Şeker Açıklaması '28 Şubat Millete Ve Değerlerine Karşı Alçakça Bir İhanettir'
Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker, “Bir daha bu ülkede 28 Şubatlar olmayacak. Bu millet 15 Temmuz’da iradesine sahip çıkarak rüşdünü ispat etmiştir” dedi.
Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker, 11 iş hizmet kolunun yönetim kurulu üyelerinin de iştirakiyle 28 Şubat post modern darbesiyle alakalı sendika binasında basın açıklaması yaptı.
Dünyanın her yerinde sivil oluşumların demokrasinin sigortası olduğunu hatırlatan Şeker, "28 Şubat’ta Türkiye’de millet iradesine rot balans yapılmıştır. Bu da darbe düzeneğinin aktörlerinin topluma verdikleri talimatla gerçekleşmiştir. Tıpkı yargı mensuplarına brifing vererek onları talimatlandırdıkları gibi, tıpkı üniversitelere talimat vererek rektörleri hareketlendirdikleri gibi; o dönem, toplumun bütün katmanlarını bu sürecin içine talimatlarla katma gibi bir aymazlık yapıldı" diye konuştu.
"28 Şubatın hesabı bütün yönleriyle verilmeli"
28 Şubat davasının karar aşamasına geldiğini dile getiren Şeker, "Davanın görülüş şekli, kapsayış biçimi üzerinde tartışmamız var. Bu konuda itirazlarımız var. Çünkü 28 Şubat’ı eğer mağduriyetlerin göz ardı edilip, ’geçmişte kaldı, pardon’ diyerek okuyacak olursak; bu ülkede darbe sistematiği asla yok olmaz. 28 Şubat’ın hesabının tüm yönleriyle verilmesi gerekir. Sivil kuruluşundan medya ayağına, sufle vereninden sahaya sürenine, dolayısıyla bizzat bu işi karargâhta yönetenlerinden alana uygulanmasını sağlayanlara, bileşenlerinin tamamına ilişkin bir çalışmanın yapılması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Şeker, "17-25 Aralık bu ülkede gerçekleştiğinde ve 15 Temmuz darbe girişimiyle de görüldü ki 28 Şubat, aslında küresel güçlerin Türkiye’de toplumun genelini oluşturan kesim içinde FETÖ’yü daha etkin kılma projesiymiş, ona otobanı açma projesiymiş" şeklinde konuştu.
“Drbenin ülkeye maliyeti 381 milyar dolar”
Darbenin ülkeye maliyetinin 381 milyar dolar olduğunu anlatan Şeker, şöyle devam etti:
"Bankalardan hortumlanan para 46 milyar dolar, kartel medyasına darbe sürecinde aktarılan para 428 milyon dolar. 1997-2001 yıllarında kamuda öğretmenlere ilişkin yaptığımız bir araştırmada ortaya çıkan gerçek ürkütücü, kılık kıyafet nedeniyle açılan soruşturma sayısı 33 bin 272’dir. O dönemde 6 milyon fişleme var. Bin 635 TSK personeli irtica suçlamasıyla ihraç edildi. Ülke, ekonomik olarak belinden kırılmış ve çöküşe doğru sürüklenmiştir. Batık bankaların başına baktığınız zaman tamamının yönetim kurullarının başında emekli paşaları görürsünüz. Dolayısıyla ülke hortumlanırken ülke sefaletin içine çekilirken siyasal anlamda istikrarsızlaştırılırken belli bir kesim bunun rantını yemiştir."
TBMM’de 28 Şubat Araştırma Komisyonu kurulduğunu, komisyonun bir rapor oluşturduğunu da hatırlatan Numan Şeker, “Milli Eğitim Bakanlığında o dönemde ceza alan, memuriyeti sonlandırılanlarla ilgili çok ilginç bir gerçekle karşı karşıya kalındı. Bakanlıkta bu işleri yapanlar, ‘Bir gün gelir bunların hesabı sorulur’ diye farklı bir yöntem denediler. Normalde teftiş kurullarının yürütmesi gereken kovuşturmalar, özel büro üzerinden çalışılarak yürütüldü. Bakanlığın arşivindeki sayıların sınırlı olması üzerine bu durumun farkına varıldı” dedi.
“Hâlâ memuriyetlerine dönemeyen mağdurlar var”
28 Şubat mağdurlarına yönelik AK Parti hükümetinin attığı kıymetli adımlar bulunduğunu vurgulayan Şeker, “Bunun inkar edilemez. Ancak hala haklarını elde etmek için mücadelelerini sürdürenlerin bulunduğu da bir gerçek. Brifingli yargıçlar üzerinden dosyası görülen uyduruk dosyalarla hayatları karartılan ve hala cezaevlerinde bekleyen insanlar var. O dönem talimatla insanların sicilleri ile memuriyetleri ile oynanan ancak görevine dönemeyen insanlar var” diyerek sözlerini şu cümlelerle noktaladı: “Yapılan baskılarla üniversiteden ayrılmak zorunda olanlara bu hakverildi.
