Eski Halinden Eser Yok
Hayatının neredeyse yarısını aşırı kiloları nedeniyle yaşadığı sorunlarla geçiren aşçı Şenol Yıldız, geçen yıl gerçekleştirilen obezite cerrahisinin ardından 65 kilo verip yeni bir hayata başladı Yıldız: 'Zayıfladıktan sonra hayatım çok değişti. Eskiden kendime ayakkabı, kıyafet bulamazdım. 72 beden kıyafet giyerdim. Şimdi hedefim 90 kiloya düşmek. Bu değişim beni çok mutlu ediyor. Hocama ve ekibine çok teşekkür ederim' Doç. Dr. Yardımcı: 'Hastaların bundan çok fazla korkmadan ama iyi doktor ve iyi merkez seçerek obezite gibi bir hastalıktan sağlıklı bir şekilde kurtulmaları mümkün'
HATİCE ŞENSES - Hayatının neredeyse yarısını aşırı kiloları nedeniyle sorunlarla geçiren 46 yaşındaki aşçı Şenol Yıldız, geçen yıl gerçekleştirilen obezite cerrahisinin ardından 65 kilo verip yeni bir hayata başlamanın mutluluğunu yaşıyor.
Beş yıldızlı bir otelde aşçı olarak çalışan Yıldız, askerliğini yapıp normal hayatına dönmesinin ardından süratle kilo almaya başladı. Belli bir zaman sonra şok diyetler başta olmak üzere, çeşitli zayıflama ilaçları da kullanan Yıldız, buna rağmen 165 kiloya ulaştı ve işini de yapamaz hale geldi.
Yıldız daha sonra obezite cerrahisi olmaya karar vererek, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Samet Yardımcı'ya başvurdu.
Yapılan tetkiklerinin ardından ameliyat olmasına karar verilen Yıldız'ın genel anestezi sırasında yaşadığı nefes problemi nedeniyle ameliyat başlanmadan sona erdirildi ve ileri bir tarihe ertelendi.
Daha sonra pes etmeyerek yoluna devam etmek isteyen hastaya, 3 ay boyunca akciğerlerinin aşırı kilo nedeniyle yaptığı baskının bertaraf edilmesi için fizik tedavi uygulandı.
Yıldız, şimdi geçen yıl gerçekleştirilen başarılı ameliyat sayesinde yeni bir hayata başlamanın sevincini yaşıyor.
- 'Bir kat çıkabilmek için asansör bekliyordum'
Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Şenol Yıldız, 'İnsanlar 3 öğün yiyorsa, ben 6-7 öğün yiyordum. 20 sene boyunca çalıştığım iş yerimden ayrıldığımda 165 kiloya ulaşmıştım. Ondan sonra başka iş aramaya başladım. İş için gittiğim yerlerde aşı kilom hep önüme çıktı. Hakikaten bu durum çalışırken beni çok zorluyordu.' dedi.
Daha sonra cerrahi operasyona karar verdiğini dile getiren Yıldız, şöyle devam etti:
'Dışarıda da bunun çok zorluğunu çekiyordum. Bakkala gitmeye üşeniyor, aşağıya sepet sarkıtıyordum. Merdiven çıkamıyordum. Bir kat bile olsa merdiven çıkamıyordum. Bir kat için asansör bekliyorsunuz. Otobüse biniyorsunuz yanınıza kimse oturamıyor. İki koltuğu kaplıyorsunuz çünkü. Sonra ameliyatımı oldum. Zayıfladıktan sonra hayatım çok değişti. Eskiden kendime ayakkabı, kıyafet bulamazdım. 72 beden kıyafet giyerdim. Hedefim 90 kiloya düşmek. Akrabalarım tanıyamadı beni. Bu değişim beni çok mutlu ediyor. Hocama ve ekibine çok teşekkür ederim. Bir defa şişman insan mutlu insan falan değil. Bunların hepsi hikaye. Bir şişman insan gördüğümde gidip kendisine tavsiyede bulunuyorum. Bu işi devletimiz zaten profesyonel ellerde ücretsiz olarak vatandaşa sunuyor. İnsanlar devletimize güvenmeli, iyi araştırmalı. Tavsiyelerim bunlar.'
