Lojistik Sektörü 10 Yılda 1,9 Milyar Dolar Yabancı Yatırım Çekti
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Eldener: 'Lojistik, son 10 yılda 1,9 milyar dolar yabancı yatırımı çekmiş, kargo kapasitesini 4 kat artırmış, konteyner hacimlerinde artış yakalamış bir sektör. Bugün 400 bin kişiye yatırım sağlayan lojistik sektörü, ülkemiz için çok önemli bir istihdam alanıdır' 'Türkiye’de lojistik sektörünün GSYH içerisindeki payı yaklaşık yüzde 14'tür. Türkiye'de lojistik sektörü faaliyetlerinin büyüklüğü bugün itibarıyla 150 milyar liraya ulaştı'
MUSAB TURAN - Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, Türk lojistik sektörünün gelişimini sürdürdüğünü belirterek, "Lojistik, son 10 yılda 1,9 milyar dolar yabancı yatırımı çekmiş, kargo kapasitesini 4 kat artırmış, konteyner hacimlerinde artış yakalamış bir sektör. Bugün 400 bin kişiye yatırım sağlayan lojistik sektörü, ülkemiz için çok önemli bir istihdam alanıdır." dedi.
Eldener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektörün 2023'e yürüyen Türkiye ekonomisinin yükünü taşıyacak kapasitede olduğunu söyledi.
"Türkiye’de lojistik sektörünün GSYH içerisindeki payı yaklaşık yüzde 14’tür. Türkiye'de lojistik sektörü faaliyetleri büyüklüğü bugün itibarıyla 150 milyar liraya ulaştı." diyen Eldener, Türkiye'de karayolu taşımacılığının diğer taşıma yöntemlerine kıyasla daha fazla kullanıldığını hatırlattı.
Eldener, "Avrupa’nın en büyük araç filolarından birine sahip olan ülkemizde TÜİK verilerine göre trafiğe kayıtlı 800 bini aşkın kamyon mevcuttur. Ancak bu araçların tümünün halihazırda uluslararası taşımacılık faaliyetlerinde kullanıldığını varsaymak doğru olmayacaktır. Havayolu taşımacılığına baktığımızda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü verileri, ülkemizin havayolu uçak filosunun 540 olduğunu belirtmektedir. Küresel verileri incelediğimizde taşımaların hacim anlamında yüzde 1’inin havayolu ile gerçekleştirildiğini, buna karşın değer anlamında bu hacmin yüzde 40’a tekabül ettiğini görüyoruz." diye konuştu.
Havayolu taşımacılığının değerli kargolar için tercih edildiğini belirten Eldener, 2018 yılında ilk fazının açılması planlanan İstanbul Yeni Havalimanı ile Türkiye'nin havayolu taşımacılığı alanında önemli bir yük aktarma merkezi olabileceğini söyledi.
- "Ülkemizin doğu ve batı uçları arasında kesintisiz demiryolu hattı mevcut değil"
Dünya çapındaki yüklerin yüzde 90'ının denizyolu ile taşındığı aktaran Eldener, 8 bin 400 kilometre kıyı uzunluğu ile Türkiye'nin doğu-batı ve kuzey-güney ticaret koridorları için önemli bir yerde konumlandığını kaydetti.
Türkiye'de denizyolu taşımacılığı verileri incelendiğinde 2017 yılı Kasım ayı sonuna kadar yaklaşık 400 milyon ton yük elleçlendiğini anlatan Eldener, şöyle konuştu:
"Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesi kapsamında denizyolu ayağının ülkemiz üzerinden işlerlik kazanması ile bu verilerde büyük artışların gözlemlenmesi muhtemeldir. Öte yandan ülkemizin liman yatırımları için bir cazibe merkezi haline gelmiş olması ve büyük yük gemilerinin yanaşmasına imkan sağlayan limanların inşa edilmesi de bu artışları olumlu yönde tetikleyebilecektir. Bu taşıma modlarının yanı sıra demiryolundan da bahsetmek gerekir. Ülkemizde demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi ile kendi lokomotiflerini ve vagonlarını işletecek finansal güce sahip firmalarımız mevcuttur.
Ancak şu da bir gerçektir ki ülkemizin doğu ve batı uçları arasında kesintisiz demiryolu hattı mevcut değildir. Çevreye duyarlı ve ekonomik bir taşıma türü olan demiryolu taşımacılığı, ülkemiz için gerçekleştirilmesi gereken bir hedef olarak önümüzde durmaktadır. Bu amaç doğrultusunda yol yenileme çalışmaları hızla nihayete erdirilmelidir."
- "İçel ve İzmir’de lojistik alanında önemli faaliyetler gerçekleştirilmekte"
Eldener, uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörünün, dış ticaret hareketleri ile paralel gelişim gösterdiğini anımsatarak, dış ticarette görülen hacim artışı veya daralmasının uluslararası taşımacılık ve lojistik faaliyetlerini doğrudan etkilediğini söyledi.
