MÜSİAD Yarın 6'Ncı Başkanını Seçecek
Kuruluşundan bu yana ülkenin yaşadığı kritik süreçlerde ekonomik ve sosyal alanlardaki çözüm önerileriyle ön plana çıkan MÜSİAD, yarın yapılacak seçimli Genel Kurul'da 6'ncı başkanını belirleyecek Seçimli genel kurullara hep tek adayla giden MÜSİAD'da başkanlığı, şu anda Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Abdurrahman Kaan'ın devralması bekleniyor.
MÜCAHİD EKER - Kurulduğu 1990 yılından bu yana ülkenin yaşadığı kritik süreçlerde ekonomik ve sosyal alanlardaki çözüm önerileriyle ön plana çıkan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), yarın 6'ncı başkanını belirleyecek.
'Kendi içinde bütün, bölgesinde ekonomik ve siyasi alanda etkin, dünyada saygın bir Türkiye' hayaliyle yola çıkan bir grup iş adamı tarafından 9 Mayıs 1990'da kurulan MÜSİAD'ın 24. Olağan Genel Kurulu, yarın Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak.
MÜSİAD Genel Kurulu'na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımı bekleniyor. Seçimli Genel Kurul'da, MÜSİAD'ın 6'ncı başkanı belirlenecek.
Seçimli genel kurullara hep tek adayla giden MÜSİAD'da, başkanlık için temayül yoklamalarında şu anda Genel Başkan Yardımcısı olan Abdurrahman Kaan'ın adı öne çıktı.
Genel başkanlığı devralması beklenen Kaanlar Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Kaan'ın ailesi, kurulduğu günden bu yana MÜSİAD'da yer alıyor. 2002 yılında derneğe katılan Abdurrahman Kaan, 2006-2009 döneminde MÜSİAD'da Gıda Tarım Sektör Kurul Başkanlığı yaptı.
2009'dan sonra MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak Sektör Kurullarından Sorumlu Başkan Yardımcılığı, Bütçe ve Mali İşler Başkanlığı yapan Kaan, 4 yıl süreyle de Teşkilatlanmadan Sorumlu olarak çalıştı.
- 28 Şubat'ta hedef alındı
Bugün 11 bini aşan üyeye ulaşan, 60 bine yakın işletmeyi temsil eden ve 1 milyon 600 bin kişiye istihdam sağlayan derneğin, yurt içinde 86 irtibat noktası bulunuyor. MÜSİAD, yurt dışında ise 68 ülkede toplamda 181 noktada hizmet veriyor.
MÜSİAD, geride bıraktığı 27 yılda ülkenin içinden geçtiği ekonomik ve politik süreçlere tanıklık etti.
Siyasi ve sosyal hayatın yanında ekonomiye de büyük darbe vuran 28 Şubat döneminde MÜSİAD da hedef alındı. O dönemde hakkında kapatma davaları açılan derneğin 1997'de 2 bin 825 olan üye sayısı 2002 başında bin 800'e geriledi.
MÜSİAD'da 1990-1999 dönemindeki Kurucu Genel Başkanlığı sırasında 28 Şubat'ın baskılarını doğrudan yaşayan Erol Yarar, o dönemde aslında Anadolu'da faaliyet yürüten şirketlerin güçlenmesine ve sermaye tabanının genişlemesine karşı çıkıldığını belirterek, postmodern darbeyi yönetenlerin ülke ekonomisine büyük zararlar verdiğini söylemişti.
Erol Yarar, 22 Mayıs 1999'da koltuğunu Ali Bayramoğlu'na devrettiği Genel Kurul'da da, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e hitaben, 'Sizlerin yolsuzluğun haddini bildirmeniz; ihracatı, üretimi artırmanız gerekmez mi? Ama siz bugün başörtülü bir hanımın haddini bildirmeye kalktınız.' ifadesini kullanmıştı.
- MÜSİAD'ın 2001 krizi reçetesi
MÜSİAD'ın ikinci Genel Başkanı Ali Bayramoğlu'nun 1999-2004 dönemindeki görevi sırasında ise 2001 ekonomik krizi yaşandı. Dernek, Türkiye'nin büyük kayıp yaşadığı bu krizden çıkabilmek için dönemin hükümetinin uyguladığı politikalara ilişkin yapıcı eleştiri ve çözüm önerileri ortaya koydu.
Bayramoğlu, 10 Mayıs 2001'de MÜSİAD'ın kriz reçetesini açıkladığı toplantıda, Dünya Bankası'nda görevliyken dönemin Başbakanı Ecevit tarafından Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirilen Kemal Derviş'in uyguladığı programın statükocuların haricindeki kesimleri rahatlatmasının mümkün olmadığını belirtmişti.