- 'Dünya da bu hastalıkla yeni yeni yüzleşmeye başladı'
Doç. Dr. Samet Yardımcı da obezite cerrahisinin 40 seneyi aşkın süredir dünyada uygulanan bir yöntem olduğunu belirterek, teknolojinin ilerlemesiyle popülerliğinin hem dünyada hem de Türkiye'de arttığını söyledi.
Obezite cerrahisinin özellikle son 10 yıldır çok sık uygulanmaya başlandığını dile getiren Yardımcı, şöyle devam etti:
'Türkiye olarak bu konuda dünyanın gerisinde miyiz? Hayır, değiliz. Dünya da zaten bu hastalıkla yeni yeni yüzleşmeye başladı. Dünya Sağlık Örgütü de obeziteyi bir hastalık olarak 4-5 yıl önce kabul etti. Onun öncesinde başka hastalıklara sebep olan bir durum olarak nitelendiriyordu. Ayrıca belli kriterleri sağlayan hastalarda da en iyi tedavisinin cerrahi ameliyat olduğu da kabul edildi. Cerrahi tecrübe tabii ki önemli ama neticede ekip çalışması çok önemli. Hastayı ameliyat öncesi dönemde iyi hazırlamak, eşlik eden diğer hastalıklarını tespit etmek çok önemli. Çünkü obezitenin şeker, tansiyon, kolestrol ve çeşitli kalp hastalıklarına eşlik ettiğini biliyoruz. Bu hastamızda da buna eşlik eden hangi hastalıklar var ve bizim bunların hangilerine karşı uyanık olmamız, nasıl önlemler almamız lazım, bunları tespit etmek gerekir. Bu işin çok aceleye getirilmeden yapılması önemli. Çünkü muhtemelen obezite hastası dün obez olmamıştır. Yani bunun bir geçmişi var. Dolayısıyla bizim harcayacağımız zaman da bize çok büyük bir şey kaybettirmeyecektir ama bize çok önemli şeyler kazandıracaktır.'
- 'Obezite cerrahisinin mantığı, hastaya yeni yeme alışkanlığı kazandırmak'
Yardımcı, bu ameliyatları gerçekleştirebilmek için cerrahın da bu konuda iyi bir eğitim alması gerektiğini, tecrübesinin bulunmasının önemli olduğunu anlatarak, bu durumun her ameliyatta olduğu gibi obezite cerrahisi sonrasında da görülebilen ölüm ihtimalini en aza indiren faktör olduğunu söyledi.
Yardımcı, 'Bizim sosyal güvenlik sistemimiz de bu hastaların, obezite ameliyatlarını karşılıyor. Öte yandan şöyle bir durum var ki kimi ameliyat yapacağınızı da seçmeniz lazım. Bizim hastayı ameliyat edebilmemiz için bu durumların yanı sıra, bir de ameliyat sonrası takiplere geleceğine inanmamız lazım.' diyerek, ameliyat sonrası yapılacak takiplerin, en az operasyon kadar önemli olduğunu dile getirdi.
Obezitenin artık bir hastalık olduğunun herkesin tarafından kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Yardımcı, 'Aslında obezite cerrahisinin mantığı, hastaya yeni yeme alışkanlığını kazandırmaktır ve bunu cerrahinin hastanın üzerinde yaptığı anatomik ve hormonel değişikliklerden elde ederiz. Obezite cerrahisinden sonra açlık hormonları düşer. Net ispatlanmış olarak açlık hormonun düştüğü çok iyi biliyoruz. Aslında kilit nokta bu ameliyatla beraber iştah kesiliyor. Zaten obezite ameliyatlarının etkisinin bu kadar fazla olmasının sebebi de bu.' bilgilerini verdi.
