Bilim İnsanlarından 'Kırmızı Et' Ve 'Tarım Politikası' Eleştirisi
“Türkiye’de Kırmızı Et Açığının Giderilmesinde Küçükbaş Hayvancılığın Rolü” panelinde konuşan bilim insanları, ‘kırmızı et’ ve ‘tarım politikası’ konularında eleştirilerde bulundular.
Samsun Zootekni Derneği tarafından düzenlenen “Türkiye’de Kırmızı Et Açığının Giderilmesinde Küçükbaş Hayvancılığın Rolü” başlıklı panel, Samsun Büyükşehir Belediyesi Şehit Astsubay Ömer Halisdemir Salonu’nda akademisyenler ve çiftçilerin katılımıyla gerçekleşti.
“Artık bu ülkenin değişmesi lazım”
Tarımım doğru yapıldığı takdirde 280 milyon kişiyi doyurabileceğinin altını çizen OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, “Türkiye, bir tarım ülkesidir. Eğer bu ülke kalkınacaksa, geleceğine güvenli adımlarla yürüyecekse, Sayın Cumhurbaşkanımızın da her toplantıda söylediği gibi tarımı ayağa kaldırarak mümkün olacaktır. Tarımın ve tarıma dayalı sanayinin olmadığı Türkiye’nin ayağa kalkması mümkün değildir. Yıllardır bunları söylüyorum. Bu ülke şu anda 80 milyon. Ziraat Fakültesi Dekanı olarak değil, çifti çocuğu ve ziraat mühendisi olarak açık yüreklilikle söylüyorum; ‘Eğer bu ülkede tarım, üvey evlat muamelesi görmekten vazgeçilip, öz değerine sahip çıkan çiftçilerimiz hak ettiği değeri kavuşursa, tarım profesyonel yöntemlerle yürütülürse, tarımla 280 milyonu bakacak bir ülkeyiz.’ Böyle bir potansiyelimiz var. Bölgemizdeki hinterlanda baktığımızda emin olun dünyanın yaklaşık 4’te 1’ine hitap edebilecek bir hinterlandımız var. Tarımı yok saymak, son 30 yıldır uygulanan politikalarla bir yere götürmek mümkün değil. Artık bu ülkenin değişmesi lazım” dedi.
“Dağlarımız ve yaylalarımız boş, otlatılmıyor, değerlendirilmiyor”
Samsun Zootekni Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergin Öztürk, Kırmızı et ihtiyacının küçükbaş hayvan üretimiyle çözülebileceğini belirterek, “Köylerden şehirlere göç var. Dolayısıyla şehirde nüfus artıyor. Bu nüfus koyun ve keçi etinin ne olduğunu pek bilmiyor. Bunların damak tadına alışık değil. Bu nedenle özellikle kırsal alanda tamamen doğal ortamda ne kimyasal gübre ne ilaç hiçbir zararlı maddeyle muhatap olmadan dağların en yükseklerinde otlayan, temiz çiçeklerle ve yararlı otlarla beslenen bu hayvanların etlerinin bir o kadar lezzetli bir o kadar da sağlıklı olduğunu biliyoruz. Bu hayvanların çoğaltılmasının son yıllarda bir sorun olarak önümüze çıkan, ‘kırmızı et ithalat’ına nispeten bir cevap olacağına düşünüyoruz. Çünkü kırmızı et zaman zaman ithal ediliyor. Bizim dağlarımız ve yaylalarımız boş, otlatılmıyor, değerlendirilmiyor. Biz ülkemize bu alanda sahip çıkmak zorundayız. O nedenle bu paneli düzenledik” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi. Panelde Doç Dr. Mustafa Oflaz, Doç. Dr. Hüseyin Genççelep, Veteriner Hekim Faruk Şanoğlu, Yrd. Doç. Dr. Habip Muruz, Veteriner Hekim Serdar Günyel ve Doç. Dr. Ali Vaiz Garipoğlu kendi uzmanlık alanlarıyla sunumlar yaptı.
Kaynak: İHA
“Artık bu ülkenin değişmesi lazım”
Tarımım doğru yapıldığı takdirde 280 milyon kişiyi doyurabileceğinin altını çizen OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, “Türkiye, bir tarım ülkesidir. Eğer bu ülke kalkınacaksa, geleceğine güvenli adımlarla yürüyecekse, Sayın Cumhurbaşkanımızın da her toplantıda söylediği gibi tarımı ayağa kaldırarak mümkün olacaktır. Tarımın ve tarıma dayalı sanayinin olmadığı Türkiye’nin ayağa kalkması mümkün değildir. Yıllardır bunları söylüyorum. Bu ülke şu anda 80 milyon. Ziraat Fakültesi Dekanı olarak değil, çifti çocuğu ve ziraat mühendisi olarak açık yüreklilikle söylüyorum; ‘Eğer bu ülkede tarım, üvey evlat muamelesi görmekten vazgeçilip, öz değerine sahip çıkan çiftçilerimiz hak ettiği değeri kavuşursa, tarım profesyonel yöntemlerle yürütülürse, tarımla 280 milyonu bakacak bir ülkeyiz.’ Böyle bir potansiyelimiz var. Bölgemizdeki hinterlanda baktığımızda emin olun dünyanın yaklaşık 4’te 1’ine hitap edebilecek bir hinterlandımız var. Tarımı yok saymak, son 30 yıldır uygulanan politikalarla bir yere götürmek mümkün değil. Artık bu ülkenin değişmesi lazım” dedi.
“Dağlarımız ve yaylalarımız boş, otlatılmıyor, değerlendirilmiyor”
Samsun Zootekni Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergin Öztürk, Kırmızı et ihtiyacının küçükbaş hayvan üretimiyle çözülebileceğini belirterek, “Köylerden şehirlere göç var. Dolayısıyla şehirde nüfus artıyor. Bu nüfus koyun ve keçi etinin ne olduğunu pek bilmiyor. Bunların damak tadına alışık değil. Bu nedenle özellikle kırsal alanda tamamen doğal ortamda ne kimyasal gübre ne ilaç hiçbir zararlı maddeyle muhatap olmadan dağların en yükseklerinde otlayan, temiz çiçeklerle ve yararlı otlarla beslenen bu hayvanların etlerinin bir o kadar lezzetli bir o kadar da sağlıklı olduğunu biliyoruz. Bu hayvanların çoğaltılmasının son yıllarda bir sorun olarak önümüze çıkan, ‘kırmızı et ithalat’ına nispeten bir cevap olacağına düşünüyoruz. Çünkü kırmızı et zaman zaman ithal ediliyor. Bizim dağlarımız ve yaylalarımız boş, otlatılmıyor, değerlendirilmiyor. Biz ülkemize bu alanda sahip çıkmak zorundayız. O nedenle bu paneli düzenledik” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi. Panelde Doç Dr. Mustafa Oflaz, Doç. Dr. Hüseyin Genççelep, Veteriner Hekim Faruk Şanoğlu, Yrd. Doç. Dr. Habip Muruz, Veteriner Hekim Serdar Günyel ve Doç. Dr. Ali Vaiz Garipoğlu kendi uzmanlık alanlarıyla sunumlar yaptı.