GRAFİKLİ - BMGK'deki 'Veto Kozunun' Bedelini Siviller Ödüyor
ABD'nin veto hakkını kullanarak İsrail'e diplomatik kalkan oluşturmasının bedelini Filistinli siviller, Rusya'nın veto hakkını kullanarak Suriye rejimini korumasının bedelini de Suriyeli siviller ödüyor ABD, BMGK'de İsrail'e yönelik en az 40 tasarıyı reddetti İsrail'in çıkarlarını korumak isteyen Washington tarafından BMGK'de reddedilen tasarıların en az 30'u doğrudan İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki duruma ilişkin kınama ve uyarı teklifleriydi Rusya Esed'i korumak için Suriye'deki iç savaşın başladığı 2011'den bu yana rejime yönelik 12 tasarıyı veto etti.
MUSTAFA DEVECİ - ABD'nin veto hakkını kullanarak İsrail'e diplomatik kalkan oluşturmasının bedelini Filistinli siviller, Rusya'nın veto hakkını kullanarak Suriye rejimini korumasının bedelini de Suriyeli siviller ödüyor.
Birleşmiş Milletler'in (BM) 5 daimi üyesinden ABD ve Rusya'nın vetoları, Filistin ve Suriye'de yaşanan insanlık dramı ve sivil kayıpların önüne geçilmesine engel oluyor.
Rusya, ABD'nin Suriye'de rejimin kuşatması altındaki Doğu Guta'nın Duma ilçesinde kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi için önceki gün BM Güvenlik Konseyine (BMGK) sunduğu tasarıyı veto etti.
ABD ise İsrail'in Gazze'de orantısız güç kullanımı nedeniyle 32 Filistinlinin şehit edildiği şiddet olaylarına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini isteyen BMGK talebini 7 Nisan'da ikinci kez reddetti.
Rusya'nın vetoları Esed rejiminin, ABD'nin vetoları ise İsrail'in katliamlarına yenilerini eklemesine sebep oluyor.
ABD, bugüne kadar İsrail'e karşı Konseyin gündemine aldığı en az 40 karar tasarısını veto etti. Bu karar tasarılarının en az 30'u doğrudan İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki duruma ilişkin kınama ve uyarı teklifleriydi.
Rusya ise Suriye'deki iç savaşın başlangıcından itibaren Esed rejimine yönelik karar tasalarından 12'sini reddetti.
- ABD ve Rusya'nın öne çıkan vetoları
ABD, Filistin meselesiyle ilgili ilk kez BMGK'nın 23 Ocak 1976'da görüştüğü karar tasarısını tek başına veto etti.
Tasarıda, bağımsız Filistin devleti kurulması, komşu ülkelerdeki Filistinli mültecilerden isteyenlerin topraklarına geri dönmesinin sağlanması, dönemeyenlere tazminat ödenmesi talep edilmişti.
Tasarıda ayrıca İsrail'in, 1967'den sonra işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesi gerektiği vurgulanmıştı.
ABD, aynı yılın mart ayında görüşülen BMGK'nın Kudüs karar tasarısını da reddetti. Tasarıda, İsrail'e Kudüs şehri başta olmak üzere işgal ettiği topraklardaki fiziksel, demografik ve dini karakterini değiştirme girişimlerine son verme çağrısı yapılmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma ve ABD büyükelçiliğini buraya taşıma kararının ardından, 18 Aralık 2017'de Güvenlik Konseyi gündemine getirdiği tasarı da yine ABD tarafından veto edildi.
Washington yönetimi, son olarak "Büyük Dönüş Yürüşü" kapsamında düzenlenen barışçıl gösterilerde 32 Filistinlinin İsrail askerleri tarafından şehit edildiği şiddet olaylarına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini öneren tasarıyı 7 Nisan'da ikinci kez veto etti.
Rusya da Esed'i korumak için 2011'den bu yana BMGK'de rejime karşı hazırlanan 12 tasarıyı reddetti. Bu vetolardan bazıları, Suriye rejiminin kendi halkına kimyasal silah kullanması nedeniyle uygulanacak yaptırımları engellemek için kullanıldı.
