Gelenekten Geleceğe 'Arabaşı' Kültürü Afyonkarahisar'da Sürdürülüyor
Afyonkarahisar’da Orta Asya’dan günümüze kadar süre gelen ve bugünde Yörük ve Türkmenlerin kış aylarında pişirdiği kültürel “Arabaşı” geleneği halen sürdürülüyor.
Orta Asya’da kış aylarında ara öğün olarak yenilen “Arabaşı” yemeği kültürel bir değer olarak Afyonkarahisar’da halen daha büyük bir organizasyonla pişirilmeye devam ediliyor. Dedelerin ve babalarından gördüğü “Arabaşı” geleneği halen daha sürdüren İbrahim Sarel, Arabaşının ana maddesinin un, tuz ve suyun oluşturduğunu dile getirdi. Sarel, arabaşının sırlarını şu ifadelerle dile getirdi:
“İyice lokum kıvamına gelinceye kadar pişirirsin. Arabaşının başka bir şeyi yok. Çorbası ise hindi suyundan daha güzel olur. Tavuk suyuna olur. Köylerde falan herkes tavşandan falan yapalar. Hindi suyu daha güzel olur. Başka bir katkı maddesi katmamak suretiyle, limon, kırmızı biber, pul biber atarsın. Hamurunu kesersin baklava şeklinde ve yutulur. Eski mollalar bunu yaparmış ve her gezek dediğimiz toplantılarda yapılırmış. Bunu Orta Anadolu’da falan bilirler. Bizim Afyon’da köylerde falan çok yaparlar bunu. Bunu yapması tabi biraz ustalık ister. Her adam bunu denk düşüremez. Bunun kıvamı var, tavı var, pişkinliği var. Böylece yapılır, tepsilere dökülür ve soğuması için dışarıya bırakılır. Bunu yapması su kaynadıktan sonra 1 saat sürer.
“Eşimize, dostumuza sunuyoruz, ikram ediyoruz”
Yeni nesil olarak Arabaşı geleneğini sürdüren Şükrü Karaca ise “Bizim “Arabaşı” geleneğimiz dedelerimizden bugün torunlara kadar yansıdı. Kış aylarında olur zaten Arabaşı. Arabaşı yapmanın bir zorluğu yok. Sadece un, su, tuz karışımıyla elde edilen bir şey. Pişirilerek hamur haline geliyor. Tabi iyi pişmesi lazım, kıvamına gelmesi lazım. Bunu iyi-kötü ilmini biliyoruz ve yapıyoruz. Tepsilerimize döküyoruz, eşimize, dostumuza sunuyoruz, ikram ediyoruz” diye konuştu.
“Manevi değerleri yaşatmak adına bizi bir arada tutan aşlardan”
Bir asrı aşkın süredir ailesinin geleneğini memleketi Afyonkarahisar’da devam ettiren 22. Dönem AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Dr. Mahmut Koçak, Arabaşı kültürünün Orta Asya’dan bugüne kadar taşınan önemli kültürlerden bir tanesi olduğunu dile getirdi ve Arabaşı’nın sağlık açısından da çok büyük faydası olduğunu belirtti.
Koçak, “Kış aylarında ve belli günlerde hem milleti bir araya getirmek, milli, manevi değerleri yaşatmak adına bizi bir arada tutan aşlardan, yemeklerden bir tanesi. Fazla bir teferruatlı bir iş değil. Unuyla, suyuyla, tuzuyla harmanladığımız ve güzel bir çorbasıyla da yuttuğumuz bir şey. Daha sonra zaman göstermiştir ki bu aynı zamanda sağlıklı bir besin maddesi. Mide, bağırsak sistemi sürekli çalıştığı için bu sistemi temizlemek adına sanki bu doğal bir lavman gibi kullanılır. Yılda bir-iki defa bunun yutulması çok büyük fayda sağlar insana mide, bağırsak sistemiyle ilişkili olarak. Çok güzel bir temizlik yaptığı için insanlar bahara, yaz aylarına daha sağlıklı bir sindirim sistemiyle girerler. Birde böyle sağlık boyutu var Arabaşının. Biz Afyonkarahisar’da bu geleneği 100 yıla aşkın süreden beri sürdüren bir ailelerdeniz. Babalarımız, dedelerimiz dağılan aileleri, sülaleleri toparlamak adına Arabaşı vesilesiyle hem hatimler indirilir geçmişlerimizi rahmetle anmak adına, hem sohbetler yapılır insanların hastalığından varlığından haberdar olunur. Böyle güzel bir gelenektir. Yılda bir tanesi büyük olmak üzere birkaç defa tekrarlanır” diye konuştu.
