Rektör Şahin'den, 'Bilginin Kaynağı Ve Yüksek Öğrenim' Konferansı
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Birlik Vakfı Konya Şubesi tarafından düzenlenen programda, ’Bilginin kaynağı ve yüksek öğrenim’ konularında konferans verdi.
Birlik Vakfı Konya Şube Başkanı Orhan Gündüz, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, gelecek haftalarda vakıf olarak düzenleyecekleri programlar hakkında bilgi vererek, SÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin’e programa katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, bilgi kaynaklarının kişiye göre değişim gösterebildiğini belirterek, bilginin vahiy ile başladığını söyledi.
Modern bilimin aklı temel alarak, ’bugüne kadar bilinen her şeyi’ reddedebildiğini söyleyen Prof. Dr. Şahin, “Modern bilim, sonra ‘ben aklımla neyi doğru biliyor, neyin doğru olduğuna inanırsam onu bilgi olarak kabul edeceğim’ diyor. Modern bilim dinleri reddederken şunu söylüyordu, ‘bilim ve bilgi görecelidir, hiçbir zaman mutlak dogma şeklinde doğru olan bir bilgi yoktur’ Dolayısıyla bunların hepsini reddetmemiz lazım. Bu doğrudur, bunun dışında doğru yoktur’ Ancak bir Müslüman gözüyle baktığımız zaman biz inanıyoruz ki insanoğlu cennette yaratıldı. Vahiyle ilk bilgiler insanoğluna aktarıldı, öğretildi ve yeryüzüne tüm bilgilerle mücehhez bir şekilde gönderildi. Bu işin başlangıcıdır. Bunu diğer semavi dinlerin hepsi de kabul eder. Akabinde gözlem, bir şeyin bırakıldığında yere düşmesi. Belli ki bunu ağırlık yere çekiyor. Bu insanoğlunun gözlemiyle tespit ettiği bir bilgidir ya da ateş, sıcak, soğuk bilmeyen birisinin elini yakıyor. Bu da bir gözlemdir, bir deneydir, tecrübedir. Sonuç olarak bir bilgidir. Başkalarının deney ve tecrübeleri de mevcut. Her şeyi gidip kendimizin görmesi, test etmesi, denemesi mümkün değil ama başkalarının deneyim ve tecrübelerini de biz doğru bilgi olarak alabiliriz, kabul edebiliriz. Bunun dışında edinilen bilgilerden muhakeme yoluyla yeni bilgilere ulaşmak. Aslında bu bir nevi aklın kıyas yöntemi, muhakeme yöntemidir. İnsanoğlu, farklı bilgileri bir araya getirerek, yorum yaparak daha başka bilgilere ulaşabilir. Bunun dışında hayal etmek, Allah’ın insanoğluna verdiği en büyük nimetlerinden birisidir. İnsanoğlu hayal edemezse geleceğini kuramaz, dünyasını genişletemez. Bu nedenle hayal çok büyük bir zenginliktir” diye konuştu.
“İlk diploma ve ders kredisi Nizamiye Medreselerinde görülüyor”
Rektör Prof. Dr. Şahin, Batı’nın bilim tarihini başlatırken 1600’lü yılları temel aldığını aktardı. Batı’daki bilim ile Osmanlı Devletindeki bilimin 1600-1800’lü yıllar arasında birbiriyle denk durumda bir süreç izlediğini anlatan Prof. Dr. Şahin, Batı’nın, 1600’lü yıllardan önceki İslam medeniyetiyle doğan yaklaşık bin yıllık bilimsel bilgiyi yok saydığını ve görmezden geldiğini dile getirdi. Prof. Dr. Şahin, medrese ve üniversitelerin ortaya çıkışından itibaren özerk bir yapıda olduğunu ifade ederek, Batı’nın ilk modern üniversite olarak Bologna Üniversitesini, UNESCO’nun ilk kabul ettiği üniversitenin ise Kayrevan Üniversitesi olduğunu belirtti.
