Yakın Doğu Enstitüsü İsrail'de Düzenlenen Ziyaretlere Katıldı
Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü tarafından İsrail’deki en büyük tuzlu su arıtma tesisi ile Filistin, Arap ve Bedevi köyleri ziyaret edildi.
Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut Koldaş, Brandeis Üniversitesi’nin Schusterman İsrail Çalışmaları Merkezi tarafından düzenlenen program kapsamında İsrail’in en büyük su arıtma tesisini, İsrail vatandaşı Arap ve Bedevi vatandaşların yaşadığı köyleri ve üniversiteleri ziyaret etti. Ziyaretler sırasında İsrail’in iç ve dış politikası açısından önem arz eden konularda yetkililerden bilgi alan katılımcılar bu alanlarda İsrail’deki en yeni gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulundular.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, İsrail’deki en büyük tuzlu su arıtma tesisi olan Sorek Tuzlu Su Arıtma Tesisi ziyaretlerinde katılımcılara İsrail’in tuzlu su arıtma konusunda hayata geçirdiği projeler ve bu projelerin ülkenin su ihtiyacını gidermesinde iş yeri konusunda brifing verildiği belirtildi. Filistin, Arap ve Bedevi köylerine yapılan ziyaretlerde katılımcılara bu köy ve şehirlerin mevcut durumları ve geleceğe yönelik plan ve projeleri hakkında bilgi aktarıldı.
"İsrail-Filistin konusunda yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar açısından verimli ziyaretler gerçekleştirdik"
Uluslararası İsrail Çalışmaları Yaz Enstitüsü kapsamında gerçekleştirilen ziyaretlere Yakın Doğu Üniversitesi’ni temsilen katılan Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut Koldaş söz konusu ziyaretlerin İsrail iç ve dış gündemini belirleyen bu önemli konularda bilgilerini tazelemek ve sürdürecekleri yeni bilimsel çalışmalara veriye dayalı bir arka plan sağlamak açısından kayda değer olduğunu vurguladı. Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü’nde İsrail ve Filistin konulu çalışmaları yürüten Doç. Dr. Koldaş, “Yakın Doğu Enstitüsü bünyesinde yürüttüğümüz İsrail-Filistin çalışmalarına alandan en yeni bilgi ve verilerin sağlanması açısından çok değerli bulduğumuz ziyaretlerin bir parçası olduk. Bu ziyaretler üniversitemizde yüksek lisans düzeyinde öğrencilerimize verdiğimiz İsrail dış politikası dersinin alana dayalı verilerle desteklenmesi ve yeni konuların birincil kaynaklarla değerlendirilerek ders müfredatının geliştirilmesi açısından da faydalı oldu. Alan çalışmasına dayalı verilerle desteklenmiş bilimsel çalışmalar için çok önem arz eden bu tip ziyaretler özellikle uluslararası ilişkiler, bölge ve ülke çalışmalarında ikincil kaynaklara dayalı analizlerin gözden kaçırabildiği noktaların değerlendirilmesine ciddi şekilde yardımcı olabiliyor.
"İsrail yeni tuzlu su arıtma tesisleriyle bölgedeki su politikalarında dengeleri değiştirebilir"
Ziyaretler kapsamında İsrail’in su arıtma alanında en büyük tesisi olan Sorek tuzlu su arıtma tesisini gezen ve yetkililerden bilgi alan Doç. Dr. Umut Koldaş, İsrail’in 1999’da bölgede yaşanan su krizini ve kuraklığı takiben hayata geçirdiği acil müdahale planı çerçevesinde yaptığı çalışmalar ve kurduğu arıtma tesisleriyle bugün tuzlu su arıtma alanında bölgenin en önemli ülkesi haline geldiğini belirtti.
Bir dönem İsrail’in su ihtiyaçlarının giderilmesi bağlamında Türkiye’den su teminini hedefleyen Barış Suyu Projesi’nin de gündeme geldiğini vurgulayan Koldaş, “İsrail kurduğu bu tuzlu su arıtma tesisleriyle su temin potansiyelini arttıran İsrail günümüzde bölgenin su politikalarını belirleyebilecek önemli bir bölgesel aktör konumuna geldi. Bugün İsrail’de faaliyet gösteren beş tuzlu su arıtma tesisi İsrail’in su ihtiyacının üçte ikisini gideriyor. Diğer su kaynaklarının da kullanımıyla İsrail artık bölgede su temin edilen ülke olmaktan çıkıp su temin eden bir ülke haline gelmiş durumda. Bu durum yakın gelecekte İsrail’in bölgenin su politikalarında daha etkin bir duruma gelmesine yol açacaktır. Bölgesel su politikalarında yeni denklemleri oluştururken ve ülkeler arasındaki ilişkilerin geleceğini değerlendirirken bu konuyu da göz önünde bulundurmak gerekiyor” dedi.
