Malatya'daki FETÖ/PDY Davası (3)
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Malatya’da görülen FETÖ/PDY ana davasında yargılanan askerlerin esas hakkındaki savunmaları devam ediyor.
Yakınca Spor Salonu’nda devam eden duruşmada, sanıklar sırayla söz alarak esas hakkındaki savunmalarını gerçekleştiriyor. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada söz alan dönemin 2. Ordu Komutanı koruma astsubayı olan tutuksuz sanık Fatih Gürcan, iddianamede yer alan valinin ordu komutanı ile görüşemediği iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyerek, “Vali Mustafa Toprak ve Huduti’nin görüşmediği bir durum yoktur” dedi.
Huduti’nin makam odasında 5 cep telefonu ve 2 harici telefonun olduğunu ifade eden Gürcan, “İrtibat kurulmaması gibi bir durum olamaz. Vali ile Huduti’yi 1-2 kez görüştürdüm. Görüştürmeme gibi bir durum söz konusu olamaz. Vali Mustafa Toprak, beyanlarında telefon görüştürülmemesi olayını açıkça izah etmiştir. Art niyetim olsa hiç görüştürmezdim. Telefon irtibat sorumluluğu emir subayındadır, sıkıntı yaşadığında biz kendisine yardımcı olmakla görevliyiz. O gece de aşırı bir yoğunluk olduğundan dolayı bunu icra ettim” ifadelerine yer verdi.
Bütün telefon trafiğinin yoğunluğunun gece 00.00 ile 02.00 arasında yaşandığını dile getiren Gürcan, “Bu kadar yoğun telefon trafiğinde mutlaka aksilikler yaşanmıştır. Art niyetli değerlendirmek tam taraflı bakmaktır” şeklinde konuştu.
Birinci sicil amirinin Emir Subayı olan Sedat Kaya olduğunu ve başka görevi olmadığını savunan Gürcan, “Benim görevimin tanımımda ordu komutanını korumak diye yazar. Olağanüstü durumda görev tanımında ifadeler değişir ama bizim değişmez. Olağanüstü bir durum vardı görev tanımını yerine getirdik” diye konuştu.
Dönemin 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grubu Emniyet ve Muhafız Bölüğü Uçak Savar Takım Komutanı Piyade Üsteğmen Hüseyin Çakıcı ise hakkında darbeci olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, darbe girişimi sırasında kışlada nöbetçi olduğunu ve emrinde bulunan 6 uçaksavar silahlarının bir tanesinin bile depodan çıkarılmadığını ileri sürdü.
Savcılık mütalaasında hakkında yer alan suçlamalara tek tek cevap veren Çakıcı, beraatını talep etti.
Kaynak: İHA
Huduti’nin makam odasında 5 cep telefonu ve 2 harici telefonun olduğunu ifade eden Gürcan, “İrtibat kurulmaması gibi bir durum olamaz. Vali ile Huduti’yi 1-2 kez görüştürdüm. Görüştürmeme gibi bir durum söz konusu olamaz. Vali Mustafa Toprak, beyanlarında telefon görüştürülmemesi olayını açıkça izah etmiştir. Art niyetim olsa hiç görüştürmezdim. Telefon irtibat sorumluluğu emir subayındadır, sıkıntı yaşadığında biz kendisine yardımcı olmakla görevliyiz. O gece de aşırı bir yoğunluk olduğundan dolayı bunu icra ettim” ifadelerine yer verdi.
Bütün telefon trafiğinin yoğunluğunun gece 00.00 ile 02.00 arasında yaşandığını dile getiren Gürcan, “Bu kadar yoğun telefon trafiğinde mutlaka aksilikler yaşanmıştır. Art niyetli değerlendirmek tam taraflı bakmaktır” şeklinde konuştu.
Birinci sicil amirinin Emir Subayı olan Sedat Kaya olduğunu ve başka görevi olmadığını savunan Gürcan, “Benim görevimin tanımımda ordu komutanını korumak diye yazar. Olağanüstü durumda görev tanımında ifadeler değişir ama bizim değişmez. Olağanüstü bir durum vardı görev tanımını yerine getirdik” diye konuştu.
Dönemin 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grubu Emniyet ve Muhafız Bölüğü Uçak Savar Takım Komutanı Piyade Üsteğmen Hüseyin Çakıcı ise hakkında darbeci olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, darbe girişimi sırasında kışlada nöbetçi olduğunu ve emrinde bulunan 6 uçaksavar silahlarının bir tanesinin bile depodan çıkarılmadığını ileri sürdü.
Savcılık mütalaasında hakkında yer alan suçlamalara tek tek cevap veren Çakıcı, beraatını talep etti.