TBMM İnsan Haklarını Komisyonu Başkanı Yeneroğlu Açıklaması

'Avusturya Parlamentosu, dün sözde entegrasyon yasasını onaylayarak, kamusal alanda Kur'anı Kerim'in dağıtılması ile tüm vücudu veya yüzün tamamını kapatan kıyafetlerin giyilmesini yasakladı' 'Kamusal düzen ve güvenliğe karşı radikal fikirleri yaygınlaştırma amacıyla Kur'an dağıtılmasının yasaklanması gibi, kültürel ırkçı sembol politikalar akla zarar uygulamalardır'.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Avusturya'da kamusal düzen ve güvenliğe karşı radikal fikirleri yaygınlaştırma amacıyla Kur'an dağıtılmasının yasaklanması gibi, kültürel ırkçı sembol politikaların akla zarar uygulamalar olduğunu belirtti.

Yeneroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 'Avusturya Parlamentosu, dün sözde entegrasyon yasası paketini onayladığı' hatırlatmasında bulundu.

Paketin, kamusal alanda Kur'an-ı Kerim'in dağıtılması ile tüm vücudu veya yüzün tamamını kapatan kıyafetlerin giyilmesini yasakladığını bildiren Yeneroğlu, 'Bu kıyafet yasağına uymayanlar 150 Avro cezayı ödemek zorunda kalacak. Ayrıca iltica başvurusunda bulunanlara Almanca ve entegrasyon kursunu bitirme zorunluluğu getirildi.' bilgisini verdi.

Mustafa Yeneroğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

'Alınan karar, batı Avrupa ülkelerinde bazı kesimlerin göçmenlerle ilgili yürüttüğü kültürel ırkçılık tartışmalarını hatırlattı. Oryantalist bakış açısından beslenen bu yaklaşımlar, tehdit oluşturduğu kurgusu üzerinden yabancı göçmenin uzun vadede kültürel asimilasyonunu amaçlıyor. Aşırı sağ popülist görüşlü siyasi partilerin güç kazanmasıyla birlikte, bu söylemler siyasetin merkezinde daha da belirginleşiyor. En son Avusturya örneğinde ortaya konulduğu gibi, hükümet ortakları Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ve Halk Partisi (ÖVP) ırkçı popülizmi yasal düzenlemelere dönüştürüyor.

Burka, minare, başörtüsü, helal kesim ve selefilik gibi hususlar, Avrupa’daki Müslümanların toplumsal merkezde görünür olmasıyla birlikte, kültürel ırkçı akımın sembolik savaş açtığı unsurlardır. Kabul edilen mevzuat ve koalisyon ortakları tarafından yapılan açıklamaya göre, kamusal düzen ve güvenliğe karşı radikal fikirleri yaygınlaştırma amacıyla Kur'an dağıtılmasının yasaklanması gibi kültürel ırkçı sembol politikalar akla zarar uygulamalardır. Sözde selefiler Kur'an dağıtımından alıkonulacakmış. Peki, polis selefi olanı nereden anlayacak? Nasıl ayırım yapacak? Ayrıca dağıttıkları Kur'an olduğuna göre radikal fikirlerden kasıt ne? Netice itibarıyla radikalizmle mücadele adına, özgürlükçü değerlerin ve birlikte yaşamın temeli radikal bir biçimde oyulmaktadır.'

Komisyon Başkanı Yeneroğlu, tüm vücudu veya yüzün tamamını kapatan kıyafetlerin giyilmesinin yasaklanmasıyla, toplumda neredeyse yok denecek kadar az sayıda Müslüman kadının yüzünü kapatması üzerinden popülizm yapıldığına dikkati çekti.

Müslüman kadının Avusturya toplumuna katılımının önündeki ayrımcı engellerle mücadele etmek varken, bu adımın atılmasının Avusturya siyasetçilerinin yıllardır büyütüp besledikleri kültürel ırkçılığın yeni bir halkası olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, 'Sözde kamu düzeni ve güvenliği adına 3-5 kişi için yasa çıkartıyorlar. Avusturyalı siyasetçilerden beklenen, çok kültürlü ve çok dinli Avusturya toplumunun geleceğini inşa etmek için çaba göstermektir. Çoğulcu toplum düzeni önündeki hakiki engelleri kaldırmak, eğitim ve iş hayatındaki ayrımcı uygulamalara odaklanmaktır. Kültürel ırkçılıktan beslenen popülist siyaset, kısa vadede siyasi rant sağlasa da toplumu zehirlediği gibi gerçek toplumsal sorunlara karşı körleştirir.' değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA