Teoman Duralı 'Adanmış Ömürler'in Konuğu Oldu
Felsefeci, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Teoman Duralı, Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen "Adanmış Ömürler" söyleşisine konuk oldu.
Bağcılar Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre etkinlik, Bağcılar Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Demet Tezcan'ın üstlendiği söyleşide Duralı, şunları kaydetti:
"Kafamda iki meslek vardı. Ya iyi bir felsefeci ya da kaptanlık. Kaptan olsaydım Norveç'e, felsefeci olsaydım Hindistan'a gidecektim. Okul bittikten sonra gemide çalışmaya başladım. 1967'de çok istediğim Norveç'in başkenti Oslo'ya gittim. Gemiden inip şehre girdiğimde kar, soğuk ve karanlık vardı. İçime sinmedi ve geri dönüp felsefe okumaya karar verdim. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne başladım. Felsefeyi tercih ederken Nermi Uygur hocam etkili oldu. Hali ve tavrıyla beni şaşırtmıştı. Kafamdaki felsefecilerin dışında biriydi. Edepli, iyi giyimli ve doğru düzgün bir adamdı."
Konuşmasında darbe mağduru olduğunu da belirten Duralı, "Her askeri darbeden sonra kanunlar değiştiriliyordu. O dönemler Türkiye'de kazanılmış haklar kaybedilmez kuralı yoktu. 12 Mart 1970 darbesinde asistanlık kadrom iptal edildi. 9 ay işsiz kaldım. Bu süreçte Kapalıçarşı'da komisyoncu olarak çalışmak zorunda kaldım. Eşim de çalışmıyordu çocuklara bakmak zorundaydım. Sonra asistanlık kadrosu verildi, ancak 1980 darbesinden sonra tekrar kaldırıldı. Yine bir süre açıkta kaldım. Fazla zaman geçirmeden başvuru yapıp yardımcı doçent oldum." ifadelerini kullandı.
Bu yıl "Necip Fazıl Saygı Ödülü"ne de değer görülen Prof. Dr. Duralı, Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden şair, yazar ve fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek'in hayranı olduğunu dile getirerek, "Necip Fazıl Kısakürek'i birkaç kez gördüm. Ben lisede okurken Ankara'da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde onu dinlemeye gitmiştim. Kendisine hayran kaldım. Felsefe ağırlıklı konuşmuştu. Müthiş bir bilgisi ve olağanüstü bir Türkçesi vardı. Bunu kitaplarında da gösterdi. İki adamın belagatına hayran kalmışımdır. Onlardan biri Necip Fazıl'dır, diğeri ise siyasetçi Osman Bölükbaşı." diye konuştu.
Kaynak: AA
Moderatörlüğünü Demet Tezcan'ın üstlendiği söyleşide Duralı, şunları kaydetti:
"Kafamda iki meslek vardı. Ya iyi bir felsefeci ya da kaptanlık. Kaptan olsaydım Norveç'e, felsefeci olsaydım Hindistan'a gidecektim. Okul bittikten sonra gemide çalışmaya başladım. 1967'de çok istediğim Norveç'in başkenti Oslo'ya gittim. Gemiden inip şehre girdiğimde kar, soğuk ve karanlık vardı. İçime sinmedi ve geri dönüp felsefe okumaya karar verdim. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne başladım. Felsefeyi tercih ederken Nermi Uygur hocam etkili oldu. Hali ve tavrıyla beni şaşırtmıştı. Kafamdaki felsefecilerin dışında biriydi. Edepli, iyi giyimli ve doğru düzgün bir adamdı."
Konuşmasında darbe mağduru olduğunu da belirten Duralı, "Her askeri darbeden sonra kanunlar değiştiriliyordu. O dönemler Türkiye'de kazanılmış haklar kaybedilmez kuralı yoktu. 12 Mart 1970 darbesinde asistanlık kadrom iptal edildi. 9 ay işsiz kaldım. Bu süreçte Kapalıçarşı'da komisyoncu olarak çalışmak zorunda kaldım. Eşim de çalışmıyordu çocuklara bakmak zorundaydım. Sonra asistanlık kadrosu verildi, ancak 1980 darbesinden sonra tekrar kaldırıldı. Yine bir süre açıkta kaldım. Fazla zaman geçirmeden başvuru yapıp yardımcı doçent oldum." ifadelerini kullandı.
Bu yıl "Necip Fazıl Saygı Ödülü"ne de değer görülen Prof. Dr. Duralı, Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden şair, yazar ve fikir adamı Necip Fazıl Kısakürek'in hayranı olduğunu dile getirerek, "Necip Fazıl Kısakürek'i birkaç kez gördüm. Ben lisede okurken Ankara'da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde onu dinlemeye gitmiştim. Kendisine hayran kaldım. Felsefe ağırlıklı konuşmuştu. Müthiş bir bilgisi ve olağanüstü bir Türkçesi vardı. Bunu kitaplarında da gösterdi. İki adamın belagatına hayran kalmışımdır. Onlardan biri Necip Fazıl'dır, diğeri ise siyasetçi Osman Bölükbaşı." diye konuştu.