Türkiye Kamu-Sen Başkanı Bilal Türk Açıklaması 'Eğitim-Öğretim Yılı Ciddi Sıkıntılarla Başladı'
Türkiye Kamu-Sen Kırşehir Başkanı Bilal Türk, 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılının ciddi sıkıntılarla başladığını söyledi.
Okulların bir kısmında kütüphane, laboratuvar, spor salonu, bilgisayar odası olmaması gibi birçok sorunla yeni döneme girildiğini belirten Türk, “Yazık ki eğitimimizi eksiklikler olumsuz yönde etkilemektedir. Ülke genelinde olduğu gibi Kırşehir’de de ciddi öğretmen açıkları vardır. Milli Eğitim Bakanlığı ne yazık ki öğretmen ihtiyacını gidermek için ücretli öğretmen çalıştırmaktadır. Ücretli öğretmenler ise girdiği ders başına ücret almaktadır, hiçbir özlük hakka sahip değillerdir. Aylık kazançları asgari ücretten bile azdır.”dedi.
Türk Eğitim-Sen’in Şubat ayı verilerine dayanarak ücretli öğretmen sayısının Türkiye genelinde 63 bin 829 olduğunu ifade eden Türk konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ücretli öğretmenlerin 8 bin 484’ü ise ön lisans mezunu, yani öğretmenlik formasyonuna sahip olmayan kişilerdir. Bu ülkede devlet ücretli öğretmenlerle öğretmen açığını kapatma yoluna gidiyorsa ve bunu bir istihdam politikası haline getirmişse, eğitimde başarılı olmamız, dünya ülkeleri ile rekabet edebilmemiz, uluslararası ölçekli sınavlarda başarı sağlayabilmemiz mümkün değildir.
Türk Eğitim-Sen olarak 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılında toplam 100 bin atama istiyoruz. 100 binin üzerinde norm kadro açığı olduğu ve ücretli çalıştırılan öğretmenlerle verim alamayacağımız göz önüne alındığında bu oldukça makul bir taleptir. Hükümet unutmamalıdır ki, eğitime, öğretmene sözleşmeli, mülakatlı öğretmen alımı sözleşmeli, mülakatlı öğretmenlik Türk milli eğitim tarihinin en büyük hatalarından birisidir.
Bu çalışma yöntemi güvencesiz, kaderini amirinin iki dudağı arasına hapsetmiş, ayaklarına adeta pranga vurulmuş, üstelik KPSS’den en yüksek puanı bile alsanız hak etmeyenin atanabildiği, torpile, istismara açık, şeffaf olmayan bir öğretmen atama yöntemidir. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz, sözleşmeli ve mülakatlı öğretmenliğin mutlaka kaldırılmasıdır.”dedi.
Kırşehir’de yapılan yanlış yönetici atamalarının bilgili, ehliyetli, liyakatli insanların görevlerinden alaşağı edilmesi sonucunu doğurduğunu da anlatan Türk, “Özellikle taşra teşkilatlarında bilgiden, ahlaktan, izandan yoksun birtakım yerel çeteler oluştu ve bu aymazlar okullarda hâkimiyet kurmaya başladı.
Bunun sonucu olarak da nitelikli, donanımlı, ehil insanlar görevlerinden uzaklaştırılarak, yerlerine biat eden, torpil peşinde koşan, kul, köle olmayı yaşamının odağına yerleştiren, kalitesiz insanlar getirildi.
İşin kötü tarafı MEB’in bu güruha karşı hiçbir tedbir almamasıdır.”diye konuştu.
Kaynak: İHA
Türk Eğitim-Sen’in Şubat ayı verilerine dayanarak ücretli öğretmen sayısının Türkiye genelinde 63 bin 829 olduğunu ifade eden Türk konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ücretli öğretmenlerin 8 bin 484’ü ise ön lisans mezunu, yani öğretmenlik formasyonuna sahip olmayan kişilerdir. Bu ülkede devlet ücretli öğretmenlerle öğretmen açığını kapatma yoluna gidiyorsa ve bunu bir istihdam politikası haline getirmişse, eğitimde başarılı olmamız, dünya ülkeleri ile rekabet edebilmemiz, uluslararası ölçekli sınavlarda başarı sağlayabilmemiz mümkün değildir.
Türk Eğitim-Sen olarak 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılında toplam 100 bin atama istiyoruz. 100 binin üzerinde norm kadro açığı olduğu ve ücretli çalıştırılan öğretmenlerle verim alamayacağımız göz önüne alındığında bu oldukça makul bir taleptir. Hükümet unutmamalıdır ki, eğitime, öğretmene sözleşmeli, mülakatlı öğretmen alımı sözleşmeli, mülakatlı öğretmenlik Türk milli eğitim tarihinin en büyük hatalarından birisidir.
Bu çalışma yöntemi güvencesiz, kaderini amirinin iki dudağı arasına hapsetmiş, ayaklarına adeta pranga vurulmuş, üstelik KPSS’den en yüksek puanı bile alsanız hak etmeyenin atanabildiği, torpile, istismara açık, şeffaf olmayan bir öğretmen atama yöntemidir. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz, sözleşmeli ve mülakatlı öğretmenliğin mutlaka kaldırılmasıdır.”dedi.
Kırşehir’de yapılan yanlış yönetici atamalarının bilgili, ehliyetli, liyakatli insanların görevlerinden alaşağı edilmesi sonucunu doğurduğunu da anlatan Türk, “Özellikle taşra teşkilatlarında bilgiden, ahlaktan, izandan yoksun birtakım yerel çeteler oluştu ve bu aymazlar okullarda hâkimiyet kurmaya başladı.
Bunun sonucu olarak da nitelikli, donanımlı, ehil insanlar görevlerinden uzaklaştırılarak, yerlerine biat eden, torpil peşinde koşan, kul, köle olmayı yaşamının odağına yerleştiren, kalitesiz insanlar getirildi.
İşin kötü tarafı MEB’in bu güruha karşı hiçbir tedbir almamasıdır.”diye konuştu.