Bakan Varank, Savunma Sanayi Zirvesi'ne Katıldı
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından düzenlenen Savunma Sanayi Zirvesi’nde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ’’Ülkemizin teknoloji yeteneğini yükseltmek, ekonomik ve sosyal kazanımlarını daimi hale getirmek için savunma sanayinde üretici olma hedefini benimsedik’’ dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından ilk kez düzenlenen Savunma Sanayi Zirvesi’ne katıldı.
Burada konuşan Bakan Varank, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından ilk kez düzenlenen zirvenin ikinci gününde bulunmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, ’’Küresel Güç Türkiye ve Vizyoner Genç temalarıyla şekillenen bu zirvenin tüm katılımcılara yeni bakış açıları getireceğine inanıyorum. Nasıl ki sanayi olmadan ekonomik güçten bahsedemiyorsak, savunma sanayi olmadan da ekonomik ve siyasi bağımsızlıktan bahsetmek mümkün değil. Yerli ve milli savunma sanayini tesis etmek her zaman öncelikli alanlarımızdan oldu. Savunma sektörü, sizlerin de çok iyi bildiği üzere hem birçok alt sektörle kesişiyor hem de yaygın ve güçlü teknolojileri içinde barındırıyor. Dolayısıyla bu alanda kazandığınız bir yetkinlik, ilgili alt sektörlere de ciddi geri besleme sağlıyor’’ ifadelerini kullandı.
’’Ülkemizin teknoloji yeteneğini yükseltmek, ekonomik ve sosyal kazanımlarını daimi hale getirmek için savunma sanayinde üretici olma hedefini benimsedik’’
’’Amacımız uluslararası savunma sanayi üreticilerine taşeronluk yapmak değil, tam bağımsız Türk savunma sanayini oluşturmak oldu’’ diyen Varank, konuşmasına şöyle devam etti:
’’Savunmada attığınız yenilikçi bir adım; elektronikten kontrol sistemlerine, aviyonik gelişmelerden metalürjiye, petrokimyadan yazılıma kadar çoğu sektörün lokomotifi olabiliyor. Savunmada geliştirdiğiniz teknoloji, sivil alanlara da hizmet ediyor, sosyo-ekonomik kalkınmaya büyük çapta katkı sağlıyor. ABD’nin savunma sanayinde ileri seviye araştırma projelerini yürüten DARPA’yı hepiniz duymuşsunuzdur. Bilgi teknolojileri alanında devrim niteliğindeki pek çok buluşta bu merkez çok kilit bir rol oynadı. Mesela internet DARPA’da doğdu. Yani bir savunma sanayi projesi olarak başladı.
Savunma sanayinin çok önemli bir çarpan etkisi söz konusu. İşin daha da güzel yanı ise, bu etkinin yüksek katma değerli alanlarda olması ve bizi uluslararası rekabette yukarılara hızla taşıması. Bu noktadan hareketle ülkemizin teknoloji yeteneğini yükseltmek, ekonomik ve sosyal kazanımlarını daimi hale getirmek için savunma sanayinde üretici olma hedefini benimsedik. Üreticilikten hem teknolojiyi hem de ürünü kastediyoruz. Bu alanda yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi adına çok çalıştık. Çabalarımız Cumhurbaşkanımızdan aldığımız vizyonla şekillendi. Amacımız uluslararası savunma sanayi üreticilerine taşeronluk yapmak değil, tam bağımsız Türk savunma sanayini oluşturmak oldu. Stratejiden özgün tasarıma, altyapı kurulumundan teknoloji geliştirmeye, nihai üründen ticarileşmeye kadar her aşamada aynı disiplin ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Ülkemize teknolojik üstünlük kazandıracak projelerin hayat bulması için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Hazır bugünün ana teması, vizyoner gençken sunduğumuz destekler neler, gençleri bu alanlarda üretmeye nasıl teşvik ederiz bu sorulara cevap vermek istiyorum. Bakanlık olarak teknoparklarda yer alan işletmelere çeşitli destekler sunuyoruz. Aselsan, Havelsan ve STM gibi birçok savunma sanayi firmalarımız teknoparklardaki faaliyetlerini sürdürüyor. Teknopark ekosisteminin sinerji ve etkileşiminden en iyi şekilde faydalanırken, çevre firmalara da önemli katkılar sağlıyor. Genç arkadaşlarımız, teknoparklarda hem kendi girişimlerini hayata geçirebilirler hem de buralarda halihazırda faaliyette bulunan firmalarda aktif bir şekilde görev alabilirler.’’
