ANADOLU'nun TERMAL ZENGİNLİKLERİ - Çeşme'de Denizden Kaynayan Termal Suda Şifa Arıyorlar
Deniz, rüzgar, kum ve güneşiyle tanınan İzmir'in Çeşme ilçesi, dünyada ender rastlanan denizden kaynayan termal suyuyla şifa arayanların adresi oldu Çeşme'de hizmet veren 3 bin 500 yatak kapasiteli 10 tesis, yarıyıl tatilinde yüzde 100 doluluk hedefliyor Çok sayıda yabancı turist çeken Balçova Termal Tesisleri ise nörolojik ve romatizmal hastalıkların yanı sıra trafik kazalarına bağlı travmalar ve spor sakatlanmalarına yönelik özel tedavi programlarıyla tanınıyor.
TOLGA ALBAY - Yazın deniz kıyısındaki tesislerde çok sayıda tatilciyi ağırlayan İzmir, termal zenginlikleriyle kışın da yoğun talep görüyor.
Deniz, rüzgar, kum ve güneşiyle tanınan Çeşme, dünyada ender rastlanan denizden kaynayan termal suyuyla şifa arayanların adresi oldu.
Roma ve Osmanlı döneminde kaplıca merkezi olma özelliğiyle tanınan, denizden çıkan termal suyuyla farklılaşan Çeşme, 10 lüks tesiste kullanılan termal suyuyla sömestir tatillerinin tercih edilen adreslerinden biri olarak göze çarpıyor.
Diğer kaplıca sularından farklı olarak deniz suyunun magmaya inip ısındıktan sonra yüzeye çıkmasıyla oluşan "deniz ılıcası", hem deniz suyunu hem de birçok minerali barındırması dolayısıyla benzersiz özelliklere sahip.
Suyun tuzlu olması ve minerallerden dolayı kısa kür sürelerinde tedavinin mümkün olduğu "deniz ılıcası", özellikle kas ve iskelet sistemi, romatizma ve deri hastalıkları tedavisi görenler tarafından tercih ediliyor.
Altınyunus Oteli'nin Termal ve Talasso Kür Merkezi Müdürü Dr. Ilgaz Nacakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tesislerinde deniz içinde kaynayan suyu kullandıklarını söyledi.
Deniz suyunda bulunan magnezyumun kas gevşetici ve spazm çözücü etkiye sahip olduğunu anlatan Nacakoğlu, kalsiyumun antialerjik yapısıyla deri hastalıkları ve alerjik akciğer hastalıklarında etkisini gösterdiğini, sülfatın da eklemlere geçerek eklem-kıkırdak hasarlarını onardığını dile getirdi.
Nacakoğlu, yüksek tuz oranının deri ve beyin arasındaki bağlantıları uyardığını, bunun kas ve iskelet sistemi bozukluklarının tedavisinde önemli olduğuna işaret ederek, bağışıklık sistemini geliştiren iyotun ise enfeksiyon hastalıklarına karşı metabolizmayı koruduğunu anlattı.
Çeşme'de hizmet veren 10 lüks termal tesisin 3 bin 500 yatak kapasitesine sahip olduğunu belirten Nacakoğlu, bu yıl sömestir dönemi için gelen rezervasyonların sevindirici olduğunu, her yıl olduğu gibi bu yarıyıl tatilinde de yüzde 100 doluluğun hedeflendiğini kaydetti.
Bölgede kaplıca talebine yanıt vermek üzere tesislerin ortak kullanacağı bir kür merkezi yatırımının planlandığını da aktaran Nacakoğlu, şöyle devam etti:
"Çeşme'nin milattan önce 3 binli yıllara kadar giden kaplıca tarihi var. 18 ve 19'uncu yüzyıllarda da Osmanlı'nın gözde kaplıca merkezi olarak dikkati çekiyor. Burası sadrazamların, devlet adamlarının şifa bulduğu bir merkez olmuş. Son yıllarda termal turizme olan ilginin yeniden artmasıyla Çeşme, kendini yeniden keşfetmeye başladı. Tesis altyapımız çok iyi. Bu zenginliği uluslararası anlamda daha iyi kullanmak için çaba sarf ediyoruz."
