HDP TBMM Grup Toplantısı
HDP Sözcüsü Baydemir: 'Şengal ve Rojava'ya operasyon düzenlemek demek Kürt düşmanlığı politikasında devam demektir. Kürt düşmanlığı politikası bugüne kadar hiçbir siyasete kazandırmamış, size de kazandırmayacaktır' 'AKP, müttefiği, ortağı olan şer cephesi ile devlete bir format veriyor. Yeni bir formatla adeta toplum mühendisliği projesini hayata geçirmeye çalışıyor' 'AKPM'nin bu kararı her şeyden önce savaş politikasının, OHAL rejiminin, KHK'ların, basına özgürlük hakkı tanımayan hükümet politikalarının sonucudur'
HDP Sözcüsü ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, 'Şengal ve Rojava'ya operasyon düzenlemek demek Kürt düşmanlığı politikasında devam demektir. Kürt düşmanlığı politikası bugüne kadar hiçbir siyasete kazandırmamış, size de kazandırmayacaktır.' dedi.
HDP TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konuları değerlendiren Baydemir, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde yüz binlerin meydanlarda emeğe sahip çıktıklarını söyledi.
Büyük bir kaosun arifesinde yaşandığını savunan Baydemir, Türkiye'nin büyük bir ekonomik dar boğazın içerisinde olduğunu, siyasetin de büyük bir kriz yaşadığını öne sürdü. Bütün bu krizlerden çıkışın bir tane yolu olduğunu ifade eden Baydemir, 'Zulüm kimden gelirse gelsin zalimin kimliğine bakmaksızın zulme, 'Hayır' diyebilmektir. Mazlum kim olursa olsun kimliğine bakılmaksızın onun yanında olabilmektir. Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti. Milyonlar tekçiliğe, KHK'ya, OHAL rejimine, zulme 'Hayır' dedi.' diye konuştu.
Emekçinin elindeki son kalenin ve tek güvencesinin kıdem tazminatı olduğunu dile getiren Baydemir, kıdem tazminatının fona devredilmek istendiğini, işçinin elinden kıdem tazminatı alınırsa, işverenin dilediği gerekçeyle emekçinin işine son verebileceğini öne sürdü.
- 'Biat etmeyenleri susturmaya çalışıyor'
15 Temmuz'daki darbe girişimini hatırlatan Baydemir, şer odaklarının bir kez daha darbe mekaniğinin işlemesi ile harekete geçtiğini söyledi. 4 siyasi partinin darbeye karşı ortak bir tavır ortaya koyduğunu dile getiren Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Gelin görün ki o deklarasyonu yayınlayan dört siyasi partinin sözcülerinden İdris Baluken şu anda cezaevindedir. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ 180 gündür cezaevindeler. Darbeye karşı bildiriye imza atan dönemin Başbakanı, muhalefet liderlerini, Meclis Başkanı'nı o deklarasyona sahip çıkmaya davet ediyorum. O deklarasyon HDP Eş Genel Başkanları, Grup Başkanvekilleri, Parti Sözcümüzün onur vesikasıdır. Eğer siz sessizliğe, zulme devam ederseniz, o deklarasyon olsa olsa sizin utanç vesikanız olacaktır. İşte biz utanç vesikasına, 'Hayır' diyoruz.
OHAL ilan ettiler. KHK'larla kendisine muhalefet edebilecek kim varsa susturmanın arayışı içerisine girdiler. AKP, müttefiği, ortağı olan şer cephesi ile devlete bir format veriyor. Yeni bir formatla adeta toplum mühendisliği projesini hayata geçirmeye çalışıyor. Bu format sanki bir yenilikmiş gibi topluma sunulmaya çalışılıyor. Bir kez daha AKP mevcut hukuku aşındırıyor. Aynı zamanda kendisine biat etmeyi dayatıyor. Biat etmeyenleri de zindana göndermek suretiyle susturmaya çalışıyor.'