’’Yeni fikirler üreten, uygulanabilir projeler geliştiren veya ticarileştiren tüm gençlerimizin yanındayız’’
KOSGEB’in yüksek teknolojili alanlarda imalat sanayinde yeni girişimcilere 360 bin liraya kadar destek verdiğini açılayan Varank, ’’AR-GE merkezleri de teorik bilginin pratiğe ve ticarileşmeye dönüşmesinde önemli bir rol oynuyor. Bakanlığımızca desteklenen bin 59 AR-GE merkezi bulunuyor. Bunların bir kısmı doğrudan savunma sanayi odaklı çalışıyor ve 7 bine yakın AR-GE personeli bu alanda istihdam ediliyor. Genç girişimciliğini hem KOSGEB hem de TÜBİTAK kanalıyla destekliyoruz. Yüksek teknolojili alanlarda imalat sanayinde yeni girişimcilere KOSGEB 360 bin liraya kadar destek veriyor. TÜBİTAK, Bireysel Genç Girişimci Programı (BİGG) ile gençlerin hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar bin 94 girişime toplamda 112 milyon lira sermaye desteği sağladık. Fikirden pazara kadar olan yenilikçi faaliyetleri destekleyerek, teknoloji düzeyi yüksek başlangıç firmalarını ekonomiye kazandırıyoruz. Genç girişimcilere geçmişte 150 bin lira olarak verilen hibeyi bu sene 200 bin liraya yükselttik. Akademik alanda TÜBİTAK lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine çeşitli destekler vermeye devam ediyor. Yakın zamanda açıkladığımız Sanayi Doktora Programı çok yenilikçi bir bakış açısını yansıtıyor. Bu programla savunma sanayi ve diğer sektörlerde ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesini destekleyeceğiz. Öğrencilerimize 5 yıl boyunca aylık 4 bin 500 lira burs vereceğiz. Bu öğrencilere doktoraları bittikten sonra sanayi sektöründe istihdamları için 3 yıl boyunca istihdam desteği sağlayacağız. Türkiye’nin en büyük hazinesi genç nüfusu. Beşeri sermayemizi en iyi şekilde değerlendirmeye, sizlere hayallerinizi ve fikirlerinizi uygulamaya dökecek eko-sistemler oluşturmaya devam edeceğiz. İster ileri teknolojili bir firmada çalışsın, ister savunma sanayine hizmet etsin, ister sanayide ara eleman niteliğinde olsun, icat çıkaran gençler istiyoruz. Yeni fikirler üreten, uygulanabilir projeler geliştiren veya ticarileştiren tüm gençlerimizin yanındayız’’ şeklinde konuştu.
Varank, savunma sanayisinde yerlilik oranının yüzde 65’in üzerinde olduğunu, 16 senede savunma sektöründe 700 yerli patent başvurusu yapıldığını ve bunun yüzde 63’ünün de son 5 yılda gerçekleştiğine dikkat çekti. Bu farkındalığın çok iyi bir işaret olduğunu kaydeden Varank, bunlarla yetinmeyeceklerini ve kamu ve özel sektördeki tüm paydaşlarla yakın işbirliği içinde çalışmaya devam ederek, geliştirdikleri ürün ve teknolojilerle pek çok ülkenin gıptayla takip ettiği yeniliklere de imza atacaklarını vurguladı.
’’Türkiye’nin milli teknoloji hamlesini, başta savunma sanayinde olmak üzere tüm alanlardaki tam bağımsızlığını gençlerimizle birlikte kuracağımıza ben yürekten inanıyorum’’
Milli çıkarları doğrultusunda uzay teknolojileriyle ilgili politika ve stratejileri belirleyecek olan Uzay Ajansının rekabetçi sanayiye de zemin hazırlayacağına dikkat çeken Varank, ’’Bugün Resmi Gazete’de yayınlanmış olması da hoş bir tevafuk oldu. Ülkemizin artık bir Uzay Ajansı var. 20 yıllık rüyamız gerçek oldu. Milli çıkarlarımız doğrultusunda uzay teknolojileriyle ilgili politika ve stratejileri belirleyecek bu ajans, rekabetçi sanayiye de zemin hazırlayacak. Takip ettiğimiz ’milli teknoloji, güçlü sanayi’ vizyonuyla ülkemizi uzay teknolojilerinde de somut proje ve programlarla, küresel düzeyde baş aktörlerinden biri haline getirmeyi amaçlıyoruz. Buradan genç kardeşlerime özellikle seslenmek istiyorum. Savunma sanayimiz başta olmak üzere Türkiye tüm alanlarda yenilikçi bir dönüşümün içinde. Bu dönüşümü daha da hızlandırıp sağlamlaştıracak olan gençlerimizdir. Onların dinamizmine ve özgün bakış açısına ihtiyacımız var. İşte bu yüzden Türkiye’nin milli teknoloji hamlesini başta savunma sanayinde olmak üzere, tüm alanlardaki tam bağımsızlığını gençlerimizle birlikte kuracağımıza ben yürekten inanıyorum’’ açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
Burada konuşan Bakan Varank, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından ilk kez düzenlenen zirvenin ikinci gününde bulunmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, ’’Küresel Güç Türkiye ve Vizyoner Genç temalarıyla şekillenen bu zirvenin tüm katılımcılara yeni bakış açıları getireceğine inanıyorum. Nasıl ki sanayi olmadan ekonomik güçten bahsedemiyorsak, savunma sanayi olmadan da ekonomik ve siyasi bağımsızlıktan bahsetmek mümkün değil. Yerli ve milli savunma sanayini tesis etmek her zaman öncelikli alanlarımızdan oldu. Savunma sektörü, sizlerin de çok iyi bildiği üzere hem birçok alt sektörle kesişiyor hem de yaygın ve güçlü teknolojileri içinde barındırıyor. Dolayısıyla bu alanda kazandığınız bir yetkinlik, ilgili alt sektörlere de ciddi geri besleme sağlıyor’’ ifadelerini kullandı.
