İzmir'deki 'Askeri Casuslukta Kumpas' Davası
'Askeri casusluk' soruşturmasındaki usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.
İzmir'de, "askeri casusluk soruşturması"ndaki usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki mensupları hakkında açılan davada 102 sanığın yargılanmasına devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
SEGBİS ile kayda alınan duruşmada tutuksuz sanık M.A, hakındaki suçlamaları reddederek, askerli lise sınavına girdiği dönemde kendisine ders veren kişiler olduğunu, bu kişilerin sınav sonrasında da görüşmek istediğini ancak kendisinin reddettiğini savundu.
Sanık M.A, askeri hayatında hiçbir atamada kayırılmadığını belirterek, "Birçok göreve tercih dışı atandım. Geçmişte de beni bu örgüt hakkında uyaracak kimse yoktu. ByLock'un varlığından darbe girişiminden sonra haberdar oldum. Bu örgütün dergi, gazetelerine abone olmadım. Bank Asya'da hiçbir zaman hesabım olmadı. Tek bir kişinin 31 yıl önceki ifadesinden yola çıkılarak terör örgütü üyesi olmam düşünülemez. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum." diye konuştu.
Tutuksuz sanık M.S. de aynı davada yargılanan B.G'nin kendisi hakkındaki "FETÖ yapılanması tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içine yerleştirildiğini, yine önemli kritik bir nokta olan personel alım biriminde görev yaptığını, bu görevini FETÖ'nün amaç ve çıkarları doğrultusunda gerçekleştirdiğini düşünüyorum." şeklindeki ifadesi nedeniyle yargılandığını söyledi.
M.S, bu ifade dışında kendisine isnat edilen suçlama olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Meslek hayatımda personel alım biriminde görev yapmadım. Gözaltına alındığımda bana B.G'yi sordular. Başta hatırlayamadım. Bu ismi aileme ilettim. Sonra uzaktan akrabam olduğunu söylediler. B.G, benim hakkımda vermiş olduğu ifadenin yanlış olduğunu söyleyip poliste değiştirmiştir. ByLock, Eagle kullanmadım. Ben bu tür yapılanmalara karşı olan birisiyim. Sınavları kazanmama ve tüm kriterleri taşımama rağmen beni subay yapmadılar.
Benden daha düşük puan alanlar sınavı kazandı. Örgüt üyesi olsam sınavları kazanırdım. Beni mülakatta eleyen komisyon üyeleri, şu an darbe girişiminden tutuklu. İhraç edildim. Hainler yüzünden subay olamadım."
Tutuksuz sanık T.Y. de hakkında ifade veren tutuksuz sanık H.S'yi tanımadığını ileri sürerek, "Bir isim benzerliği yüzünden iddianameye dahil edildim. Darbe girişimini lanetliyorum. 26 Temmuz 2016'da KOM tarafından gözaltına alındım. Bana sorulan himmet, ışık evi kelimelerini ilk defa o zaman duydum. Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yaşamak benim için çok ağırdır. Böyle bir vatan hainliği içinde olmam imkansızdır. Beraatimi talep ediyorum." şeklinde savunma yaptı.
Tutuksuz sanık Z.D. de hakkındaki suçlamaları reddederek, "Örgüt üyesi olsaydım, örgütün en güçlü olduğu düşünülen yıllarda beni emekli etmezlerdi. Çalışmaya devam ettirirlerdi. 2014'te emekli oldum. Askeriyedeki amirlerim beni hep Atatürkçü olarak bilirdi." diye konuştu.
Tutuksuz sanık T.E. de TÜBİTAK'ta çalıştığı dönemde dini duygularla sohbetlere katıldığını belirterek, "17-25 Aralık olaylarından sonra beni tekrar çağırmak istediler. 2013 Eylül ayından sonra soğukluk olmuştu zaten. 17-25 Aralık'tan sonra 'Beni bir daha aramayın.' dedim. Örgütsel bir faaliyetim olmadı. Beraatimi istiyorum. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
T.E'nin avukatı Murat Aydın da müvekkilinin küçük yaşta örgütle tanıştığını, hakkındaki iddiaların 10 yıl öncesine dayandığını, örgütle bağlantısını 17-25 Aralık'ta kopardığını iddia ederek, örgütün deşifre olması için yardımcı olduğunu söyledi.
Aydın, müvekkilinin beraatini istedi.
- İddianame
İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın hazırladığı 697 sayfalık iddianamede, aralarında örgüt elebaşı Fetullah Gülen, gazeteci Tarık Toros, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli albay Gürsel Yüce, eski tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği askeri ataşesi kurmay albay Mehmet Demirağ, FETÖ/PDY'nin sözde üst düzey yöneticileri Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Mehmet Hanefi Sözen, Naci Tosun ve İsmail Büyükçelebi'nin bulunduğu 43'ü tutuklu 23'ü firari 102 sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği ve üyeliği" suçlamalarına yer veriliyor.