Moskova yönetimi, Esed rejimini korumak için ilk veto kozunu 4 Ekim 2011'de kullandı. Esed'in Suriye'de askeri operasyonlarına devam etmesi halinde rejime karşı çeşitli tedbirler getirilmesi önerilen tasarı Rusya ve Çin tarafından veto edildi.
Fransa tarafından Mayıs 2014'te hazırlanan ve Esed rejiminin Suriye'de işlediği suçların Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesine taşınmasını öneren tasarı da Moskova ve Pekin yönetimleri tarafından reddedildi.
Suriye'de kimyasal silah kullandığı tespit edilen Esed rejimine yaptırım uygulanması istenen Şubat 2017'deki BM Güvenlik Konseyi karar tasarısını yine Rusya ve Çin veto etti.
Moskova, Nisan, Ekim ve Kasım 2017'deki rejime yönelik yaptırımlar içeren tasaları da veto etti.
Rusya, son olarak ABD'nin Suriye'de rejimin kuşatması altındaki Doğu Guta'nın Duma ilçesinde kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi için geçen salı BMGK'ye sunulan tasarıyı reddetti.
- Vetoların bedelini siviller ödüyor
Washington'un İsrail'i, Moskova'nın ise Esed'i koruması, Filistin ve Suriye'deki krizin içinden çıkılmaz bir hal almasına neden oldu.
ABD'nin vetolarıyla cesaretlenen İsrail yönetiminin uyguladığı baskılar nedeniyle bugün 5 milyon 300 bine yakın Filistinli, mülteci olarak hayatlarına devam etmeye çalışıyor.
Filistin Enformasyon Bakanlığının verilerine göre, son 18 yılda 3 binden fazla Filistinli çocuk İsrail askerleri tarafından şehit edildi.
30 Mart'tan bu yana devam eden "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerinde 32 Filistinli İsrail askerlerinin gerçek mermiyle ateş açması sonucu şehit edildi, birçoğu gerçek mermiyle 3 binden fazla Filistinli yaralandı.
Uzun yıllardır İsrail ablukası altındaki Gazze'de yaklaşık 2 milyon Filistinli adeta açık hava hapishanesinde yaşıyor.
Suriye'deki durum ise daha vahim. Ülke nüfusunun neredeyse yarısı rejimin ve terör örgütleri DEAŞ, YPG/PKK'nın saldırıları nedeniyle mülteci konumuna düştü.
Rejim ve terör gruplarının düzenlediği saldırılar nedeniyle 400 binden fazla Suriyelinin öldüğü tahmin ediliyor.
Kaynak: AA
Birleşmiş Milletler'in (BM) 5 daimi üyesinden ABD ve Rusya'nın vetoları, Filistin ve Suriye'de yaşanan insanlık dramı ve sivil kayıpların önüne geçilmesine engel oluyor.
Rusya, ABD'nin Suriye'de rejimin kuşatması altındaki Doğu Guta'nın Duma ilçesinde kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi için önceki gün BM Güvenlik Konseyine (BMGK) sunduğu tasarıyı veto etti.
ABD ise İsrail'in Gazze'de orantısız güç kullanımı nedeniyle 32 Filistinlinin şehit edildiği şiddet olaylarına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini isteyen BMGK talebini 7 Nisan'da ikinci kez reddetti.
Rusya'nın vetoları Esed rejiminin, ABD'nin vetoları ise İsrail'in katliamlarına yenilerini eklemesine sebep oluyor.
ABD, bugüne kadar İsrail'e karşı Konseyin gündemine aldığı en az 40 karar tasarısını veto etti. Bu karar tasarılarının en az 30'u doğrudan İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki duruma ilişkin kınama ve uyarı teklifleriydi.
Rusya ise Suriye'deki iç savaşın başlangıcından itibaren Esed rejimine yönelik karar tasalarından 12'sini reddetti.
- ABD ve Rusya'nın öne çıkan vetoları
ABD, Filistin meselesiyle ilgili ilk kez BMGK'nın 23 Ocak 1976'da görüştüğü karar tasarısını tek başına veto etti.