’’Ülkemizin teknoloji yeteneğini yükseltmek, ekonomik ve sosyal kazanımlarını daimi hale getirmek için savunma sanayinde üretici olma hedefini benimsedik’’
’’Amacımız uluslararası savunma sanayi üreticilerine taşeronluk yapmak değil, tam bağımsız Türk savunma sanayini oluşturmak oldu’’ diyen Varank, konuşmasına şöyle devam etti:
’’Savunmada attığınız yenilikçi bir adım; elektronikten kontrol sistemlerine, aviyonik gelişmelerden metalürjiye, petrokimyadan yazılıma kadar çoğu sektörün lokomotifi olabiliyor. Savunmada geliştirdiğiniz teknoloji, sivil alanlara da hizmet ediyor, sosyo-ekonomik kalkınmaya büyük çapta katkı sağlıyor. ABD’nin savunma sanayinde ileri seviye araştırma projelerini yürüten DARPA’yı hepiniz duymuşsunuzdur. Bilgi teknolojileri alanında devrim niteliğindeki pek çok buluşta bu merkez çok kilit bir rol oynadı. Mesela internet DARPA’da doğdu. Yani bir savunma sanayi projesi olarak başladı.
Savunma sanayinin çok önemli bir çarpan etkisi söz konusu. İşin daha da güzel yanı ise, bu etkinin yüksek katma değerli alanlarda olması ve bizi uluslararası rekabette yukarılara hızla taşıması. Bu noktadan hareketle ülkemizin teknoloji yeteneğini yükseltmek, ekonomik ve sosyal kazanımlarını daimi hale getirmek için savunma sanayinde üretici olma hedefini benimsedik. Üreticilikten hem teknolojiyi hem de ürünü kastediyoruz. Bu alanda yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi adına çok çalıştık. Çabalarımız Cumhurbaşkanımızdan aldığımız vizyonla şekillendi. Amacımız uluslararası savunma sanayi üreticilerine taşeronluk yapmak değil, tam bağımsız Türk savunma sanayini oluşturmak oldu. Stratejiden özgün tasarıma, altyapı kurulumundan teknoloji geliştirmeye, nihai üründen ticarileşmeye kadar her aşamada aynı disiplin ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Ülkemize teknolojik üstünlük kazandıracak projelerin hayat bulması için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Hazır bugünün ana teması, vizyoner gençken sunduğumuz destekler neler, gençleri bu alanlarda üretmeye nasıl teşvik ederiz bu sorulara cevap vermek istiyorum. Bakanlık olarak teknoparklarda yer alan işletmelere çeşitli destekler sunuyoruz. Aselsan, Havelsan ve STM gibi birçok savunma sanayi firmalarımız teknoparklardaki faaliyetlerini sürdürüyor. Teknopark ekosisteminin sinerji ve etkileşiminden en iyi şekilde faydalanırken, çevre firmalara da önemli katkılar sağlıyor. Genç arkadaşlarımız, teknoparklarda hem kendi girişimlerini hayata geçirebilirler hem de buralarda halihazırda faaliyette bulunan firmalarda aktif bir şekilde görev alabilirler.’’