Ali Bayramoğlu, 'Temeli reel ekonomi, üretim, istihdam ve ağırlıklı ihracata dayanmayan programlar, bugüne kadar başarılı olmamıştır ve bundan sonra da başarılı olmaları mümkün değildir. Kısır döngüyle borçlanma mekanizmasına devam edilmesi, ülke kaynaklarının hemen hemen tamamının faize yetiştirilmeye çalışılması izah edilebilir bir anlayış değildir.' şeklinde konuşmuştu.
- Yüksek faiz kazancına karşı üretim ekonomisi
MÜSİAD'da 17 Nisan 2004'teki 13. Olağan Genel Kurul'da başkanlığı devralan ve 2008'e kadar bu görevi sürdüren Ömer Bolat'ın verdiği mesajlarda da, kalkınmanın dinamosu olan yatırım, üretim, büyüme ve ihracatta özel sektörün öncülüğünde toplumsal kalkınma seferberliği başlatılması gerektiği öne çıkmıştı.
Ömer Bolat, milli piyasalardaki statükocu çevrelerin yüksek reel faiz kazancı ile sürdürülebilir borçlanma politikasını devam ettirme çabalarına karşı rekabetçi bir üretim ekonomisinin tesis edilmesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin demokratik haklar ve özgürlükler liginde ön sıralara yükseltilmesinin sağlanması gerektiğini söylemişti.
- Yerli ve milli kimlikle evrensel ufuklara
MÜSİAD'da 2008-2012 dönemine başkanlık eden Ömer Cihad Vardan ise üye iş adamlarının birbirleri ve Avrupalı işletmelerle olan ticari ilişkilerinin artırılmasına odaklandı.
Anadolu'nun müteşebbis gücünü temsil eden bir başarı hikayesine dönüşen MÜSİAD'ın, yerli ve milli kimliği özümserken evrensel ufuklara da açılarak dış rekabeti benimsediğini belirten Vardan, derneğin hazırladığı ekonomik ve sosyal raporlarla isabetli yol haritaları çizmeye çalıştığını ifade etmişti.
MÜSİAD'da 2012'den bu yana 5. genel başkan olarak görev yapan Nail Olpak ise milletinin değerlerinin farkında ve bu değerlere bağlı iş adamları olduklarını unutmadan, geçmişine sahip çıkan ancak orada takılıp kalmadan, geleceğin en güzeline talip olan ve bunun gereğini yerine getirerek ülkenin her noktasında ve dünyanın bütün coğrafyalarında faaliyet gösterdiklerini kaydetmişti.
Kaynak: AA
'Kendi içinde bütün, bölgesinde ekonomik ve siyasi alanda etkin, dünyada saygın bir Türkiye' hayaliyle yola çıkan bir grup iş adamı tarafından 9 Mayıs 1990'da kurulan MÜSİAD'ın 24. Olağan Genel Kurulu, yarın Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak.
MÜSİAD Genel Kurulu'na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımı bekleniyor. Seçimli Genel Kurul'da, MÜSİAD'ın 6'ncı başkanı belirlenecek.
Seçimli genel kurullara hep tek adayla giden MÜSİAD'da, başkanlık için temayül yoklamalarında şu anda Genel Başkan Yardımcısı olan Abdurrahman Kaan'ın adı öne çıktı.
Genel başkanlığı devralması beklenen Kaanlar Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Kaan'ın ailesi, kurulduğu günden bu yana MÜSİAD'da yer alıyor. 2002 yılında derneğe katılan Abdurrahman Kaan, 2006-2009 döneminde MÜSİAD'da Gıda Tarım Sektör Kurul Başkanlığı yaptı.
2009'dan sonra MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak Sektör Kurullarından Sorumlu Başkan Yardımcılığı, Bütçe ve Mali İşler Başkanlığı yapan Kaan, 4 yıl süreyle de Teşkilatlanmadan Sorumlu olarak çalıştı.
- 28 Şubat'ta hedef alındı
Bugün 11 bini aşan üyeye ulaşan, 60 bine yakın işletmeyi temsil eden ve 1 milyon 600 bin kişiye istihdam sağlayan derneğin, yurt içinde 86 irtibat noktası bulunuyor. MÜSİAD, yurt dışında ise 68 ülkede toplamda 181 noktada hizmet veriyor.
MÜSİAD, geride bıraktığı 27 yılda ülkenin içinden geçtiği ekonomik ve politik süreçlere tanıklık etti.
