Türk Dermatoloji Derneği'nden Tatilcilere Uyarı

Türk Dermatoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Çalıkoğlu: 'Tatilde serinlemek için uzun süre sudan çıkmamak, vücudun nemli kalmasına bağlı olarak ortaya çıkan cilt hastalıklarına neden olabilmektedir'

Türk Dermatoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, tatilde serinlemek için uzun süre sudan çıkmamanın, vücudun nemli kalmasına bağlı ortaya çıkan cilt hastalıklarına neden olabildiğini belirtti.

Doç. Dr. Çalıkoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, tatilcileri cilt hastalıklarına karşı uyardı.

Islak mayo ve terliksiz dolaşmanın mantar hastalıklarının nedeni olduğunu kaydeden Çalıkoğlu, şunları kaydetti:

'Tatilde serinlemek için uzun süre sudan çıkmamak, vücudun nemli kalmasına bağlı ortaya çıkan cilt hastalıklarına neden olabilmektedir. Deniz veya havuzdan çıktıktan sonra özellikle vücuttaki kıvrım yerlerinin iyice kurulanmaması ciddi mantar hastalıklarına yol açabilir. Ayrıca ortak kullanıma açık havuzlarda ve plajlardaki zeminlerden de mantar bulaşabilmektedir. Mantar hastalıklarından korunmak için vücuttaki kıvrımlı bölgeleri çok iyi kurulanmalıdır. Sudan çıktıktan sonra ıslak mayo kurusuyla değiştirilmelidir. Havuz kenarlarındaki ıslak zeminlerde ve plajda yürürken mutlaka terlik giyilmelidir.'

- 'Denizden çıkar çıkmaz duş alarak vücut tuzdan arındırılmalı'

Deniz suyu ve güneşin etkisiyle yaz mevsiminde ciltte kuruluk oluşmasının sık görülen bir durum olduğunu belirten Çalıkoğlu, 'Denizden çıktıktan sonra vücutta kalan tuz güneşin etkisiyle birlikte ciltte pullanmaya ve kuruluğa neden olur. Bunu önlemek için denizden çıkar çıkmaz duş alarak vücut tuzdan arındırılmalı ve nemlendirilmelidir. Birçok güneş kreminin nemlendirici özelliği de bulunmaktadır. Denizden çıktıktan sonra duş alıp güneş kremini yenilemek hem güneşten korunmaya hem de cildi nemlendirmeye yardımcıdır. Yaz mevsiminde en sık görülen bir diğer cilt hastalığı güneş alerjileri ve yanıklarıdır. Bu nedenle güneş alerjisi olan kişilerin yaz tatiline çıkmadan önce bir dermatoloji uzmanına danışması tavsiye edilmektedir.' ifadelerini kullandı.

Çalıkoğlu, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için özellikle 11.00-16.00 saatleri arasında güneş koruyucu kullanmadan kesinlikle güneşe çıkılması gerektiğini kaydederek, D vitamini sentezi için saat 10.00'dan önce yaklaşık 15 dakika güneş koruyucu kullanmadan güneşe çıkmanın yeterli olduğunu bildirdi.

Güneş yanıklarından korunmak için geniş kenarlı şapka ve gözlüklerin kullanılmasının önemine değinen Çalıkoğlu, şu bilgileri verdi:

'Uzun kollu, şile bezi gibi ince kumaştan, açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Yaz boyunca çocukların güneşten korunmasına iki kat daha fazla özen gösterilmelidir. Çocukluk çağında yaşanan güneş yanıkları ileride cilt kanseri görülme riskini ciddi oranda artırmaktadır. Bu nedenle çocuklar her suya girip çıktıklarında güneş koruyucuları yenilenmelidir. Alınan önlemlere rağmen güneş yanığı oluşması durumunda yanık bölgesine kesinlikle diş macunu, yoğurt ve benzeri şeyler sürülmemelidir ve en yakındaki sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.'

- 'Deodorant ve parfüm sıkılan bölgeler güneşe maruz bırakılmamalı'

Terlemeye bağlı olarak ortaya çıkan isiliklerin yaz mevsiminde daha sık görüldüğünü aktaran, açıklamasını şöyle sürdürdü:

'Özellikle çocukların ciltlerinin kuru tutulması isiliklerin oluşmaması açısından önemlidir. Bez kullanan çocuklarda 'ara bezi dermatiti' denilen pişikler yaz aylarında daha sık ortaya çıkmaktadır. Bunun önüne geçebilmek için belli aralıklarla çocuğun altını açarak bu bölgeyi kurulamak ve havalandırmak gerekir. Bu isilikler bazen kolaylıkla iyileşirken bazen de çok şiddetli reaksiyonlara yol açarak iltihaplanabilmektedir. İsilikler kısa sürede geçmezse dermatoloğa başvurulmalıdır. Terlemenin neden olduğu kötü kokuyu ortadan kaldırmak için kullanılan deodorant ve parfüm gibi spreyler, güneşe çıkmadan hemen önce kullanılırsa lekelenmeye neden olmaktadır. Bu nedenle deodorant ve parfüm sıkılan bölgeler güneşe maruz bırakılmamalıdır.'

- Sinek ve böcek sokmalarına dikkat

Doç. Dr. Çalıkoğlu, tatil yerlerinde sık görülen sinek ve böcek sokmalarının çok ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabildiğini aktararak, 'Özellikle açık pencerelerden giren sinek ve böcekler riski artırmaktadır. Cam ve kapılarda sineklik kullanmak, böcek sokması riskini azaltmak açısından faydalı olabilir. Cilde sürülen sinek kovucu ilaç ve spreylerin de ciltte alerjik reaksiyonlara neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu tarz ürünler kullanmadan önce doktora danışılmalıdır. Sinek ve böcek sokması sonrasında karın ağrısı, ishal, nefes darlığı, dilde şişme gibi belirtiler ortaya çıkarsa mutlaka en yakındaki sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA