Kereviz Kadınların Elinde Parlıyor
'Tarlaların beyaz elması' olarak adlandırılan kereviz, Sakarya'da çoğunluğunu kadınların oluşturduğu tarım işçileri tarafından soğuk ve sıcağa aldırmadan tarladan sökülüp çeşitli aşamalardan geçtikten sonra sofralara ulaştırılıyor Kereviz üreticisi Yazık: 'Zahmetli olan bu iş sıcak havada daha da zahmetli oluyor. Toprak kuruyor sökümü daha da zor oluyor, söküm yapmak için tarlayı sulamamız gerekiyor, kısacası zor ve sıkıntılı iş' Kereviz işçisi Köseoğlu: 'Bu işi ailemize katkı olsun diye yapıyoruz. Şimdi bir maaşla geçinen yok. Zor bir iş ama maddi yönden mecburuz. Yağmur, kar, ayaz bizim için bir şey ifade etmiyor, kara, yağmura aldırmadan bu işi yapıyoruz'
İBRAHİM YOZOĞLU - Özellikle kış sofralarının vazgeçilmez sebzeleri arasında bulunan ve "tarlaların beyaz elması" olarak adlandırılan kereviz, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu tarım işçilerinin emeğiyle tarlalardan sökülerek satışa hazır hale getiriliyor.
Geyve ilçesindeki köylerde yaşayanların en önemli geçim kaynağından biri olan kerevizler, mayıs-haziran ayında ekilerek mayısa kadar hasadı yapılabiliyor.
Köy sakinleri, hasat zamanı sabahın erken saatlerinden öğleye kadar tarlalardan kerevizleri ellerindeki bıçaklarla tek tek söktükten sonra traktörlere yükleyip köyün girişindeki ürün yıkama yerlerine getiriyor.
Öğleden sonra su geçirmeyen kıyafetler giyen ve yine çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçiler, ürünleri tazyikli suyla yıkayıp çamurdan arındırıyor. Birkaç kez tekrarlanan bu işlem sonrasında plastik kasalara istiflenen kerevizler, büyük emek ve işbirliğinin ardından Türkiye'nin farklı illerindeki sebze hallerine gönderilerek sofralara ulaşıyor.
Genellikle Sakarya'nın Safibey, Çengel ve Umurbey köylerinde yoğunlaşan kereviz üretimi, Geyve ilçesinde meyveciliğin yanında çiftçiler için önemli bir gelir kapısı oluşturuyor. Köydeki özellikle genç erkeklerin çoğunluğunun fabrikalarda çalışması nedeniyle tarım işlerinde çalışan kadınlar, ailesine maddi destek sağlamanın mutluluğunu yaşıyor.
- "Zor ve zahmetli bir iş"
Çengel köyünde kereviz üreticisi 34 yaşındaki Salim Yazık (34), AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçimini kereviz üretiminden sağladığını söyledi.
Kerevizin hasadının 8-9 ay sürdüğünü belirten Yazık, "Ağustos ayında başlayan hasat mayısa kadar devam eder ancak bu yıl biraz daha uzun sürecek, hatta tarlada ürün kalacak gibi duruyor. Zahmetli olan bu iş sıcak havada daha da zahmetli oluyor. Toprak kuruyor sökümü daha da zor oluyor, söküm yapmak için tarlayı sulamamız gerekiyor, kısacası zor ve sıkıntılı iş." dedi.
Hasat ettikleri kerevizlerin bir ay sonra tohum yaptığını, bu genetiği değiştirilmemiş orijinal tohumu tarlaya ekip çimlendirdiklerini anlatan Yazık, çimlendirme işleminin ardından tekrar söküp kadınların yoğun işçiliğiyle tohumda temizleme, yaprak ve kök kısaltma işlemi yapıp kasaladıklarını aktardı.
Islayıp ilaçlamasını yaptıkları kerevizleri tekrar bahçeye tek tek diktiklerini dile getiren Yazık, "Kerevizi diktikten yaklaşık iki ay sonra yetişir, tekrar sökümü olur. Sabah 9 gibi söküme geliriz, 12-1 gibi sökümü sonlandırırız. Saat 2 gibi de yıkama işlemine başlarız. Köyde erkek kalmadı diyebiliriz. Çiftçiliği bırakan yeni nesil fabrikalarda işçi olarak çalışıyor, kadınlar evinde duruyor, sonuçta onlar çalışmıyor. Biz de kadınları getiriyoruz tarlaya. Buradan giden kerevizler paketlendikten sonra Eskişehir, Bursa, Ankara, İstanbul, Adapazarı haline gönderiliyor." diye konuştu.
- "Kara, yağmura aldırmadan bu işi yapıyoruz"
İşçilerden Memnune Köseoğlu ise köylü olarak emeğinin karşılığını alamadığını ancak çalışmak zorunda olduğunu ifade etti.
Köyde başka iş yapmadıkları için evin geçimini sağlamak amacıyla zor da olsa karda da ayazda da bu işi yaptıklarını anlatan Köseoğlu, günlük yevmiyelerinin 60 lira olduğunu aktardı.
