırsatı buldu.