Engelli Hilal'e Zeynep Öğretmen Işık Oldu
Bitlis’te bedensel engelli Hilal Gök, evinin sınıf haline getirilen odasında eğitim görüyor.
Milli Eğitim Bakanlığınca uygulanan ‘Evde ve Hastanede Eğitim Hizmetleri Yönergesi’ kapsamında 6 yaşındaki Hilal Gök, Zeynep Uluç isimli öğretmen sayesinde evinde eğitim görüyor. Merkeze bağlı Hersan Mahallesi’nde yaşayan ve bedensel engeli nedeniyle okula gidemeyen ilkokul 1. sınıf öğrencisi Hilal Gök’e Zeynep Öğretmeni ışık oluyor.
Hilal’i evinde ziyaret eden Bitlis Milli Eğitim Müdürü M. Emin Korkmaz, devletin politikasının eğitim çağına giren tüm çocukların ve gençlerin iyi eğitim almalarını sağlamak olduğunu belirtti.
Korkmaz, “İlimizde 71 öğrencimiz evde eğitim görmektedir. Bu 71 öğrencimizin her birine biz birer tane öğretmen tahsis ettik. Milli Eğitim Bakanlığımız bu öğrencilerimizi haftanın 4 günü evde destek odalarında birebir uzmanlarla buluşturuyor. Bu da bizim Bakanlığımızın ne kadar eğitime ehemmiyet verdiğini, bizim için eğitimde bir ferdin bile feda edilmeyeceğinin net bir göstergesidir. Biz sadece evde eğitim vermiyoruz. İl genelinde olmak üzere 17 tane rehabilitasyon merkezlerinde bin 898 öğrenciye ayrı bir eğitim veriyoruz. Bunun haricinde Bitlis ve Tatvan’da olmak üzere iki tane eğitim uygulama okulumuz mevcuttur. Bu okullarımızda bulunan 188 öğrencimize haftanın beş gününde her üç öğrenciye bir öğretmen düşecek şekilde ayrı bir eğitimimiz söz konusudur. Bu sosyal devlet olmanın gereğidir. Biz yıllar önce Avrupa’da bu tür haberleri gördüğümüz zaman gıpta ile bakıyorduk. Oysa şu an bizim ülkemiz hem bu bağlamda hem de sosyal yardımlar bağlamında Avrupa’nın çok daha ilerisindedir. Bunu da Hilal’e baktığımızda net bir şekilde görüyoruz. Yani bir ferdin eğitimi için devlet hiçbir zaman masraftan ve paradan kaçınmayıp elinden geleni yapıyor. Zaten olması gereken ve devlet olmanın özelliği budur. Muhtaca ihtiyacı doğrultusunda her şeyi anında, zamanında ve yerinde vermek demektir. Bu da sosyal devlet olmanın gereğidir, benim devletim bunu yapıyor. Bu devletin vatandaşı olmaktan ve bir eğitimci olmaktan bugün gördüğüm manzara karşısında gözüm yaşardı gurur duydum” diye konuştu.
Okula gidemeyen çocukların tespitlerinin hem kendi bünyelerinde hem de veliler aracılığı ile yapıldığını belirten Korkmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu tür çocuklarımızın tespitlerini iki şekilde yapıyoruz. Birincisi Rehberlik Araştırma Merkezinin (RAM) yapmış olduğu tespitler, ikincisi ise velinin bize bildirdiği birebir tespitler var. Bu tespitlerden sonra öğrencilerimizi RAM’lara yönlendiriyoruz. Burada öğretmenlerimiz bu çocuklarımızın eğitim ihtiyaç düzeyini belirliyor. Birebir eğitim mi, kaynaştırma eğitimi mi, yoksa grup eğitimine mi ihtiyacı var? Hangi tür eğitime ihtiyacı varsa onun üzerinden öğretmenlerimizin verdiği rapor doğrultusunda biz bu öğrencinin eğitim seviyesini belirliyoruz. Eğer evde eğitim öngörüldüyse, öğretmenimiz haftada 4 gün çocuğumuza birebir evinde akranlarının seviyesinde eğitim veriyor. Bu rakam bizim ilimizde 71’dir, çok da büyük bir rakamdır. Örnek verirsek, Ahlat’ın Yoğurtyemez köyü Ahlat’a 38 kilometre uzaklıktadır. Orada bile bir kızımız evinde eğitim görüyor. Bir de hastanede eğitim alanımız var, bu da süreli hastalığı olan öğrencilerimizin eğitimlerinden mahrum kalmamaları adına hastane odalarında yine çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu ilkokul, ortaokul ve lise alanlarında ve her branşta düzenli bir şekilde eğitim veriyoruz” dedi.
Hilal’in öğretmeni Zeynep Uluç ise bu işin sadece gelip gitmeyle değil gönülle alakalı olduğunu ifade ederek, “Bedensel engelli öğrencimiz Hilal’e ders vermekteyim. Bu, engelli öğrencilerimize sunulan güzel bir fırsattır. Çünkü bu durumdaki öğrencilerin okula gitme durumu olmuyor. Böylelikle eğitimlerinden geri kalabiliyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın ve devletimizin bu yöndeki hizmetleri takdir edilecek hizmetlerdir. Bu öğrencilere gelip evlerinde eğitim vermek gerçekten çok güzel bir duygu. Sadece buraya gelip gitmek değil, yani bu biraz daha gönül işidir. Gerçekten ben buraya gelirken çok mutlu oluyorum. Hilal’in bir şeyler öğrendiğini gördüğüm zaman çok çok daha mutlu oluyorum. Hem öğrencimiz bir şeyler alıyor hem de bu yönde kendimi çok şanslı hissediyorum. İyi ki böyle bir uygulama var, iyi ki ben de bu uygulamanın içindeyim. Hilal kızımız genel anlamda çalışkan tabi ki, bazen zorlandığımız zamanlar oluyor. Ama derslerini yapmaya çalışıyor, gayretli ve başarılı bir kızımız” diye konuştu.
Hilal’in babası Selahattin Gök ise kızı okula gidemediği için devlet tarafından böyle bir uygulama yapıldığını ve bundan dolayı çok memnun olduklarını belirtti.
Kaynak: İHA
Hilal’i evinde ziyaret eden Bitlis Milli Eğitim Müdürü M. Emin Korkmaz, devletin politikasının eğitim çağına giren tüm çocukların ve gençlerin iyi eğitim almalarını sağlamak olduğunu belirtti.
Korkmaz, “İlimizde 71 öğrencimiz evde eğitim görmektedir. Bu 71 öğrencimizin her birine biz birer tane öğretmen tahsis ettik. Milli Eğitim Bakanlığımız bu öğrencilerimizi haftanın 4 günü evde destek odalarında birebir uzmanlarla buluşturuyor. Bu da bizim Bakanlığımızın ne kadar eğitime ehemmiyet verdiğini, bizim için eğitimde bir ferdin bile feda edilmeyeceğinin net bir göstergesidir. Biz sadece evde eğitim vermiyoruz. İl genelinde olmak üzere 17 tane rehabilitasyon merkezlerinde bin 898 öğrenciye ayrı bir eğitim veriyoruz. Bunun haricinde Bitlis ve Tatvan’da olmak üzere iki tane eğitim uygulama okulumuz mevcuttur. Bu okullarımızda bulunan 188 öğrencimize haftanın beş gününde her üç öğrenciye bir öğretmen düşecek şekilde ayrı bir eğitimimiz söz konusudur. Bu sosyal devlet olmanın gereğidir. Biz yıllar önce Avrupa’da bu tür haberleri gördüğümüz zaman gıpta ile bakıyorduk. Oysa şu an bizim ülkemiz hem bu bağlamda hem de sosyal yardımlar bağlamında Avrupa’nın çok daha ilerisindedir. Bunu da Hilal’e baktığımızda net bir şekilde görüyoruz. Yani bir ferdin eğitimi için devlet hiçbir zaman masraftan ve paradan kaçınmayıp elinden geleni yapıyor. Zaten olması gereken ve devlet olmanın özelliği budur. Muhtaca ihtiyacı doğrultusunda her şeyi anında, zamanında ve yerinde vermek demektir. Bu da sosyal devlet olmanın gereğidir, benim devletim bunu yapıyor. Bu devletin vatandaşı olmaktan ve bir eğitimci olmaktan bugün gördüğüm manzara karşısında gözüm yaşardı gurur duydum” diye konuştu.
