Engel Tanımayanlar - Karanlık Dünyasını Ünlü Ozanlarla Aydınlattı
Tekirdağ'da yaşayan görme engelli Uğur Aslan, ünlü halk ozanları merhum Aşık Veysel ve Neşet Ertaş'ı örnek alıp onların eserleriyle adeta hayata yeniden bağlandı Saz çalmaya 12 yaşında başlayan Aslan, müziğe olan ilgisini 'sazın sesi yaşama sevincimi artırıyor' sözleriyle özetliyor Aslan: 'Onları (Aşık Veysel ve Neşet Ertaş) duyularımla algılamaya çalışıyorum, onların yaptığı işler bana hayat kazandırıyor'.
ERGÜN HAKTANIYAN - Çocukken geçirdiği hastalıklar sonucunda görme yetisini yitiren Uğur Aslan, karanlık dünyasını ünlü halk ozanları Aşık Veysel ve Neşet Ertaş'ın sözleriyle aydınlattı.
Ailesi Erzincan'dan Tekirdağ'a göç eden Aslan, doğumunun ardından geçirdiği hastalık ve havaleden sonra görme yetisini kaybetti.
Geçirdiği ameliyat sonrası gözleri tamamen kapalı olan Aslan, yüzde 15 ışığı seçmeye başlasa da bu, karanlık dünyasını aydınlatmaya yetmedi.
Televizyon ve bilgisayar gibi görüntülü teknolojiden uzak kalınca kendisine aldığı küçük bir radyoyla vakit geçiren Aslan, radyoda duyduğu Neşet Ertaş ve özellikle kendisi gibi görme engelli olan Aşık Veysel türkülerini yüreğinde hissetti.
Uğur Aslan, duygularını sözlere ve notalara dökmek üzere bir saz kursuna yazıldı, o günden bu yana sazıyla ve sözüyle iç dünyasını melodilerle anlatmaya devam ediyor.
Saz çalmaya 15 yıl önce başlayan 27 yaşındaki Aslan, müziğe olan ilgisini 'sazın sesi yaşama sevincimi artırıyor' diyerek özetliyor.
Süleymanpaşa Belediyesi Engelsiz Yaşam Korosu'nda yer alan Aslan, notalarla yaşama bağlanıyor.
- 'Onların yaptığı işler, bana hayat kazandırıyor'
Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, programlarda söylenen türkülerin kendisini her zaman etkilediğini anlattı.
Aşıklara her zaman özendiğini dile getiren Aslan, 'Babama saz öğrenmek istediğimi söyledim. Saz çalmayı 12 yaşında öğrendim. Sazın sesi beni etkiliyordu. Kulağıma hoş geliyor, yaşama hevesimi artırıyordu. Duygularımı türkülerle daha çok derinleştiriyordum. Bağlama bana herkesin gördüğü o klişe davranışlardan uzak kalmayı öğretiyordu. Çeşitli kurslara giderek saz çalmayı da öğrendim.' diye konuştu.
Aşık Veysel'i çok sevdiğini belirten Aslan, 'Aşık Veysel, Türkiye'nin en önemli halk ozanlarından biri. Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş ustam, onlar benim için çok değerli. Onların tekniklerini öğrenmeye çalışıyorum. Onları duyularımla algılamaya çalışıyorum. Onların yaptığı işler bana hayat kazandırıyor.' dedi.
- 'Görmemek bizim için bir mesele değil'
Neşet Ertaş'ın 'Başımda Altın Tacım', 'Bülbül', 'Zahidem', 'Gönül Dağı' gibi eserlerini çok sevdiğini ve sürekli dinlediğini kaydeden Aslan, Aşık Veysel'in ise 'Kara Toprak', 'Uzun İnce Bir Yoldayım', 'Güzelliğin On Par'etmez' gibi eserlerini dinlediğini aktardı.
Dinlediği parçaların çok derin manaları olduğuna işaret eden Aslan, 'Aşık Veysel de görme engelliydi. Bu bir takdiri ilahi, görmemek bizim için bir mesele değil. Aşık Veysel için de değildi. Aşık Veysel her saniye kendini geliştirebilen bir insandı, böyle olmasa topluma yararı olmazdı. Önemli olan, engelli olmanın kaybettirdikleri değil, insanlara ne kazandırdığını düşünmek gerekir. Aşık Veysel de ben de bunun için savaşıyoruz bu dünyada.' dedi.
Aslan, engelli bireylerin eve kapanmaması, her zaman sosyal olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Ailesi Erzincan'dan Tekirdağ'a göç eden Aslan, doğumunun ardından geçirdiği hastalık ve havaleden sonra görme yetisini kaybetti.
Geçirdiği ameliyat sonrası gözleri tamamen kapalı olan Aslan, yüzde 15 ışığı seçmeye başlasa da bu, karanlık dünyasını aydınlatmaya yetmedi.
Televizyon ve bilgisayar gibi görüntülü teknolojiden uzak kalınca kendisine aldığı küçük bir radyoyla vakit geçiren Aslan, radyoda duyduğu Neşet Ertaş ve özellikle kendisi gibi görme engelli olan Aşık Veysel türkülerini yüreğinde hissetti.
Uğur Aslan, duygularını sözlere ve notalara dökmek üzere bir saz kursuna yazıldı, o günden bu yana sazıyla ve sözüyle iç dünyasını melodilerle anlatmaya devam ediyor.
Saz çalmaya 15 yıl önce başlayan 27 yaşındaki Aslan, müziğe olan ilgisini 'sazın sesi yaşama sevincimi artırıyor' diyerek özetliyor.
Süleymanpaşa Belediyesi Engelsiz Yaşam Korosu'nda yer alan Aslan, notalarla yaşama bağlanıyor.
- 'Onların yaptığı işler, bana hayat kazandırıyor'
Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, programlarda söylenen türkülerin kendisini her zaman etkilediğini anlattı.
Aşıklara her zaman özendiğini dile getiren Aslan, 'Babama saz öğrenmek istediğimi söyledim. Saz çalmayı 12 yaşında öğrendim. Sazın sesi beni etkiliyordu. Kulağıma hoş geliyor, yaşama hevesimi artırıyordu. Duygularımı türkülerle daha çok derinleştiriyordum. Bağlama bana herkesin gördüğü o klişe davranışlardan uzak kalmayı öğretiyordu. Çeşitli kurslara giderek saz çalmayı da öğrendim.' diye konuştu.
Aşık Veysel'i çok sevdiğini belirten Aslan, 'Aşık Veysel, Türkiye'nin en önemli halk ozanlarından biri. Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş ustam, onlar benim için çok değerli. Onların tekniklerini öğrenmeye çalışıyorum. Onları duyularımla algılamaya çalışıyorum. Onların yaptığı işler bana hayat kazandırıyor.' dedi.
- 'Görmemek bizim için bir mesele değil'
Neşet Ertaş'ın 'Başımda Altın Tacım', 'Bülbül', 'Zahidem', 'Gönül Dağı' gibi eserlerini çok sevdiğini ve sürekli dinlediğini kaydeden Aslan, Aşık Veysel'in ise 'Kara Toprak', 'Uzun İnce Bir Yoldayım', 'Güzelliğin On Par'etmez' gibi eserlerini dinlediğini aktardı.
Dinlediği parçaların çok derin manaları olduğuna işaret eden Aslan, 'Aşık Veysel de görme engelliydi. Bu bir takdiri ilahi, görmemek bizim için bir mesele değil. Aşık Veysel için de değildi. Aşık Veysel her saniye kendini geliştirebilen bir insandı, böyle olmasa topluma yararı olmazdı. Önemli olan, engelli olmanın kaybettirdikleri değil, insanlara ne kazandırdığını düşünmek gerekir. Aşık Veysel de ben de bunun için savaşıyoruz bu dünyada.' dedi.
Aslan, engelli bireylerin eve kapanmaması, her zaman sosyal olması gerektiğini sözlerine ekledi.