'2017'De Göçmen Sayısı 258 Milyona Ulaştı'
Yeditepe Üniversitesi Küresel Eğitim ve Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gökçe Bayındır Goularas:'BM'nin 2017 yılında yayınladığı rapora göre uluslararası göçmen nüfusu, 2000'den 2017 yılına kadar yaklaşık yüzde 50’lik artış göstererek 258 milyon kişiye ulaştı'
Yeditepe Üniversitesi Küresel Eğitim ve Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gökçe Bayındır Goularas, Birleşmiş Milletler'in (BM) 2017 yılında yayınladığı rapora göre uluslararası göçmen nüfusunun, 2000 yılından 2017 yılına kadar yaklaşık olarak yüzde 50’lik bir artış göstererek 258 milyon kişiye ulaştığını belirtti.
Yeditepe Üniversitesi açıklamasına göre, Yeditepe Üniversitesi Küresel Eğitim ve Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KEKAM) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “21. Yüzyılda Uluslararası Göç Konferansı”, üniversitenin 26 Ağustos Yerleşimi’nde gerçekleştirildi.
Dünyanın 8 ülkesinden ve Türkiye’nin 27 seçkin üniversitesinden gelen, göç konusunda uzman 100’e yakın akademisyeni bir araya getiren konferansta göç konusu farklı boyutlarıyla tartışıldı.
Konferansın açılışında konuşan Goularas, Birleşmiş Milletler'in (BM) 2017 yılında yayınladığı rapora göre uluslararası göçmen nüfusunun, 2000 yılından 2017 yılına kadar yaklaşık olarak yüzde 50’lik bir artış göstererek 258 milyon kişiye ulaştığını belirtti.
Bu nüfusun yüzde 48-52’lik oranını kadın göçmenlerin, üçte ikisinden fazlasının ise uluslararası emek göçüne katılan kişilerin oluşturduğunu vurgulayan Goularas, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Göç akımları, dünyanın pek çok ülkesini, gerek göç veren gerek göç alan gerekse transit ülke konumlarından dolayı birebir ilgilendirmektedir. Göçmen nüfusunun yüzde 60’ından fazlası Asya ve Avrupa kıtalarında ikamet etmekte, yüzde 64’ünden fazlası ise dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yaşamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş olan ülkelere yapılan göçler yerini yavaş yavaş gelişmekte olan ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru yapılan göçlere bırakmıştır. En çok göç alan ülkeler arasında ABD 2017 yılında da birinci sırayı korurken devamında Suudi Arabistan, Almanya, Rusya ve İngiltere en çok göç alan ülkeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan Hindistan, Meksika, Çin, Rusya, Suriye ve Bangladeş gibi ülkeler ise dünyanın en çok göç veren ülkeleri arasındadır. Göç petrol ülkeleri gibi ülkelerde, yüzde 90 oranında emek gücünü karşılarken, bazı ülkelerin ekonomileri için çok önemli bir iş gücü kaynağı oluşturmaktadır."
Tarihin ilk dönemlerinden itibaren var olan zorunlu göç olgusunun günümüzde artarak önem kazandığına işaret eden Doç. Dr. Goularas, şunları kaydetti:
"2015 yılında 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük mülteci sayısına ulaştık. Dünyada var olan mülteci sayısı ve buna bağlı olan sorunlar birçok ülkenin kaygılarını da artırmıştır. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2017 yılı raporuna göre günümüzde 68 milyondan fazla kişi zorunlu olarak yerinden edilmiş durumdadır. Bu nüfusun 25 milyondan fazlasını mülteciler oluşturmakta, mülteci nüfusunu da yüzde 52’ine yakınını çocuk ve gençler oluşturmaktadır. En çok zorunlu göç veren ülkeler listesinin başında 2017 yılında Suriyegelirken en fazla zorunlu göç alan ülkeler listesinin başında Türkiye bulunmaktadır. Göç konusu siyasi, ekonomik, hukuki, insani boyutlarıyla incelenmesi gereken, eğitim, kültür, entegrasyon, güvenlik gibi konularla birebir bağlantılı olan bir konudur."
-"Dünyada Gelir Paylaşımı Giderek Bozuluyor"
Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dursun Arıkboğa da, günümüzde yaşanan savaşlar ve bunların neticesini, geçmiş yıllarda olduğu gibi daha sonraki yıllarda da göçle hissedeceğimizi vurguladı. Dünyada gelir paylaşımının giderek bozulduğunu ifade eden Arıkboğa, "Bunun otomatik ve doğal sonucu olarak insanlar, daha iyi bir yaşantı hak ettiklerini düşündükleri için daha iyi yerler arayacaklar, yer değiştirecekler ve yeni arayışlar içinde olmaya devam edeceklerdir. Bu da hareketliliği artıracaktır. Bütün bunların sonucunda göç ile ilgili çalışmalara önümüzdeki yıllarda da ihtiyaç duyulacaktır." ifadelerini kullandı.
İklim değişikliğinin yaratacağı sorunların başında, göç ve hareketlilik olacağına işaret eden Arıkboğa, bunların sonuçlarını da öngörmenin ve bunlarla ilgili önlemler almanın önemine değindi.