"İsrail’deki Filistinli Arap köylerin gelişimi için yeni sosyoekonomik planların hayata geçirilmesi gerekiyor"
Ziyaretler kapsamında İsrail vatandaşı olan Filistinli Arap ve Bedevi köylerinde de yerel halkla ve mülki idare amirleriyle görüşme imkanı bulan Koldaş, “İsrail’in kuruluşundan bu yana İsrail sınırları içinde yaşayan Filistinli Arapların ve Bedevilerin yaşadığı bölgelerde sosyoekonomik gelişimin arttırılması yönünde adımlar atılmaya başlanmış. Özellikle göçebe bir yaşam kültürüne sahip Bedevilerin yerleşik yaşama ve kentleşme sürecine uyum sağlaması ve ekonomik anlamda desteklenmesi bağlamında çok yönlü ekonomik politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. İsrail vatandaşı olan ve kendilerini siyasi duruşları çerçevesinde İsrailli Arap, Filistinli ya da 1948 Arapları olarak tanımlayan ve nüfusun %20’sini oluşturan bir kitlenin yaşadığı yerleşim alanlarının altyapısal sorunlarının çözülmesi, iş ve üretim alanlarının arttırılması bu kitlenin İsrail’in diğer toplumsal kesimleri ile bütünleşmesi açısından da büyük önem arz ediyor. İsrail geçen yıl içinde bu bölgelerin kalkınmasına yönelik yeni bir kalkınma planını ulusal meclisinden geçirdi. Yeni plan 5 yıllık bir süre içinde başta Bedevi köyleri olmak üzere bu bölgelere yeni yatırımlar yapılmasını, endüstriyel bölgeler oluşturulmasını, yeni yerleşim alanları oluşturulmasını ve yeni iş alanları geliştirilmesini ön görüyor. Ancak toprak, yerleşim ve sosyokültürel alışkanlıklar konularının çok hassas olduğu bu bölgelerde bu planın devletin ve yerel halkın öncelik ve isteklerinin örtüştüğü bir uyum noktasında hayata geçirilmesi gerekli. Bu sürecin karşılıklı hassasiyetler göz önünde bulundurularak yürütülmesi planın ön görülen kalkınma ve bütünleşme amaçlarına ulaşması açısından büyük önem arz ediyor” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, İsrail’deki en büyük tuzlu su arıtma tesisi olan Sorek Tuzlu Su Arıtma Tesisi ziyaretlerinde katılımcılara İsrail’in tuzlu su arıtma konusunda hayata geçirdiği projeler ve bu projelerin ülkenin su ihtiyacını gidermesinde iş yeri konusunda brifing verildiği belirtildi. Filistin, Arap ve Bedevi köylerine yapılan ziyaretlerde katılımcılara bu köy ve şehirlerin mevcut durumları ve geleceğe yönelik plan ve projeleri hakkında bilgi aktarıldı.
"İsrail-Filistin konusunda yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar açısından verimli ziyaretler gerçekleştirdik"
Uluslararası İsrail Çalışmaları Yaz Enstitüsü kapsamında gerçekleştirilen ziyaretlere Yakın Doğu Üniversitesi’ni temsilen katılan Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut Koldaş söz konusu ziyaretlerin İsrail iç ve dış gündemini belirleyen bu önemli konularda bilgilerini tazelemek ve sürdürecekleri yeni bilimsel çalışmalara veriye dayalı bir arka plan sağlamak açısından kayda değer olduğunu vurguladı. Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü’nde İsrail ve Filistin konulu çalışmaları yürüten Doç. Dr. Koldaş, “Yakın Doğu Enstitüsü bünyesinde yürüttüğümüz İsrail-Filistin çalışmalarına alandan en yeni bilgi ve verilerin sağlanması açısından çok değerli bulduğumuz ziyaretlerin bir parçası olduk. Bu ziyaretler üniversitemizde yüksek lisans düzeyinde öğrencilerimize verdiğimiz İsrail dış politikası dersinin alana dayalı verilerle desteklenmesi ve yeni konuların birincil kaynaklarla değerlendirilerek ders müfredatının geliştirilmesi açısından da faydalı oldu. Alan çalışmasına dayalı verilerle desteklenmiş bilimsel çalışmalar için çok önem arz eden bu tip ziyaretler özellikle uluslararası ilişkiler, bölge ve ülke çalışmalarında ikincil kaynaklara dayalı analizlerin gözden kaçırabildiği noktaların değerlendirilmesine ciddi şekilde yardımcı olabiliyor.