Köseoğlu, şunları kaydetti:
"Bu işi ailemize katkı olsun diye yapıyoruz. Şimdi bir maaşla geçinen yok. Zor bir iş ama maddi yönden mecburuz. Yağmur, kar, ayaz bizim için bir şey ifade etmiyor kara, yağmura aldırmadan bu işi yapıyoruz. Kereviz önceden bel ile sökülürdü, 8-10 yıldır bıçakla sökülüyor. Yerler kuru olduğunda zorlanıyoruz ama yaş olursa sökmesi daha kolay oluyor. Bıçakla tek tek söktüğümüz kerevizlerin köklerini, kuru yapraklarını temizliyor sonra da traktöre dolduruyoruz. Biraz mola verip dinlendikten sonra yıkama yapıyoruz kasalayıp hale gönderiyoruz. Yağmurluğumuz, çizmemiz var yıkama sırasında genelde ıslanmıyoruz ama tabi ki kışın üşüyoruz yazın da elbise kalın olduğu için aşırı sıcak oluyor. Kısacası sıcakta da soğukta da sıkıntı oluyor."
Kaynak: AA
Geyve ilçesindeki köylerde yaşayanların en önemli geçim kaynağından biri olan kerevizler, mayıs-haziran ayında ekilerek mayısa kadar hasadı yapılabiliyor.
Köy sakinleri, hasat zamanı sabahın erken saatlerinden öğleye kadar tarlalardan kerevizleri ellerindeki bıçaklarla tek tek söktükten sonra traktörlere yükleyip köyün girişindeki ürün yıkama yerlerine getiriyor.
Öğleden sonra su geçirmeyen kıyafetler giyen ve yine çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçiler, ürünleri tazyikli suyla yıkayıp çamurdan arındırıyor. Birkaç kez tekrarlanan bu işlem sonrasında plastik kasalara istiflenen kerevizler, büyük emek ve işbirliğinin ardından Türkiye'nin farklı illerindeki sebze hallerine gönderilerek sofralara ulaşıyor.
Genellikle Sakarya'nın Safibey, Çengel ve Umurbey köylerinde yoğunlaşan kereviz üretimi, Geyve ilçesinde meyveciliğin yanında çiftçiler için önemli bir gelir kapısı oluşturuyor. Köydeki özellikle genç erkeklerin çoğunluğunun fabrikalarda çalışması nedeniyle tarım işlerinde çalışan kadınlar, ailesine maddi destek sağlamanın mutluluğunu yaşıyor.
- "Zor ve zahmetli bir iş"
Çengel köyünde kereviz üreticisi 34 yaşındaki Salim Yazık (34), AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçimini kereviz üretiminden sağladığını söyledi.
Kerevizin hasadının 8-9 ay sürdüğünü belirten Yazık, "Ağustos ayında başlayan hasat mayısa kadar devam eder ancak bu yıl biraz daha uzun sürecek, hatta tarlada ürün kalacak gibi duruyor. Zahmetli olan bu iş sıcak havada daha da zahmetli oluyor. Toprak kuruyor sökümü daha da zor oluyor, söküm yapmak için tarlayı sulamamız gerekiyor, kısacası zor ve sıkıntılı iş." dedi.
Hasat ettikleri kerevizlerin bir ay sonra tohum yaptığını, bu genetiği değiştirilmemiş orijinal tohumu tarlaya ekip çimlendirdiklerini anlatan Yazık, çimlendirme işleminin ardından tekrar söküp kadınların yoğun işçiliğiyle tohumda temizleme, yaprak ve kök kısaltma işlemi yapıp kasaladıklarını aktardı.
Islayıp ilaçlamasını yaptıkları kerevizleri tekrar bahçeye tek tek diktiklerini dile getiren Yazık, "Kerevizi diktikten yaklaşık iki ay sonra yetişir, tekrar sökümü olur. Sabah 9 gibi söküme geliriz, 12-1 gibi sökümü sonlandırırız. Saat 2 gibi de yıkama işlemine başlarız. Köyde erkek kalmadı diyebiliriz. Çiftçiliği bırakan yeni nesil fabrikalarda işçi olarak çalışıyor, kadınlar evinde duruyor, sonuçta onlar çalışmıyor. Biz de kadınları getiriyoruz tarlaya. Buradan giden kerevizler paketlendikten sonra Eskişehir, Bursa, Ankara, İstanbul, Adapazarı haline gönderiliyor." diye konuştu.
- "Kara, yağmura aldırmadan bu işi yapıyoruz"
İşçilerden Memnune Köseoğlu ise köylü olarak emeğinin karşılığını alamadığını ancak çalışmak zorunda olduğunu ifade etti.
Köyde başka iş yapmadıkları için evin geçimini sağlamak amacıyla zor da olsa karda da ayazda da bu işi yaptıklarını anlatan Köseoğlu, günlük yevmiyelerinin 60 lira olduğunu aktardı.
Köseoğlu, şunları kaydetti:
"Bu işi ailemize katkı olsun diye yapıyoruz. Şimdi bir maaşla geçinen yok. Zor bir iş ama maddi yönden mecburuz. Yağmur, kar, ayaz bizim için bir şey ifade etmiyor kara, yağmura aldırmadan bu işi yapıyoruz. Kereviz önceden bel ile sökülürdü, 8-10 yıldır bıçakla sökülüyor. Yerler kuru olduğunda zorlanıyoruz ama yaş olursa sökmesi daha kolay oluyor. Bıçakla tek tek söktüğümüz kerevizlerin köklerini, kuru yapraklarını temizliyor sonra da traktöre dolduruyoruz. Biraz mola verip dinlendikten sonra yıkama yapıyoruz kasalayıp hale gönderiyoruz. Yağmurluğumuz, çizmemiz var yıkama sırasında genelde ıslanmıyoruz ama tabi ki kışın üşüyoruz yazın da elbise kalın olduğu için aşırı sıcak oluyor. Kısacası sıcakta da soğukta da sıkıntı oluyor."