- 'İhraç edilenler aileleriyle birlikte cezalandırılıyor'
Osman Baydemir, Anayasa Mahkemesinin HDP'nin tutuklu milletvekillerine yönelik kendi içtihatını çiğnediğini öne sürdü. KHK'lar ile kamu çalışanlarının kamudan uzaklaştırıldığını ifade eden Baydemir, '15 Temmuz'dan bugüne 135 bine yakın insanın ekmeğine el konulmuş oldu. On binlerce kamu emekçisi neden işten çıkarıldıklarını dahi bilmiyor. İhraç edilmiş olanların tamamı, aileleriyle birlikte cezalandırılıyor. Hani suçların şahsiliği ilkesi, adalet, mazlumiyet? Bunlar bir mağdur oldular. Beş ay cezaevinde kaldı bu mağduriyetten milyonlarca mağduriyet yarattılar.' ifadelerini kullandı.
- AKPM'nin Türkiye kararı
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM) Türkiye'ye yönelik aldığı 'siyasi denetim' kararını hatırlatan Baydemir, konuşmasını şunları kaydetti:
'AKPM'nin bu kararı her şeyden önce savaş politikasının, OHAL rejiminin, KHK'ların, basına özgürlük hakkı tanımayan hükümet politikalarının sonucudur. Bu karar aynı zamanda iki yıl boyunca Kürt coğrafyasında dayatılan yıkımın sonucudur. HDP Eş Genel Başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin cezaevine konulmasının sonucudur. Bu karar çıkmasın diye iki yıl boyunca muhalefet eden HDP'nin muhalefetine kulak tıkamanızın sonucudur.'
Suriye'de yaşanan gelişmeleri anlatan Baydemir, 'Şengal ve Rojava'ya operasyon düzenlemek demek Kürt düşmanlığı politikasında devam demektir. Kürt düşmanlığı politikası bugüne kadar hiçbir siyasete kazandırmamış, size de kazandırmayacaktır. Şengal ve Rojava'ya operasyon düzenlemek demek insanlıktan nasibini almamış IŞİD barbarlığının elini güçlendirmek, IŞİD'le mücadeleyi zayıflatmak demektir.' görüşlerini savundu.
- 'İyi de kurban, sen ne zaman partiden ayrıldın ki'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti üyesi olmasını değerlendiren Baydemir, 'Bugün Sayın Erdoğan, partisine bir kez daha üye olmuş. İyi de kurban sen ne zaman partiden ayrıldın ki? Kimse seni partiden zaten ayırmamıştı ki. Cumhurbaşkanı seçildiği günden bugüne değin zaten partiyi sen yönetiyordun. Peki partisinden koparılan kim var? Hukuk dışı bir yöntemle, korsanlıkla Figen Yüksekdağ'ın üyeliği, başkanlığı bu partiden düşürüldü.' dedi.
Kaynak: AA
HDP TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konuları değerlendiren Baydemir, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde yüz binlerin meydanlarda emeğe sahip çıktıklarını söyledi.
Büyük bir kaosun arifesinde yaşandığını savunan Baydemir, Türkiye'nin büyük bir ekonomik dar boğazın içerisinde olduğunu, siyasetin de büyük bir kriz yaşadığını öne sürdü. Bütün bu krizlerden çıkışın bir tane yolu olduğunu ifade eden Baydemir, 'Zulüm kimden gelirse gelsin zalimin kimliğine bakmaksızın zulme, 'Hayır' diyebilmektir. Mazlum kim olursa olsun kimliğine bakılmaksızın onun yanında olabilmektir. Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti. Milyonlar tekçiliğe, KHK'ya, OHAL rejimine, zulme 'Hayır' dedi.' diye konuştu.
Emekçinin elindeki son kalenin ve tek güvencesinin kıdem tazminatı olduğunu dile getiren Baydemir, kıdem tazminatının fona devredilmek istendiğini, işçinin elinden kıdem tazminatı alınırsa, işverenin dilediği gerekçeyle emekçinin işine son verebileceğini öne sürdü.
