Böbrek Sağlığının Sırrı İdrar Renginde Saklı

İşleyişi ve yapısıyla kusursuz bir makine gibi çalışan insan vücudu, ömür boyunca sağlık haline dair bazı ipuçları verebilecek yapıda. Yenilen herhangi bir besin sonrası vücudun kaşınması, kızarıklıklar, şişme, hapşırma gibi bazı belirtiler herhangi bir maddeye karşı oluşan tepkiyi gösterdiği gibi, ten rengi, saç dökülmesi, tırnakların şekli gibi belirtiler de yine vücudun sağlık haliyle ilgili verdiği sinyaller arasında.

Böbrek Sağlığının Sırrı İdrar Renginde Saklı
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, idrar renginin de böbrek sağlığına dair dikkate alınması gereken önemli ipuçları verebildiğini belirtti.

Timur Erk, “İdrar rengi ve sıklığı konusunu gerek sözlü, gerekse görsel çalışmalarla sıklıkla dile getiriyoruz. Günlük yaşantı içerisinde dikkat etmeleri, sağlıkları adına idrar sıklığı ve rengini takip etmeleri konusunda yapmış olduğumuz uyarı ve bilgilendirmeler, çocuklar tarafından ailelere de iletilebiliyor. Bu sebeple eğitimleri önemsiyor ve ara vermeden devam ediyoruz” dedi.

Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Nefroloji Uzmanı Yard. Doç. Dr. Bilal Görçin ise idrar renginin verdiği ipuçlarının, günlük yaşamda sağlığa ilişkin bazı kararlar almaya ve sağlıklı alışkanlıklar benimsemeye teşvik edebileceğini, her tuvalete gidişte idrarın rengi ve kokusunu gözlemlemenin bir anlamda erken teşhis ve koruyucu hekimliğin ev veya işyerinde uygulanması olduğunu vurguluyor.

Görçin, “Böbreklerimiz karnımızın içerisinde en alt iki kaburganın altında ulaşılması zor iki organdır. En önemli görevi vücudumuzda her gün oluşan zehirli ve zararlı maddeleri kandan temizleyip atmaktır. Bunu, kişinin o gün aldığı sıvı miktarına göre idrar oluşturarak yapar. Böbreklerde oluşan idrar, idrar boruları yolu ile idrar torbasına (mesane) gelir. Mesanede belirli bir hacime ulaşan idrar, işeme hissi ile dışarı atılır. Teknolojinin bu kadar ileri olmadığı dönemlerde son ürün olan idrara bakılarak böbrekler hakkında tanılar düşünülmüştür. Çok eski hekimler idrar tahlili için ‘’idrara bakmak teleskop ile böbreğe bakmak gibidir’’ demişler. İdrarın renginden ve kokusundan çeşitli hastalıkları teşhis etmişlerdir” diyor.

Normal idrarın rengi sarının her tonudur. İdrara rengini veren, ürokrom maddesidir. Açık sarı veya suya yakın renk çok sıvı tüketildiğini ve idrar yoğunluğunun en düşük seviyede olduğunu gösterirken, en koyu sarı ise sıvının az tüketildiğini veya böbreğe az sıvı geldiğini işaret eder.

İdrar rengindeki değişiklikler gıdalarla veya ilaçlarla değişebilir.

Parlak sarı idrar rengi normaldir ve B vitamini alanlarda da görülür.

Koyu sarı idrar rengi de normal olarak sınıflandırılır. B vitamini içeren gıdaların aşırı tüketimi ve bazı müshillerin kullanımında da koyu sarı renk görülebilir.

Çok açık renk, aşırı sıvı yüklenmesi veya böbreğe aşırı sıvı gelmesi durumunda su gibi idrar görülebilir. Günde 4-8 litre sıvı almasına bağlı olarak bol idrar yapması durumu olan “psikolojik polidipsi” veya böbrek tüplerinin son kısmında günlük çıkardığımız idrarı son olarak belirleyen ADH isimli hormonun olmaması veya etkisizliği sonucu oluşan, kişinin hiçbir hastalığı olmamasına rağmen günde 20-30 litre sıvı almasına bağlı olarak bol idrar yapması demek olan “şekersiz şeker hastalığı” (Diabetes İnsipitus) sorunu olanlarda da bu renk idrar görülür. Bu hastalar bir günde 20-30 litre su içip bir o kadar idrar çıkarırlar, daha doğrusu su işerler.

İdrar renginin pembe-kırmızı olduğu gözlemleniyorsa ve sorun eğer idrara kan karışmasına bağlıysa, durum ciddidir ve anormaldir. Günlük beslenmede aşırı pancar ve böğürtlen tüketilmemişse ve bazı antibiyotiklerin kullanımı söz konusuysa, herhangi bir hastalık olmadan da idrarda pembe-kırmızı renk görülebilir.

Turuncu renkte idrar gözlemleniyorsa, havucun aşırı tüketiminden, B kompleks vitaminlerin veya bazı antibiyotiklerin kullanımından, bazı kan sulandırıcılardan ve kemoterapi ilaçlarından kaynaklanıyor olabilir. Böyle bir besin tüketimi veya ilaç kullanımı yoksa sıvı alımının az olduğuna işaret eder.

Mavi idrar rengi ise çok nadirdir, mavi gıda boyası içeren gıdaların tüketildiğini veya oldukça nadir görülen bir genetik hastalığı düşündürür.

Yeşil renkli idrar ise Psodomonans bakterisinin sebep olduğu üriner enfeksiyonu akla getirir.

Koyu kahverengi idrar; baklagillerin aşırı tüketimi, sıtma ilaçları, bazı antibiyotikler, sinameki gibi müshiller ve kas gevşetici ilaçların kullanımı gibi durumlarda ortaya çıkar.

Koyu mor idrar ise genetik bir hastalık olan “porfiri” belirtisidir. Sinir sistemi ve cildi tutan bu hastalığın pek çok belirtisinden biri de koyu mor idrar rengidir.

Bulanık kırmızı-pembemsi kirli renk idrar ise en ciddi böbrek iltihaplarında görülür.

Koyu bordo renkli idrar ise yine nefrit adı verilen böbrek iltihabının veya vaskülit adı verilen ciddi ilerleyici böbrek hastalığının belirtisi olabilir.

Kanlı idrar veya idrara kan karışması ise her zaman anormaldir, aciliyetle ilgilenilmesi gereken bir sorunun varlığını gösterir. Sıklıkla üriner sistemin herhangi bir bölgesindeki taş ve enfeksiyonlarda görülür. Bu hastalıklarda idrar kanamasına azalıp çoğalan şiddetli ağrı veya idrar yaparken yanma eşlik eder. İdrarda gözle görülür ve tekrarlayan kan görülmesi ağrısız ise tümör akla gelir. Böbrek, mesane, prostat tümörleri ağrısız kanama yapar.

İdrarda köpük görülmesi, böbrekler yoluyla protein kaçağının belirtisidir. Genellikle tek başına fark edilir. Devamlı ve artarak sürmesi ciddi böbrek hastalığı belirtisidir.

Şeker ve tansiyon hastaları, hastalıklarının ilerleyen dönemlerinde böbreklerinin etkilendiğini protein kaçağının başlaması ile anlayabilirler. Bu nedenle idrarında köpük fark eden bir şeker veya hipertansiyon hastasının hekimine başvurması gerekir" dedi.

Kaynak: İHA