- Tekerlekli sandalyeyle gelip yürüyerek ayrılanlar
Türkiye'de kaplıca turizminin köklü merkezlerinden Balçova Termal Tesisleri ise dünya standartlarındaki kür ve tedavi uygulamalarıyla biliniyor.
İzmir Valiliğine bağlı tesis, başta Norveç olmak üzere Kuzey Avrupa ve Rusya'dan gelen çok sayıda hastanın şifa aradığı kaplıca ve kür merkezini bünyesinde barındırıyor.
Kalsiyum, sodyum, klorür ve bikarbonatın yanı sıra sülfat, potasyum ve magnezyum açısından da zengin olan suya sahip tesiste balneoterapi, hidroterapi, elektroterapi, kineziterapi gibi bilinen uygulamaların yanında parafin kürü, mor ötesi ışıkla uygulanan aktinoterapi ve watsu olarak tanımlanan su içi masaj teknikleri de kullanılıyor.
Merkezde, nörolojik ve ortopedik hastalıkların yanı sıra trafik kazaları sonrası oluşan travmalar ve spor sakatlanmaları için özel terapi ve kür programları uygulanıyor.
Balçova Termal Yönetim Kurulu Üyesi Ergun Erdoğan, 408 yatak kapasiteli tesisin alanında uluslararası deneyime sahip ekibi sayesinde farklılaştığına işaret etti.
Termal suyun getirdiği zenginliğe özel masaj ve terapilerin eklenmesiyle elde edilen uluslararası başarı dolayısıyla tesisin yılın hemen her ayında tam dolulukla çalıştığına işaret eden Erdoğan, yatak ve hizmet kapasitesini artırmak üzere proje hazırladıklarını aktardı.
Balçova Termal Başfizyoterapisti Olcay Derya Gülören ise tesislerin hastalara geniş bir tedavi seçeneği sunduğunu, fizyoterapi ve rehabilitasyon hizmetinin bütünleşmesiyle daha başarılı sonuçlar elde edebildiklerini ifade etti.
Geçirdikleri trafik kazaları sonrası tekerlekli sandalyeyle tesislere gelen, uygulanan tedavi programının ardından yürüyerek ayrılan çok sayıda misafirlerinin bulunduğuna işaret eden Gülören, spor yaralanmaları alanında da milli takım oyuncuları ve diğer profesyonel sporcuların tesislere ilgi gösterdiğini kaydetti.
Kaynak: AA
Deniz, rüzgar, kum ve güneşiyle tanınan Çeşme, dünyada ender rastlanan denizden kaynayan termal suyuyla şifa arayanların adresi oldu.
Roma ve Osmanlı döneminde kaplıca merkezi olma özelliğiyle tanınan, denizden çıkan termal suyuyla farklılaşan Çeşme, 10 lüks tesiste kullanılan termal suyuyla sömestir tatillerinin tercih edilen adreslerinden biri olarak göze çarpıyor.
Diğer kaplıca sularından farklı olarak deniz suyunun magmaya inip ısındıktan sonra yüzeye çıkmasıyla oluşan "deniz ılıcası", hem deniz suyunu hem de birçok minerali barındırması dolayısıyla benzersiz özelliklere sahip.
Suyun tuzlu olması ve minerallerden dolayı kısa kür sürelerinde tedavinin mümkün olduğu "deniz ılıcası", özellikle kas ve iskelet sistemi, romatizma ve deri hastalıkları tedavisi görenler tarafından tercih ediliyor.
Altınyunus Oteli'nin Termal ve Talasso Kür Merkezi Müdürü Dr. Ilgaz Nacakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tesislerinde deniz içinde kaynayan suyu kullandıklarını söyledi.
Deniz suyunda bulunan magnezyumun kas gevşetici ve spazm çözücü etkiye sahip olduğunu anlatan Nacakoğlu, kalsiyumun antialerjik yapısıyla deri hastalıkları ve alerjik akciğer hastalıklarında etkisini gösterdiğini, sülfatın da eklemlere geçerek eklem-kıkırdak hasarlarını onardığını dile getirdi.