- 'Biat etmeyenleri susturmaya çalışıyor'
15 Temmuz'daki darbe girişimini hatırlatan Baydemir, şer odaklarının bir kez daha darbe mekaniğinin işlemesi ile harekete geçtiğini söyledi. 4 siyasi partinin darbeye karşı ortak bir tavır ortaya koyduğunu dile getiren Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Gelin görün ki o deklarasyonu yayınlayan dört siyasi partinin sözcülerinden İdris Baluken şu anda cezaevindedir. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ 180 gündür cezaevindeler. Darbeye karşı bildiriye imza atan dönemin Başbakanı, muhalefet liderlerini, Meclis Başkanı'nı o deklarasyona sahip çıkmaya davet ediyorum. O deklarasyon HDP Eş Genel Başkanları, Grup Başkanvekilleri, Parti Sözcümüzün onur vesikasıdır. Eğer siz sessizliğe, zulme devam ederseniz, o deklarasyon olsa olsa sizin utanç vesikanız olacaktır. İşte biz utanç vesikasına, 'Hayır' diyoruz.
OHAL ilan ettiler. KHK'larla kendisine muhalefet edebilecek kim varsa susturmanın arayışı içerisine girdiler. AKP, müttefiği, ortağı olan şer cephesi ile devlete bir format veriyor. Yeni bir formatla adeta toplum mühendisliği projesini hayata geçirmeye çalışıyor. Bu format sanki bir yenilikmiş gibi topluma sunulmaya çalışılıyor. Bir kez daha AKP mevcut hukuku aşındırıyor. Aynı zamanda kendisine biat etmeyi dayatıyor. Biat etmeyenleri de zindana göndermek suretiyle susturmaya çalışıyor.'
- 'İhraç edilenler aileleriyle birlikte cezalandırılıyor'
Osman Baydemir, Anayasa Mahkemesinin HDP'nin tutuklu milletvekillerine yönelik kendi içtihatını çiğnediğini öne sürdü. KHK'lar ile kamu çalışanlarının kamudan uzaklaştırıldığını ifade eden Baydemir, '15 Temmuz'dan bugüne 135 bine yakın insanın ekmeğine el konulmuş oldu. On binlerce kamu emekçisi neden işten çıkarıldıklarını dahi bilmiyor. İhraç edilmiş olanların tamamı, aileleriyle birlikte cezalandırılıyor. Hani suçların şahsiliği ilkesi, adalet, mazlumiyet? Bunlar bir mağdur oldular. Beş ay cezaevinde kaldı bu mağduriyetten milyonlarca mağduriyet yarattılar.' ifadelerini kullandı.
- AKPM'nin Türkiye kararı
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM) Türkiye'ye yönelik aldığı 'siyasi denetim' kararını hatırlatan Baydemir, konuşmasını şunları kaydetti:
'AKPM'nin bu kararı her şeyden önce savaş politikasının, OHAL rejiminin, KHK'ların, basına özgürlük hakkı tanımayan hükümet politikalarının sonucudur. Bu karar aynı zamanda iki yıl boyunca Kürt coğrafyasında dayatılan yıkımın sonucudur. HDP Eş Genel Başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin cezaevine konulmasının sonucudur. Bu karar çıkmasın diye iki yıl boyunca muhalefet eden HDP'nin muhalefetine kulak tıkamanızın sonucudur.'
Suriye'de yaşanan gelişmeleri anlatan Baydemir, 'Şengal ve Rojava'ya operasyon düzenlemek demek Kürt düşmanlığı politikasında devam demektir. Kürt düşmanlığı politikası bugüne kadar hiçbir siyasete kazandırmamış, size de kazandırmayacaktır. Şengal ve Rojava'ya operasyon düzenlemek demek insanlıktan nasibini almamış IŞİD barbarlığının elini güçlendirmek, IŞİD'le mücadeleyi zayıflatmak demektir.' görüşlerini savundu.
- 'İyi de kurban, sen ne zaman partiden ayrıldın ki'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti üyesi olmasını değerlendiren Baydemir, 'Bugün Sayın Erdoğan, partisine bir kez daha üye olmuş. İyi de kurban sen ne zaman partiden ayrıldın ki? Kimse seni partiden zaten ayırmamıştı ki. Cumhurbaşkanı seçildiği günden bugüne değin zaten partiyi sen yönetiyordun. Peki partisinden koparılan kim var? Hukuk dışı bir yöntemle, korsanlıkla Figen Yüksekdağ'ın üyeliği, başkanlığı bu partiden düşürüldü.' dedi.