İzzet Günay'a Saygı Gecesi
Oyuncu Günay: 'Güzel bir devirdi. Zorluklar içinde ve büyük fedakarlıklarla yapılan işlerdi. Şansımıza o devre rast geldik, o sinemayı yaptık' '120 film yapmışım ama 'say' dediğinizde birinci basamağa koyduğum film Vesikalı Yarim' Sinema eleştirmeni Dorsay: 'Lütfi Akad'ın Türkan Şoray üçlemesinin ilk filmi 'Ana'dır. Onda İzzet Günay yok. İkincisi Vesikalı Yarim'di. Üçüncü filmi ise 'Seninle Ölmek İstiyorum'. O filmdeki Nihat rolü de gayet hoş bir roldür. Vesikalı Yarim kadar olmasa da en güzel filmleri arasında' Sinema yazarı Kabil: 'Hakikaten Yeşilçam dediğimizde, bir toplumun görsel ve bir yerde de sözel hafızasını karşımızda buluyoruz'
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), usta oyuncu İzzet Günay'a saygı gecesi düzenledi.
Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panelin ardından sahneye çıkan Günay, hatırlanmanın çok güzel olduğunu belirterek, "Her insan hatırlanmaktan hoşlanır. Biz de artık hatırlanacak yaşlara geldik." dedi.
Sanatçı, kariyeri boyunca yaptığı filmlere de işaret ederek, "120 film yapmışım ama 'say' dediğinizde birinci basamağa koyduğum film, Vesikalı Yarim. Burada Türkan'ın (Şoray) katkısı ve benim de oyunculuğum anlatıldı fakat rahmetli Lütfi (Akad) Ağabey'den bahsetmek gerekiyor. Büyük bir insan, sanatçı, yönetmen ve kişilik anlamında çok yüceydi gerçekten." ifadelerini kullandı.
Sanatçıların duygusal insanlar olduğuna vurgu yapan usta oyuncu, şunları kaydetti:
"Burada güzel şeylerden bahsedilince çok duygulanıyor, çok eskilere gidiyoruz. Ailelerimizi, mahallemizi, güzel insanları hep hatırlıyoruz. Siz de hatırlıyorsunuzdur umarım. Güzel bir devirdi. Zorluklar içinde ve büyük fedakarlıklarla yapılan işlerdi. Şansımıza o devre rast geldik, o sinemayı yaptık. Bugün yaşımız müsait olsa, bugün de gençlerin yaptığı sinemayı yapacaktık. Gençler yine hatrımızı sayıyor ve güzel bir şey söylüyor, 'Sizin sinemadan ve sizden çok şey öğrendik'. Bu da hoşumuza gidiyor."
- "Günay, 1964'te tam 18 filmde oynadı"
Sinema Eleştirmeni Atilla Dorsay da Günay'ın ilk filmi Kırık Plak'ın 1959'da gösterildiğini belirterek, "1963'te 7 film, 1964'te tam 18 filmde oynamış. Bunların arasında belki çok önemli sayılmayacak yönetmenlerin filmleri de var. Dolayısıyla bu 18 filmin hepsi çok önemli değil ama en azından o yıldan, 'Ağaçlar Ayakta Ölür'ün burada sözü edildi. Çok beğenilmiş yabancı bir oyundan önce sahnede, sonra filmde izledik onu." diye konuştu.
İzzet Günay'ın rol aldığı filmlere ilişkin detaylı bilgi veren Dorsay, sanatçının, 1965'te 13, 1966'da 12, 1967'de 14, 1968'de 10 filmde oynadığını kaydetti.
Dorsay, sanatçının en iyi filminin Vesikalı Yarim olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Bence iyi bir yönetmen olması önemli. Bütün yönetmenleri seviyoruz ama ne Yeşilçam ne de Hollywood'un gelmiş geçmiş bütün yönetmenlerinin iyi işler yaptığını söylemek mümkün. Aralarında dehalar var. Ustaca işler yapanlar var. Kabul edilecek yönetmenler var. Bir de başarılı olmayanlar var. Bunu da kabul etmek lazım. Tabii iş Lütfi Akad'a gelince duruyor. Lütfi Akad'ın Türkan Şoray üçlemesinin ilk filmi 'Ana'dır. Onda İzzet Günay yok. İkincisi Vesikalı Yarim'di. Üçüncü filmi ise 'Seninle Ölmek İstiyorum'. O filmdeki Nihat rolü de gayet hoş bir roldür. Vesikalı Yarim kadar olmasa da en güzel filmleri arasında."