Nacakoğlu, yüksek tuz oranının deri ve beyin arasındaki bağlantıları uyardığını, bunun kas ve iskelet sistemi bozukluklarının tedavisinde önemli olduğuna işaret ederek, bağışıklık sistemini geliştiren iyotun ise enfeksiyon hastalıklarına karşı metabolizmayı koruduğunu anlattı.
Çeşme'de hizmet veren 10 lüks termal tesisin 3 bin 500 yatak kapasitesine sahip olduğunu belirten Nacakoğlu, bu yıl sömestir dönemi için gelen rezervasyonların sevindirici olduğunu, her yıl olduğu gibi bu yarıyıl tatilinde de yüzde 100 doluluğun hedeflendiğini kaydetti.
Bölgede kaplıca talebine yanıt vermek üzere tesislerin ortak kullanacağı bir kür merkezi yatırımının planlandığını da aktaran Nacakoğlu, şöyle devam etti:
"Çeşme'nin milattan önce 3 binli yıllara kadar giden kaplıca tarihi var. 18 ve 19'uncu yüzyıllarda da Osmanlı'nın gözde kaplıca merkezi olarak dikkati çekiyor. Burası sadrazamların, devlet adamlarının şifa bulduğu bir merkez olmuş. Son yıllarda termal turizme olan ilginin yeniden artmasıyla Çeşme, kendini yeniden keşfetmeye başladı. Tesis altyapımız çok iyi. Bu zenginliği uluslararası anlamda daha iyi kullanmak için çaba sarf ediyoruz."
- Tekerlekli sandalyeyle gelip yürüyerek ayrılanlar
Türkiye'de kaplıca turizminin köklü merkezlerinden Balçova Termal Tesisleri ise dünya standartlarındaki kür ve tedavi uygulamalarıyla biliniyor.
İzmir Valiliğine bağlı tesis, başta Norveç olmak üzere Kuzey Avrupa ve Rusya'dan gelen çok sayıda hastanın şifa aradığı kaplıca ve kür merkezini bünyesinde barındırıyor.
Kalsiyum, sodyum, klorür ve bikarbonatın yanı sıra sülfat, potasyum ve magnezyum açısından da zengin olan suya sahip tesiste balneoterapi, hidroterapi, elektroterapi, kineziterapi gibi bilinen uygulamaların yanında parafin kürü, mor ötesi ışıkla uygulanan aktinoterapi ve watsu olarak tanımlanan su içi masaj teknikleri de kullanılıyor.
Merkezde, nörolojik ve ortopedik hastalıkların yanı sıra trafik kazaları sonrası oluşan travmalar ve spor sakatlanmaları için özel terapi ve kür programları uygulanıyor.
Balçova Termal Yönetim Kurulu Üyesi Ergun Erdoğan, 408 yatak kapasiteli tesisin alanında uluslararası deneyime sahip ekibi sayesinde farklılaştığına işaret etti.
Termal suyun getirdiği zenginliğe özel masaj ve terapilerin eklenmesiyle elde edilen uluslararası başarı dolayısıyla tesisin yılın hemen her ayında tam dolulukla çalıştığına işaret eden Erdoğan, yatak ve hizmet kapasitesini artırmak üzere proje hazırladıklarını aktardı.
Balçova Termal Başfizyoterapisti Olcay Derya Gülören ise tesislerin hastalara geniş bir tedavi seçeneği sunduğunu, fizyoterapi ve rehabilitasyon hizmetinin bütünleşmesiyle daha başarılı sonuçlar elde edebildiklerini ifade etti.
Geçirdikleri trafik kazaları sonrası tekerlekli sandalyeyle tesislere gelen, uygulanan tedavi programının ardından yürüyerek ayrılan çok sayıda misafirlerinin bulunduğuna işaret eden Gülören, spor yaralanmaları alanında da milli takım oyuncuları ve diğer profesyonel sporcuların tesislere ilgi gösterdiğini kaydetti.