Okulda Organik Sebze Yetiştiriyorlar
İzmirli öğrenciler, Avrupa Birliği projesi kapsamında okulda kurdukları bahçede organik tarım yapıyor Okulda domates, salatalık, mısır, soğan ve biber yetiştiren öğrenciler, hayatlarında ilk kez çapa yaptı, yabani otları temizledi ve dalından sebze topladı Proje koordinatörü öğretmen Sağlam: 'Öğrencilerimizin tüketimde organik olana yönelmeleri, sebze alırken organik olup olmadığına dikkat etmeleri gittikçe çoğaldı'.
HALİL ŞAHİN - Suphi Koyuncuoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri okul bahçesinde, organik domates, biber, salatalık, mısır ve soğan yetiştiriyor.
Bornova'daki lisede, Çekya koordinatörlüğünde İsveç, Romanya ve Türkiye'den liselerin yürüttüğü 'Sağlıklı Gelecek Nesiller ve Sürdürebilirlik için Okullarda Organik Gıda Üretimi' Projesi kapsamında yaklaşık 130 metrekarelik bahçe oluşturuldu.
Organik tarım yapan öğrenciler, proje sayesinde ilk kez çapa yaptı, yabani otları temizledi ve dalından sebze topladı.
Proje koordinatörü öğretmen Kemal Sağlam, AA muhabirine, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 30 milyona yakın insanın tarım ilaçlarından zehirlendiğini, 80 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Organik tarımın, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği amaçlayan, toprak verimliliğini, çevrenin korunmasını ve gıda güvenliğini esas alan bir tarımsal üretim sistemi olduğuna dikkati çeken Sağlam, projeyle organik tarımın insan ve çevre dostu olduğunu, bu konuda bilinçlenen öğrencilere sürdürülebilir bir tarımsal üretim yapılmasının gerekliliğini kavratmanın amaçlandığını söyledi.
Sağlam, geçen yıl eylül ayında başlayan projeyle her okulun bir bahçe oluşturmaya başladığını, kendilerinin de nisan itibarıyla fide diktiğini kaydetti.
Öğrencilerin ilk etapta okulda belirlenen alanı çapalayarak toprağı havalandırdığını aktaran Sağlam, 'Daha sonra fideleri diktik. Damlama sulama sistemi kurduk. Bahçede sorumluluk öğrencilerde. Sabah ders başlamadan önce gelip sulamayı başlatıyorlar. Ders aralarında yabani otları temizliyorlar. Domatesler için sırık diktiler mesela. İki haftadır salatalıklar olmaya başladı, onları da topluyorlar.' diye konuştu.
Sağlam, toplanan ürünlerin öğretmen ve öğrencilerce tüketildiğini anlatarak, tüm sebzeler toplanabilir hale geldiğinde okulda büyük bir sofra kurarak sebzelerden yapacakları salatayı hep birlikte yemeği planladıklarını belirtti.
Bu süreçte çocukların her gün yedikleri sebzelerin nasıl yetiştiğini bilmediğini, sebzeleri tanımadığını gördüğünü aktaran Sağlam, 'Öğrencilerimiz tüketimde organik olana yönelmeye, sebze alırken organik olup olmadığına dikkat etmeye başladı.' dedi.
- 'Elimize hiç çapa almamıştık'
Okulun 11. sınıf öğrencisi Mert Çetin, daha önce eline hiç çapa almadığını, bir fideye dokunmadığını ifade ederek sebze yetiştirmekten duyduğu mutluluğu belirtti.
Hayatında ilk kez bahçe suladığını kaydeden Çetin, 'Bu proje bana beslenmenin, iyi besin seçmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. İnsanların tarım ilaçlarından dolayı kansere yakalanabildiğini öğrendim. Artık yediklerime daha fazla dikkat ediyorum. Anneme ve babama da alışveriş için tavsiyelerde bulunmaya başladım. Ben ilk defa domatesin kokusunu hissettim.' ifadelerini kullandı.