Siyasi ve sosyal hayatın yanında ekonomiye de büyük darbe vuran 28 Şubat döneminde MÜSİAD da hedef alındı. O dönemde hakkında kapatma davaları açılan derneğin 1997'de 2 bin 825 olan üye sayısı 2002 başında bin 800'e geriledi.
MÜSİAD'da 1990-1999 dönemindeki Kurucu Genel Başkanlığı sırasında 28 Şubat'ın baskılarını doğrudan yaşayan Erol Yarar, o dönemde aslında Anadolu'da faaliyet yürüten şirketlerin güçlenmesine ve sermaye tabanının genişlemesine karşı çıkıldığını belirterek, postmodern darbeyi yönetenlerin ülke ekonomisine büyük zararlar verdiğini söylemişti.
Erol Yarar, 22 Mayıs 1999'da koltuğunu Ali Bayramoğlu'na devrettiği Genel Kurul'da da, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e hitaben, 'Sizlerin yolsuzluğun haddini bildirmeniz; ihracatı, üretimi artırmanız gerekmez mi? Ama siz bugün başörtülü bir hanımın haddini bildirmeye kalktınız.' ifadesini kullanmıştı.
- MÜSİAD'ın 2001 krizi reçetesi
MÜSİAD'ın ikinci Genel Başkanı Ali Bayramoğlu'nun 1999-2004 dönemindeki görevi sırasında ise 2001 ekonomik krizi yaşandı. Dernek, Türkiye'nin büyük kayıp yaşadığı bu krizden çıkabilmek için dönemin hükümetinin uyguladığı politikalara ilişkin yapıcı eleştiri ve çözüm önerileri ortaya koydu.
Bayramoğlu, 10 Mayıs 2001'de MÜSİAD'ın kriz reçetesini açıkladığı toplantıda, Dünya Bankası'nda görevliyken dönemin Başbakanı Ecevit tarafından Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirilen Kemal Derviş'in uyguladığı programın statükocuların haricindeki kesimleri rahatlatmasının mümkün olmadığını belirtmişti.
Ali Bayramoğlu, 'Temeli reel ekonomi, üretim, istihdam ve ağırlıklı ihracata dayanmayan programlar, bugüne kadar başarılı olmamıştır ve bundan sonra da başarılı olmaları mümkün değildir. Kısır döngüyle borçlanma mekanizmasına devam edilmesi, ülke kaynaklarının hemen hemen tamamının faize yetiştirilmeye çalışılması izah edilebilir bir anlayış değildir.' şeklinde konuşmuştu.
- Yüksek faiz kazancına karşı üretim ekonomisi
MÜSİAD'da 17 Nisan 2004'teki 13. Olağan Genel Kurul'da başkanlığı devralan ve 2008'e kadar bu görevi sürdüren Ömer Bolat'ın verdiği mesajlarda da, kalkınmanın dinamosu olan yatırım, üretim, büyüme ve ihracatta özel sektörün öncülüğünde toplumsal kalkınma seferberliği başlatılması gerektiği öne çıkmıştı.
Ömer Bolat, milli piyasalardaki statükocu çevrelerin yüksek reel faiz kazancı ile sürdürülebilir borçlanma politikasını devam ettirme çabalarına karşı rekabetçi bir üretim ekonomisinin tesis edilmesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin demokratik haklar ve özgürlükler liginde ön sıralara yükseltilmesinin sağlanması gerektiğini söylemişti.
- Yerli ve milli kimlikle evrensel ufuklara
MÜSİAD'da 2008-2012 dönemine başkanlık eden Ömer Cihad Vardan ise üye iş adamlarının birbirleri ve Avrupalı işletmelerle olan ticari ilişkilerinin artırılmasına odaklandı.
Anadolu'nun müteşebbis gücünü temsil eden bir başarı hikayesine dönüşen MÜSİAD'ın, yerli ve milli kimliği özümserken evrensel ufuklara da açılarak dış rekabeti benimsediğini belirten Vardan, derneğin hazırladığı ekonomik ve sosyal raporlarla isabetli yol haritaları çizmeye çalıştığını ifade etmişti.
MÜSİAD'da 2012'den bu yana 5. genel başkan olarak görev yapan Nail Olpak ise milletinin değerlerinin farkında ve bu değerlere bağlı iş adamları olduklarını unutmadan, geçmişine sahip çıkan ancak orada takılıp kalmadan, geleceğin en güzeline talip olan ve bunun gereğini yerine getirerek ülkenin her noktasında ve dünyanın bütün coğrafyalarında faaliyet gösterdiklerini kaydetmişti.