Sosyal Medya Yalanlarını Verilerle Çürütüyorlar
Vatandaşların doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak amacıyla kurulan, internetteki şüpheli bilgileri ve haberleri inceleyen doğrulama platformları, güvenilir kaynaklardan alınan verilerle analizler yaparak, sosyal medyada yalan bilgilerin yayılmasının önüne geçiyor 'Teyit.org' sitesi kurucusu Foça: 'Sadece belirli bir kuruluştan aldığımız verilerle değil, mümkünse 23 farklı yerden verilere dayandırarak analizlerimizi yazıyoruz' Doğruluk Payı kurucusu Örsek:'Bugüne kadar binin üzerinde siyasi demecin doğru ya da yanlış olduğunu, öncelikle resmi kaynaklara bakarak inceledik. Türkiye gündeminde, gün içerisindeki bütün demeçleri takip ediyoruz'
İZZET TAŞKIRAN - Vatandaşların doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak amacıyla kurulan, internetteki şüpheli bilgileri ve haberleri inceleyen doğrulama platformları, doğru verilerle analizlere imza atarak, sosyal medyada yalan bilgiler ve dezenformasyonla mücadele ediyor.
Resmi kaynaklardan elde ettikleri doğru veriler ile sosyal medyada yayılan bilgileri hızlı şekilde mukayese eden söz konusu platformlar, internette daha doğru bilgilerin yer almasını sağlıyor.
Doğrulama platformlarından 'Teyit.org'un kurucusu Mehmet Atakan Foça, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başlangıçta Twitter'daki kişisel hesabından yalan ve eksik bilgilerin doğrusunu yazmaya başladığını söyledi.
Foça, 2015'te sosyal medyada yalan haberlerin çok arttığını, çeşitli patlamalar ve terör saldırılarında genellikle masum insanların hedef gösterildiğini, haksız yere suçlandığını ve fotoğraflarının paylaşıldığını fark ettiğini belirterek, 'Bunu gördükten sonra artık profesyonel bir ekibinin düzenli şekilde bu işi yapması gerektiğini düşündük. Ekim 2016'da 'Teyit.org'la sosyal medya ile basın kuruluşlarını taramaya, hangi haberin doğru, hangisinin yanlış olduğuna dair bilgilendirmeler yapmaya başladık.' diye konuştu.
Sosyal medyada yayılan içeriklerin çok olmasının kendilerini asla durdurmadığına dikkati çeken Foça, düzenli olarak iletileri incelediklerini, hangi içeriğin gerçek veya viral olduğunu bazı araçlarla takip edebildiklerini bildirdi.
Foça, sosyal medyada bazı kişisel hesaplardan da ihbar aldıklarını aktararak, 'Vatandaşlar bize Whatsapp ve sosyal medya üzerinden şüpheli gördükleri haberleri iletebiliyorlar. Kullanıcılar, bize günde ortalama 30 içerik gönderiyor. Biz de bunlar üzerinden önemli olanları önceliklerine göre araştırmaya başlıyoruz. Sonrasında doğruladıklarımızı, yanlış olduğunu gördüğümüz haberleri platformumuzda yayınlayarak, kullanıcıları bilgilendiriyoruz.' değerlendirmesini yaptı.
Kriz anlarında Twitter'da da canlı yayınlarla halkı yalan habere karşı uyarmaya çalıştıklarını kaydeden Foça, şöyle devam etti:
'Burada hiçbir siyasi grubun ya da herhangi bir politik görüşün yanlışlıklarına odaklanmıyoruz. Biz, internet siteleri ve medya organizasyonlarında yayınlanan içeriklerde taraf gözetmeden analiz yapıyoruz. Öncelikle 'Bir ileti gerçekten önemli mi?' diye bakıyoruz. Tarafsızlığımızın bir kanıtı da analizlerimizin tamamen herkesin ulaşabildiği bilgiye dayalı olması. Sadece belirli bir kuruluştan aldığımız verilerle değil, mümkünse 2-3 farklı yerden verilere dayandırarak, analizlerimizi yazıyoruz. İçeriklerimizde sadece devlet kuruluşlarından alınan veriler değil aynı zamanda onu doğrulayacak ya da yanlış olduğunu kanıtlayacak başka verilere de bakıldığını görebilirsiniz. Medya organizasyonlarını incelerken de bir siyasi görüşe yakın olanı değil tüm haber kuruluşlarını inceleyerek, hareket ediyoruz.'