Günay'ın 1970'te 8 filmde oynadığına dikkati çeken Dorsay, aynı yıl Yücel Çakmaklı'nın 'Birleşen Yollar' filminde Türkan Şoray oynadığını söyleyerek, "Adına 'beyaz sinema' dediğimiz, İslami sinemayı başlatan ilk film. O sinemayı da yadsımayalım. Türk sinemasında, Yeşilçam'da bir dönemde siyasal ve toplumsal açıdan önemli. En azından belli bir yer tutmuş bir akımın bence iyi filmlerinden biri." değerlendirmesini yaptı.
- "İzzet Günay, Türk sinemasının yapı taşlarından biri"
Sinema yazarı İhsan Kabil, İzzet Günay'ın Türk sinemasının yapı taşlarından biri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Hakikaten Yeşilçam dediğimizde, bir toplumun görsel ve bir yerde de sözel hafızasını karşımızda buluyoruz. Sezai Karakoç, Türk sinemasının tüm problemlerinin yanında nostaljik bir değer taşıdığını ve artık bir yerde bize imgesel ve ikonik bir dünya sunduğunu söylüyor. Dolayısıyla kendiliğinden ve içten gelişen bir süreç olmuş Yeşilçam. Bizim starlarımız, yardımcı oyuncularımız ile senarist, yönetmen ve teknik ekibin muazzam özverili çalışmalarıyla cumhuriyet öncesinden bugünlere kadar görsel bir belgeselini çizmiş de diyebiliriz. Hem mekanlarıyla -ki bunların çoğu İstanbul'da geçmiştir- hem konuları, hikayeleriyle bizi bugünlere taşımıştır."
- "Vesikalı Yarim'in hem şiiri var hem hikayesi"
ESKADER Başkanı Şerif Aydemir de Günay'ın rol aldığı Vesikalı Yarim filmini değerlendirerek, "Özdemir Asaf, 'Herkesin bir şiiri yoktur ama herkesin bir hikayesi vardır' demiş. Vesikalı Yarim'in hem şiiri var hem hikayesi. Hatta romanları, şarkıları var. Hakkında yazılmış kitaplar, makaleler, incelemeler, tezler, analizler var. Görünen o ki zaman ilerledikçe filmin kıymeti de artıyor. Sinema sanatı, tarihi ve sosyolojik açıdan hakkında bu kadar söz söylenen başka bir sinema eserimiz yok." diye konuştu.
Yönetmen Halit Refiğ'in eşi Gülper Refiğ ise ölümsüz sanatçıların sayısının çok az olduğunu söyleyerek, "Dünyada böyle bir sinema örneği daha yok. Ülkesiyle, kendi toplumu, insanıyla bir aile kurmuş, özdeşleşmiş olan Yeşilçam sineması ölümsüzdür. Onu yaratan o insanlar da ölümsüz. Çünkü bir şeyi çok iyi biliyorlar. Yürekleri var ve yürekleri canlı, yaşıyor. Eşlerine de ülkelerine de bağlılar. Sevmeyi biliyorlar. Onun için de seviliyorlar. Ölümsüzler."
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Çiğdem Tunç ise farklı tarzda oyuncular olduğunu aktararak, "Benim bildiğim İzzet Günay, içi dışına çıkarcasına, kendisine takdir edilen rolün üstüne üstüne yürür. Komedi ya da trajedi, ne oynarsa oynasın, üzerine üzerine yürümesiyle, o öz güveniyle ve her kılığı sanki çok usta bir terzi tarafından kendisi için biçilmiş kıyafete dönüştürmesi, rolü ele alışı hep böyle oldu. Döneminde birlikte var olduğu, tatlı rekabet içinde olduğu devreleri ile arasındaki farkı neydi? Sinemaya kattığı çok değer var. Tek bir filme indirgenemez bu. Haksızlık etmiş oluruz." ifadelerini kullandı.
