TBMM Başkanı Yıldırım Açıklaması 'PKK'yı Terör Örgütü Deyip PYD/YPG Desteklemek Tam Bir Aymazlıktır'
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) 11. Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmada, “Bazı ülkelerin PKK’yı terör örgütü listesine alıp, aynı zamanda Suriye’de faaliyet gösteren bu örgütün uzantısı PYD/YPG’yi terörist kabul etmemeleri tam bir aymazlıktır, tam bir çifte standarttır ve müttefiklik hukukuna uymamaktadır” dedi.
Asya’da Ekonomik Refahın Desteklenmesi teması ile 29 Kasım - 2 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek olan Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) 11. Genel Kurulu, Hilton Bomonti Otel’de başladı.
Genel Kurulun açılış konuşmasını TBMM Başkanı Binali Yıldırım yaptı.
“Dünya çelişkilerle dolu bir süreci yaşıyor”
Kurulun açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Dünyamız çelişkilerle dolu bir süreci yaşıyor. Gelir dağılımının gittikçe bozulduğu dünyada insanlığın en büyük sorunlarının başında terör, şiddet, savaş, göç, yoksulluk ve bulaşıcı hastalıklar gelmektedir. Ayrıca çevre kirliliğine bağlı olarak da küresel ısınma ve iklim değişikliği de ayrı bir tehdit olarak önümüzdedir. Bütün bunlara bağlı olarak meydana gelen doğal afetler, depremler hayatımızı tehdit etmeye devam ediyor. Dünyadaki bütün ülkelerin gayrisafi hasılası yıllık 80 trilyonun üzerindedir. Eğer bu dünyada bir yılda üretilen bu değer bu katma değer bu servet adil bir şekilde dağıtılabilseydi dünyada yoksulluk, açlık, susuzluk çeken hiç kimse kalmayacaktı. Günümüzde dünya nüfusunun 7,5 milyar olduğunu düşünürsek bir çarpıcı çelişki ile karlı karşıyayız. Bu nüfusun yüzde 10’u yani 750 milyonu aşırı beslenme sorunu ile karşı karşıya. Aynı şekilde inancımıza göre komşuları aç yatarken tok olma anlayışından uzaklaştıkları için 800 milyonu aşan dünyada insanlar açlıkla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada 258 milyon insan vatansız, göçmen. Her yerde dolaşıyor. Her gün yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Ayrıca savaş, terör, şiddet gibi nedenlerle de 68 milyon insan göçmen durumuna düşmüş. Mülteci, yerinden yurdundan edilen insanların yarısı kadın ve çocuklardır. Bu işten en fazla zarar gören ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Suriye’de başlayan savaştan dolayı canlarını kurtarmak için ülkelerini evlerini barklarını terk eden 4 milyona yakın kardeşimize biz ev sahipliği yapıyoruz, aşımızı paylaşıyoruz, soframızı paylaşıyoruz. Suriye’den iç savaş nedeni ile ayrılmak zorunda kalan bu kardeşlerimize hak ettikleri konforu sağlamak, onları hayata tutunmalarını temin etmek için ülke olarak, toplum olarak hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz” dedi.
“Hiçbir devlet bugün sınırlardan yüksek duvarlar örerek sorunlardan kurtulacağını zannetmesin”
İlerleme bu şekilde devam ederse 21’inci yüzyılın ilk yarısında Asya Kıtası’nda dünya gayri safi milli hasılasından alacağı pay yüzde 50’nin üzerine çıkacağını belirten Yıldırım, “Geçmişte Pekin’den Roma’ya uzanan güzergahın refahla tanıştıran İpek Yolu, yeniden canlandırılacak ve bu anlamda da yol ve kuşak projesi bu bölgenin istikbali ve refahı için önemli bir hale gelecektir. Asya Kıtası’nı daha etkin ve enerjik hale getirecek bu gelişme, geçmişin medeniyet güzergahının yeniden ihya edilmesi anlamına gelmektedir. Bu güzergahlar kesintisiz ve vizesiz karayolu demiryolu ulaşım imkanını sağlayacak şekilde bir bütün olarak ele alınmalıdır. Göç, açlık, işsizlik gibi sorunlar sebebiyle artık yerel ya da bölgesel kalkınma yeterli olmamaktadır. Hiçbir devlet bugün sınırlardan yüksek duvarlar örerek sorunlardan kurtulacağını zannetmesin. Sorunların çözümü dünyayı bir bütün olarak ele almaktan geçiyor” ifadelerini kullandı.
