'Depremin Batık Şehri'nde Arama Kurtarma Dalgıçları Yetiştiriyor
Marmara Depremi'nin ardından Gölcük'te dalgıç olarak çalışmalara katılan ve emekli olduktan sonra bu alandaki eksikliği gidermek için dernek kuran Murat Kulakaç, afetin oluşturduğu 'batık şehir'de arama kurtarma dalgıçlarının yetiştirilmesine katkı sağlıyor DESSAT Başkanı Kulakaç: '2005'ten bugüne 192 dalış eğitmeni ve 750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdik. Bunların 100'ünü acil durumlarda en fazla 2 saat içerisinde hazır olacak şekilde kullanabiliyoruz' 'Doğanın gücünü hiçbir şekilde unutmayacağımız tek yer; batık şehir. Bu nedenle bütün dalgıçların burayı görmesini ve ders almasını istiyoruz'
ŞAHİN OKTAY / İBRAHİM AKTAŞ - Merkez üssü Gölcük olan 7,4 büyüklüğündeki 'asrın felaketi' olarak nitelendirilen Marmara Depremi'nin ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde afet bölgesinde su altı faaliyetlerine katılan Murat Kulakaç, fay hattının kıyıdaki yapıları denize çekmesi sonucu oluşan 'batık şehir'de arama kurtarma dalgıçları yetiştiriyor.
Deprem sırasında Deniz Kuvvetleri'nde dalgıç olarak görev yapan ve yardım çağrısının ardından afet bölgesine gönderilen ekipte yer alan Kulakaç, İzmit Körfezi'ne gömülen binalarda hayatını kaybeden vatandaşların ve değerli eşyaların su üstüne çıkarılması faaliyetlerine katıldı.
Çalışmalar sırasında sivil toplum örgütlerinin su altı faaliyetleri noktasında vatandaşın yardım çağrısını karşılamakta yetersiz kaldığını fark eden Kulakaç, emekli olduktan sonra bu eksikliği gidermek için 2005'te Değirmendere Sualtı Topluluğu'nu (DESSAT) kurdu.
Kurduğu toplulukla bu alanda Türkiye'de öncü olan ve ülkenin farklı yerlerinde meydana gelen olaylarda faaliyetlere katılan Kulakaç, aynı zamanda depremin oluşturduğu batık şehirde bugüne kadar 750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdi.
DESSAT Başkanı Murat Kulakaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dalışla ilk kez 1985'te Deniz Kuvvetleri'nde tanıştığını ve orada 24 yıl birinci sınıf dalgıç olarak görev yaptığını söyledi.
Marmara Depremi sırasında Deniz Kuvvetleri ile su altında kalanları çıkarmak için afet bölgesine geldiklerini anlatan Kulakaç, Gölcük'e vardıklarında Değirmendere ve Kavaklı sahilinde çok sayıda yapının suya gömülmüş olduğunu gördüklerini kaydetti.
- 'Su altı arama kurtarma dalgıçları yetersizdi'
Kulakaç, özellikle Değirmendere'nin Çınarlık sahilinde 500 metrelik bir alanın fay hattının çekmesiyle blok olarak sağ ve sola kayarak 55 metre derinliğe kadar inmiş olduğunu dile getirerek, çok sayıda bina, araç ve çınar ağacının hala suyun altında olduğunu ifade etti.
Depremde 300'e yakın vatandaşın denize gömülen binalarda kaldığına dikkati çeken Kulakaç, 'Depremin ardından bölgeye geldiğimizde gerçekten inanılmaz bir kaos vardı. Ülkenin değişik noktalarından gelen dalgıçlar vardı fakat sayıları yetersiz olduğu için Deniz Kuvvetleri'nden yardım istenmişti. Biz de bir arama kurtarma gemisi ve çok sayıda dalgıçla gelip bölgede 6 noktada vatandaşlarımızın kayıp yakınlarını ve önemli eşyalarını çıkararak teslim ettik.' diye konuştu.
Kulakaç, su altı arama kurtarma noktasında sivil toplum kuruluşlarının yeterli ihtiyacı karşılayamadığını ve bunun büyük bir eksiklik olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Su altı arama kurtarma dalgıçlarına ihtiyaç olduğunu fark etmiştim ve 2004 yılında emekli olup Gölcük'e geldiğimde bir sohbet esnasında Değirmendere Belediye Başkanı 'Depremde biz çok sıkıntı yaşadık. Depremden bir hafta sonra dalgıçlar geri döndü ama vatandaşlar bilinçsizce kayıplarını aramak için suya girmeye çalıştı ve çok ciddi tehlike yaşadık.' dedi. Bu eksikliği gidermek için 2005'te DESSAT'ı arama kurtarma birimi olarak kurduk ve arama kurtarma dalgıcı yetiştirmeye başladık. Bu sivil toplum örgütünü kurma amacım tamamen 17 Ağustos'ta gördüğüm eksiklikti. Bunu bir rol model olarak kurdum ve çok yoğun bir tempoyla ayakta tutmaya çalışıyorum.'