Makine aksamı, elektronik cihazlar, kıymetli madenler, demir-çelik, otomotiv ve tekstil sektörlerinin Türkiye'de uluslararası lojistik sektörünün büyümesinde etkili olan sektörlerden olduğunu anlatan Eldener, "Ülkemizden yapılan ihracat hareketleri arasında özellikle tekstil ve otomotiv sektörlerinde üretim anlamında gözlemlenen canlılık lojistik sektörüne de yansımaktadır. Ülkemizde uluslararası lojistik faaliyetlerin İstanbul merkezli olarak sürdürüldüğünü söylemek mümkündür. İçel ve İzmir’de de lojistik alanında önemli faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Küresel ölçekte Almanya, Hollanda, Singapur ve Hong Kong önemli lojistik faaliyetlerin sürdürüldüğü ülkeler olarak öne çıkmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Türk lojistik sektörünün dünya genelinde 7 trilyon dolar hacme ulaşan lojistik sektöründen olabildiğince pay almayı hedeflediğini kaydeden Eldener, şu bilgileri verdi:
"Lojistik, son 10 yılda 1,9 milyar dolar yabancı yatırımı çekmiş, kargo kapasitesini 4 kat artırmış, konteyner hacimlerinde artış yakalamış bir sektör. Bugün 400 bin kişiye yatırım sağlayan lojistik sektörü, ülkemiz için çok önemli bir istihdam alanıdır. Yer aldığımız coğrafyadaki avantajlı konumumuzu değerlendirerek küresel pazardaki yerimizi sağlamlaştırıp ülkemizin önemini artırmamız, sektörün pazar büyüklüğünü ve istihdam olanaklarını artırmak açısından önemlidir.
İstanbul Yeni Havalimanı, Bakü-Tiflis-Kars hattının açılması, Asyaport, Safiport, Derince, DP World Yarımca gibi liman yatırımları, demiryollarının serbestleştirilmesi gibi gelişmeler ışığında üreten bir ülkenin dış ticaretinin 2023 hedefleri doğrultusunda lojistik gereksinimlerini yerine getirecek kapasite olanaklarına erişilmektedir ve bu kapasiteyi kullanacak yetişmiş insan gücüne halihazırda ülkemiz sahip durumdadır."
- "Ekonomimizin büyüme eğiliminde üretkenlik artışları etkili"
Eldener, geçen 3 senenin jeopolitik sorunların lojistik sektörü üzerindeki olumsuz etkilerinin tecrübe edildiği yıllar olduğunu hatırlatarak, "Henüz geride bıraktığımız 2017 yılına, bir önceki yılın birçok olumsuzluğunun gölgesinde girmiştik. 2016 yılı ülkemiz ve çevre coğrafyadaki ülkeler için oldukça zor bir yıl olarak geçti. Şunun altını çizmek gerekir ki, ticaret ancak barış ortamında sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor. İran’da yaşanan son gelişmeler, bu anlamda olumlu bir görüntü sergilemiyor. Ambargonun kalkması ile birlikte İran’a yönelik taşımacılık faaliyetleri oldukça önemli bir hacim kazandı. Ancak güncel durum maalesef endişe verici görünüyor. Ülkemizdeki ve çevre coğrafyalardaki politik istikrarın ekonomik genişlemeye ve bununla birlikte lojistik sektörünün de iyiye gitmesine katkı sağlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır." diye konuştu.
Türk iş dünyasının değişen koşullara çok hızlı adapte olmayı başardığını anlatan Eldener, Türkiye ekonomisinin geçmişteki kırılgan görünümünden sıyrılarak daha güven verici bir görüntüye kavuştuğunu söyledi.
Eldener şöyle konuştu:
"Ekonomimizin büyüme eğiliminde üretkenlik artışları etkili. Bu büyüme modelinin ihracata yönelik teşvikler ile desteklendiğini görüyoruz. Eski kırılgan görünümünü geride bıraktığını söyleyebilsek de enflasyon ve cari açık bu büyüme modelinde kırılgan noktaları teşkil ediyor. Yurt dışındaki Türkiye algısı bu noktada önemli, çünkü yabancı yatırım için uygun ve cazip bir görünüm sergilenmesi gerekiyor. Türkiye algısı, ülkemiz içerisinde soru işaretleri barındıran bir unsur olmayı çoktan geride bıraktı.
Ülkemizin lojistik sektöründeki bilgi birikimi ve yetişmiş insan gücü yeterli seviyededir. Sektörümüzde her biri kendini dünya vatandaşı olarak gören, küresel gelişmeleri takip eden ve gelişime açık yöneticiler ile geleceğin yönetici adayları görevlerini başarıyla sürdürmektedir. Lojistik sektöründe böylesi önemli ve kalifiye bir iş gücü kaynağı ülkemiz için önemli bir şanstır. Ülkemizde lojistik hizmetler, küresel standartlarda verilebilmektedir. Bu çerçevede UTİKAD, üyelerinin daha iyi koşullarda faaliyetlerini sürdürmeleri için çalışmalar yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası kurumlardaki temsil fonksiyonumuz ile başta Türk lojistik sektörü olmak üzere üyelerimizi temsil etmeye devam ediyoruz."
Kaynak: AA
Eldener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektörün 2023'e yürüyen Türkiye ekonomisinin yükünü taşıyacak kapasitede olduğunu söyledi.
"Türkiye’de lojistik sektörünün GSYH içerisindeki payı yaklaşık yüzde 14’tür. Türkiye'de lojistik sektörü faaliyetleri büyüklüğü bugün itibarıyla 150 milyar liraya ulaştı." diyen Eldener, Türkiye'de karayolu taşımacılığının diğer taşıma yöntemlerine kıyasla daha fazla kullanıldığını hatırlattı.
Eldener, "Avrupa’nın en büyük araç filolarından birine sahip olan ülkemizde TÜİK verilerine göre trafiğe kayıtlı 800 bini aşkın kamyon mevcuttur. Ancak bu araçların tümünün halihazırda uluslararası taşımacılık faaliyetlerinde kullanıldığını varsaymak doğru olmayacaktır. Havayolu taşımacılığına baktığımızda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü verileri, ülkemizin havayolu uçak filosunun 540 olduğunu belirtmektedir. Küresel verileri incelediğimizde taşımaların hacim anlamında yüzde 1’inin havayolu ile gerçekleştirildiğini, buna karşın değer anlamında bu hacmin yüzde 40’a tekabül ettiğini görüyoruz." diye konuştu.
Havayolu taşımacılığının değerli kargolar için tercih edildiğini belirten Eldener, 2018 yılında ilk fazının açılması planlanan İstanbul Yeni Havalimanı ile Türkiye'nin havayolu taşımacılığı alanında önemli bir yük aktarma merkezi olabileceğini söyledi.
- "Ülkemizin doğu ve batı uçları arasında kesintisiz demiryolu hattı mevcut değil"
Dünya çapındaki yüklerin yüzde 90'ının denizyolu ile taşındığı aktaran Eldener, 8 bin 400 kilometre kıyı uzunluğu ile Türkiye'nin doğu-batı ve kuzey-güney ticaret koridorları için önemli bir yerde konumlandığını kaydetti.
Türkiye'de denizyolu taşımacılığı verileri incelendiğinde 2017 yılı Kasım ayı sonuna kadar yaklaşık 400 milyon ton yük elleçlendiğini anlatan Eldener, şöyle konuştu:
"Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesi kapsamında denizyolu ayağının ülkemiz üzerinden işlerlik kazanması ile bu verilerde büyük artışların gözlemlenmesi muhtemeldir. Öte yandan ülkemizin liman yatırımları için bir cazibe merkezi haline gelmiş olması ve büyük yük gemilerinin yanaşmasına imkan sağlayan limanların inşa edilmesi de bu artışları olumlu yönde tetikleyebilecektir. Bu taşıma modlarının yanı sıra demiryolundan da bahsetmek gerekir. Ülkemizde demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi ile kendi lokomotiflerini ve vagonlarını işletecek finansal güce sahip firmalarımız mevcuttur.
Ancak şu da bir gerçektir ki ülkemizin doğu ve batı uçları arasında kesintisiz demiryolu hattı mevcut değildir. Çevreye duyarlı ve ekonomik bir taşıma türü olan demiryolu taşımacılığı, ülkemiz için gerçekleştirilmesi gereken bir hedef olarak önümüzde durmaktadır. Bu amaç doğrultusunda yol yenileme çalışmaları hızla nihayete erdirilmelidir."
- "İçel ve İzmir’de lojistik alanında önemli faaliyetler gerçekleştirilmekte"
Eldener, uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörünün, dış ticaret hareketleri ile paralel gelişim gösterdiğini anımsatarak, dış ticarette görülen hacim artışı veya daralmasının uluslararası taşımacılık ve lojistik faaliyetlerini doğrudan etkilediğini söyledi.
