'Başarının Tek Belgesi Karne Değildir'
Karne heyecanının yaklaştığı şu günlerde her ebeveynin dikkat etmesi gereken bazı noktalar var. Özellikle çocuklara karşı gösterilen tutum ve davranışlar bu noktaların başında geliyor. En az çocuklar kadar karne heyecanı yaşayan ebeveynler tüm umut ve beklentilerini yükledikleri karnede umduklarını göremeyince sitem edebiliyorlar. Sitemin de ötesine geçen bazı davranışların çocuklarda depresyona ve kaygı bozukluklarına yol açtığını söyleyen Reem Nöropsikiyati Kliniği’nden Dr. Mehmet Yavuz, karne heyecanı ve verimli tatil yöntemlerine dair ipuçlarını anlattı.
Okuldaki başarısının bir belgesi olan karnenin, her şey demek olmadığını ve çocuğun tüm performansını yansıtmadığını anlatan Dr. Mehmet Yavuz, "Özellikle de başarı için! Bunu nihai bir kıstas olarak görmek ve çocuğun başarısına karne üzerinden karar vermek oldukça yanlış bir davranış biçimidir. Ayrıca çocuğun karnesinin kötü olmasının arkasında ebeveynlerin tutumları da olabilir. Eğer ebeveyn aşırı baskıcı davranır, mükemmelliyetçi bir yaklaşım benimserse bu durum çocuk üzerinde psikolojik bir baskı yaratabilir. Zincirleme bir hataya sebep olan bu davranış biçimi, çocuğun önce derslerini daha sonra ise tüm hayatını etkileyebilir" dedi.
Dr. Yavuz, böyle bir duruma sebep olmak istemeyen ebeveynlerin kaçınması gereken diğer davranışları ise şöyle sıraladı:
"Çocuğun başarı ya da başarısızlığını başkalarıyla karşılaştırmayın. Bu durum çocuğun hayatı boyunca rekabetçi bir yapıya sahip olmasına ve kendini sürekli başkalarıyla kıyaslamasına yol açabilir.
Kırıcı ve kötü cümlelerden kaçının. Söylediğiniz her kötü söz çocuğunuz üzerinde yıkıcı etkilere yol açabilir. Oysa bu noktada yapmanız gereken, yapıcı cümlelerle teşvik etmek ve yapabileceğine inanmasını sağlamaktır.
Tüm sorumluluğu çocuğunuza yıkmayın. Çünkü sorumluluğu sadece çocuğunuza yüklediğinizde kendini yalnız ve güçsüz hissedebilir. Güçsüzleştikçe yorulmaya başlayan çocuklar genellikle pes etmeyi seçer. Çocuğunuzu bu yola sürüklememek için ona yanında olduğunuzu hissettirin. Desteğinizi arkasında hisseden çocuğunuzun zamanla derslerinde çok daha başarılı bir grafiğe sahip olduğunu göreceksiniz.
Cezalandırmayın. Bu konuda ilk yapmanız gereken çocuğunuzla konuşmak ve çocuğunuzu mevcut duruma iten sebepler üzerinden beraber geçmektir. Önce çocuk dinlenmeli sonrasında ise anne ve babanın fikirleri doğru cümlelerle çocuğa aktarılmalıdır. Unutmayın, ceza vermek anlık bir çözümmüş gibi gelse de uzun vadede çok daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Çocuğun kişisel gelişimini etkiler, duygusal ve zihinsel olarak tahribatlara yol açar."
"Karnesi iyi olan çocukları ödüllendirirken aşırıya kaçmamak önemli"
"Her ebeveynin beklentisi çocuğunun iyi bir karne getirmesidir. Çocuk iyi karne getirdiğinde ise dikkat edilmesi gereken nokta; çocuğa büyük hediyeler almamaktır" diyen Dr. Mehmet Yavuz, maddi yönü yüksek hediyeler yerine daha çok yaşına uygun, işlevsel yönü olan hediyelerin seçilmesi gerektiğine dikkat çekti. Çocuğun karnesi nasıl olursa olsun tatilde dinlenmesini ve oyun oynamasının yasaklanmamasını tavsiye eden Yavuz, şöyle devam etti:
"15 günlük tatili hem dinlenebileceği hem de verimli bir hale getirebileceği bir ara döneme çevirin. Bunu yapmak için bir program çıkarmanız kolaylaştırıcı olacaktır. Bu program sayesinde çocuğunuz hem oyun oynayabilecek hem de kitap okumak gibi verimli aktiviteler yapabilecek.