"İsrail yeni tuzlu su arıtma tesisleriyle bölgedeki su politikalarında dengeleri değiştirebilir"
Ziyaretler kapsamında İsrail’in su arıtma alanında en büyük tesisi olan Sorek tuzlu su arıtma tesisini gezen ve yetkililerden bilgi alan Doç. Dr. Umut Koldaş, İsrail’in 1999’da bölgede yaşanan su krizini ve kuraklığı takiben hayata geçirdiği acil müdahale planı çerçevesinde yaptığı çalışmalar ve kurduğu arıtma tesisleriyle bugün tuzlu su arıtma alanında bölgenin en önemli ülkesi haline geldiğini belirtti.
Bir dönem İsrail’in su ihtiyaçlarının giderilmesi bağlamında Türkiye’den su teminini hedefleyen Barış Suyu Projesi’nin de gündeme geldiğini vurgulayan Koldaş, “İsrail kurduğu bu tuzlu su arıtma tesisleriyle su temin potansiyelini arttıran İsrail günümüzde bölgenin su politikalarını belirleyebilecek önemli bir bölgesel aktör konumuna geldi. Bugün İsrail’de faaliyet gösteren beş tuzlu su arıtma tesisi İsrail’in su ihtiyacının üçte ikisini gideriyor. Diğer su kaynaklarının da kullanımıyla İsrail artık bölgede su temin edilen ülke olmaktan çıkıp su temin eden bir ülke haline gelmiş durumda. Bu durum yakın gelecekte İsrail’in bölgenin su politikalarında daha etkin bir duruma gelmesine yol açacaktır. Bölgesel su politikalarında yeni denklemleri oluştururken ve ülkeler arasındaki ilişkilerin geleceğini değerlendirirken bu konuyu da göz önünde bulundurmak gerekiyor” dedi.
"İsrail’deki Filistinli Arap köylerin gelişimi için yeni sosyoekonomik planların hayata geçirilmesi gerekiyor"
Ziyaretler kapsamında İsrail vatandaşı olan Filistinli Arap ve Bedevi köylerinde de yerel halkla ve mülki idare amirleriyle görüşme imkanı bulan Koldaş, “İsrail’in kuruluşundan bu yana İsrail sınırları içinde yaşayan Filistinli Arapların ve Bedevilerin yaşadığı bölgelerde sosyoekonomik gelişimin arttırılması yönünde adımlar atılmaya başlanmış. Özellikle göçebe bir yaşam kültürüne sahip Bedevilerin yerleşik yaşama ve kentleşme sürecine uyum sağlaması ve ekonomik anlamda desteklenmesi bağlamında çok yönlü ekonomik politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. İsrail vatandaşı olan ve kendilerini siyasi duruşları çerçevesinde İsrailli Arap, Filistinli ya da 1948 Arapları olarak tanımlayan ve nüfusun %20’sini oluşturan bir kitlenin yaşadığı yerleşim alanlarının altyapısal sorunlarının çözülmesi, iş ve üretim alanlarının arttırılması bu kitlenin İsrail’in diğer toplumsal kesimleri ile bütünleşmesi açısından da büyük önem arz ediyor. İsrail geçen yıl içinde bu bölgelerin kalkınmasına yönelik yeni bir kalkınma planını ulusal meclisinden geçirdi. Yeni plan 5 yıllık bir süre içinde başta Bedevi köyleri olmak üzere bu bölgelere yeni yatırımlar yapılmasını, endüstriyel bölgeler oluşturulmasını, yeni yerleşim alanları oluşturulmasını ve yeni iş alanları geliştirilmesini ön görüyor. Ancak toprak, yerleşim ve sosyokültürel alışkanlıklar konularının çok hassas olduğu bu bölgelerde bu planın devletin ve yerel halkın öncelik ve isteklerinin örtüştüğü bir uyum noktasında hayata geçirilmesi gerekli. Bu sürecin karşılıklı hassasiyetler göz önünde bulundurularak yürütülmesi planın ön görülen kalkınma ve bütünleşme amaçlarına ulaşması açısından büyük önem arz ediyor” diye konuştu.