Başbakan Yıldırım Açıklaması 'Boğazlara Yerli Ve Milli Gemi Trafik Sistemi Kurulacak'

Başbakan Binali Yıldırım, Boğazların tamamında tamamen yerli ve milli gemi trafik sistemi kurulacağını belirterek, “Bütün denizlerimizde seyreden gemiler uzaktan kumanda ile izlenecek. İstanbul Boğazı yılda 50 bine yakın gemiye hizmet veriyor. Bazı noktalarda 90 dereceye varan keskin dönüşler var. Böylesine zor bir güzergahta herhangi bir deniz kazası yaşanmadan bu trafiği idare etmek, manuel bir şekilde olması mümkün değil" dedi.

Başbakan Yıldırım Açıklaması 'Boğazlara Yerli Ve Milli Gemi Trafik Sistemi Kurulacak'
Başbakan Binali Yıldırım, Uluslararası Denizcilik Zirvesi’nin açılışına katıldı.

Toplantıda konuşan Başbakan Yıldırım, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Kıbrıs Harekatı’nda tarihe geçen mücadeleler ortaya koyan ve şehit olan denizcilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yüzlerce yıl denizlerde efsaneleri ile anılan Barbarosları, Piri Reisleri, Turgut Reisleri, Kaptanı Deryaları şükranla anıyorum” ifadelerini kullandı.

Denizciliğin gönlünü dolduran büyük bir sevda olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, “İTÜ Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesinde lisans, yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra uzun müddet iş hayatı ve arkasından deniz sevdası 35 yaşından sonra beni Dünya Denizcilik Üniversitesine götürdü. O dönemde dünyanın değişik ülkelerine gitme fırsatımız oldu. Denizcilikte ülkelerin birbiri arasındaki farklarını görme fırsatı oldu. Dünya Denizcilik Üniversitesi’nin dünya denizciliğindeki yeri ve önemi çok büyüktür. Açıkçası bunun en çarpıcı örneği buradadır, Türkiye’dedir. Şu anda bu salonda Dünya Denizcilik Üniversitesinden mezun olmuş bir başbakan, bir bakan, bir de müsteşar var” diye konuştu.

Üniversite sonrasında Türkiye’ye dönerek denizcilik alanında çalışmalar yaptığını anlatan Yıldırım, “O dönem Cumhurbaşkanımız, kendisi de bir denizci evladıdır, belediye başkanıydı. Kendisinin liderliğinde denizde toplu ulaşım konusunda büyük atılımlar yaptık. Daha sonra siyasette beraber yola çıktık. 2002 - 2012 yılları arası Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı görevi yaptım. Bu sürede ülkemizin alt yapı ve iletişim alanında kayda değer önemli projeleri hayata geçirdim. Türkiye’de son 15 yıl içerisinde yapılan altyapı projeleri konusunda Avrupa İmar ve Yatırım Bankası bir araştırma yapmış. Sonuçlara göre bulgular şu şekilde; ‘Türkiye’de bölünmüş yollara yapılan yatırım son 12 yılda sayesinde iller arasındaki mesafe en az 1.5 saat kısaldı. İllerin kendi arasında ticareti yüzde 40 arttı ve bu yollar sayesinde Türkiye’nin işsizliği ülke bazında yüzde 1 azaldı. Bütün iller ihracat yapar hale geldi. Göreceli olarak daha az kalkınmış illerden daha fazla kalkınmış illere olan göçler durdu ve tersine göç başladı.

’ Esasında altyapı hem karayolları, hem demir yolları hem denizcilikte altyapı ülkelerin kalkınması için önemli bir araçtır. Eğer ulaşamazsanız, erişemezseniz o yer sizin değildir. Dolayısıyla yapılan yatırım sonuçta Türkiye’nin üç kat büyümesinin arkasındaki gerçek sebeptir” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin küresel piyasalardaki dalgalanmalara rağmen büyümeye devam ettiğini vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçen yıl dünyada birçok belirsizlik olmasına rağmen, küresel piyasalarda dalgalanmalara rağmen Türkiye 3. çeyrekte yüzde 11.1 büyüyerek dünyada bir numara oldu. 2017 toplamında büyümemiz yüzde 7’nin üzerinde gerçekleşecek. Muhtemelen yüzde 7.3. Bu oranla da dünyada büyümede bir numara oldu. Sadece bir yıl içerisinde oluşturduğumuz yeni istihdam 1.5 milyon. Yani 1.5 milyon vatandaşımıza iş bulduk. Bu yatırımla oluyor. Yatırım neyle oluyor? Eğer güven ve istikrar varsa o zaman uzun vadeli yatırımlar da rahatlıkla ülkenize gelebiliyor. Bugün bu yıl ve gelecek yıl aynı kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye bu yıl da büyümeye devam edecek. İstihdam üretmeye devam edecek. Çünkü ülkemiz için kurduğumuz hayaller büyük. Bu hayaller içerisinde denizcilik sektörünün de ayrı bir yeri var”

"Avrupa ile Ortadoğu’yu kombine taşımacılık zincirinde ülkemizi aktarma merkezine dönüştürüyoruz"

Türkiye’nin denizcilik sektöründeki atılımlarını da anlatan Başbakan Yıldırım, “Şu anda denize kıyısı olan her bölgede en az 1 tane aktarma limanı çalışmamız var. Karadeniz’de var, Ege’de var, Akdeniz’de var. Bunlar ana aktarma limanları olacak. Ege’de Çandarlı Limanı, Karadeniz’de Filyos Limanı, Akdeniz’de İçel Limanı bunlardan sayılabilir. Denizciliğimizi geliştirmek için yapacaklarımız bununla sınırlı değil. Avrupa ile Ortadoğu’yu kombine taşımacılık zincirinde ülkemiz bu limanları vasıtasıyla bir aktarma merkezine dönüştürüyoruz. Karadeniz’in çıkış kapısı olan Filyos Limanı Orta Asya ve Karadeniz kaynaklı dış ticaretin demir yolu ağı üzerinden güneye, Orta Doğu’ya ulaşımını sağlayacak” dedi.