Ancak bu mağdurlar memuriyetleri ve emeklilik yaşı gibi konularda dezavantajlı hale düştü. Bu konudaki itirazlar devam ediyor. 28 Şubat mağduru Necmettin Erbakan’ı rahmet ve minnet yâd ederek, 28 Şubatların bu ülkede bir daha yaşanmamasını diliyorum” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Dünyanın her yerinde sivil oluşumların demokrasinin sigortası olduğunu hatırlatan Şeker, "28 Şubat’ta Türkiye’de millet iradesine rot balans yapılmıştır. Bu da darbe düzeneğinin aktörlerinin topluma verdikleri talimatla gerçekleşmiştir. Tıpkı yargı mensuplarına brifing vererek onları talimatlandırdıkları gibi, tıpkı üniversitelere talimat vererek rektörleri hareketlendirdikleri gibi; o dönem, toplumun bütün katmanlarını bu sürecin içine talimatlarla katma gibi bir aymazlık yapıldı" diye konuştu.
"28 Şubatın hesabı bütün yönleriyle verilmeli"
28 Şubat davasının karar aşamasına geldiğini dile getiren Şeker, "Davanın görülüş şekli, kapsayış biçimi üzerinde tartışmamız var. Bu konuda itirazlarımız var. Çünkü 28 Şubat’ı eğer mağduriyetlerin göz ardı edilip, ’geçmişte kaldı, pardon’ diyerek okuyacak olursak; bu ülkede darbe sistematiği asla yok olmaz. 28 Şubat’ın hesabının tüm yönleriyle verilmesi gerekir. Sivil kuruluşundan medya ayağına, sufle vereninden sahaya sürenine, dolayısıyla bizzat bu işi karargâhta yönetenlerinden alana uygulanmasını sağlayanlara, bileşenlerinin tamamına ilişkin bir çalışmanın yapılması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Şeker, "17-25 Aralık bu ülkede gerçekleştiğinde ve 15 Temmuz darbe girişimiyle de görüldü ki 28 Şubat, aslında küresel güçlerin Türkiye’de toplumun genelini oluşturan kesim içinde FETÖ’yü daha etkin kılma projesiymiş, ona otobanı açma projesiymiş" şeklinde konuştu.
“Drbenin ülkeye maliyeti 381 milyar dolar”
Darbenin ülkeye maliyetinin 381 milyar dolar olduğunu anlatan Şeker, şöyle devam etti:
"Bankalardan hortumlanan para 46 milyar dolar, kartel medyasına darbe sürecinde aktarılan para 428 milyon dolar. 1997-2001 yıllarında kamuda öğretmenlere ilişkin yaptığımız bir araştırmada ortaya çıkan gerçek ürkütücü, kılık kıyafet nedeniyle açılan soruşturma sayısı 33 bin 272’dir. O dönemde 6 milyon fişleme var. Bin 635 TSK personeli irtica suçlamasıyla ihraç edildi. Ülke, ekonomik olarak belinden kırılmış ve çöküşe doğru sürüklenmiştir. Batık bankaların başına baktığınız zaman tamamının yönetim kurullarının başında emekli paşaları görürsünüz. Dolayısıyla ülke hortumlanırken ülke sefaletin içine çekilirken siyasal anlamda istikrarsızlaştırılırken belli bir kesim bunun rantını yemiştir."
TBMM’de 28 Şubat Araştırma Komisyonu kurulduğunu, komisyonun bir rapor oluşturduğunu da hatırlatan Numan Şeker, “Milli Eğitim Bakanlığında o dönemde ceza alan, memuriyeti sonlandırılanlarla ilgili çok ilginç bir gerçekle karşı karşıya kalındı. Bakanlıkta bu işleri yapanlar, ‘Bir gün gelir bunların hesabı sorulur’ diye farklı bir yöntem denediler. Normalde teftiş kurullarının yürütmesi gereken kovuşturmalar, özel büro üzerinden çalışılarak yürütüldü. Bakanlığın arşivindeki sayıların sınırlı olması üzerine bu durumun farkına varıldı” dedi.
“Hâlâ memuriyetlerine dönemeyen mağdurlar var”
28 Şubat mağdurlarına yönelik AK Parti hükümetinin attığı kıymetli adımlar bulunduğunu vurgulayan Şeker, “Bunun inkar edilemez. Ancak hala haklarını elde etmek için mücadelelerini sürdürenlerin bulunduğu da bir gerçek. Brifingli yargıçlar üzerinden dosyası görülen uyduruk dosyalarla hayatları karartılan ve hala cezaevlerinde bekleyen insanlar var. O dönem talimatla insanların sicilleri ile memuriyetleri ile oynanan ancak görevine dönemeyen insanlar var” diyerek sözlerini şu cümlelerle noktaladı: “Yapılan baskılarla üniversiteden ayrılmak zorunda olanlara bu hakverildi.
Ancak bu mağdurlar memuriyetleri ve emeklilik yaşı gibi konularda dezavantajlı hale düştü. Bu konudaki itirazlar devam ediyor. 28 Şubat mağduru Necmettin Erbakan’ı rahmet ve minnet yâd ederek, 28 Şubatların bu ülkede bir daha yaşanmamasını diliyorum” diye konuştu.