Yeşilçam oyuncusu Engin Çağlar'ın da katıldığı etkinlikte Günay'ın yaşamını anlatan belgesel gösterildi.
Geceye ailesiyle katılan sanatçıya etkinliğin anısına hediye takdim edildi.
Kaynak: AA
Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panelin ardından sahneye çıkan Günay, hatırlanmanın çok güzel olduğunu belirterek, "Her insan hatırlanmaktan hoşlanır. Biz de artık hatırlanacak yaşlara geldik." dedi.
Sanatçı, kariyeri boyunca yaptığı filmlere de işaret ederek, "120 film yapmışım ama 'say' dediğinizde birinci basamağa koyduğum film, Vesikalı Yarim. Burada Türkan'ın (Şoray) katkısı ve benim de oyunculuğum anlatıldı fakat rahmetli Lütfi (Akad) Ağabey'den bahsetmek gerekiyor. Büyük bir insan, sanatçı, yönetmen ve kişilik anlamında çok yüceydi gerçekten." ifadelerini kullandı.
Sanatçıların duygusal insanlar olduğuna vurgu yapan usta oyuncu, şunları kaydetti:
"Burada güzel şeylerden bahsedilince çok duygulanıyor, çok eskilere gidiyoruz. Ailelerimizi, mahallemizi, güzel insanları hep hatırlıyoruz. Siz de hatırlıyorsunuzdur umarım. Güzel bir devirdi. Zorluklar içinde ve büyük fedakarlıklarla yapılan işlerdi. Şansımıza o devre rast geldik, o sinemayı yaptık. Bugün yaşımız müsait olsa, bugün de gençlerin yaptığı sinemayı yapacaktık. Gençler yine hatrımızı sayıyor ve güzel bir şey söylüyor, 'Sizin sinemadan ve sizden çok şey öğrendik'. Bu da hoşumuza gidiyor."
- "Günay, 1964'te tam 18 filmde oynadı"
Sinema Eleştirmeni Atilla Dorsay da Günay'ın ilk filmi Kırık Plak'ın 1959'da gösterildiğini belirterek, "1963'te 7 film, 1964'te tam 18 filmde oynamış. Bunların arasında belki çok önemli sayılmayacak yönetmenlerin filmleri de var. Dolayısıyla bu 18 filmin hepsi çok önemli değil ama en azından o yıldan, 'Ağaçlar Ayakta Ölür'ün burada sözü edildi. Çok beğenilmiş yabancı bir oyundan önce sahnede, sonra filmde izledik onu." diye konuştu.
İzzet Günay'ın rol aldığı filmlere ilişkin detaylı bilgi veren Dorsay, sanatçının, 1965'te 13, 1966'da 12, 1967'de 14, 1968'de 10 filmde oynadığını kaydetti.
Dorsay, sanatçının en iyi filminin Vesikalı Yarim olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Bence iyi bir yönetmen olması önemli. Bütün yönetmenleri seviyoruz ama ne Yeşilçam ne de Hollywood'un gelmiş geçmiş bütün yönetmenlerinin iyi işler yaptığını söylemek mümkün. Aralarında dehalar var. Ustaca işler yapanlar var. Kabul edilecek yönetmenler var. Bir de başarılı olmayanlar var. Bunu da kabul etmek lazım. Tabii iş Lütfi Akad'a gelince duruyor. Lütfi Akad'ın Türkan Şoray üçlemesinin ilk filmi 'Ana'dır. Onda İzzet Günay yok. İkincisi Vesikalı Yarim'di. Üçüncü filmi ise 'Seninle Ölmek İstiyorum'. O filmdeki Nihat rolü de gayet hoş bir roldür. Vesikalı Yarim kadar olmasa da en güzel filmleri arasında."