Kaynak: İHA
“İyice lokum kıvamına gelinceye kadar pişirirsin. Arabaşının başka bir şeyi yok. Çorbası ise hindi suyundan daha güzel olur. Tavuk suyuna olur. Köylerde falan herkes tavşandan falan yapalar. Hindi suyu daha güzel olur. Başka bir katkı maddesi katmamak suretiyle, limon, kırmızı biber, pul biber atarsın. Hamurunu kesersin baklava şeklinde ve yutulur. Eski mollalar bunu yaparmış ve her gezek dediğimiz toplantılarda yapılırmış. Bunu Orta Anadolu’da falan bilirler. Bizim Afyon’da köylerde falan çok yaparlar bunu. Bunu yapması tabi biraz ustalık ister. Her adam bunu denk düşüremez. Bunun kıvamı var, tavı var, pişkinliği var. Böylece yapılır, tepsilere dökülür ve soğuması için dışarıya bırakılır. Bunu yapması su kaynadıktan sonra 1 saat sürer.
“Eşimize, dostumuza sunuyoruz, ikram ediyoruz”
Yeni nesil olarak Arabaşı geleneğini sürdüren Şükrü Karaca ise “Bizim “Arabaşı” geleneğimiz dedelerimizden bugün torunlara kadar yansıdı. Kış aylarında olur zaten Arabaşı. Arabaşı yapmanın bir zorluğu yok. Sadece un, su, tuz karışımıyla elde edilen bir şey. Pişirilerek hamur haline geliyor. Tabi iyi pişmesi lazım, kıvamına gelmesi lazım. Bunu iyi-kötü ilmini biliyoruz ve yapıyoruz. Tepsilerimize döküyoruz, eşimize, dostumuza sunuyoruz, ikram ediyoruz” diye konuştu.
“Manevi değerleri yaşatmak adına bizi bir arada tutan aşlardan”
Bir asrı aşkın süredir ailesinin geleneğini memleketi Afyonkarahisar’da devam ettiren 22. Dönem AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Dr. Mahmut Koçak, Arabaşı kültürünün Orta Asya’dan bugüne kadar taşınan önemli kültürlerden bir tanesi olduğunu dile getirdi ve Arabaşı’nın sağlık açısından da çok büyük faydası olduğunu belirtti.
Koçak, “Kış aylarında ve belli günlerde hem milleti bir araya getirmek, milli, manevi değerleri yaşatmak adına bizi bir arada tutan aşlardan, yemeklerden bir tanesi. Fazla bir teferruatlı bir iş değil. Unuyla, suyuyla, tuzuyla harmanladığımız ve güzel bir çorbasıyla da yuttuğumuz bir şey. Daha sonra zaman göstermiştir ki bu aynı zamanda sağlıklı bir besin maddesi. Mide, bağırsak sistemi sürekli çalıştığı için bu sistemi temizlemek adına sanki bu doğal bir lavman gibi kullanılır. Yılda bir-iki defa bunun yutulması çok büyük fayda sağlar insana mide, bağırsak sistemiyle ilişkili olarak. Çok güzel bir temizlik yaptığı için insanlar bahara, yaz aylarına daha sağlıklı bir sindirim sistemiyle girerler. Birde böyle sağlık boyutu var Arabaşının. Biz Afyonkarahisar’da bu geleneği 100 yıla aşkın süreden beri sürdüren bir ailelerdeniz. Babalarımız, dedelerimiz dağılan aileleri, sülaleleri toparlamak adına Arabaşı vesilesiyle hem hatimler indirilir geçmişlerimizi rahmetle anmak adına, hem sohbetler yapılır insanların hastalığından varlığından haberdar olunur. Böyle güzel bir gelenektir. Yılda bir tanesi büyük olmak üzere birkaç defa tekrarlanır” diye konuştu.