Makine aksamı, elektronik cihazlar, kıymetli madenler, demir-çelik, otomotiv ve tekstil sektörlerinin Türkiye'de uluslararası lojistik sektörünün büyümesinde etkili olan sektörlerden olduğunu anlatan Eldener, "Ülkemizden yapılan ihracat hareketleri arasında özellikle tekstil ve otomotiv sektörlerinde üretim anlamında gözlemlenen canlılık lojistik sektörüne de yansımaktadır. Ülkemizde uluslararası lojistik faaliyetlerin İstanbul merkezli olarak sürdürüldüğünü söylemek mümkündür. İçel ve İzmir’de de lojistik alanında önemli faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Küresel ölçekte Almanya, Hollanda, Singapur ve Hong Kong önemli lojistik faaliyetlerin sürdürüldüğü ülkeler olarak öne çıkmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Türk lojistik sektörünün dünya genelinde 7 trilyon dolar hacme ulaşan lojistik sektöründen olabildiğince pay almayı hedeflediğini kaydeden Eldener, şu bilgileri verdi:
"Lojistik, son 10 yılda 1,9 milyar dolar yabancı yatırımı çekmiş, kargo kapasitesini 4 kat artırmış, konteyner hacimlerinde artış yakalamış bir sektör. Bugün 400 bin kişiye yatırım sağlayan lojistik sektörü, ülkemiz için çok önemli bir istihdam alanıdır. Yer aldığımız coğrafyadaki avantajlı konumumuzu değerlendirerek küresel pazardaki yerimizi sağlamlaştırıp ülkemizin önemini artırmamız, sektörün pazar büyüklüğünü ve istihdam olanaklarını artırmak açısından önemlidir.
İstanbul Yeni Havalimanı, Bakü-Tiflis-Kars hattının açılması, Asyaport, Safiport, Derince, DP World Yarımca gibi liman yatırımları, demiryollarının serbestleştirilmesi gibi gelişmeler ışığında üreten bir ülkenin dış ticaretinin 2023 hedefleri doğrultusunda lojistik gereksinimlerini yerine getirecek kapasite olanaklarına erişilmektedir ve bu kapasiteyi kullanacak yetişmiş insan gücüne halihazırda ülkemiz sahip durumdadır."
- "Ekonomimizin büyüme eğiliminde üretkenlik artışları etkili"
Eldener, geçen 3 senenin jeopolitik sorunların lojistik sektörü üzerindeki olumsuz etkilerinin tecrübe edildiği yıllar olduğunu hatırlatarak, "Henüz geride bıraktığımız 2017 yılına, bir önceki yılın birçok olumsuzluğunun gölgesinde girmiştik. 2016 yılı ülkemiz ve çevre coğrafyadaki ülkeler için oldukça zor bir yıl olarak geçti. Şunun altını çizmek gerekir ki, ticaret ancak barış ortamında sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor. İran’da yaşanan son gelişmeler, bu anlamda olumlu bir görüntü sergilemiyor. Ambargonun kalkması ile birlikte İran’a yönelik taşımacılık faaliyetleri oldukça önemli bir hacim kazandı. Ancak güncel durum maalesef endişe verici görünüyor. Ülkemizdeki ve çevre coğrafyalardaki politik istikrarın ekonomik genişlemeye ve bununla birlikte lojistik sektörünün de iyiye gitmesine katkı sağlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır." diye konuştu.
Türk iş dünyasının değişen koşullara çok hızlı adapte olmayı başardığını anlatan Eldener, Türkiye ekonomisinin geçmişteki kırılgan görünümünden sıyrılarak daha güven verici bir görüntüye kavuştuğunu söyledi.
Eldener şöyle konuştu:
"Ekonomimizin büyüme eğiliminde üretkenlik artışları etkili. Bu büyüme modelinin ihracata yönelik teşvikler ile desteklendiğini görüyoruz. Eski kırılgan görünümünü geride bıraktığını söyleyebilsek de enflasyon ve cari açık bu büyüme modelinde kırılgan noktaları teşkil ediyor. Yurt dışındaki Türkiye algısı bu noktada önemli, çünkü yabancı yatırım için uygun ve cazip bir görünüm sergilenmesi gerekiyor. Türkiye algısı, ülkemiz içerisinde soru işaretleri barındıran bir unsur olmayı çoktan geride bıraktı.
Ülkemizin lojistik sektöründeki bilgi birikimi ve yetişmiş insan gücü yeterli seviyededir. Sektörümüzde her biri kendini dünya vatandaşı olarak gören, küresel gelişmeleri takip eden ve gelişime açık yöneticiler ile geleceğin yönetici adayları görevlerini başarıyla sürdürmektedir. Lojistik sektöründe böylesi önemli ve kalifiye bir iş gücü kaynağı ülkemiz için önemli bir şanstır. Ülkemizde lojistik hizmetler, küresel standartlarda verilebilmektedir. Bu çerçevede UTİKAD, üyelerinin daha iyi koşullarda faaliyetlerini sürdürmeleri için çalışmalar yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası kurumlardaki temsil fonksiyonumuz ile başta Türk lojistik sektörü olmak üzere üyelerimizi temsil etmeye devam ediyoruz."