Bazı olumsuz haberlerin hastaları korkuttuğuna da değinen Yardımcı, 'Neticede bunu doğru düzgün yapan insanların elinde, iyi bir merkezde bu işteki ölüm riski bir safra kesesi ameliyatındaki kadar. Dolayısıyla, hastaların bundan çok fazla korkmadan ama iyi hekim ve iyi merkez seçerek obezite gibi bir hastalıktan sağlıklı bir şekilde kurtulmaları mümkün.' diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: AA
Beş yıldızlı bir otelde aşçı olarak çalışan Yıldız, askerliğini yapıp normal hayatına dönmesinin ardından süratle kilo almaya başladı. Belli bir zaman sonra şok diyetler başta olmak üzere, çeşitli zayıflama ilaçları da kullanan Yıldız, buna rağmen 165 kiloya ulaştı ve işini de yapamaz hale geldi.
Yıldız daha sonra obezite cerrahisi olmaya karar vererek, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Samet Yardımcı'ya başvurdu.
Yapılan tetkiklerinin ardından ameliyat olmasına karar verilen Yıldız'ın genel anestezi sırasında yaşadığı nefes problemi nedeniyle ameliyat başlanmadan sona erdirildi ve ileri bir tarihe ertelendi.
Daha sonra pes etmeyerek yoluna devam etmek isteyen hastaya, 3 ay boyunca akciğerlerinin aşırı kilo nedeniyle yaptığı baskının bertaraf edilmesi için fizik tedavi uygulandı.
Yıldız, şimdi geçen yıl gerçekleştirilen başarılı ameliyat sayesinde yeni bir hayata başlamanın sevincini yaşıyor.
- 'Bir kat çıkabilmek için asansör bekliyordum'
Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Şenol Yıldız, 'İnsanlar 3 öğün yiyorsa, ben 6-7 öğün yiyordum. 20 sene boyunca çalıştığım iş yerimden ayrıldığımda 165 kiloya ulaşmıştım. Ondan sonra başka iş aramaya başladım. İş için gittiğim yerlerde aşı kilom hep önüme çıktı. Hakikaten bu durum çalışırken beni çok zorluyordu.' dedi.
Daha sonra cerrahi operasyona karar verdiğini dile getiren Yıldız, şöyle devam etti:
'Dışarıda da bunun çok zorluğunu çekiyordum. Bakkala gitmeye üşeniyor, aşağıya sepet sarkıtıyordum. Merdiven çıkamıyordum. Bir kat bile olsa merdiven çıkamıyordum. Bir kat için asansör bekliyorsunuz. Otobüse biniyorsunuz yanınıza kimse oturamıyor. İki koltuğu kaplıyorsunuz çünkü. Sonra ameliyatımı oldum. Zayıfladıktan sonra hayatım çok değişti. Eskiden kendime ayakkabı, kıyafet bulamazdım. 72 beden kıyafet giyerdim. Hedefim 90 kiloya düşmek. Akrabalarım tanıyamadı beni. Bu değişim beni çok mutlu ediyor. Hocama ve ekibine çok teşekkür ederim. Bir defa şişman insan mutlu insan falan değil. Bunların hepsi hikaye. Bir şişman insan gördüğümde gidip kendisine tavsiyede bulunuyorum. Bu işi devletimiz zaten profesyonel ellerde ücretsiz olarak vatandaşa sunuyor. İnsanlar devletimize güvenmeli, iyi araştırmalı. Tavsiyelerim bunlar.'
- 'Dünya da bu hastalıkla yeni yeni yüzleşmeye başladı'
Doç. Dr. Samet Yardımcı da obezite cerrahisinin 40 seneyi aşkın süredir dünyada uygulanan bir yöntem olduğunu belirterek, teknolojinin ilerlemesiyle popülerliğinin hem dünyada hem de Türkiye'de arttığını söyledi.