Günay'ın 1970'te 8 filmde oynadığına dikkati çeken Dorsay, aynı yıl Yücel Çakmaklı'nın 'Birleşen Yollar' filminde Türkan Şoray oynadığını söyleyerek, "Adına 'beyaz sinema' dediğimiz, İslami sinemayı başlatan ilk film. O sinemayı da yadsımayalım. Türk sinemasında, Yeşilçam'da bir dönemde siyasal ve toplumsal açıdan önemli. En azından belli bir yer tutmuş bir akımın bence iyi filmlerinden biri." değerlendirmesini yaptı.
- "İzzet Günay, Türk sinemasının yapı taşlarından biri"
Sinema yazarı İhsan Kabil, İzzet Günay'ın Türk sinemasının yapı taşlarından biri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Hakikaten Yeşilçam dediğimizde, bir toplumun görsel ve bir yerde de sözel hafızasını karşımızda buluyoruz. Sezai Karakoç, Türk sinemasının tüm problemlerinin yanında nostaljik bir değer taşıdığını ve artık bir yerde bize imgesel ve ikonik bir dünya sunduğunu söylüyor. Dolayısıyla kendiliğinden ve içten gelişen bir süreç olmuş Yeşilçam. Bizim starlarımız, yardımcı oyuncularımız ile senarist, yönetmen ve teknik ekibin muazzam özverili çalışmalarıyla cumhuriyet öncesinden bugünlere kadar görsel bir belgeselini çizmiş de diyebiliriz. Hem mekanlarıyla -ki bunların çoğu İstanbul'da geçmiştir- hem konuları, hikayeleriyle bizi bugünlere taşımıştır."
- "Vesikalı Yarim'in hem şiiri var hem hikayesi"
ESKADER Başkanı Şerif Aydemir de Günay'ın rol aldığı Vesikalı Yarim filmini değerlendirerek, "Özdemir Asaf, 'Herkesin bir şiiri yoktur ama herkesin bir hikayesi vardır' demiş. Vesikalı Yarim'in hem şiiri var hem hikayesi. Hatta romanları, şarkıları var. Hakkında yazılmış kitaplar, makaleler, incelemeler, tezler, analizler var. Görünen o ki zaman ilerledikçe filmin kıymeti de artıyor. Sinema sanatı, tarihi ve sosyolojik açıdan hakkında bu kadar söz söylenen başka bir sinema eserimiz yok." diye konuştu.
Yönetmen Halit Refiğ'in eşi Gülper Refiğ ise ölümsüz sanatçıların sayısının çok az olduğunu söyleyerek, "Dünyada böyle bir sinema örneği daha yok. Ülkesiyle, kendi toplumu, insanıyla bir aile kurmuş, özdeşleşmiş olan Yeşilçam sineması ölümsüzdür. Onu yaratan o insanlar da ölümsüz. Çünkü bir şeyi çok iyi biliyorlar. Yürekleri var ve yürekleri canlı, yaşıyor. Eşlerine de ülkelerine de bağlılar. Sevmeyi biliyorlar. Onun için de seviliyorlar. Ölümsüzler."
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Çiğdem Tunç ise farklı tarzda oyuncular olduğunu aktararak, "Benim bildiğim İzzet Günay, içi dışına çıkarcasına, kendisine takdir edilen rolün üstüne üstüne yürür. Komedi ya da trajedi, ne oynarsa oynasın, üzerine üzerine yürümesiyle, o öz güveniyle ve her kılığı sanki çok usta bir terzi tarafından kendisi için biçilmiş kıyafete dönüştürmesi, rolü ele alışı hep böyle oldu. Döneminde birlikte var olduğu, tatlı rekabet içinde olduğu devreleri ile arasındaki farkı neydi? Sinemaya kattığı çok değer var. Tek bir filme indirgenemez bu. Haksızlık etmiş oluruz." ifadelerini kullandı.
Yeşilçam oyuncusu Engin Çağlar'ın da katıldığı etkinlikte Günay'ın yaşamını anlatan belgesel gösterildi.
Geceye ailesiyle katılan sanatçıya etkinliğin anısına hediye takdim edildi.