Mütarekeler Ve Barış Antlaşmaları Sempozyumu Başladı

“Mondros Mütarekesinin 100. Yılı: I. Dünya Savaşının Sonu-Mütarekeler ve Barış Antlaşmaları Uluslararası Sempozyumu” başladı.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “Mondros Mütarekesinin 100. Yılı: I. Dünya Savaşının Sonu-Mütarekeler ve Barış Antlaşmaları Uluslararası Sempozyumu”, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde açılış konuşmaları ile başladı.

Açılışta söz alan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, 2014 yılından beri çeşitli bilim kuruluşlarının 1. Dünya Savaşı’nın sonuçları ile ilgili çeşitli etkinlikler düzenlediklerini ve Atatürk Araştırma Merkezi olarak da 2014 yılından beri bu hususta gerek yurt içi, gerekse de yurt dışı pek çok etkinliğe imza attıklarını söyledi.

Bu sempozyumun Atatürk Araştırma Merkezinin 2018 yılı içerisindeki son ilmi etkinliği olduğuna değinen Beyhan, "Mondros Mütarekesi, yakın tarihimizde bize acılar veren ve bizi büyük sıkıntılara sokan bir mütarekedir" dedi.

Beyhan, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu millet 1. Dünya Savaşı’nda büyük acılara tanıklık etmesine, varını yoğunu ortaya koymasına rağmen bir mağlubiyet yaşadı. Çünkü Osmanlı Devleti o günün şartlarında dünyanın en güçlü devletleriyle, ülkeleriyle savaştı. Bu konuyla ilgili tartışma hala devam ediyor ve ne yazık ki hala tahkir edici bir dil kullanılıyor. Konu hep Mondros Mütarekesi’ni imzalayanlar diye başlasa da aslında onlar savaşın mağlubiyetini yaşamış insanlardır ve daha sonra Milli Mücadele’de bu milletle kader birliği yaparak mücadeleye katılmışlardır. Emperyalistlere karşı savaştılar. Şimdi 100 yılı geride bırakıyoruz. Belki o günün şartlarında bu tahkir edici dili kullanmanın makul ve kabul edilebilir bir yanı da vardı. Ama artık 100 yıl geçti; bunları bir tarafa bırakmamız ve ilim dünyası olarak, aydın insanlar olarak, basın kuruluşları olarak dört elle buna sarılmamız, sağlıklı bilgiler ortaya koymamız, objektif değerlendirmeler yapmamız gerekmektedir. Ancak bu şekilde tarihe yardım etmiş olabilir, milletimizin tarih şuurunun oluşmasına katkı verebiliriz. Aksi takdirde milletin ayrıştırılması ve tarihin ideolojik kavgalara kurban edilmesi ve bilgi alanı olarak tarihin bu kavgaların meydanı haline gelmesine neden oluruz. Onun için bu sempozyumda titiz bir çalışma içerisine girdik.”

Sempozyum başvurusu için gönderilen bildirilerin ciddi bir hakem sürecinden geçtiğini ifade eden Beyhan, düşman devletlerin masaya sadece galipler olarak değil kin ve intikam duygusuyla da oturduklarını ve bunun da iki önemli nedeni olduğunu söyledi.

Beyhan, “İlki, Müslüman bir Asya devleti olarak Osmanlı Devleti’nin Avrupa’nın içlerine kadar ilerlemesidir. İtilaf Devletleri’nin mağlup oluşu demek sömürgelerindeki halk üzerinde önemli bir etki oluşturmak demekti. İkinci önemli neden toprakların bölüştürülmesi amacını taşımasıydı. İtilaf Devletleri savaşı iki yıl olarak hesaplasalar da Almanlar planlarını dört yıla göre yapmıştı. Çünkü Almanların bizimle yapmış oldukları askeri antlaşma 31 Aralık 1918 tarihine kadardı. Çanakkale, Kutü’l Amare, Sina Cephesi gibi direnişler bu hesabı alt üst etti. Bunlar da ciddi anlamda bir intikam hissi uyandırmıştı” dedi.

Mondros Mütarekesi’nin kötü sonuçlarına rağmen Anadolu’da şanlı bir direnişin de başladığını söyleyen Beyhan, sözlerine şöyle devam etti:

“Savaşın neticesinde başkentimizi işgal ettiler, savaştan arta kalan mevcut askeri unsurlarımızı işlevsiz hale getirdiler, iletişim ve ulaşım ağlarımızı işgal ettiler. Bunun sonucunda da Milli Mücadele, şanlı direniş ortaya çıktı. Bu bakımdan savaşın bizim için böyle bir faydası var. İsmet İnönü hatıralarında öyle der; ‘Eğer savaşta Almanlar galip gelmiş olsalardı bizim bir İstiklal Savaşımız olmayacaktı.’ Çünkü gitmek için gelmemişlerdi.”

Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan ise, gençlerin bilim insanlarıyla buluşturulması, sosyal bilimlerin de teknik bilimler kadar önemsenmesi ve böyle önemli bir faaliyetin Kahramanmaraş’ta icra edilmesinden duyduğu mutluluğu ifade etti.

Bilhassa tarih şuurunun inşasının bilgi toplumunun en önemli hususlarından biri olduğunu söyleyen Özkan, gerçekleşen bu sempozyumla istikbali inşa etmenin ve bilim insanlarının gençlere tarih şuurunu bilimsel olarak sunabilmesinin imkan sunduğunu kaydetti.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Mondros’un etkilerinin ilk olarak Kahramanmaraş’ta kendisini gösterdiğini, Kahramanmaraş’ın Fransızlara karşı direniş gösterdiğini ve böylece Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini ateşlediğini söyledi.

Tarihin tekerrür etmemesi için bunlardan ders çıkarılması gerektiğini belirten Erkoç, Kahramanmaraş’ın hem istikbal hem de istiklal için önemli bir şehir olduğunu vurguladı.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can, kültürün en önemli dinamiklerinden birinin tarih ve tarihi bilinç olduğunu ifade etti.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Solak, Türk Mondros Mütarekesi ile ilgili şu ana kadar bu kadar kapsamlı bir etkinlik düzenlenmediğini, mütareke ile Türk tarihi açısından en ağır şartların imzalandığını belirtti.

Solak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mütarekenin maddelerine bakılırsa bizi yeryüzünden silmek isteyen bir Haçlı ittifakı, dün olduğu gibi 1918 senesindeki Mondros Mütarekesi’nde de var, bugün de var, gelecekte de olacak. O yüzden Mondros Mütarekesi’ni en ince detayına kadar bilmeli ve kendimize bundan ders çıkarmalıyız.”

Eş zamanlı olarak iki ayrı salonda iki gün boyunca devam edecek sempozyumda 49 bildiri sunulacak ve sunulan bildiriler Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı tarafından kitaplaştırılarak kamuoyunun istifadesine sunulacak.
Kaynak: İHA