2008 yığından bu yana, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüyle çalışmalar yürüten Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray Ekşi de, Türkiye’nin göç ve iltica denkleminde içinde bulunduğunu kaydederek yasadışı göçün de hedefi olduğunu belirtti.
Konferansın ikinci gününde Koç Üniversitesi Göç Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi de (MiReKoc), özel bir oturum gerçekleştirdi.
Kaynak: AA
Yeditepe Üniversitesi açıklamasına göre, Yeditepe Üniversitesi Küresel Eğitim ve Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KEKAM) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “21. Yüzyılda Uluslararası Göç Konferansı”, üniversitenin 26 Ağustos Yerleşimi’nde gerçekleştirildi.
Dünyanın 8 ülkesinden ve Türkiye’nin 27 seçkin üniversitesinden gelen, göç konusunda uzman 100’e yakın akademisyeni bir araya getiren konferansta göç konusu farklı boyutlarıyla tartışıldı.
Konferansın açılışında konuşan Goularas, Birleşmiş Milletler'in (BM) 2017 yılında yayınladığı rapora göre uluslararası göçmen nüfusunun, 2000 yılından 2017 yılına kadar yaklaşık olarak yüzde 50’lik bir artış göstererek 258 milyon kişiye ulaştığını belirtti.
Bu nüfusun yüzde 48-52’lik oranını kadın göçmenlerin, üçte ikisinden fazlasının ise uluslararası emek göçüne katılan kişilerin oluşturduğunu vurgulayan Goularas, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Göç akımları, dünyanın pek çok ülkesini, gerek göç veren gerek göç alan gerekse transit ülke konumlarından dolayı birebir ilgilendirmektedir. Göçmen nüfusunun yüzde 60’ından fazlası Asya ve Avrupa kıtalarında ikamet etmekte, yüzde 64’ünden fazlası ise dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yaşamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş olan ülkelere yapılan göçler yerini yavaş yavaş gelişmekte olan ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru yapılan göçlere bırakmıştır. En çok göç alan ülkeler arasında ABD 2017 yılında da birinci sırayı korurken devamında Suudi Arabistan, Almanya, Rusya ve İngiltere en çok göç alan ülkeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan Hindistan, Meksika, Çin, Rusya, Suriye ve Bangladeş gibi ülkeler ise dünyanın en çok göç veren ülkeleri arasındadır. Göç petrol ülkeleri gibi ülkelerde, yüzde 90 oranında emek gücünü karşılarken, bazı ülkelerin ekonomileri için çok önemli bir iş gücü kaynağı oluşturmaktadır."
Tarihin ilk dönemlerinden itibaren var olan zorunlu göç olgusunun günümüzde artarak önem kazandığına işaret eden Doç. Dr. Goularas, şunları kaydetti:
"2015 yılında 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük mülteci sayısına ulaştık. Dünyada var olan mülteci sayısı ve buna bağlı olan sorunlar birçok ülkenin kaygılarını da artırmıştır. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2017 yılı raporuna göre günümüzde 68 milyondan fazla kişi zorunlu olarak yerinden edilmiş durumdadır. Bu nüfusun 25 milyondan fazlasını mülteciler oluşturmakta, mülteci nüfusunu da yüzde 52’ine yakınını çocuk ve gençler oluşturmaktadır. En çok zorunlu göç veren ülkeler listesinin başında 2017 yılında Suriyegelirken en fazla zorunlu göç alan ülkeler listesinin başında Türkiye bulunmaktadır. Göç konusu siyasi, ekonomik, hukuki, insani boyutlarıyla incelenmesi gereken, eğitim, kültür, entegrasyon, güvenlik gibi konularla birebir bağlantılı olan bir konudur."
-"Dünyada Gelir Paylaşımı Giderek Bozuluyor"
Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dursun Arıkboğa da, günümüzde yaşanan savaşlar ve bunların neticesini, geçmiş yıllarda olduğu gibi daha sonraki yıllarda da göçle hissedeceğimizi vurguladı. Dünyada gelir paylaşımının giderek bozulduğunu ifade eden Arıkboğa, "Bunun otomatik ve doğal sonucu olarak insanlar, daha iyi bir yaşantı hak ettiklerini düşündükleri için daha iyi yerler arayacaklar, yer değiştirecekler ve yeni arayışlar içinde olmaya devam edeceklerdir. Bu da hareketliliği artıracaktır. Bütün bunların sonucunda göç ile ilgili çalışmalara önümüzdeki yıllarda da ihtiyaç duyulacaktır." ifadelerini kullandı.
İklim değişikliğinin yaratacağı sorunların başında, göç ve hareketlilik olacağına işaret eden Arıkboğa, bunların sonuçlarını da öngörmenin ve bunlarla ilgili önlemler almanın önemine değindi.
2008 yığından bu yana, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüyle çalışmalar yürüten Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray Ekşi de, Türkiye’nin göç ve iltica denkleminde içinde bulunduğunu kaydederek yasadışı göçün de hedefi olduğunu belirtti.
Konferansın ikinci gününde Koç Üniversitesi Göç Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi de (MiReKoc), özel bir oturum gerçekleştirdi.