- '750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdik'
Eğittikleri bütün dalgıçları arama kurtarma dalgıcı olarak yetiştirdiklerini aktaran Kulakaç, '2005'ten bugüne 192 dalış eğitmeni ve 750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdik. Bunların 100'ünü acil durumlarda en fazla 2 saat içerisinde hazır olacak şekilde kullanabiliyoruz.' dedi.
Murat Kulakaç, aradan geçen 18 yılda Kocaeli'nin yeniden yapılandığını ve depremin gerçek görüntülerinin unutulduğunu ama depreme ait görüntülerin su altında hala tüm çıplaklığıyla durduğuna dikkati çekti.
Burayı hem depremi hatırlatmak amacıyla hem de arama kurtarma eğitimlerinde kullandıklarını belirten Kulakaç, 'Çünkü unuttuğunuz doğanın gücünü oraya indiğiniz zaman hatırlıyorsunuz. Doğanın gücünü hiçbir şekilde unutmayacağımız tek yer; batık şehir. Bu nedenle bütün dalgıçların burayı görmesini ve ders almasını istiyoruz. Deprem sonrası oluşan en yeni batık burası, değerini bilmemiz gerekiyor. İyi kullanabilirsek alınması gereken önlemler konusunda bir farkındalık oluşturabiliriz.'
DESSAT'tan önce su altı arama kurtarma konusunda çalışan sivil toplum kuruluşu sayısının çok az olduğuna işaret eden Kulakaç, birçok ilde bu tip sivil toplum örgütlerinin kurulması için hem dalgıç hem de eğitmen yetiştirdiklerini, şu anda 6 pilot ilde bu tip faaliyetlerin yürütülmesi için çalıştıklarını vurguladı.
- 'İstanbul için çok ciddi yapılanma gerekiyor'
Kocaeli'de dalış alanında sivil toplum kuruluşlarının ve dalgıç sayısının şu an yeterli olduğunu ama İstanbul'da yaşanacak olası bir deprem için yapacak çok iş olduğunun altını çizen Kulakaç, şunları kaydetti:
'Kocaeli hazırlıksız yakalandı ama tüm Türkiye buraya gelmişti. İstanbul'un kıyı yapısını dikkate aldığımız zaman Adalar, Kadıköy, Maltepe, Bakırköy sahilinde binaların su altında kalma ihtimali çok yüksek. O alanlarda insanların hayatta kalma şansları da yüksek. İlk etapta o insanların hayatlarının kurtarılmasına yönelik su altıyla ilgili çok ciddi yapılanma oluşturulması gerekiyor. Depremden bir süre sonra insanlar su altında kalan değerli eşyalarını kurtarma telaşına düşüyor. Bu ihtiyacı karşılamak için de mutlaka binlerce dalgıca ihtiyaç var. Bu konuda hepimizin çok ciddi bir şekilde çalışması gerekiyor.'
Kulakaç, devletin aradan geçen sürede çok mesafe katettiğini fakat çok daha seri karar alabilen sivil toplum örgütlerinin hızına kimsenin yetişemeyeceğini belirterek, bundan dolayı sivil toplum örgütlerine verilen desteğin büyük önem teşkil ettiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Deprem sırasında Deniz Kuvvetleri'nde dalgıç olarak görev yapan ve yardım çağrısının ardından afet bölgesine gönderilen ekipte yer alan Kulakaç, İzmit Körfezi'ne gömülen binalarda hayatını kaybeden vatandaşların ve değerli eşyaların su üstüne çıkarılması faaliyetlerine katıldı.
Çalışmalar sırasında sivil toplum örgütlerinin su altı faaliyetleri noktasında vatandaşın yardım çağrısını karşılamakta yetersiz kaldığını fark eden Kulakaç, emekli olduktan sonra bu eksikliği gidermek için 2005'te Değirmendere Sualtı Topluluğu'nu (DESSAT) kurdu.
Kurduğu toplulukla bu alanda Türkiye'de öncü olan ve ülkenin farklı yerlerinde meydana gelen olaylarda faaliyetlere katılan Kulakaç, aynı zamanda depremin oluşturduğu batık şehirde bugüne kadar 750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdi.
DESSAT Başkanı Murat Kulakaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dalışla ilk kez 1985'te Deniz Kuvvetleri'nde tanıştığını ve orada 24 yıl birinci sınıf dalgıç olarak görev yaptığını söyledi.
Marmara Depremi sırasında Deniz Kuvvetleri ile su altında kalanları çıkarmak için afet bölgesine geldiklerini anlatan Kulakaç, Gölcük'e vardıklarında Değirmendere ve Kavaklı sahilinde çok sayıda yapının suya gömülmüş olduğunu gördüklerini kaydetti.
- 'Su altı arama kurtarma dalgıçları yetersizdi'
Kulakaç, özellikle Değirmendere'nin Çınarlık sahilinde 500 metrelik bir alanın fay hattının çekmesiyle blok olarak sağ ve sola kayarak 55 metre derinliğe kadar inmiş olduğunu dile getirerek, çok sayıda bina, araç ve çınar ağacının hala suyun altında olduğunu ifade etti.
