'Trump Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı Açıklamasını 'Güvenilir' Bulan Ender Azınlıktan'
NYT yayın kurulu: '(Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin açıklaması) ABD Başkanı Donald Trump bu açıklamayı 'güvenilir' bulan ender azınlık arasında' 'Trump gerçekten Suudi Arabistan'ın örtbasının Kaşıkçı konusunu bitireceğine inanıyorsa, kandırılmış demektir' '(Trump) Suudi Arabistan'a silah satışını askıya alıp, NATO müttefiklerinden de aynısını yapmasını istemeli' 'Trump, Amerika'da yaşayan ve sırf iktidara karşı gerçeği söylediği için barbarca hayatına son verilen samimi bir Suudi gazetecinin cesedinin ailesine teslim edilmesini sağlamalı'.
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'ın (NYT) yayın kurulu, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Suudi Arabistan'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin yaptığı son açıklamayı "güvenilir" bulan ender azınlık arasında olduğunu yazdı.
NYT'nin yayın kurulu, "Suudi Prens'in Peri Masalı" başlıklı bir yazı kaleme alarak, "Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi konusunda inanılmaz bir açıklama daha yaptı." ifadesi kullanıldı.
Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'nın konsoloslukta çıkan bir arbede esnasında hayatını kaybettiğine dair yaptığı son açıklamanın güvenilirliğinin birçok kez sorgulandığına işaret edilen yazıda, "ABD Başkanı Donald Trump bu açıklamayı 'güvenilir' bulan ender azınlık arasında." değerlendirmesi yapıldı.
Suudi Arabistan'ın açıklamasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın bu konudaki rolüne değinilmediğinin vurgulandığı yazıda, "Bu açıklamadaki birçok problemden birisi de şu, hiç kimse 60 yaşındaki ılımlı bir gazetecinin öldürülmek zorunda kalacağı böyle bir kavganın içine gireceğini kabul etmez. Bu açıklama, İstanbul'a gönderilen 15 ajandan birinin neden kemik testeresi taşıdığını ya da neden Türk yetkililerin Kaşıkçı'nın işkenceye maruz kalıp, parçalandığına dair elinde kanıtlar olduğunu söylediğine bir açıklama sunmuyor. Ayrıca bu açıklamada, Suudilerin Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü kabul etmesi için neden 2 haftadan uzun süre beklediğini de açıklamıyor." ifadelerine yer verildi.
Yazıda, Suudi Veliaht Prensi bin Selman'ın başlattığı tutuklama operasyonlarının ardından ülkesini terk ederek ABD'ye yerleşen Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan güvenliğine neden bu kadar büyük bir tehdit olarak görüldüğü de sorgulanırken, "Bu hikayede inanmak istediğimiz tek şey Prens bin Selman'ın böyle bir vahşeti asla affetmeyeceği." görüşü paylaşıldı.
Trump'ın birkaç gün önce yaptığı açıklamada Kaşıkçı'ya yapılanları "kötü, kötü bir şey" olarak nitelediğine ancak, damadı Jared Kushner'ın yakın arkadaşı bin Selman'a yönelik kötü bir yorum yapmadığına işaret edilen yazıda, "Trump gerçekten Suudi Arabistan'ın örtbasının Kaşıkçı konusunu bitireceğine inanıyorsa, kandırılmış demektir." ifadesine yer verildi.
Artık Suudi Arabistan'dan bir samimiyet beklenmediği belirtilen yazı şu ifadelerle sona erdi:
"ABD'nin liderliği dünyada bir güven uyandırıyorsa, Başkan Trump, saygı duyulan ve bağımsız yetkililer tarafından yürütülen, BM destekli bir soruşturma talep etmeli. Ayrıca Türkiye'den de elindeki ses kayıtları ve diğer kanıtları istemeli. Suudi Arabistan'a silah satışını askıya alıp, NATO müttefiklerinden de aynısını yapmasını istemeli. Daha da etkileyici olanı ise, Suudi hanedanı üyelerine, birçoğunun inandığı gibi 'Muhammed bin Selman'ın zehirli bir hale geldiğine' inandığı sinyalini vermek olur.
En nihayetinde Trump, Amerika'da yaşayan ve sırf iktidara karşı gerçeği söylediği için barbarca hayatına son verilen samimi bir Suudi gazetecinin cesedinin ailesine teslim edilmesini sağlamalı."
Kaynak: AA
NYT'nin yayın kurulu, "Suudi Prens'in Peri Masalı" başlıklı bir yazı kaleme alarak, "Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi konusunda inanılmaz bir açıklama daha yaptı." ifadesi kullanıldı.
Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'nın konsoloslukta çıkan bir arbede esnasında hayatını kaybettiğine dair yaptığı son açıklamanın güvenilirliğinin birçok kez sorgulandığına işaret edilen yazıda, "ABD Başkanı Donald Trump bu açıklamayı 'güvenilir' bulan ender azınlık arasında." değerlendirmesi yapıldı.
Suudi Arabistan'ın açıklamasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın bu konudaki rolüne değinilmediğinin vurgulandığı yazıda, "Bu açıklamadaki birçok problemden birisi de şu, hiç kimse 60 yaşındaki ılımlı bir gazetecinin öldürülmek zorunda kalacağı böyle bir kavganın içine gireceğini kabul etmez. Bu açıklama, İstanbul'a gönderilen 15 ajandan birinin neden kemik testeresi taşıdığını ya da neden Türk yetkililerin Kaşıkçı'nın işkenceye maruz kalıp, parçalandığına dair elinde kanıtlar olduğunu söylediğine bir açıklama sunmuyor. Ayrıca bu açıklamada, Suudilerin Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü kabul etmesi için neden 2 haftadan uzun süre beklediğini de açıklamıyor." ifadelerine yer verildi.
Yazıda, Suudi Veliaht Prensi bin Selman'ın başlattığı tutuklama operasyonlarının ardından ülkesini terk ederek ABD'ye yerleşen Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan güvenliğine neden bu kadar büyük bir tehdit olarak görüldüğü de sorgulanırken, "Bu hikayede inanmak istediğimiz tek şey Prens bin Selman'ın böyle bir vahşeti asla affetmeyeceği." görüşü paylaşıldı.
Trump'ın birkaç gün önce yaptığı açıklamada Kaşıkçı'ya yapılanları "kötü, kötü bir şey" olarak nitelediğine ancak, damadı Jared Kushner'ın yakın arkadaşı bin Selman'a yönelik kötü bir yorum yapmadığına işaret edilen yazıda, "Trump gerçekten Suudi Arabistan'ın örtbasının Kaşıkçı konusunu bitireceğine inanıyorsa, kandırılmış demektir." ifadesine yer verildi.
Artık Suudi Arabistan'dan bir samimiyet beklenmediği belirtilen yazı şu ifadelerle sona erdi:
"ABD'nin liderliği dünyada bir güven uyandırıyorsa, Başkan Trump, saygı duyulan ve bağımsız yetkililer tarafından yürütülen, BM destekli bir soruşturma talep etmeli. Ayrıca Türkiye'den de elindeki ses kayıtları ve diğer kanıtları istemeli. Suudi Arabistan'a silah satışını askıya alıp, NATO müttefiklerinden de aynısını yapmasını istemeli. Daha da etkileyici olanı ise, Suudi hanedanı üyelerine, birçoğunun inandığı gibi 'Muhammed bin Selman'ın zehirli bir hale geldiğine' inandığı sinyalini vermek olur.
En nihayetinde Trump, Amerika'da yaşayan ve sırf iktidara karşı gerçeği söylediği için barbarca hayatına son verilen samimi bir Suudi gazetecinin cesedinin ailesine teslim edilmesini sağlamalı."