- 'Herkesin bir teyitçi olması için uğraşıyoruz'
Foça, oluşturdukları iletilere herkesin ulaşabildiğine dikkati çekerek, bunların belgeye ve ölçülebilir veriye dayandırıldığını söyledi.
İlk altı ayda Twitter'da 30 milyon kişi, Facebook'ta ise 20 milyon kullanıcıya ulaştıklarını ifade eden Foça, 'Biz, doğruladığımız içeriklerle ilgili bunu nasıl yaptığımıza dair yazılar yazıyoruz. Doğrulamaya yönelik araçları açıklıyoruz. Böylece herkesin bir teyitçi olması için uğraşıyoruz. Aslında bir medya okur yazarlığı insanlara aşılmaya çalışıyoruz. Şüphe duygularını canlı tutmalarını sağlıyoruz. Bu tip oluşumların sadece bir organizasyon olmak zorunda değildir. Kişiler de bireysel olarak sosyal medyada, internette haber okurken teyitleme için çaba sarf ettikçe, yanlış bilgiden arınmış medya ortamında olabiliriz.' diye konuştu.
'Doğruluk Payı' sitesi kurucusu Baybars Örsek ise 2014 yılında çalışmalara başladıklarını, hazirandan itibaren de internet sitesi olarak yayın hayatını sürdürdüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığı dönemde çalışmalarını hızlandırdıklarını anımsatan Örsek, 'Türkiye siyasetinin hareketli olduğu bir dönemde insanların medyayı takip ederken aldıkları haberlerde bir şekilde doğru bilgiye ulaşabilecekleri bir platform oluşturmak istedik. Bu nedenle 3 yıldan beri 'Doğrulukpayi.com'da bu çalışmaları yapıyoruz. Türkiye'nin hareketli siyasi ortamında güvenilir ve doğru bilgiye ulaşabilecekleri bir platform oluşturuyoruz.' dedi.
Örsek, ilgi alanlarının özellikle siyasi demeçler olduğuna dikkati çekerek, internette manipülasyona yol açacak haberlerin doğruluğunu da ölçebildiklerini kaydetti.
Odak noktalarının siyasetçilerin söylemleri olduğunu vurgulayan Örsek, 'Bugüne kadar binin üzerinde siyasi demecin doğru ya da yanlış olduğunu, öncelikle resmi kaynaklara bakarak inceledik. Türkiye gündeminde, gün içerisindeki bütün demeçleri takip ediyoruz. Başta haber ajansları ile siyasetçilerin kendi sosyal medya hesapları olmak üzere haber kaynaklarını takip ediyoruz. Günün belli saatinde bizim elimizde analiz edebileceğimiz çeşitli demeçler zaten hazır oluyor. Bunlar günde yaklaşık 8 demeç olmakla beraber gündemin yoğunluğuna göre bu sayı bazen artıp azalabiliyor.' değerlendirmesini yaptı.
Örsek, bir demecin doğrulanabilir olmasının analiz için çok önemli olduğunu, içeriğinde veri, rakam, iddia ve benzeri şekilde kontrol edebileceğimiz kısımların olmasını gerektiğini vurguladı.
İstatistiksel bilgilerin kontrollerde çok önemli olduğunun altını çizen Örsek, konuya göre Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), ilgili bakanlıkların, soru önergelerine verilen cevaplar gibi resmi kaynakların kontrol edildiğini belirtti.