Depremde 300'e yakın vatandaşın denize gömülen binalarda kaldığına dikkati çeken Kulakaç, 'Depremin ardından bölgeye geldiğimizde gerçekten inanılmaz bir kaos vardı. Ülkenin değişik noktalarından gelen dalgıçlar vardı fakat sayıları yetersiz olduğu için Deniz Kuvvetleri'nden yardım istenmişti. Biz de bir arama kurtarma gemisi ve çok sayıda dalgıçla gelip bölgede 6 noktada vatandaşlarımızın kayıp yakınlarını ve önemli eşyalarını çıkararak teslim ettik.' diye konuştu.
Kulakaç, su altı arama kurtarma noktasında sivil toplum kuruluşlarının yeterli ihtiyacı karşılayamadığını ve bunun büyük bir eksiklik olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Su altı arama kurtarma dalgıçlarına ihtiyaç olduğunu fark etmiştim ve 2004 yılında emekli olup Gölcük'e geldiğimde bir sohbet esnasında Değirmendere Belediye Başkanı 'Depremde biz çok sıkıntı yaşadık. Depremden bir hafta sonra dalgıçlar geri döndü ama vatandaşlar bilinçsizce kayıplarını aramak için suya girmeye çalıştı ve çok ciddi tehlike yaşadık.' dedi. Bu eksikliği gidermek için 2005'te DESSAT'ı arama kurtarma birimi olarak kurduk ve arama kurtarma dalgıcı yetiştirmeye başladık. Bu sivil toplum örgütünü kurma amacım tamamen 17 Ağustos'ta gördüğüm eksiklikti. Bunu bir rol model olarak kurdum ve çok yoğun bir tempoyla ayakta tutmaya çalışıyorum.'
- '750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdik'
Eğittikleri bütün dalgıçları arama kurtarma dalgıcı olarak yetiştirdiklerini aktaran Kulakaç, '2005'ten bugüne 192 dalış eğitmeni ve 750 arama kurtarma dalgıcı yetiştirdik. Bunların 100'ünü acil durumlarda en fazla 2 saat içerisinde hazır olacak şekilde kullanabiliyoruz.' dedi.
Murat Kulakaç, aradan geçen 18 yılda Kocaeli'nin yeniden yapılandığını ve depremin gerçek görüntülerinin unutulduğunu ama depreme ait görüntülerin su altında hala tüm çıplaklığıyla durduğuna dikkati çekti.
Burayı hem depremi hatırlatmak amacıyla hem de arama kurtarma eğitimlerinde kullandıklarını belirten Kulakaç, 'Çünkü unuttuğunuz doğanın gücünü oraya indiğiniz zaman hatırlıyorsunuz. Doğanın gücünü hiçbir şekilde unutmayacağımız tek yer; batık şehir. Bu nedenle bütün dalgıçların burayı görmesini ve ders almasını istiyoruz. Deprem sonrası oluşan en yeni batık burası, değerini bilmemiz gerekiyor. İyi kullanabilirsek alınması gereken önlemler konusunda bir farkındalık oluşturabiliriz.'
DESSAT'tan önce su altı arama kurtarma konusunda çalışan sivil toplum kuruluşu sayısının çok az olduğuna işaret eden Kulakaç, birçok ilde bu tip sivil toplum örgütlerinin kurulması için hem dalgıç hem de eğitmen yetiştirdiklerini, şu anda 6 pilot ilde bu tip faaliyetlerin yürütülmesi için çalıştıklarını vurguladı.
- 'İstanbul için çok ciddi yapılanma gerekiyor'
Kocaeli'de dalış alanında sivil toplum kuruluşlarının ve dalgıç sayısının şu an yeterli olduğunu ama İstanbul'da yaşanacak olası bir deprem için yapacak çok iş olduğunun altını çizen Kulakaç, şunları kaydetti:
'Kocaeli hazırlıksız yakalandı ama tüm Türkiye buraya gelmişti. İstanbul'un kıyı yapısını dikkate aldığımız zaman Adalar, Kadıköy, Maltepe, Bakırköy sahilinde binaların su altında kalma ihtimali çok yüksek. O alanlarda insanların hayatta kalma şansları da yüksek. İlk etapta o insanların hayatlarının kurtarılmasına yönelik su altıyla ilgili çok ciddi yapılanma oluşturulması gerekiyor. Depremden bir süre sonra insanlar su altında kalan değerli eşyalarını kurtarma telaşına düşüyor. Bu ihtiyacı karşılamak için de mutlaka binlerce dalgıca ihtiyaç var. Bu konuda hepimizin çok ciddi bir şekilde çalışması gerekiyor.'
Kulakaç, devletin aradan geçen sürede çok mesafe katettiğini fakat çok daha seri karar alabilen sivil toplum örgütlerinin hızına kimsenin yetişemeyeceğini belirterek, bundan dolayı sivil toplum örgütlerine verilen desteğin büyük önem teşkil ettiğini sözlerine ekledi.