'Aşılama İle Çocuğunuzu Bulaşıcı Hastalıklardan Koruyun'
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, tıbbın sağladığı en önemli katkıların başında gelen aşıların ölümleri azaltmasıyla birlikte, aşılamadaki amacın, sakatlık ve ölüme neden olabilecek enfeksiyonlara karşı çocukları ve erişkinleri korumak olduğunu belirtti.
Geleceğimiz olan çocuklarımızı aşılarken öncelikli olarak hayati önem taşıyabilecek enfeksiyonlara karşı aşılama yapılmasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, aşılama için harcanan paradan daha fazlasının, aşılanmayan çocukların hastalanma, sakatlanma ve ölümlerinin engellenmesine harcandığını ifade etti.
"Dünyada 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %25’i aşılama ile önlenebilir"
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tıptaki gelişmeler sayesinde insanlığın kabusu haline gelen mikropların, yol açtığı enfeksiyonların ve bulaşıcı hastalıkların artık insanoğlu için tehdit oluşturmadığını söyleyen Dalkan, buna en önemli örneğin, yaygın aşılama ile artık ortadan kaldırılan çiçek hastalığı olarak verilebileceğini belirtti.
Aşılama ile hem aşılanan kişinin enfeksiyondan, hem de toplumun bir salgından korunduğunu söyleyen Dalkan, günümüzde dünyada yılda 7.7 milyon olan 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %25’inin aşılama ile önlenebilir hastalıklardan kaynaklandığını ifade etti.
“Aşı vücudun bağışıklık kazanmasını sağlayan biyolojik bir ürün”
Aşıların insan ve hayvanlarda hastalık yapabilecek virüs, bakteri ve mikroplara karşı enfeksiyon geçirmeden vücudun bağışıklık kazanmasını sağlayan bir biyolojik ürün olduğunu söyleyen Dalkan, aşıların mikropların salgıladığı zehirleri (toksinleri), hücre yapılarındaki parçaları, ölü veya etkisi azaltılmış mikropları içerdiğini ifade etti.
“Bebeklere aşıların zamanında ve eksiksiz yapılması önemli”
Aşılama için harcanan paradan çok daha fazlasının, aşılanmayan çocukların hastalanma, sakatlanma ve ölümlerinin engellenmesi için harcandığını söyleyen Dalkan, aşıların ince uçlu iğne yoluyla kas içine, cilt altına veya ağza damlatma şeklinde yapıldığını belirtti.
Aşıların bebekleri bulaşıcı hastalıklardan koruduğunu da söyleyen Dalkan, aşıların hastalığı geçirmeden bağışıklık kazandırdığını ifade ederek, bebeklerin aşılarının zamanında ve eksiksiz yapılmasının önemini vurguladı.
“Aşılar belli periyoda göre uygulanmalı”
Bebeklerin doğdukları andan itibaren rutin öneriler doğrultusunda aşılanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, önerilen aşı takvimine uygun olarak doğumda Hepatit B aşısının ilk dozu; 1. ayda, ikinci dozu; 2. ayda, 5’li karma aşı (difteri, boğmaca, tetanoz, inaktifpolio, menenjit) ve zatürre aşılarının ilk dozu; 4. ayda, 2. dozları; 6. ayda, Hepatit B’nin, 5’li karmanın ve zatürre aşılarının 3. dozu; 12. ayda, zatürrenin 4. dozu, KKK (kızamık-kızamıkçık-kabakulak), suçiçeği ve Hepatit A aşılarının ilk dozu; 18-24 ay arasında, 5’li karmanın 4. dozu, Hepatit A’nın 2. dozu; 4-5 yaş arasında, KKK ve su çiçeğinin 2. dozu ve Td (erişkin tip difteri, tetanoz) aşısının ilk dozu; ilkokul, 8. sınıfta ise Td’nin ikinci dozu olarak yapıldığını belirtti.