Çocuğunuz tatilde olduğunu hissetmeli. Okulu ve derslerin tüm baskısından sıyrılmalı. Unutmayın, bu çocuğunuz için bir arınma dönemidir. Gerekirse istediği saatte yatmasına izin verin, bilgisayarda oyun oynamasını sınırlı da olsa tolere edin. Beraber vakit geçirmeye özen gösterin, hafta sonu için programlar yapın.
Çocuklar okulda yeteri kadar ders çalışıyorlar. Oysa bunun adı tatilse çocuğunuz istemediği sürece ders çalışması konusunda baskı yapmak doğru bir yaklaşım değildir. Eğer çocuğunuzun derslerinde eksik gördüğünüz noktalar varsa onu sıkmayacak şekilde tekrarlar yapılabilir. Ancak istemediğinde boş yere baskı yapmayın çünkü istediğiniz kadar zorlasanız da verim alamazsınız. Bırakın, çocuklar tatilin tadını doyasıya çıkarsın."
Kaynak: İHA
Dr. Yavuz, böyle bir duruma sebep olmak istemeyen ebeveynlerin kaçınması gereken diğer davranışları ise şöyle sıraladı:
"Çocuğun başarı ya da başarısızlığını başkalarıyla karşılaştırmayın. Bu durum çocuğun hayatı boyunca rekabetçi bir yapıya sahip olmasına ve kendini sürekli başkalarıyla kıyaslamasına yol açabilir.
Kırıcı ve kötü cümlelerden kaçının. Söylediğiniz her kötü söz çocuğunuz üzerinde yıkıcı etkilere yol açabilir. Oysa bu noktada yapmanız gereken, yapıcı cümlelerle teşvik etmek ve yapabileceğine inanmasını sağlamaktır.
Tüm sorumluluğu çocuğunuza yıkmayın. Çünkü sorumluluğu sadece çocuğunuza yüklediğinizde kendini yalnız ve güçsüz hissedebilir. Güçsüzleştikçe yorulmaya başlayan çocuklar genellikle pes etmeyi seçer. Çocuğunuzu bu yola sürüklememek için ona yanında olduğunuzu hissettirin. Desteğinizi arkasında hisseden çocuğunuzun zamanla derslerinde çok daha başarılı bir grafiğe sahip olduğunu göreceksiniz.
Cezalandırmayın. Bu konuda ilk yapmanız gereken çocuğunuzla konuşmak ve çocuğunuzu mevcut duruma iten sebepler üzerinden beraber geçmektir. Önce çocuk dinlenmeli sonrasında ise anne ve babanın fikirleri doğru cümlelerle çocuğa aktarılmalıdır. Unutmayın, ceza vermek anlık bir çözümmüş gibi gelse de uzun vadede çok daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Çocuğun kişisel gelişimini etkiler, duygusal ve zihinsel olarak tahribatlara yol açar."
"Karnesi iyi olan çocukları ödüllendirirken aşırıya kaçmamak önemli"
"Her ebeveynin beklentisi çocuğunun iyi bir karne getirmesidir. Çocuk iyi karne getirdiğinde ise dikkat edilmesi gereken nokta; çocuğa büyük hediyeler almamaktır" diyen Dr. Mehmet Yavuz, maddi yönü yüksek hediyeler yerine daha çok yaşına uygun, işlevsel yönü olan hediyelerin seçilmesi gerektiğine dikkat çekti. Çocuğun karnesi nasıl olursa olsun tatilde dinlenmesini ve oyun oynamasının yasaklanmamasını tavsiye eden Yavuz, şöyle devam etti:
"15 günlük tatili hem dinlenebileceği hem de verimli bir hale getirebileceği bir ara döneme çevirin. Bunu yapmak için bir program çıkarmanız kolaylaştırıcı olacaktır. Bu program sayesinde çocuğunuz hem oyun oynayabilecek hem de kitap okumak gibi verimli aktiviteler yapabilecek.
Çocuğunuz tatilde olduğunu hissetmeli. Okulu ve derslerin tüm baskısından sıyrılmalı. Unutmayın, bu çocuğunuz için bir arınma dönemidir. Gerekirse istediği saatte yatmasına izin verin, bilgisayarda oyun oynamasını sınırlı da olsa tolere edin. Beraber vakit geçirmeye özen gösterin, hafta sonu için programlar yapın.
Çocuklar okulda yeteri kadar ders çalışıyorlar. Oysa bunun adı tatilse çocuğunuz istemediği sürece ders çalışması konusunda baskı yapmak doğru bir yaklaşım değildir. Eğer çocuğunuzun derslerinde eksik gördüğünüz noktalar varsa onu sıkmayacak şekilde tekrarlar yapılabilir. Ancak istemediğinde boş yere baskı yapmayın çünkü istediğiniz kadar zorlasanız da verim alamazsınız. Bırakın, çocuklar tatilin tadını doyasıya çıkarsın."