Okula gidemeyen çocukların tespitlerinin hem kendi bünyelerinde hem de veliler aracılığı ile yapıldığını belirten Korkmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu tür çocuklarımızın tespitlerini iki şekilde yapıyoruz. Birincisi Rehberlik Araştırma Merkezinin (RAM) yapmış olduğu tespitler, ikincisi ise velinin bize bildirdiği birebir tespitler var. Bu tespitlerden sonra öğrencilerimizi RAM’lara yönlendiriyoruz. Burada öğretmenlerimiz bu çocuklarımızın eğitim ihtiyaç düzeyini belirliyor. Birebir eğitim mi, kaynaştırma eğitimi mi, yoksa grup eğitimine mi ihtiyacı var? Hangi tür eğitime ihtiyacı varsa onun üzerinden öğretmenlerimizin verdiği rapor doğrultusunda biz bu öğrencinin eğitim seviyesini belirliyoruz. Eğer evde eğitim öngörüldüyse, öğretmenimiz haftada 4 gün çocuğumuza birebir evinde akranlarının seviyesinde eğitim veriyor. Bu rakam bizim ilimizde 71’dir, çok da büyük bir rakamdır. Örnek verirsek, Ahlat’ın Yoğurtyemez köyü Ahlat’a 38 kilometre uzaklıktadır. Orada bile bir kızımız evinde eğitim görüyor. Bir de hastanede eğitim alanımız var, bu da süreli hastalığı olan öğrencilerimizin eğitimlerinden mahrum kalmamaları adına hastane odalarında yine çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu ilkokul, ortaokul ve lise alanlarında ve her branşta düzenli bir şekilde eğitim veriyoruz” dedi.
Hilal’in öğretmeni Zeynep Uluç ise bu işin sadece gelip gitmeyle değil gönülle alakalı olduğunu ifade ederek, “Bedensel engelli öğrencimiz Hilal’e ders vermekteyim. Bu, engelli öğrencilerimize sunulan güzel bir fırsattır. Çünkü bu durumdaki öğrencilerin okula gitme durumu olmuyor. Böylelikle eğitimlerinden geri kalabiliyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın ve devletimizin bu yöndeki hizmetleri takdir edilecek hizmetlerdir. Bu öğrencilere gelip evlerinde eğitim vermek gerçekten çok güzel bir duygu. Sadece buraya gelip gitmek değil, yani bu biraz daha gönül işidir. Gerçekten ben buraya gelirken çok mutlu oluyorum. Hilal’in bir şeyler öğrendiğini gördüğüm zaman çok çok daha mutlu oluyorum. Hem öğrencimiz bir şeyler alıyor hem de bu yönde kendimi çok şanslı hissediyorum. İyi ki böyle bir uygulama var, iyi ki ben de bu uygulamanın içindeyim. Hilal kızımız genel anlamda çalışkan tabi ki, bazen zorlandığımız zamanlar oluyor. Ama derslerini yapmaya çalışıyor, gayretli ve başarılı bir kızımız” diye konuştu.
Hilal’in babası Selahattin Gök ise kızı okula gidemediği için devlet tarafından böyle bir uygulama yapıldığını ve bundan dolayı çok memnun olduklarını belirtti.