Obezite cerrahisinin özellikle son 10 yıldır çok sık uygulanmaya başlandığını dile getiren Yardımcı, şöyle devam etti:
'Türkiye olarak bu konuda dünyanın gerisinde miyiz? Hayır, değiliz. Dünya da zaten bu hastalıkla yeni yeni yüzleşmeye başladı. Dünya Sağlık Örgütü de obeziteyi bir hastalık olarak 4-5 yıl önce kabul etti. Onun öncesinde başka hastalıklara sebep olan bir durum olarak nitelendiriyordu. Ayrıca belli kriterleri sağlayan hastalarda da en iyi tedavisinin cerrahi ameliyat olduğu da kabul edildi. Cerrahi tecrübe tabii ki önemli ama neticede ekip çalışması çok önemli. Hastayı ameliyat öncesi dönemde iyi hazırlamak, eşlik eden diğer hastalıklarını tespit etmek çok önemli. Çünkü obezitenin şeker, tansiyon, kolestrol ve çeşitli kalp hastalıklarına eşlik ettiğini biliyoruz. Bu hastamızda da buna eşlik eden hangi hastalıklar var ve bizim bunların hangilerine karşı uyanık olmamız, nasıl önlemler almamız lazım, bunları tespit etmek gerekir. Bu işin çok aceleye getirilmeden yapılması önemli. Çünkü muhtemelen obezite hastası dün obez olmamıştır. Yani bunun bir geçmişi var. Dolayısıyla bizim harcayacağımız zaman da bize çok büyük bir şey kaybettirmeyecektir ama bize çok önemli şeyler kazandıracaktır.'
- 'Obezite cerrahisinin mantığı, hastaya yeni yeme alışkanlığı kazandırmak'
Yardımcı, bu ameliyatları gerçekleştirebilmek için cerrahın da bu konuda iyi bir eğitim alması gerektiğini, tecrübesinin bulunmasının önemli olduğunu anlatarak, bu durumun her ameliyatta olduğu gibi obezite cerrahisi sonrasında da görülebilen ölüm ihtimalini en aza indiren faktör olduğunu söyledi.
Yardımcı, 'Bizim sosyal güvenlik sistemimiz de bu hastaların, obezite ameliyatlarını karşılıyor. Öte yandan şöyle bir durum var ki kimi ameliyat yapacağınızı da seçmeniz lazım. Bizim hastayı ameliyat edebilmemiz için bu durumların yanı sıra, bir de ameliyat sonrası takiplere geleceğine inanmamız lazım.' diyerek, ameliyat sonrası yapılacak takiplerin, en az operasyon kadar önemli olduğunu dile getirdi.
Obezitenin artık bir hastalık olduğunun herkesin tarafından kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Yardımcı, 'Aslında obezite cerrahisinin mantığı, hastaya yeni yeme alışkanlığını kazandırmaktır ve bunu cerrahinin hastanın üzerinde yaptığı anatomik ve hormonel değişikliklerden elde ederiz. Obezite cerrahisinden sonra açlık hormonları düşer. Net ispatlanmış olarak açlık hormonun düştüğü çok iyi biliyoruz. Aslında kilit nokta bu ameliyatla beraber iştah kesiliyor. Zaten obezite ameliyatlarının etkisinin bu kadar fazla olmasının sebebi de bu.' bilgilerini verdi.
Bazı olumsuz haberlerin hastaları korkuttuğuna da değinen Yardımcı, 'Neticede bunu doğru düzgün yapan insanların elinde, iyi bir merkezde bu işteki ölüm riski bir safra kesesi ameliyatındaki kadar. Dolayısıyla, hastaların bundan çok fazla korkmadan ama iyi hekim ve iyi merkez seçerek obezite gibi bir hastalıktan sağlıklı bir şekilde kurtulmaları mümkün.' diyerek sözlerini tamamladı.