Bunlardan herhangi bir sonuç alınamaması durumunda üniversitelerin veya araştırma kurumlarının konuya ilişkin analizlerle demeçlerin kıyasladığına dikkati çeken Örsek, şimdiye kadar analiz ettikleri bin demecin çoğunda yanlış bilgilerin yer aldığının görüldüğünü belirtti.
- Fon havuzu hedefi
Örsek, analizlerin partilerin meclisteki sandalye dağılımıyla orantılı olmasına dikkat ettiklerini ifade ederek, geçen ay kendilerine benzer 53 farklı ülkeden 188 kuruluşun temsilcilerinin Malta'daki bir toplantıda bir ara geldiğini söyledi.
Burada yalan ve eksik bilgilerin yayılmasını engelleyen platformların faaliyetlerini sürdürmeleri için fon havuzu oluşturma fikrinin hedeflendiğini ifade eden Örsek, 'Bazı ülkelerde, gazeteler ve televizyon kanalları kimi zaman bu oluşumlara destek oluyor. Bazı ülkelerde de çeşitli vakıflar yardım ediyor. Bizim de internet sitemizde ilgili alanda bu bilgiler gözüküyor.' şeklinde konuştu.
Sosyal Medya Uzmanı Serdar Bağtır da önemli bir olayı, doğal afeti ya da bir terör saldırısını en kısa sürede ilk ağızdan öğrenebilmenin sosyal medyanın en büyük faydalarından biri olduğunu söyledi.
Bağtır, sosyal medya kullanıcıları tarafından haber paylaşılmasının genelde “sosyal sorumluluk” olarak algılandığını fakat bu mecranın kötü niyetli kullanıma açık olduğunu belirtti.
Hesapların etkileşimini artırmak için sorumsuzca davranan, iyilik duygularını sömüren doğru olmayan bilgileri tamamen engelleyebilmenin çok da mümkün olmadığına dikkati çeken Bağtır, 'Bu tip haberlere, sosyal medya kullanıcılarının sorgulamadan inanmaması gerekiyor. Çünkü yalan bir haberi paylaştığınızda artık siz de o kişiye iftira atmış oluyorsunuz. İşte tam bu noktada doğrulama platformları kullanıcıların imdadına yetişiyor.' dedi.
Bağtır, arama motoru Google'ın doğrulanmış haber uygulamasını geliştirmeye çalıştığını, Facebook'un da özellikle doğal afetler ve saldırılar için “güvende butonu” uygulamasını devreye soktuğunu, Twitter'ın ise henüz tam olarak bir uygulama geliştirmemiş olsa da toplum bilincini artırmaya yönelik çalışmalara ağırlık verdiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Resmi kaynaklardan elde ettikleri doğru veriler ile sosyal medyada yayılan bilgileri hızlı şekilde mukayese eden söz konusu platformlar, internette daha doğru bilgilerin yer almasını sağlıyor.
Doğrulama platformlarından 'Teyit.org'un kurucusu Mehmet Atakan Foça, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başlangıçta Twitter'daki kişisel hesabından yalan ve eksik bilgilerin doğrusunu yazmaya başladığını söyledi.
Foça, 2015'te sosyal medyada yalan haberlerin çok arttığını, çeşitli patlamalar ve terör saldırılarında genellikle masum insanların hedef gösterildiğini, haksız yere suçlandığını ve fotoğraflarının paylaşıldığını fark ettiğini belirterek, 'Bunu gördükten sonra artık profesyonel bir ekibinin düzenli şekilde bu işi yapması gerektiğini düşündük. Ekim 2016'da 'Teyit.org'la sosyal medya ile basın kuruluşlarını taramaya, hangi haberin doğru, hangisinin yanlış olduğuna dair bilgilendirmeler yapmaya başladık.' diye konuştu.
Sosyal medyada yayılan içeriklerin çok olmasının kendilerini asla durdurmadığına dikkati çeken Foça, düzenli olarak iletileri incelediklerini, hangi içeriğin gerçek veya viral olduğunu bazı araçlarla takip edebildiklerini bildirdi.