Dünyada ilk diploma ve ders kredisi uygulamasının da Nizamiye Medreselerinde yer aldığına dikkati çeken Prof. Dr. Şahin, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerindeki medreseler ile Cumhuriyet Döneminden itibaren kurulan üniversiteler hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Şahin, Türkiye’de, Selçuk Üniversitesi ile birlikte 18 üniversitenin dünya üniversiteler sıralamasında ilk binde yer aldığını belirterek, “Modern eğitim neler kazandırdı? Hakkını inkar etmemek lazım. Birçok hastalığın tedavisine imkan sağladı. Buluş, keşif, antibiyotik, radyoterapi, geliştirilen cerrahi yöntemler, ilaçlar olumlu gelişmeler olarak sayılabilir. Bunun dışında teknolojik gelişmelerle insanlığın hayat kalitesi yükseldi. Ulaşım ve beslenme kalitesi arttı. Beraberindeki bir riski getirdi; doğal beslenmenin dışına çıktık. Çünkü rafine gıdalarla besleniyoruz. Bu rafine gıdalar da vücudumuzu perişan ediyor. Modern eğitim ne kaybettirdi? Başta insanoğluna ruhunu kaybettirdi. Modern bilim dine, ruha, maneviyata, ahirete, gayba hiç atıfta bulunmaz, yok sayar, reddeder. Biz ruhumuzu kaybettik, insanlık ruhunu kaybetti. Çok etkin silahlar geliştirdi ve kitle ölümlerine sebep oldu" ifadelerini kullandı.
“Modern üniversite eğitimine birtakım katkılar yapmamız lazım”
Prof. Dr. Şahin, "Batı, geliştirdiği ilaçlarla bir yandan tedaviyi yapıyor ama bugün tahrip gücü çok yüksek bombaları geliştirdi. Atom bombası, balistik füze, yıkıcı diğer silahlar buna dahil. Ardından kapitalizm mülkün adil dağılımını engelledi. Çevre kirliliği, nükleer savaş gibi dünyanın karşı karşıya kaldığı riskler olarak belirtebiliriz. Dolayısıyla biz modern üniversite eğitimine birtakım katkılarda bulunmamız lazım. Teknolojik gelişmeleri asla yadsıyamayız, yok sayamayız. Yapmamız, geliştirmemiz lazım ama insana ruhunu vererek yapmamız lazım. Bunun için sadece günü ve anı düşünen materyalist bir insan yerine, geçmişini yani yaratılışını bilen, günü-anı en üst seviyede değerlendiren, insanın hayrını isteyen ve geçip gittiği bu dünyada, ahirette hesap vereceğine inanan nesiller yetiştirmemiz lazım. Bizim yetiştireceğimiz insanların bu üç özelliği büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
Konferansın ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Program, Birlik Vakfı Konya Şube Başkanı Orhan Gündüz’ün, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin’e hediye takdimiyle sona erdi.
Birlik Vakfı Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Selçuk Üniversitesi Genel Sekreteri İbrahim Halıcı, Birlik Vakfı Konya Şube Başkanı Orhan Gündüz, vakıf üyeleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Kaynak: İHA
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, bilgi kaynaklarının kişiye göre değişim gösterebildiğini belirterek, bilginin vahiy ile başladığını söyledi.
Modern bilimin aklı temel alarak, ’bugüne kadar bilinen her şeyi’ reddedebildiğini söyleyen Prof. Dr. Şahin, “Modern bilim, sonra ‘ben aklımla neyi doğru biliyor, neyin doğru olduğuna inanırsam onu bilgi olarak kabul edeceğim’ diyor. Modern bilim dinleri reddederken şunu söylüyordu, ‘bilim ve bilgi görecelidir, hiçbir zaman mutlak dogma şeklinde doğru olan bir bilgi yoktur’ Dolayısıyla bunların hepsini reddetmemiz lazım. Bu doğrudur, bunun dışında doğru yoktur’ Ancak bir Müslüman gözüyle baktığımız zaman biz inanıyoruz ki insanoğlu cennette yaratıldı. Vahiyle ilk bilgiler insanoğluna aktarıldı, öğretildi ve yeryüzüne tüm bilgilerle mücehhez bir şekilde gönderildi. Bu işin başlangıcıdır. Bunu diğer semavi dinlerin hepsi de kabul eder. Akabinde gözlem, bir şeyin bırakıldığında yere düşmesi. Belli ki bunu ağırlık yere çekiyor. Bu insanoğlunun gözlemiyle tespit ettiği bir bilgidir ya da ateş, sıcak, soğuk bilmeyen birisinin elini yakıyor. Bu da bir gözlemdir, bir deneydir, tecrübedir. Sonuç olarak bir bilgidir. Başkalarının deney ve tecrübeleri de mevcut. Her şeyi gidip kendimizin görmesi, test etmesi, denemesi mümkün değil ama başkalarının deneyim ve tecrübelerini de biz doğru bilgi olarak alabiliriz, kabul edebiliriz. Bunun dışında edinilen bilgilerden muhakeme yoluyla yeni bilgilere ulaşmak. Aslında bu bir nevi aklın kıyas yöntemi, muhakeme yöntemidir. İnsanoğlu, farklı bilgileri bir araya getirerek, yorum yaparak daha başka bilgilere ulaşabilir. Bunun dışında hayal etmek, Allah’ın insanoğluna verdiği en büyük nimetlerinden birisidir. İnsanoğlu hayal edemezse geleceğini kuramaz, dünyasını genişletemez. Bu nedenle hayal çok büyük bir zenginliktir” diye konuştu.
