Bolu'daki FETÖ/PDY Davası
AİBÜ'deki FETÖ yapılanmasına ilişkin haklarında dava açılan, aralarında meslekten ihraç edilenlerin de bulunduğu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi Tanık Y.D: 'Kadrolar, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Fahrettin Talay'ın isteği doğrultusunda şekillendiriliyordu' 'Öztürk, güce göre hareket eden biriydi. O dönem güç paralel yapıda olduğu için onların yanında olduğunu düşünüyorum''Mehmet Emin Özyalvaçlı MİT Tırları davasında adı geçip ortadan kaybolunca yapıya mensup olduğunu anlamış olduk. Kendisinin kripto bir FETÖ’cü olduğunu düşünüyorum'
Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmasına yönelik, haklarında dava açılan 10'u firari, 27'si tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince belediyenin nikah salonunda yapılan duruşmada, tutuksuz yargılanan eski AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ve eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar ile bazı tutuksuz sanıklar hazır bulundu.
Tanık olarak dinlenilen ve AİBÜ’nün FETÖ yapılanması için oluşturulan soruşturma komisyonunda görev alan Y.D., ilk olarak tutuksuz yargılanan sanıklar Tülay ve Mehmet Fatih Özlü hakkında ifade verdi.
Tülay Özlü'nün FETÖ/PDY yapılanması içerisinde olduğunu ve korkup itirafçı olduğunu düşündüğünü anlatan Y.D. 'Eşinin de yapıdan biraz dışlanmış olduğunu düşünüyorum. Örgüt içerisinde bazı şeyleri eleştirdiği için dışlandığı şeklinde duyumlar da almıştım. Kanaatlerim daha çok Fatih Özlü için geçerlidir.' dedi.
Tutuklu sanıklardan Bünyamin Koç ile beraber aynı dönemde kadroya alınan ve aynı dava kapsamında tutuklu yargılanan İsmail Boyraz'ın da yapı içerisinden olduğuna kanaat getirdiğine dikkat çeken Y.D., 'İzlenimlerim kadrolaşma için kendilerine yakın isimlerin alındığı yönündeydi. Kadrolar, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Fahrettin Talay'ın isteği doğrultusunda şekillendiriliyordu. Bünyamin Koç, İsmail Boyraz ve bir kişinin daha kadro için adı geçiyordu. 2 kişi alındı. Alınmayan kişi alınması düşünülen ancak yapının dışında biriydi. Sonuçta da İsmail Boyraz ve Bünyamin Koç kadroya alındı.' diye konuştu.
Y.D., tutuklu sanıklardan Suzi Selim Ayhan'ın da cemaate yakın bir isim olduğuna vurgu yaparak, 'Bireysel olarak iyi ve vicdanlı biriydi. Ama o grupla hareket eden biriydi. Tutuklu sanık Bedri Selim Benek ise Temel Bilimlerde çalışıyordu. Firari sanık Kenan Gümüştekin ise bölüm başkanıydı. Gümüştekin provokatör bir insandı. Propagandalarda bulunan fanatik görünümlü bir insandı. 17-25 Aralık’tan sonra Kenan Gümüştekin’in kışkırtmasıyla bu çocuk da baskı yapan grubun içinde yer aldı, diye düşünüyorum.' ifadelerini kullandı.
Tutuksuz yargılanan Serkan Öztürk'ün de örgütün içinde olduğunu düşündüğünü aktaran Y.D., 'Serkan Öztürk, bir gün bana 'Mehmet Yazıcı gibi dominant bir insan varken bizim başka türlü davranmamız söz konusu değil' diye dert yanmıştı. Öztürk, güce göre hareket eden biriydi. O dönem güç paralel yapıda olduğu için onların yanında olduğunu düşünüyorum.' şeklinde konuştu.
İsmi MİT Tırlarının durdurulması davasında da geçen firari sanıklardan Mehmet Emin Özyalvaçlı ile eşi tutuksuz sanık Gülzade Özyalvaçlı’nın da FETÖ/PDY örgütü ile bağlantısının bulunduğuna yönelik kanaatini belirten Y.D., 'Mehmet Emin Özyalvaçlı’nın çok farklı bir yapısı vardı. Farklı bir yaşam tarzı içindeydi. Devlet Hastanesinde birlikte çalıştığımız dönemde malum yapıya ait olduğunu düşündürecek hiçbir söylem ve tavır içerisinde bulunmadı. Mehmet Emin Özyalvaçlı, MİT Tırları davasında adı geçip ortadan kaybolunca yapıya mensup olduğunu anlamış olduk. Kendisinin kripto bir FETÖ'cü olduğunu düşünüyorum.' ifadesini kullandı.
Duruşmaya diğer tanıkların dinlenmesi için ara verildi.