Foça, sosyal medyada bazı kişisel hesaplardan da ihbar aldıklarını aktararak, 'Vatandaşlar bize Whatsapp ve sosyal medya üzerinden şüpheli gördükleri haberleri iletebiliyorlar. Kullanıcılar, bize günde ortalama 30 içerik gönderiyor. Biz de bunlar üzerinden önemli olanları önceliklerine göre araştırmaya başlıyoruz. Sonrasında doğruladıklarımızı, yanlış olduğunu gördüğümüz haberleri platformumuzda yayınlayarak, kullanıcıları bilgilendiriyoruz.' değerlendirmesini yaptı.
Kriz anlarında Twitter'da da canlı yayınlarla halkı yalan habere karşı uyarmaya çalıştıklarını kaydeden Foça, şöyle devam etti:
'Burada hiçbir siyasi grubun ya da herhangi bir politik görüşün yanlışlıklarına odaklanmıyoruz. Biz, internet siteleri ve medya organizasyonlarında yayınlanan içeriklerde taraf gözetmeden analiz yapıyoruz. Öncelikle 'Bir ileti gerçekten önemli mi?' diye bakıyoruz. Tarafsızlığımızın bir kanıtı da analizlerimizin tamamen herkesin ulaşabildiği bilgiye dayalı olması. Sadece belirli bir kuruluştan aldığımız verilerle değil, mümkünse 2-3 farklı yerden verilere dayandırarak, analizlerimizi yazıyoruz. İçeriklerimizde sadece devlet kuruluşlarından alınan veriler değil aynı zamanda onu doğrulayacak ya da yanlış olduğunu kanıtlayacak başka verilere de bakıldığını görebilirsiniz. Medya organizasyonlarını incelerken de bir siyasi görüşe yakın olanı değil tüm haber kuruluşlarını inceleyerek, hareket ediyoruz.'
- 'Herkesin bir teyitçi olması için uğraşıyoruz'
Foça, oluşturdukları iletilere herkesin ulaşabildiğine dikkati çekerek, bunların belgeye ve ölçülebilir veriye dayandırıldığını söyledi.
İlk altı ayda Twitter'da 30 milyon kişi, Facebook'ta ise 20 milyon kullanıcıya ulaştıklarını ifade eden Foça, 'Biz, doğruladığımız içeriklerle ilgili bunu nasıl yaptığımıza dair yazılar yazıyoruz. Doğrulamaya yönelik araçları açıklıyoruz. Böylece herkesin bir teyitçi olması için uğraşıyoruz. Aslında bir medya okur yazarlığı insanlara aşılmaya çalışıyoruz. Şüphe duygularını canlı tutmalarını sağlıyoruz. Bu tip oluşumların sadece bir organizasyon olmak zorunda değildir. Kişiler de bireysel olarak sosyal medyada, internette haber okurken teyitleme için çaba sarf ettikçe, yanlış bilgiden arınmış medya ortamında olabiliriz.' diye konuştu.
'Doğruluk Payı' sitesi kurucusu Baybars Örsek ise 2014 yılında çalışmalara başladıklarını, hazirandan itibaren de internet sitesi olarak yayın hayatını sürdürdüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığı dönemde çalışmalarını hızlandırdıklarını anımsatan Örsek, 'Türkiye siyasetinin hareketli olduğu bir dönemde insanların medyayı takip ederken aldıkları haberlerde bir şekilde doğru bilgiye ulaşabilecekleri bir platform oluşturmak istedik. Bu nedenle 3 yıldan beri 'Doğrulukpayi.com'da bu çalışmaları yapıyoruz. Türkiye'nin hareketli siyasi ortamında güvenilir ve doğru bilgiye ulaşabilecekleri bir platform oluşturuyoruz.' dedi.
Örsek, ilgi alanlarının özellikle siyasi demeçler olduğuna dikkati çekerek, internette manipülasyona yol açacak haberlerin doğruluğunu da ölçebildiklerini kaydetti.