“PKK’yı terör örgütü deyip PYD/YPG desteklemek tam bir aymazlıktır”
Terör örgütlerini destekleyen ülkelerle ilgili konuşan Yıldırım, “Bütün bu örgütler Asya kıtasının güvenliği için tehdit oluşturmaktadır. İnsani değerleri toplumların kalkınma refahını aynı ölçüde tehdit etmektedir. Bazı ülkelerin PKK’yı terör örgütü listesine alıp, aynı zamanda Suriye’de faaliyet gösteren bu örgütün uzantısı PYD/YPG’yi terörist kabul etmemeleri tam bir aymazlıktır, tam bir çifte standarttır ve müttefiklik hukukuna uymamaktadır. Beni ısırmayan yılan bin yaşasın anlayışıyla bu örgütlerle işbirliği yapmak, esasen ciddi devletlerin yapacağı iş değildir. Bir terör örgütüyle sözde DEAŞ’ı yok etmek için işbirliği yapmak, devletler hukukuna sığmaz, kaldı ki bu işbirliğinden sonra koruduğunuz kolladığınız terör örgütünün yok etmek için başka bir terör örgütü mü arayacaksınız. Bunlar ciddi devletlerin yapacağı işler değildir” diye konuştu.
“FETÖ’nün faaliyet gösterdiği her ülke Türkiye’nin yaşadıklarından ders çıkarmalıdır”
15 Temmuz darbe girişimine değinen Yıldırım, “15 Temmuz 206’da ülkemiz kaosa sürüklenmek istendi ve bir darbe girişiminde bulundu. Bunun arkasında okyanus ötesinden azmettiren FETÖ ne yazık ki hala bugün birçok ülkede faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu örgüt Türkiye’nin olduğu kadar kadrolarına yerleştirdiği diğer ülkeler içinde tehdittir. FETÖ’nün yaşadığı her ülkeler Türkiye’nin yaşadıklarından ders çıkarmalıdır. Terör örgütleri ve bu örgütlerin ortaya çıkardığı bir olgu vardır. Yabancı terörist savaşçılar, biz Suriye iç savaşında bunu gördük. Ülkemiz sınırlarından buralara geçerek orada terör faaliyetlerine katılmak isteyen 50 binden fazla terörist sınırlarından göndermek zorunda kaldık. Bu sorun Avrupa ülkeleri gibi olduğu gibi Asya ülkeleri içinde tehdit olma potansiyeline sahiptir” dedi.
“Suriye krizi başlı başına bir güvenlik meselesidir”
Suriye’de yaşanan iç savaşla ilgili konuşan TBMM Başkanı Yıldırım, “Bu yıl 8’inci yılına giren Suriye krizi başlı başına bir güvenlik meselesidir. Burada ne yazık ki ne Avrupa ne Birleşmiş milletler üzerine düşen görevi yapamamış ve Rusya, Türkiye, İran’ın insiyatif alarak sorunun çözülmesi konusunda önemli adımlar atmıştır. Türkiye olarak ve İran, Rusya ile birlikte bu sorunu sürdürülebilir ve kalıcı halde tamamen çözmek, toprak bütünlüğü sağlanmış, ülkede yaşayan bütün teröre buluşmamış gruplarından bir arada yaşayacağı bir Suriye için çok büyük çaba sarf ediyoruz. Bu çabanın sonuçlarının yavaş yavaş alıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Filistin’de devam eden işgal bir takım oldubittilerle tahkim edilmeye çalışılıyor”
Filistin sorunuyla ilgili konuşan Binali Yıldırım, “Filistin’de yaşanan sorun devam ettiği müddetçe çevredeki ülkelerin huzuru ve barışa yönelik potansiyel riskler asla ortadan kalkmayacaktır. Filistin’de devam eden işgal ve bir takım oldubittilerle tahkim edilmeye çalışılıyor. Amerikan yönetiminin elçiliği Kudüs’e taşıması, İsrail’in Filistin halkına yönelik şiddet politikası çözümün önünde en büyük engeldir. Ayrıca İsrail yönetiminin hız verdiği yasadışı yerleşim Filistin sorununa adil bir çözüm bulma meselesine de en büyük darbeyi vurmaktadır. Dolayısıyla çözümsüzlüğün ana amili müsebbibi yayılmacı politikalarıyla bölgedeki huzur ve barışa darbe vurmaya çalışan İsrail yönetimidir. İsrail’in sebep olduğu sorunların bedelini de başta Filistin olmak üzere bölgede bulunan mazlum ve mağdur insanlar ödemektedir. Birleşmiş Milletler Filistin Devletini tanıma noktasında çok büyük gayret göstermesi icap etmektedir” dedi.
Kaynak: İHA
Genel Kurulun açılış konuşmasını TBMM Başkanı Binali Yıldırım yaptı.
“Dünya çelişkilerle dolu bir süreci yaşıyor”
Kurulun açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Dünyamız çelişkilerle dolu bir süreci yaşıyor. Gelir dağılımının gittikçe bozulduğu dünyada insanlığın en büyük sorunlarının başında terör, şiddet, savaş, göç, yoksulluk ve bulaşıcı hastalıklar gelmektedir. Ayrıca çevre kirliliğine bağlı olarak da küresel ısınma ve iklim değişikliği de ayrı bir tehdit olarak önümüzdedir. Bütün bunlara bağlı olarak meydana gelen doğal afetler, depremler hayatımızı tehdit etmeye devam ediyor. Dünyadaki bütün ülkelerin gayrisafi hasılası yıllık 80 trilyonun üzerindedir. Eğer bu dünyada bir yılda üretilen bu değer bu katma değer bu servet adil bir şekilde dağıtılabilseydi dünyada yoksulluk, açlık, susuzluk çeken hiç kimse kalmayacaktı. Günümüzde dünya nüfusunun 7,5 milyar olduğunu düşünürsek bir çarpıcı çelişki ile karlı karşıyayız. Bu nüfusun yüzde 10’u yani 750 milyonu aşırı beslenme sorunu ile karşı karşıya. Aynı şekilde inancımıza göre komşuları aç yatarken tok olma anlayışından uzaklaştıkları için 800 milyonu aşan dünyada insanlar açlıkla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada 258 milyon insan vatansız, göçmen. Her yerde dolaşıyor. Her gün yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Ayrıca savaş, terör, şiddet gibi nedenlerle de 68 milyon insan göçmen durumuna düşmüş. Mülteci, yerinden yurdundan edilen insanların yarısı kadın ve çocuklardır. Bu işten en fazla zarar gören ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Suriye’de başlayan savaştan dolayı canlarını kurtarmak için ülkelerini evlerini barklarını terk eden 4 milyona yakın kardeşimize biz ev sahipliği yapıyoruz, aşımızı paylaşıyoruz, soframızı paylaşıyoruz. Suriye’den iç savaş nedeni ile ayrılmak zorunda kalan bu kardeşlerimize hak ettikleri konforu sağlamak, onları hayata tutunmalarını temin etmek için ülke olarak, toplum olarak hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz” dedi.
“Hiçbir devlet bugün sınırlardan yüksek duvarlar örerek sorunlardan kurtulacağını zannetmesin”
İlerleme bu şekilde devam ederse 21’inci yüzyılın ilk yarısında Asya Kıtası’nda dünya gayri safi milli hasılasından alacağı pay yüzde 50’nin üzerine çıkacağını belirten Yıldırım, “Geçmişte Pekin’den Roma’ya uzanan güzergahın refahla tanıştıran İpek Yolu, yeniden canlandırılacak ve bu anlamda da yol ve kuşak projesi bu bölgenin istikbali ve refahı için önemli bir hale gelecektir. Asya Kıtası’nı daha etkin ve enerjik hale getirecek bu gelişme, geçmişin medeniyet güzergahının yeniden ihya edilmesi anlamına gelmektedir. Bu güzergahlar kesintisiz ve vizesiz karayolu demiryolu ulaşım imkanını sağlayacak şekilde bir bütün olarak ele alınmalıdır. Göç, açlık, işsizlik gibi sorunlar sebebiyle artık yerel ya da bölgesel kalkınma yeterli olmamaktadır. Hiçbir devlet bugün sınırlardan yüksek duvarlar örerek sorunlardan kurtulacağını zannetmesin. Sorunların çözümü dünyayı bir bütün olarak ele almaktan geçiyor” ifadelerini kullandı.
“PKK’yı terör örgütü deyip PYD/YPG desteklemek tam bir aymazlıktır”
Terör örgütlerini destekleyen ülkelerle ilgili konuşan Yıldırım, “Bütün bu örgütler Asya kıtasının güvenliği için tehdit oluşturmaktadır. İnsani değerleri toplumların kalkınma refahını aynı ölçüde tehdit etmektedir. Bazı ülkelerin PKK’yı terör örgütü listesine alıp, aynı zamanda Suriye’de faaliyet gösteren bu örgütün uzantısı PYD/YPG’yi terörist kabul etmemeleri tam bir aymazlıktır, tam bir çifte standarttır ve müttefiklik hukukuna uymamaktadır. Beni ısırmayan yılan bin yaşasın anlayışıyla bu örgütlerle işbirliği yapmak, esasen ciddi devletlerin yapacağı iş değildir. Bir terör örgütüyle sözde DEAŞ’ı yok etmek için işbirliği yapmak, devletler hukukuna sığmaz, kaldı ki bu işbirliğinden sonra koruduğunuz kolladığınız terör örgütünün yok etmek için başka bir terör örgütü mü arayacaksınız. Bunlar ciddi devletlerin yapacağı işler değildir” diye konuştu.
“FETÖ’nün faaliyet gösterdiği her ülke Türkiye’nin yaşadıklarından ders çıkarmalıdır”
15 Temmuz darbe girişimine değinen Yıldırım, “15 Temmuz 206’da ülkemiz kaosa sürüklenmek istendi ve bir darbe girişiminde bulundu. Bunun arkasında okyanus ötesinden azmettiren FETÖ ne yazık ki hala bugün birçok ülkede faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu örgüt Türkiye’nin olduğu kadar kadrolarına yerleştirdiği diğer ülkeler içinde tehdittir. FETÖ’nün yaşadığı her ülkeler Türkiye’nin yaşadıklarından ders çıkarmalıdır. Terör örgütleri ve bu örgütlerin ortaya çıkardığı bir olgu vardır. Yabancı terörist savaşçılar, biz Suriye iç savaşında bunu gördük. Ülkemiz sınırlarından buralara geçerek orada terör faaliyetlerine katılmak isteyen 50 binden fazla terörist sınırlarından göndermek zorunda kaldık. Bu sorun Avrupa ülkeleri gibi olduğu gibi Asya ülkeleri içinde tehdit olma potansiyeline sahiptir” dedi.
“Suriye krizi başlı başına bir güvenlik meselesidir”
Suriye’de yaşanan iç savaşla ilgili konuşan TBMM Başkanı Yıldırım, “Bu yıl 8’inci yılına giren Suriye krizi başlı başına bir güvenlik meselesidir. Burada ne yazık ki ne Avrupa ne Birleşmiş milletler üzerine düşen görevi yapamamış ve Rusya, Türkiye, İran’ın insiyatif alarak sorunun çözülmesi konusunda önemli adımlar atmıştır. Türkiye olarak ve İran, Rusya ile birlikte bu sorunu sürdürülebilir ve kalıcı halde tamamen çözmek, toprak bütünlüğü sağlanmış, ülkede yaşayan bütün teröre buluşmamış gruplarından bir arada yaşayacağı bir Suriye için çok büyük çaba sarf ediyoruz. Bu çabanın sonuçlarının yavaş yavaş alıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Filistin’de devam eden işgal bir takım oldubittilerle tahkim edilmeye çalışılıyor”
Filistin sorunuyla ilgili konuşan Binali Yıldırım, “Filistin’de yaşanan sorun devam ettiği müddetçe çevredeki ülkelerin huzuru ve barışa yönelik potansiyel riskler asla ortadan kalkmayacaktır. Filistin’de devam eden işgal ve bir takım oldubittilerle tahkim edilmeye çalışılıyor. Amerikan yönetiminin elçiliği Kudüs’e taşıması, İsrail’in Filistin halkına yönelik şiddet politikası çözümün önünde en büyük engeldir. Ayrıca İsrail yönetiminin hız verdiği yasadışı yerleşim Filistin sorununa adil bir çözüm bulma meselesine de en büyük darbeyi vurmaktadır. Dolayısıyla çözümsüzlüğün ana amili müsebbibi yayılmacı politikalarıyla bölgedeki huzur ve barışa darbe vurmaya çalışan İsrail yönetimidir. İsrail’in sebep olduğu sorunların bedelini de başta Filistin olmak üzere bölgede bulunan mazlum ve mağdur insanlar ödemektedir. Birleşmiş Milletler Filistin Devletini tanıma noktasında çok büyük gayret göstermesi icap etmektedir” dedi.