“Aşılamadan sonra ateş ve hafif enfeksiyon gibi yan etkilerin görülmesi doğal”
Aşılama yapılırken aşılamadan sonra yaşanılan ateş ve hafif enfeksiyon gibi yan etkilerin gelişebileceğini söyleyen Dalkan, ayrıca aşıların içeriğinde bulunan koruyucu maddelerin çocuklar için toksik olabileceğini ve uzun dönemde istenmeyen yan etkilerinin görülebileceğini belirtti.
Kaynak: İHA
"Dünyada 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %25’i aşılama ile önlenebilir"
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tıptaki gelişmeler sayesinde insanlığın kabusu haline gelen mikropların, yol açtığı enfeksiyonların ve bulaşıcı hastalıkların artık insanoğlu için tehdit oluşturmadığını söyleyen Dalkan, buna en önemli örneğin, yaygın aşılama ile artık ortadan kaldırılan çiçek hastalığı olarak verilebileceğini belirtti.
Aşılama ile hem aşılanan kişinin enfeksiyondan, hem de toplumun bir salgından korunduğunu söyleyen Dalkan, günümüzde dünyada yılda 7.7 milyon olan 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %25’inin aşılama ile önlenebilir hastalıklardan kaynaklandığını ifade etti.
“Aşı vücudun bağışıklık kazanmasını sağlayan biyolojik bir ürün”
Aşıların insan ve hayvanlarda hastalık yapabilecek virüs, bakteri ve mikroplara karşı enfeksiyon geçirmeden vücudun bağışıklık kazanmasını sağlayan bir biyolojik ürün olduğunu söyleyen Dalkan, aşıların mikropların salgıladığı zehirleri (toksinleri), hücre yapılarındaki parçaları, ölü veya etkisi azaltılmış mikropları içerdiğini ifade etti.
“Bebeklere aşıların zamanında ve eksiksiz yapılması önemli”
Aşılama için harcanan paradan çok daha fazlasının, aşılanmayan çocukların hastalanma, sakatlanma ve ölümlerinin engellenmesi için harcandığını söyleyen Dalkan, aşıların ince uçlu iğne yoluyla kas içine, cilt altına veya ağza damlatma şeklinde yapıldığını belirtti.
Aşıların bebekleri bulaşıcı hastalıklardan koruduğunu da söyleyen Dalkan, aşıların hastalığı geçirmeden bağışıklık kazandırdığını ifade ederek, bebeklerin aşılarının zamanında ve eksiksiz yapılmasının önemini vurguladı.
“Aşılar belli periyoda göre uygulanmalı”
Bebeklerin doğdukları andan itibaren rutin öneriler doğrultusunda aşılanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, önerilen aşı takvimine uygun olarak doğumda Hepatit B aşısının ilk dozu; 1. ayda, ikinci dozu; 2. ayda, 5’li karma aşı (difteri, boğmaca, tetanoz, inaktifpolio, menenjit) ve zatürre aşılarının ilk dozu; 4. ayda, 2. dozları; 6. ayda, Hepatit B’nin, 5’li karmanın ve zatürre aşılarının 3. dozu; 12. ayda, zatürrenin 4. dozu, KKK (kızamık-kızamıkçık-kabakulak), suçiçeği ve Hepatit A aşılarının ilk dozu; 18-24 ay arasında, 5’li karmanın 4. dozu, Hepatit A’nın 2. dozu; 4-5 yaş arasında, KKK ve su çiçeğinin 2. dozu ve Td (erişkin tip difteri, tetanoz) aşısının ilk dozu; ilkokul, 8. sınıfta ise Td’nin ikinci dozu olarak yapıldığını belirtti.
“Aşılamadan sonra ateş ve hafif enfeksiyon gibi yan etkilerin görülmesi doğal”
Aşılama yapılırken aşılamadan sonra yaşanılan ateş ve hafif enfeksiyon gibi yan etkilerin gelişebileceğini söyleyen Dalkan, ayrıca aşıların içeriğinde bulunan koruyucu maddelerin çocuklar için toksik olabileceğini ve uzun dönemde istenmeyen yan etkilerinin görülebileceğini belirtti.