Odak noktalarının siyasetçilerin söylemleri olduğunu vurgulayan Örsek, 'Bugüne kadar binin üzerinde siyasi demecin doğru ya da yanlış olduğunu, öncelikle resmi kaynaklara bakarak inceledik. Türkiye gündeminde, gün içerisindeki bütün demeçleri takip ediyoruz. Başta haber ajansları ile siyasetçilerin kendi sosyal medya hesapları olmak üzere haber kaynaklarını takip ediyoruz. Günün belli saatinde bizim elimizde analiz edebileceğimiz çeşitli demeçler zaten hazır oluyor. Bunlar günde yaklaşık 8 demeç olmakla beraber gündemin yoğunluğuna göre bu sayı bazen artıp azalabiliyor.' değerlendirmesini yaptı.
Örsek, bir demecin doğrulanabilir olmasının analiz için çok önemli olduğunu, içeriğinde veri, rakam, iddia ve benzeri şekilde kontrol edebileceğimiz kısımların olmasını gerektiğini vurguladı.
İstatistiksel bilgilerin kontrollerde çok önemli olduğunun altını çizen Örsek, konuya göre Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), ilgili bakanlıkların, soru önergelerine verilen cevaplar gibi resmi kaynakların kontrol edildiğini belirtti.
Bunlardan herhangi bir sonuç alınamaması durumunda üniversitelerin veya araştırma kurumlarının konuya ilişkin analizlerle demeçlerin kıyasladığına dikkati çeken Örsek, şimdiye kadar analiz ettikleri bin demecin çoğunda yanlış bilgilerin yer aldığının görüldüğünü belirtti.
- Fon havuzu hedefi
Örsek, analizlerin partilerin meclisteki sandalye dağılımıyla orantılı olmasına dikkat ettiklerini ifade ederek, geçen ay kendilerine benzer 53 farklı ülkeden 188 kuruluşun temsilcilerinin Malta'daki bir toplantıda bir ara geldiğini söyledi.
Burada yalan ve eksik bilgilerin yayılmasını engelleyen platformların faaliyetlerini sürdürmeleri için fon havuzu oluşturma fikrinin hedeflendiğini ifade eden Örsek, 'Bazı ülkelerde, gazeteler ve televizyon kanalları kimi zaman bu oluşumlara destek oluyor. Bazı ülkelerde de çeşitli vakıflar yardım ediyor. Bizim de internet sitemizde ilgili alanda bu bilgiler gözüküyor.' şeklinde konuştu.
Sosyal Medya Uzmanı Serdar Bağtır da önemli bir olayı, doğal afeti ya da bir terör saldırısını en kısa sürede ilk ağızdan öğrenebilmenin sosyal medyanın en büyük faydalarından biri olduğunu söyledi.
Bağtır, sosyal medya kullanıcıları tarafından haber paylaşılmasının genelde “sosyal sorumluluk” olarak algılandığını fakat bu mecranın kötü niyetli kullanıma açık olduğunu belirtti.
Hesapların etkileşimini artırmak için sorumsuzca davranan, iyilik duygularını sömüren doğru olmayan bilgileri tamamen engelleyebilmenin çok da mümkün olmadığına dikkati çeken Bağtır, 'Bu tip haberlere, sosyal medya kullanıcılarının sorgulamadan inanmaması gerekiyor. Çünkü yalan bir haberi paylaştığınızda artık siz de o kişiye iftira atmış oluyorsunuz. İşte tam bu noktada doğrulama platformları kullanıcıların imdadına yetişiyor.' dedi.
Bağtır, arama motoru Google'ın doğrulanmış haber uygulamasını geliştirmeye çalıştığını, Facebook'un da özellikle doğal afetler ve saldırılar için “güvende butonu” uygulamasını devreye soktuğunu, Twitter'ın ise henüz tam olarak bir uygulama geliştirmemiş olsa da toplum bilincini artırmaya yönelik çalışmalara ağırlık verdiğini sözlerine ekledi.