İddianamede, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi hakkında "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davada, yargılanmalarının ardından beraat eden sanıkların bir kısmı ile emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok ve emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel'in de bulunduğu 98 kişi müşteki olarak yer alıyor.
Kaynak: AA
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
SEGBİS ile kayda alınan duruşmada tutuksuz sanık M.A, hakındaki suçlamaları reddederek, askerli lise sınavına girdiği dönemde kendisine ders veren kişiler olduğunu, bu kişilerin sınav sonrasında da görüşmek istediğini ancak kendisinin reddettiğini savundu.
Sanık M.A, askeri hayatında hiçbir atamada kayırılmadığını belirterek, "Birçok göreve tercih dışı atandım. Geçmişte de beni bu örgüt hakkında uyaracak kimse yoktu. ByLock'un varlığından darbe girişiminden sonra haberdar oldum. Bu örgütün dergi, gazetelerine abone olmadım. Bank Asya'da hiçbir zaman hesabım olmadı. Tek bir kişinin 31 yıl önceki ifadesinden yola çıkılarak terör örgütü üyesi olmam düşünülemez. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum." diye konuştu.
Tutuksuz sanık M.S. de aynı davada yargılanan B.G'nin kendisi hakkındaki "FETÖ yapılanması tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içine yerleştirildiğini, yine önemli kritik bir nokta olan personel alım biriminde görev yaptığını, bu görevini FETÖ'nün amaç ve çıkarları doğrultusunda gerçekleştirdiğini düşünüyorum." şeklindeki ifadesi nedeniyle yargılandığını söyledi.
M.S, bu ifade dışında kendisine isnat edilen suçlama olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Meslek hayatımda personel alım biriminde görev yapmadım. Gözaltına alındığımda bana B.G'yi sordular. Başta hatırlayamadım. Bu ismi aileme ilettim. Sonra uzaktan akrabam olduğunu söylediler. B.G, benim hakkımda vermiş olduğu ifadenin yanlış olduğunu söyleyip poliste değiştirmiştir. ByLock, Eagle kullanmadım. Ben bu tür yapılanmalara karşı olan birisiyim. Sınavları kazanmama ve tüm kriterleri taşımama rağmen beni subay yapmadılar.
Benden daha düşük puan alanlar sınavı kazandı. Örgüt üyesi olsam sınavları kazanırdım. Beni mülakatta eleyen komisyon üyeleri, şu an darbe girişiminden tutuklu. İhraç edildim. Hainler yüzünden subay olamadım."
Tutuksuz sanık T.Y. de hakkında ifade veren tutuksuz sanık H.S'yi tanımadığını ileri sürerek, "Bir isim benzerliği yüzünden iddianameye dahil edildim. Darbe girişimini lanetliyorum. 26 Temmuz 2016'da KOM tarafından gözaltına alındım. Bana sorulan himmet, ışık evi kelimelerini ilk defa o zaman duydum. Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yaşamak benim için çok ağırdır. Böyle bir vatan hainliği içinde olmam imkansızdır. Beraatimi talep ediyorum." şeklinde savunma yaptı.
Tutuksuz sanık Z.D. de hakkındaki suçlamaları reddederek, "Örgüt üyesi olsaydım, örgütün en güçlü olduğu düşünülen yıllarda beni emekli etmezlerdi. Çalışmaya devam ettirirlerdi. 2014'te emekli oldum. Askeriyedeki amirlerim beni hep Atatürkçü olarak bilirdi." diye konuştu.
Tutuksuz sanık T.E. de TÜBİTAK'ta çalıştığı dönemde dini duygularla sohbetlere katıldığını belirterek, "17-25 Aralık olaylarından sonra beni tekrar çağırmak istediler. 2013 Eylül ayından sonra soğukluk olmuştu zaten. 17-25 Aralık'tan sonra 'Beni bir daha aramayın.' dedim. Örgütsel bir faaliyetim olmadı. Beraatimi istiyorum. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
T.E'nin avukatı Murat Aydın da müvekkilinin küçük yaşta örgütle tanıştığını, hakkındaki iddiaların 10 yıl öncesine dayandığını, örgütle bağlantısını 17-25 Aralık'ta kopardığını iddia ederek, örgütün deşifre olması için yardımcı olduğunu söyledi.
Aydın, müvekkilinin beraatini istedi.
- İddianame
İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın hazırladığı 697 sayfalık iddianamede, aralarında örgüt elebaşı Fetullah Gülen, gazeteci Tarık Toros, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli albay Gürsel Yüce, eski tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği askeri ataşesi kurmay albay Mehmet Demirağ, FETÖ/PDY'nin sözde üst düzey yöneticileri Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Mehmet Hanefi Sözen, Naci Tosun ve İsmail Büyükçelebi'nin bulunduğu 43'ü tutuklu 23'ü firari 102 sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği ve üyeliği" suçlamalarına yer veriliyor.
İddianamede, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi hakkında "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davada, yargılanmalarının ardından beraat eden sanıkların bir kısmı ile emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok ve emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel'in de bulunduğu 98 kişi müşteki olarak yer alıyor.