’’Yeni fikirler üreten, uygulanabilir projeler geliştiren veya ticarileştiren tüm gençlerimizin yanındayız’’
KOSGEB’in yüksek teknolojili alanlarda imalat sanayinde yeni girişimcilere 360 bin liraya kadar destek verdiğini açılayan Varank, ’’AR-GE merkezleri de teorik bilginin pratiğe ve ticarileşmeye dönüşmesinde önemli bir rol oynuyor. Bakanlığımızca desteklenen bin 59 AR-GE merkezi bulunuyor. Bunların bir kısmı doğrudan savunma sanayi odaklı çalışıyor ve 7 bine yakın AR-GE personeli bu alanda istihdam ediliyor. Genç girişimciliğini hem KOSGEB hem de TÜBİTAK kanalıyla destekliyoruz. Yüksek teknolojili alanlarda imalat sanayinde yeni girişimcilere KOSGEB 360 bin liraya kadar destek veriyor. TÜBİTAK, Bireysel Genç Girişimci Programı (BİGG) ile gençlerin hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar bin 94 girişime toplamda 112 milyon lira sermaye desteği sağladık. Fikirden pazara kadar olan yenilikçi faaliyetleri destekleyerek, teknoloji düzeyi yüksek başlangıç firmalarını ekonomiye kazandırıyoruz. Genç girişimcilere geçmişte 150 bin lira olarak verilen hibeyi bu sene 200 bin liraya yükselttik. Akademik alanda TÜBİTAK lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine çeşitli destekler vermeye devam ediyor. Yakın zamanda açıkladığımız Sanayi Doktora Programı çok yenilikçi bir bakış açısını yansıtıyor. Bu programla savunma sanayi ve diğer sektörlerde ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesini destekleyeceğiz. Öğrencilerimize 5 yıl boyunca aylık 4 bin 500 lira burs vereceğiz. Bu öğrencilere doktoraları bittikten sonra sanayi sektöründe istihdamları için 3 yıl boyunca istihdam desteği sağlayacağız. Türkiye’nin en büyük hazinesi genç nüfusu. Beşeri sermayemizi en iyi şekilde değerlendirmeye, sizlere hayallerinizi ve fikirlerinizi uygulamaya dökecek eko-sistemler oluşturmaya devam edeceğiz. İster ileri teknolojili bir firmada çalışsın, ister savunma sanayine hizmet etsin, ister sanayide ara eleman niteliğinde olsun, icat çıkaran gençler istiyoruz. Yeni fikirler üreten, uygulanabilir projeler geliştiren veya ticarileştiren tüm gençlerimizin yanındayız’’ şeklinde konuştu.
Varank, savunma sanayisinde yerlilik oranının yüzde 65’in üzerinde olduğunu, 16 senede savunma sektöründe 700 yerli patent başvurusu yapıldığını ve bunun yüzde 63’ünün de son 5 yılda gerçekleştiğine dikkat çekti. Bu farkındalığın çok iyi bir işaret olduğunu kaydeden Varank, bunlarla yetinmeyeceklerini ve kamu ve özel sektördeki tüm paydaşlarla yakın işbirliği içinde çalışmaya devam ederek, geliştirdikleri ürün ve teknolojilerle pek çok ülkenin gıptayla takip ettiği yeniliklere de imza atacaklarını vurguladı.
’’Türkiye’nin milli teknoloji hamlesini, başta savunma sanayinde olmak üzere tüm alanlardaki tam bağımsızlığını gençlerimizle birlikte kuracağımıza ben yürekten inanıyorum’’
Milli çıkarları doğrultusunda uzay teknolojileriyle ilgili politika ve stratejileri belirleyecek olan Uzay Ajansının rekabetçi sanayiye de zemin hazırlayacağına dikkat çeken Varank, ’’Bugün Resmi Gazete’de yayınlanmış olması da hoş bir tevafuk oldu. Ülkemizin artık bir Uzay Ajansı var. 20 yıllık rüyamız gerçek oldu. Milli çıkarlarımız doğrultusunda uzay teknolojileriyle ilgili politika ve stratejileri belirleyecek bu ajans, rekabetçi sanayiye de zemin hazırlayacak. Takip ettiğimiz ’milli teknoloji, güçlü sanayi’ vizyonuyla ülkemizi uzay teknolojilerinde de somut proje ve programlarla, küresel düzeyde baş aktörlerinden biri haline getirmeyi amaçlıyoruz. Buradan genç kardeşlerime özellikle seslenmek istiyorum. Savunma sanayimiz başta olmak üzere Türkiye tüm alanlarda yenilikçi bir dönüşümün içinde. Bu dönüşümü daha da hızlandırıp sağlamlaştıracak olan gençlerimizdir. Onların dinamizmine ve özgün bakış açısına ihtiyacımız var. İşte bu yüzden Türkiye’nin milli teknoloji hamlesini başta savunma sanayinde olmak üzere, tüm alanlardaki tam bağımsızlığını gençlerimizle birlikte kuracağımıza ben yürekten inanıyorum’’ açıklamasında bulundu.