"Boğazlarda tamamen yerli ve milli gemi trafik sistemi kurulacak"

Başbakan Binali Yıldırım, Boğazların tamamında tamamen yerli ve milli gemi trafik sistemi kurulacağını da belirterek şunları söyledi:

“Bu şu anlama geliyor; bütün denizlerimizde seyreden gemilerin uzaktan kumanda ile izlenmesi, oluşabilecek muhtemel risklere karşı gerekli müdahalelerin yapılması. Özellikle hemen kıyısında bulunduğumuz İstanbul Boğazı yılda 50 bine yakın gemiye hizmet veriyor. Öyle bir suyolu ki bazı noktalarda 90 dereceye varan keskin dönüşler var. Böylesine zor bir güzergahta herhangi bir deniz kazası yaşanmadan bu trafiği idare etme,k manuel bir şekilde olması mümkün değil. Bu yüzden de elektronik bir gemi yönetim sistemi ile bu işi en gelişmiş yöntemlerle yapıyoruz. Büyük tanker faciası ‘Independenta’ kazasından sonra bizim tarihi mirasımız olan bu boğazda herhangi bir deniz kazası yaşanmaması, büyük bir felaketin olmaması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz.”

Türkiye’nin dünyada kendi savaş gemisini yaparak hizmete alan 10 ülke arasında olduğunun altını çizen Başbakan Yıldırım, “Türkiye artık gerek ticaret, gerek askeri gemi yapımında her türlü tecrübeye sahiptir. Ürettiğimiz yeni ve yerli teknolojiye sahip ürünlerle dünya pazarlarında söz sahibi olan ülkeler arasında yerimizi alıyoruz” dedi.

Denizciliğin geliştirilmesine yönelik alınan tedbirlere de değinen Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

“Bunlardan bir tanesi denizlerdeki toplu taşımayı arttırmaya yönelik yakıtta vergilerin kaldırılmasıdır. 2004-2017 arasında toplamda sektöre 6.5 milyar lira bu yolla destek sağladık. Verilen yakıt miktarı 5 milyon ton. Bu desteğin yüzde 20’sini kamu, yüzde 80’ini özel sektör kullandı. Vergisiz yakıt uygulaması ile özel sektöre yıllık 464 milyon destek verdik. Bu konuda bazı yanlış algılar var. Bazı çevreler ‘efendim bu vergi muafiyeti ile lüks yatlara yakıt desteği sağlanıyor’ dedi.

Vergisiz yakıt kullanımında en büyük pay yüzde 45 ile yolcu gemilerinin ve feribotların. Ardından yüzde 26 ile balıkçı tekneleri geliyor. Yatlara destek sadece yüzde 3. O da ticari amaçla çalışan teknelere.”

"Uluslararası Denizcilik Örgütü Avrupa limanlarında daha titiz davranıyor"

Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne (İMO) yönelik eleştirilerde de bulunan Başbakan Yıldırım, “Denizcilik ile ilgili çok mevzuat oluşturuluyor. Bu mevzuatların uygulanmasında da istediğimiz başarıyı yakalayamıyoruz. İkincisi bazı konularda alınması gereken kararlar gecikiyor. Bu gecikmenin de ülkelere, dünya denizciliğine büyük maliyeti oluyor. BM’de gördüğümüz ve bugün her fırsatta herkesin hoşnutsuzluğunu dile getirdiği küresel olaylar karşısında BM’nin daha etkin olması yönündeki beklenti ve bölgesel küresel sorunlara çözüm üretmedeki yetkinliği ne yazık ki yaşanan bazı olaylarla sorgulanıyor. BM uluslararası barışı, güvenliği ve iç karışıklıkları önleyen, sürdürülebilir küresel kardeşliği ve dostluğu geliştiren bir kuruluş. Dolayısıyla BM’nin daha etkin çalışması ve 5 daimi üyenin veto hakkını daha adil kullanılması bugün dünya BM üyelerinin en büyük beklentisidir. O yüzden İMO’nun dünya denizciliğinin daha da gelişmesi, denizde can ve mal emniyetine yönelik kararların daha etkin uygulanması, küresel başarıyı hedef alarak uygulanması en büyük beklentimiz. Dünyadaki farklılıklar burada da gözümüze çarpıyor. Avrupa limanlarında daha titiz davranılıyor ama dünyanın başka limanlarında standartlar maalesef istenilen düzeyde olmuyor. Bu farklılıkları azaltacak ortak çabalara daha fazla zaman ayırmamız lazım. Gelişmekte olan ülkelerin sorumluluğu ile gelişmiş ülkelerin sorumluluğunu birbirine yaklaştıracak kararları almakla kalmayıp, bunların uygulanıp uygulanmadığını takip edecek bir mekanizmaya da ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA