GÖRÜŞ - CNN'in Afrin Çarpıtmaları
CNN’in Zeytin Dalı harekatını hedef alması ilk değil. Harekatın başından bu yana, defalarca Türk askerini hedef alarak yayın yaptı Türkiye’nin olası müdahalesinde geleceği nokta olan Kabaşin ve Cerablus’a bakan noktalara konuşlanmış, elleri tetikte ABD askerlerini haberlerinde göstermeyi ihmal etmeyen CNN, bu çekimleriyle metin altı mesajları da haberine eklemiş oluyor CNN, Goebbels’i haklı çıkarırcasına “Eğer yeterince büyük bir yalan söyler ve bu yalanı yeterince uzun süre tekrarlarsanız, eninde sonunda insanlar bu yalana inanır” şiarıyla hareket ederek, Irak işgalinin 10 ay öncesinden başlayarak, ekranı ve internet sitesi üzerinden kitle imha silahları hakkında 7 binden fazla haber yayınlamıştı
İSTANBUL -TARIK DAĞLI- Afrin harekatının başından bu yana yaptığı yalan, kasıtlı haberler ya da dezenformasyonlarla gündeme oturan CNN International, bugünlerde yine Türk kamuoyunun gündeminde. Bu kez BBC'nin haftalar önce hiçbir delil dahi göstermeden “... olduğu belirtildi” şeklinde servis ettiği “Ain Dara tapınağı yerle bir edildi” haberini, yeniymiş gibi yayınlayarak. Üstelik, yine hiçbir delil göstermeden ve TSK’nın yaptığı hava saldırılarının tamamının yeri bilindiği ve bu bölgenin de hedefler dışında kaldığı apaçık ortadayken, “Türkiye Afrin’de 3 bin yıllık tarihi yok etti” başlığıyla.
CNN’in Zeytin Dalı harekatını hedef alması ilk değil. Harekatın başından bu yana, defalarca Türk askerini hedef alarak yayın yaptı. 29 Ocak tarihinde Washington yönetiminin Menbiç'ten çekilmeyeceğini özel haberi olarak duyurmuştu. Afrin’e ilerleyen ve bölgeden YPG/PKK terörünü kazımak kararlığını gösteren Türkiye, bir sonraki hedefinin Menbiç olduğunu resmi ağızlardan ilan ettiğinde, CNN hemen devreye girmişti.
7 Şubat günü ise Nick Paton Walsh imzasıyla yayınlanan ve bir zafer belgeseli gibi kameraya da alınan haberde, Türkiye’nin Menbiç’te sebep olduğu sözde mağduriyetler dile getirilerek, ABD’li General Paul Funk'ın, Türkiye’nin Menbiç çıkışıyla ilgili olarak “Tuhaf, anlaşılması zor” açıklaması, metin altı mesajlar eşliğinde verilmişti. Funk’ın “Menbiç’ten çekilmeyeceğiz” sözlerinin bir kez daha dünyaya duyurulduğu haberinde CNN, YPG, PKK ve diğer bölgesel terör örgütlerinden hiç bahsetmeden, baştan aşağı terör paçavralarıyla dolu kenti Suriye’nin bir Kürt kenti gibi lanse etmişti. Menbiç’in geçmişte bir Arap şehri olduğu, YPG tarafından işgal edilip şehre girildiğinde ilk yapılan eylemlerin nüfus ve tapu dairelerinin yakılması olduğu da gizlenen haberde, CNN ucuz edebiyat yaparak teröristlerin ağzından “Türkiye’nin çıkışı DEAŞ’ı cesaretlendiriyor” sözlerini dillendirmişti. YPG’nin işgalci tavrı bir yana, Menbiç’teki teröristlerin şehre katma değer kattığını ileri süren CNN, “Burada halk oteller açmak istiyor. Ancak Türkiye’nin müdahale çıkışı nedeniyle buna kimse cesaret edemiyor. Menbiç’in ekonomisi olumsuz etkileniyor” diyerek mağdur edebiyatı da yaptı. Türkiye’nin olası müdahalesinde geleceği nokta olan Kabaşin ve Cerablus’a bakan noktalara konuşlanmış, elleri tetikte ABD askerlerini de göstermeyi ihmal etmeyen CNN, bu çekimleriyle General Funk’ın metin altı mesajlarını da haberine ekledi.
Spekülatif haber yapmaktan hiçbir şekilde çekinmeyen CNN, 1 Şubat günü Afrin’e giren muhabirleri Waffa Munayyer, Joe Sterling ve Eliza Mackintosh vasıtasıyla, savaş döneminde nasıl algı operasyonu yapılması gerektiğinin yeni bir örneğini sergilemişti. Afrin’de meskun mahal çatışmaları için yıllardır özenle hazırlanan terör tünellerini, halkın bombalardan kaçmak için kullandığı sığınaklar olarak gösteren CNN, yapılanları haberleştirirken, “Bu bir katliam” başlığını kullanmıştı. Kanalın cesetler ve yaralılar olarak verdiği görüntülerde de, bu insanların hangi sebeple hastanede olduğuna dair hiçbir somut delil yoktu. Terör için kullanılan mağara ve tünellerden ise “Evimizi terk edip buraya geldik. Türkiye’nin bizi neden öldürmek istediğini anlamıyoruz” diyen insanlar sayesinde, esaslı bir terör propagandası hayata geçirilmişti.
4 Şubat 2018 tarihinde CNN televizyonuna bağlı internet sitesinde yer alan bir haberde, TSK ve ÖSO unsurlarının bölgedeki Suriyeli mültecilerin üzerine ateş açtığı yazıldı. YPG ve terör yandaşlarının, Afrin’de sivillerin vurulduğu iddialarının da ötesine geçen bu yalan, “Bölgeden alınan bilgilere göre çok sayıda sivil bu şekilde hayatını kaybetti. Bölgede durumun daha da kötüleşmesinden endişe duyuluyor” ifadeleriyle pekiştirildi.
CNN 23 Şubat’ta da YPG’li teröristlerin bozguna uğramasından adeta rahatsızlık duyan ABD’nin sözcülüğünü bir kez daha üstlenerek, TSK'nın sivillere yönelik saldırılar düzenlediği yalanını ortaya attı. “Özel haber” ibaresiyle verilen görüntülerde, bir sivilin herhangi bir zarar gördüğüne dair bir görüntüsü bile yoktu.
- CNN zaten hep böyle çalışıyor!
Peki Zeytin dalı harekatının başından bu yana Türk askerini hedef alan CNN’in günah yüklü bagajında neler duruyor. İşte cevabı:
ABD’li ünlü yönetmen ve yapımcı Michael Moore, ABD’nin 2003’teki Irak işgalinden önce medya tarafından sürekli olarak gündeme getirilen “Irak’ta kimyasal, biyolojik hatta nükleer silahlar var” iddialarını kendine has bir şekilde hicvetmek için Awful Truth (Çarpıcı Gerçekler) isimli programında bu konuyu işlemişti. Irak’ta bahsi geçen silahlar için hiçbir somut iddia, hatta hiçbir gözlemci raporu yoktu. Oysa Moore, ABD’deki birkaç askeri üssü gezerek buralarda kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar olduğunu belgeleriyle kanıtladı. Ardından ABD Senatosu’na giderek “Hey millet durun. Silahların nerede olduğunu buldum. Daha fazla aramanıza gerek yok” diyerek senatörlere seslendi. Sonra da “Ama sanırım bu durumda sizin bakış açınıza göre kendi ülkemizi işgal edip, özgürleştirmemiz gerekecek” diyerek Irak işgalinin ne derece yalan sebeplerine dayandığını gözler önüne serdi.
Ama diğer tarafta, belki de dünyanın en etkili televizyon kanalı olarak tanınan CNN, Moore’un denediğinden farklı bir yöntem kullanıyordu. Mart 2003’teki işgalin 10 ay öncesinden başlayarak, CNN’in ekranları ve internet sitesi üzerinden Irak’taki kitle imha silahları hakkında 7 binden fazla haber çıkmıştı. CNN, adeta Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels’i haklı çıkarırcasına “Eğer yeterince büyük bir yalan söyler ve bu yalanı yeterince uzun süre tekrarlarsanız, eninde sonunda insanlar bu yalana inanır” şiarıyla hareket etmiş ve Moore’un çarpıcı gerçeğinin izlerini silmeyi başarmıştı. ABD kamuoyu CNN'in marifetiyle, ABD askerleri Irak’a girdiğinde, Irak halkının kendilerini çiçeklerle karşılayacağını umuyordu.
CNN’in Irak işgali kadar ağır bir propaganda uyguladığı ikinci örnek ise Donald Trump’ın başkanlığı oldu. Kısa süre içince Trump’ın “Fake News” (Yalan Haber) adını koyacağı CNN, gerçekten de Trump hakkında yalan haber yapmakta “elini hiç korkak alıştırmadı”. ABD Başkanı 2017’nin Yalan Haber Ödülleri’ni dağıtırken CNN’i 4 kez “onurlandırdı”.
CNN’e göre başkanın en büyük oğlu Donald Trump Jr., başkanlık seçimi sırasında Demokratik Parti Komitesi'nden hacklenen bir dizi belge yayınlanmadan önce, WikiLeaks tarafından haberdar edilmişti. CNN net bir şekilde haksız çıktı.
CNN'in Trump'ın Japonya ziyaretinde Başbakan Şinzo Abe ile birlikte koi balıklarını beslerken, balıklara fazla yem verdiğine ilişkin bir haber yayınladı. Ancak balıkların beslenmesini Abe'nin yönettiği ortaya çıktı.
Beyaz Saray İletişim Direktörü Anthony Scaramucci'nin bir Rus yetkiliyle görüştüğü haberi çok kısa sürede “yanlışlıkla” denilerek geri çekildi.
CNN’e göre, Trump “Ben soruşturma altında değilim” dediğinde, eski FBI Direktörü James Comey buna itiraz etmişti. Gündemi değiştiren bu sözler ise Comey tarafından yalanlandı.
Ancak tüm bunların yanında, ABD seçimlerine Rusya müdahalesi ve bunun Trump tarafından organize edilmesi iddiası, CNN için tam bir saplantı haline gelmişti. Akıllara yine Goebbels’in sözü geliyordu, zira 2017 Haziran ve Temmuz ayları içinde CNN’de bu konu hakkında bin 500’den fazla haber çıkmıştı.
- Yalan makinası CNN
Bir ABD Başkanı tarafından defalarca yalancılıkla suçlanınca, CNN hakkında tüm dünyada kafalarda soru işaretleri oluşsa da, dünyanın en tanınan haber kanalının yalan sabıkası oldukça kabarık.
Mesela 2013’ün başlarında, Connecticut eyaletindeki Sandy Hook İlkokulu'nda gerçekleşen katliamda, Adam Lanza isimli bir genç 26 kişiyi öldürmüştü. Helikopterle okula canlı bağlanan CNN, özel birliklerin yaptığı operasyonu yayınlamıştı. Ama CNN'in yayın yaptığı okulun bambaşka bir yerde bulunduğu ve yayınlanan operasyonun tamamen sahte olduğu çok geçmeden ortaya çıktı.
Eski bir CNN muhabiri olan Lyon Amber, CNN'de bütün haberleri kurgulayarak yaptıklarını iddia ettikten sonra piyasada iş bulamamış ve adeta aç kalmıştı. Amber itirafında şu ifadeleri kullanmıştı: "Birçok ülke CNN'e para gönderiyor. Ve istediği haber yaptırıyor."
Körfez Savaşı’nda ise tüm dünyaya bölgedeki en sıcak gelişmeleri aktaran CNN, kimi zaman Suudi Arabistan’da, kimi zaman ise savaş alanında bulunan muhabiri Charles Jaco aracılığıyla yayın yapıyordu. Ancak Jaco’nun tüm bağlantıları, mavi ekran önüne konulmuş yapay palmiye ağaçları olan bir stüdyodan yaptığı ortaya çıktı.
2012’de ise kanalın başarılı isimlerinden diye lanse edilen Anderson Cooper, Suriye'ye bağlanmış ve İngiliz asıllı Suriyeli Danny Abdul Dayem'i saldırı esnasında yayına almıştı. Ama ortaya çıkan görüntüler, Danny'nin stüdyoda bulunduğunu ve bomba seslerinin efekt olduğunu gösterdi.
[İstanbul ikamet eden gazeteci Tarık Dağlı, Batı medyası eleştirileri içeren analizler kaleme almaktadır]
“Görüş” başlığıyla yayımlanan makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansı’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak: AA
CNN’in Zeytin Dalı harekatını hedef alması ilk değil. Harekatın başından bu yana, defalarca Türk askerini hedef alarak yayın yaptı. 29 Ocak tarihinde Washington yönetiminin Menbiç'ten çekilmeyeceğini özel haberi olarak duyurmuştu. Afrin’e ilerleyen ve bölgeden YPG/PKK terörünü kazımak kararlığını gösteren Türkiye, bir sonraki hedefinin Menbiç olduğunu resmi ağızlardan ilan ettiğinde, CNN hemen devreye girmişti.
7 Şubat günü ise Nick Paton Walsh imzasıyla yayınlanan ve bir zafer belgeseli gibi kameraya da alınan haberde, Türkiye’nin Menbiç’te sebep olduğu sözde mağduriyetler dile getirilerek, ABD’li General Paul Funk'ın, Türkiye’nin Menbiç çıkışıyla ilgili olarak “Tuhaf, anlaşılması zor” açıklaması, metin altı mesajlar eşliğinde verilmişti. Funk’ın “Menbiç’ten çekilmeyeceğiz” sözlerinin bir kez daha dünyaya duyurulduğu haberinde CNN, YPG, PKK ve diğer bölgesel terör örgütlerinden hiç bahsetmeden, baştan aşağı terör paçavralarıyla dolu kenti Suriye’nin bir Kürt kenti gibi lanse etmişti. Menbiç’in geçmişte bir Arap şehri olduğu, YPG tarafından işgal edilip şehre girildiğinde ilk yapılan eylemlerin nüfus ve tapu dairelerinin yakılması olduğu da gizlenen haberde, CNN ucuz edebiyat yaparak teröristlerin ağzından “Türkiye’nin çıkışı DEAŞ’ı cesaretlendiriyor” sözlerini dillendirmişti. YPG’nin işgalci tavrı bir yana, Menbiç’teki teröristlerin şehre katma değer kattığını ileri süren CNN, “Burada halk oteller açmak istiyor. Ancak Türkiye’nin müdahale çıkışı nedeniyle buna kimse cesaret edemiyor. Menbiç’in ekonomisi olumsuz etkileniyor” diyerek mağdur edebiyatı da yaptı. Türkiye’nin olası müdahalesinde geleceği nokta olan Kabaşin ve Cerablus’a bakan noktalara konuşlanmış, elleri tetikte ABD askerlerini de göstermeyi ihmal etmeyen CNN, bu çekimleriyle General Funk’ın metin altı mesajlarını da haberine ekledi.
Spekülatif haber yapmaktan hiçbir şekilde çekinmeyen CNN, 1 Şubat günü Afrin’e giren muhabirleri Waffa Munayyer, Joe Sterling ve Eliza Mackintosh vasıtasıyla, savaş döneminde nasıl algı operasyonu yapılması gerektiğinin yeni bir örneğini sergilemişti. Afrin’de meskun mahal çatışmaları için yıllardır özenle hazırlanan terör tünellerini, halkın bombalardan kaçmak için kullandığı sığınaklar olarak gösteren CNN, yapılanları haberleştirirken, “Bu bir katliam” başlığını kullanmıştı. Kanalın cesetler ve yaralılar olarak verdiği görüntülerde de, bu insanların hangi sebeple hastanede olduğuna dair hiçbir somut delil yoktu. Terör için kullanılan mağara ve tünellerden ise “Evimizi terk edip buraya geldik. Türkiye’nin bizi neden öldürmek istediğini anlamıyoruz” diyen insanlar sayesinde, esaslı bir terör propagandası hayata geçirilmişti.
4 Şubat 2018 tarihinde CNN televizyonuna bağlı internet sitesinde yer alan bir haberde, TSK ve ÖSO unsurlarının bölgedeki Suriyeli mültecilerin üzerine ateş açtığı yazıldı. YPG ve terör yandaşlarının, Afrin’de sivillerin vurulduğu iddialarının da ötesine geçen bu yalan, “Bölgeden alınan bilgilere göre çok sayıda sivil bu şekilde hayatını kaybetti. Bölgede durumun daha da kötüleşmesinden endişe duyuluyor” ifadeleriyle pekiştirildi.
CNN 23 Şubat’ta da YPG’li teröristlerin bozguna uğramasından adeta rahatsızlık duyan ABD’nin sözcülüğünü bir kez daha üstlenerek, TSK'nın sivillere yönelik saldırılar düzenlediği yalanını ortaya attı. “Özel haber” ibaresiyle verilen görüntülerde, bir sivilin herhangi bir zarar gördüğüne dair bir görüntüsü bile yoktu.
- CNN zaten hep böyle çalışıyor!
Peki Zeytin dalı harekatının başından bu yana Türk askerini hedef alan CNN’in günah yüklü bagajında neler duruyor. İşte cevabı:
ABD’li ünlü yönetmen ve yapımcı Michael Moore, ABD’nin 2003’teki Irak işgalinden önce medya tarafından sürekli olarak gündeme getirilen “Irak’ta kimyasal, biyolojik hatta nükleer silahlar var” iddialarını kendine has bir şekilde hicvetmek için Awful Truth (Çarpıcı Gerçekler) isimli programında bu konuyu işlemişti. Irak’ta bahsi geçen silahlar için hiçbir somut iddia, hatta hiçbir gözlemci raporu yoktu. Oysa Moore, ABD’deki birkaç askeri üssü gezerek buralarda kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar olduğunu belgeleriyle kanıtladı. Ardından ABD Senatosu’na giderek “Hey millet durun. Silahların nerede olduğunu buldum. Daha fazla aramanıza gerek yok” diyerek senatörlere seslendi. Sonra da “Ama sanırım bu durumda sizin bakış açınıza göre kendi ülkemizi işgal edip, özgürleştirmemiz gerekecek” diyerek Irak işgalinin ne derece yalan sebeplerine dayandığını gözler önüne serdi.
Ama diğer tarafta, belki de dünyanın en etkili televizyon kanalı olarak tanınan CNN, Moore’un denediğinden farklı bir yöntem kullanıyordu. Mart 2003’teki işgalin 10 ay öncesinden başlayarak, CNN’in ekranları ve internet sitesi üzerinden Irak’taki kitle imha silahları hakkında 7 binden fazla haber çıkmıştı. CNN, adeta Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels’i haklı çıkarırcasına “Eğer yeterince büyük bir yalan söyler ve bu yalanı yeterince uzun süre tekrarlarsanız, eninde sonunda insanlar bu yalana inanır” şiarıyla hareket etmiş ve Moore’un çarpıcı gerçeğinin izlerini silmeyi başarmıştı. ABD kamuoyu CNN'in marifetiyle, ABD askerleri Irak’a girdiğinde, Irak halkının kendilerini çiçeklerle karşılayacağını umuyordu.
CNN’in Irak işgali kadar ağır bir propaganda uyguladığı ikinci örnek ise Donald Trump’ın başkanlığı oldu. Kısa süre içince Trump’ın “Fake News” (Yalan Haber) adını koyacağı CNN, gerçekten de Trump hakkında yalan haber yapmakta “elini hiç korkak alıştırmadı”. ABD Başkanı 2017’nin Yalan Haber Ödülleri’ni dağıtırken CNN’i 4 kez “onurlandırdı”.
CNN’e göre başkanın en büyük oğlu Donald Trump Jr., başkanlık seçimi sırasında Demokratik Parti Komitesi'nden hacklenen bir dizi belge yayınlanmadan önce, WikiLeaks tarafından haberdar edilmişti. CNN net bir şekilde haksız çıktı.
CNN'in Trump'ın Japonya ziyaretinde Başbakan Şinzo Abe ile birlikte koi balıklarını beslerken, balıklara fazla yem verdiğine ilişkin bir haber yayınladı. Ancak balıkların beslenmesini Abe'nin yönettiği ortaya çıktı.
Beyaz Saray İletişim Direktörü Anthony Scaramucci'nin bir Rus yetkiliyle görüştüğü haberi çok kısa sürede “yanlışlıkla” denilerek geri çekildi.
CNN’e göre, Trump “Ben soruşturma altında değilim” dediğinde, eski FBI Direktörü James Comey buna itiraz etmişti. Gündemi değiştiren bu sözler ise Comey tarafından yalanlandı.
Ancak tüm bunların yanında, ABD seçimlerine Rusya müdahalesi ve bunun Trump tarafından organize edilmesi iddiası, CNN için tam bir saplantı haline gelmişti. Akıllara yine Goebbels’in sözü geliyordu, zira 2017 Haziran ve Temmuz ayları içinde CNN’de bu konu hakkında bin 500’den fazla haber çıkmıştı.
- Yalan makinası CNN
Bir ABD Başkanı tarafından defalarca yalancılıkla suçlanınca, CNN hakkında tüm dünyada kafalarda soru işaretleri oluşsa da, dünyanın en tanınan haber kanalının yalan sabıkası oldukça kabarık.
Mesela 2013’ün başlarında, Connecticut eyaletindeki Sandy Hook İlkokulu'nda gerçekleşen katliamda, Adam Lanza isimli bir genç 26 kişiyi öldürmüştü. Helikopterle okula canlı bağlanan CNN, özel birliklerin yaptığı operasyonu yayınlamıştı. Ama CNN'in yayın yaptığı okulun bambaşka bir yerde bulunduğu ve yayınlanan operasyonun tamamen sahte olduğu çok geçmeden ortaya çıktı.
Eski bir CNN muhabiri olan Lyon Amber, CNN'de bütün haberleri kurgulayarak yaptıklarını iddia ettikten sonra piyasada iş bulamamış ve adeta aç kalmıştı. Amber itirafında şu ifadeleri kullanmıştı: "Birçok ülke CNN'e para gönderiyor. Ve istediği haber yaptırıyor."
Körfez Savaşı’nda ise tüm dünyaya bölgedeki en sıcak gelişmeleri aktaran CNN, kimi zaman Suudi Arabistan’da, kimi zaman ise savaş alanında bulunan muhabiri Charles Jaco aracılığıyla yayın yapıyordu. Ancak Jaco’nun tüm bağlantıları, mavi ekran önüne konulmuş yapay palmiye ağaçları olan bir stüdyodan yaptığı ortaya çıktı.
2012’de ise kanalın başarılı isimlerinden diye lanse edilen Anderson Cooper, Suriye'ye bağlanmış ve İngiliz asıllı Suriyeli Danny Abdul Dayem'i saldırı esnasında yayına almıştı. Ama ortaya çıkan görüntüler, Danny'nin stüdyoda bulunduğunu ve bomba seslerinin efekt olduğunu gösterdi.
[İstanbul ikamet eden gazeteci Tarık Dağlı, Batı medyası eleştirileri içeren analizler kaleme almaktadır]
“Görüş” başlığıyla yayımlanan makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansı’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.