Tasarıda, bağımsız Filistin devleti kurulması, komşu ülkelerdeki Filistinli mültecilerden isteyenlerin topraklarına geri dönmesinin sağlanması, dönemeyenlere tazminat ödenmesi talep edilmişti.
Tasarıda ayrıca İsrail'in, 1967'den sonra işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesi gerektiği vurgulanmıştı.
ABD, aynı yılın mart ayında görüşülen BMGK'nın Kudüs karar tasarısını da reddetti. Tasarıda, İsrail'e Kudüs şehri başta olmak üzere işgal ettiği topraklardaki fiziksel, demografik ve dini karakterini değiştirme girişimlerine son verme çağrısı yapılmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma ve ABD büyükelçiliğini buraya taşıma kararının ardından, 18 Aralık 2017'de Güvenlik Konseyi gündemine getirdiği tasarı da yine ABD tarafından veto edildi.
Washington yönetimi, son olarak "Büyük Dönüş Yürüşü" kapsamında düzenlenen barışçıl gösterilerde 32 Filistinlinin İsrail askerleri tarafından şehit edildiği şiddet olaylarına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini öneren tasarıyı 7 Nisan'da ikinci kez veto etti.
Rusya da Esed'i korumak için 2011'den bu yana BMGK'de rejime karşı hazırlanan 12 tasarıyı reddetti. Bu vetolardan bazıları, Suriye rejiminin kendi halkına kimyasal silah kullanması nedeniyle uygulanacak yaptırımları engellemek için kullanıldı.
Moskova yönetimi, Esed rejimini korumak için ilk veto kozunu 4 Ekim 2011'de kullandı. Esed'in Suriye'de askeri operasyonlarına devam etmesi halinde rejime karşı çeşitli tedbirler getirilmesi önerilen tasarı Rusya ve Çin tarafından veto edildi.
Fransa tarafından Mayıs 2014'te hazırlanan ve Esed rejiminin Suriye'de işlediği suçların Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesine taşınmasını öneren tasarı da Moskova ve Pekin yönetimleri tarafından reddedildi.
Suriye'de kimyasal silah kullandığı tespit edilen Esed rejimine yaptırım uygulanması istenen Şubat 2017'deki BM Güvenlik Konseyi karar tasarısını yine Rusya ve Çin veto etti.
Moskova, Nisan, Ekim ve Kasım 2017'deki rejime yönelik yaptırımlar içeren tasaları da veto etti.
Rusya, son olarak ABD'nin Suriye'de rejimin kuşatması altındaki Doğu Guta'nın Duma ilçesinde kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi için geçen salı BMGK'ye sunulan tasarıyı reddetti.
- Vetoların bedelini siviller ödüyor
Washington'un İsrail'i, Moskova'nın ise Esed'i koruması, Filistin ve Suriye'deki krizin içinden çıkılmaz bir hal almasına neden oldu.
ABD'nin vetolarıyla cesaretlenen İsrail yönetiminin uyguladığı baskılar nedeniyle bugün 5 milyon 300 bine yakın Filistinli, mülteci olarak hayatlarına devam etmeye çalışıyor.
Filistin Enformasyon Bakanlığının verilerine göre, son 18 yılda 3 binden fazla Filistinli çocuk İsrail askerleri tarafından şehit edildi.
30 Mart'tan bu yana devam eden "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerinde 32 Filistinli İsrail askerlerinin gerçek mermiyle ateş açması sonucu şehit edildi, birçoğu gerçek mermiyle 3 binden fazla Filistinli yaralandı.
Uzun yıllardır İsrail ablukası altındaki Gazze'de yaklaşık 2 milyon Filistinli adeta açık hava hapishanesinde yaşıyor.
Suriye'deki durum ise daha vahim. Ülke nüfusunun neredeyse yarısı rejimin ve terör örgütleri DEAŞ, YPG/PKK'nın saldırıları nedeniyle mülteci konumuna düştü.
Rejim ve terör gruplarının düzenlediği saldırılar nedeniyle 400 binden fazla Suriyelinin öldüğü tahmin ediliyor.