“İlk diploma ve ders kredisi Nizamiye Medreselerinde görülüyor”
Rektör Prof. Dr. Şahin, Batı’nın bilim tarihini başlatırken 1600’lü yılları temel aldığını aktardı. Batı’daki bilim ile Osmanlı Devletindeki bilimin 1600-1800’lü yıllar arasında birbiriyle denk durumda bir süreç izlediğini anlatan Prof. Dr. Şahin, Batı’nın, 1600’lü yıllardan önceki İslam medeniyetiyle doğan yaklaşık bin yıllık bilimsel bilgiyi yok saydığını ve görmezden geldiğini dile getirdi. Prof. Dr. Şahin, medrese ve üniversitelerin ortaya çıkışından itibaren özerk bir yapıda olduğunu ifade ederek, Batı’nın ilk modern üniversite olarak Bologna Üniversitesini, UNESCO’nun ilk kabul ettiği üniversitenin ise Kayrevan Üniversitesi olduğunu belirtti.
Dünyada ilk diploma ve ders kredisi uygulamasının da Nizamiye Medreselerinde yer aldığına dikkati çeken Prof. Dr. Şahin, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerindeki medreseler ile Cumhuriyet Döneminden itibaren kurulan üniversiteler hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Şahin, Türkiye’de, Selçuk Üniversitesi ile birlikte 18 üniversitenin dünya üniversiteler sıralamasında ilk binde yer aldığını belirterek, “Modern eğitim neler kazandırdı? Hakkını inkar etmemek lazım. Birçok hastalığın tedavisine imkan sağladı. Buluş, keşif, antibiyotik, radyoterapi, geliştirilen cerrahi yöntemler, ilaçlar olumlu gelişmeler olarak sayılabilir. Bunun dışında teknolojik gelişmelerle insanlığın hayat kalitesi yükseldi. Ulaşım ve beslenme kalitesi arttı. Beraberindeki bir riski getirdi; doğal beslenmenin dışına çıktık. Çünkü rafine gıdalarla besleniyoruz. Bu rafine gıdalar da vücudumuzu perişan ediyor. Modern eğitim ne kaybettirdi? Başta insanoğluna ruhunu kaybettirdi. Modern bilim dine, ruha, maneviyata, ahirete, gayba hiç atıfta bulunmaz, yok sayar, reddeder. Biz ruhumuzu kaybettik, insanlık ruhunu kaybetti. Çok etkin silahlar geliştirdi ve kitle ölümlerine sebep oldu" ifadelerini kullandı.
“Modern üniversite eğitimine birtakım katkılar yapmamız lazım”
Prof. Dr. Şahin, "Batı, geliştirdiği ilaçlarla bir yandan tedaviyi yapıyor ama bugün tahrip gücü çok yüksek bombaları geliştirdi. Atom bombası, balistik füze, yıkıcı diğer silahlar buna dahil. Ardından kapitalizm mülkün adil dağılımını engelledi. Çevre kirliliği, nükleer savaş gibi dünyanın karşı karşıya kaldığı riskler olarak belirtebiliriz. Dolayısıyla biz modern üniversite eğitimine birtakım katkılarda bulunmamız lazım. Teknolojik gelişmeleri asla yadsıyamayız, yok sayamayız. Yapmamız, geliştirmemiz lazım ama insana ruhunu vererek yapmamız lazım. Bunun için sadece günü ve anı düşünen materyalist bir insan yerine, geçmişini yani yaratılışını bilen, günü-anı en üst seviyede değerlendiren, insanın hayrını isteyen ve geçip gittiği bu dünyada, ahirette hesap vereceğine inanan nesiller yetiştirmemiz lazım. Bizim yetiştireceğimiz insanların bu üç özelliği büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
Konferansın ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Program, Birlik Vakfı Konya Şube Başkanı Orhan Gündüz’ün, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin’e hediye takdimiyle sona erdi.
Birlik Vakfı Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Selçuk Üniversitesi Genel Sekreteri İbrahim Halıcı, Birlik Vakfı Konya Şube Başkanı Orhan Gündüz, vakıf üyeleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.