Öğrencilerden Gamze Dilik de proje sayesinde yediği besinlere ve nasıl yetiştirildiğine dikkat etmeyi öğrendiğini söyledi. Dilik, 'İlk defa tarımla bu kadar iç içe oldum. Artık yediğim besinlerin tadını ayırt edebiliyorum.' dedi.
Kaynak: AA
Bornova'daki lisede, Çekya koordinatörlüğünde İsveç, Romanya ve Türkiye'den liselerin yürüttüğü 'Sağlıklı Gelecek Nesiller ve Sürdürebilirlik için Okullarda Organik Gıda Üretimi' Projesi kapsamında yaklaşık 130 metrekarelik bahçe oluşturuldu.
Organik tarım yapan öğrenciler, proje sayesinde ilk kez çapa yaptı, yabani otları temizledi ve dalından sebze topladı.
Proje koordinatörü öğretmen Kemal Sağlam, AA muhabirine, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 30 milyona yakın insanın tarım ilaçlarından zehirlendiğini, 80 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Organik tarımın, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği amaçlayan, toprak verimliliğini, çevrenin korunmasını ve gıda güvenliğini esas alan bir tarımsal üretim sistemi olduğuna dikkati çeken Sağlam, projeyle organik tarımın insan ve çevre dostu olduğunu, bu konuda bilinçlenen öğrencilere sürdürülebilir bir tarımsal üretim yapılmasının gerekliliğini kavratmanın amaçlandığını söyledi.
Sağlam, geçen yıl eylül ayında başlayan projeyle her okulun bir bahçe oluşturmaya başladığını, kendilerinin de nisan itibarıyla fide diktiğini kaydetti.
Öğrencilerin ilk etapta okulda belirlenen alanı çapalayarak toprağı havalandırdığını aktaran Sağlam, 'Daha sonra fideleri diktik. Damlama sulama sistemi kurduk. Bahçede sorumluluk öğrencilerde. Sabah ders başlamadan önce gelip sulamayı başlatıyorlar. Ders aralarında yabani otları temizliyorlar. Domatesler için sırık diktiler mesela. İki haftadır salatalıklar olmaya başladı, onları da topluyorlar.' diye konuştu.
Sağlam, toplanan ürünlerin öğretmen ve öğrencilerce tüketildiğini anlatarak, tüm sebzeler toplanabilir hale geldiğinde okulda büyük bir sofra kurarak sebzelerden yapacakları salatayı hep birlikte yemeği planladıklarını belirtti.
Bu süreçte çocukların her gün yedikleri sebzelerin nasıl yetiştiğini bilmediğini, sebzeleri tanımadığını gördüğünü aktaran Sağlam, 'Öğrencilerimiz tüketimde organik olana yönelmeye, sebze alırken organik olup olmadığına dikkat etmeye başladı.' dedi.
- 'Elimize hiç çapa almamıştık'
Okulun 11. sınıf öğrencisi Mert Çetin, daha önce eline hiç çapa almadığını, bir fideye dokunmadığını ifade ederek sebze yetiştirmekten duyduğu mutluluğu belirtti.
Hayatında ilk kez bahçe suladığını kaydeden Çetin, 'Bu proje bana beslenmenin, iyi besin seçmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. İnsanların tarım ilaçlarından dolayı kansere yakalanabildiğini öğrendim. Artık yediklerime daha fazla dikkat ediyorum. Anneme ve babama da alışveriş için tavsiyelerde bulunmaya başladım. Ben ilk defa domatesin kokusunu hissettim.' ifadelerini kullandı.
Öğrencilerden Gamze Dilik de proje sayesinde yediği besinlere ve nasıl yetiştirildiğine dikkat etmeyi öğrendiğini söyledi. Dilik, 'İlk defa tarımla bu kadar iç içe oldum. Artık yediğim besinlerin tadını ayırt edebiliyorum.' dedi.