Tanıkların dinlenmesi sona erdikten sonra cumhuriyet savcısı esasa ilişkin mütalaasında, sanıkların suçlarının sabit olduğunu belirten savcı, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
- İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 72 sayfalık iddianamede, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Kenan Gümüştekin'in, 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçundan 15 yıldan 22 yıl beşer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamede ayrıca 8'i firari, 30'u tutuklu ve aralarında Hayri Coşkun'un da bulunduğu 37'si tutuksuz 75 sanık hakkında ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan, 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kaynak: AA
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince belediyenin nikah salonunda yapılan duruşmada, tutuksuz yargılanan eski AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ve eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar ile bazı tutuksuz sanıklar hazır bulundu.
Tanık olarak dinlenilen ve AİBÜ’nün FETÖ yapılanması için oluşturulan soruşturma komisyonunda görev alan Y.D., ilk olarak tutuksuz yargılanan sanıklar Tülay ve Mehmet Fatih Özlü hakkında ifade verdi.
Tülay Özlü'nün FETÖ/PDY yapılanması içerisinde olduğunu ve korkup itirafçı olduğunu düşündüğünü anlatan Y.D. 'Eşinin de yapıdan biraz dışlanmış olduğunu düşünüyorum. Örgüt içerisinde bazı şeyleri eleştirdiği için dışlandığı şeklinde duyumlar da almıştım. Kanaatlerim daha çok Fatih Özlü için geçerlidir.' dedi.
Tutuklu sanıklardan Bünyamin Koç ile beraber aynı dönemde kadroya alınan ve aynı dava kapsamında tutuklu yargılanan İsmail Boyraz'ın da yapı içerisinden olduğuna kanaat getirdiğine dikkat çeken Y.D., 'İzlenimlerim kadrolaşma için kendilerine yakın isimlerin alındığı yönündeydi. Kadrolar, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Fahrettin Talay'ın isteği doğrultusunda şekillendiriliyordu. Bünyamin Koç, İsmail Boyraz ve bir kişinin daha kadro için adı geçiyordu. 2 kişi alındı. Alınmayan kişi alınması düşünülen ancak yapının dışında biriydi. Sonuçta da İsmail Boyraz ve Bünyamin Koç kadroya alındı.' diye konuştu.
Y.D., tutuklu sanıklardan Suzi Selim Ayhan'ın da cemaate yakın bir isim olduğuna vurgu yaparak, 'Bireysel olarak iyi ve vicdanlı biriydi. Ama o grupla hareket eden biriydi. Tutuklu sanık Bedri Selim Benek ise Temel Bilimlerde çalışıyordu. Firari sanık Kenan Gümüştekin ise bölüm başkanıydı. Gümüştekin provokatör bir insandı. Propagandalarda bulunan fanatik görünümlü bir insandı. 17-25 Aralık’tan sonra Kenan Gümüştekin’in kışkırtmasıyla bu çocuk da baskı yapan grubun içinde yer aldı, diye düşünüyorum.' ifadelerini kullandı.
Tutuksuz yargılanan Serkan Öztürk'ün de örgütün içinde olduğunu düşündüğünü aktaran Y.D., 'Serkan Öztürk, bir gün bana 'Mehmet Yazıcı gibi dominant bir insan varken bizim başka türlü davranmamız söz konusu değil' diye dert yanmıştı. Öztürk, güce göre hareket eden biriydi. O dönem güç paralel yapıda olduğu için onların yanında olduğunu düşünüyorum.' şeklinde konuştu.
İsmi MİT Tırlarının durdurulması davasında da geçen firari sanıklardan Mehmet Emin Özyalvaçlı ile eşi tutuksuz sanık Gülzade Özyalvaçlı’nın da FETÖ/PDY örgütü ile bağlantısının bulunduğuna yönelik kanaatini belirten Y.D., 'Mehmet Emin Özyalvaçlı’nın çok farklı bir yapısı vardı. Farklı bir yaşam tarzı içindeydi. Devlet Hastanesinde birlikte çalıştığımız dönemde malum yapıya ait olduğunu düşündürecek hiçbir söylem ve tavır içerisinde bulunmadı. Mehmet Emin Özyalvaçlı, MİT Tırları davasında adı geçip ortadan kaybolunca yapıya mensup olduğunu anlamış olduk. Kendisinin kripto bir FETÖ'cü olduğunu düşünüyorum.' ifadesini kullandı.
Duruşmaya diğer tanıkların dinlenmesi için ara verildi.
Tanıkların dinlenmesi sona erdikten sonra cumhuriyet savcısı esasa ilişkin mütalaasında, sanıkların suçlarının sabit olduğunu belirten savcı, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
- İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 72 sayfalık iddianamede, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Kenan Gümüştekin'in, 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçundan 15 yıldan 22 yıl beşer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamede ayrıca 8'i firari, 30'u tutuklu ve aralarında Hayri Coşkun'un da bulunduğu 37'si tutuksuz 75 sanık hakkında ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan, 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep edildi.