Soykırıma Kurban Giden 1 Milyon Tutsi Anıldı
Ruanda’da Tutsiler’e karşı tüm insanlığın gözleri önünde gerçekleştirilen soykırımın anması, 23’üncü yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Ruanda Ankara Büyükelçiliği işbirliği ile gerçekleştirildi.
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFRİKAM) ev sahipliği ve Ruanda Ankara Büyükelçiliği işbirliği ile İAÜ Florya Halit Aydın Kampüsü’nde düzenlenen törenle "Tutsiler’e Karşı Yapılan Soykırımın 23’üncü Yılı" anıldı. 100 gün boyunca devam edecek "Tutsiler’e Karşı Yapılan Soykırımın 23’üncü Yılı" anma süreci boyunca düzenlenecek etkinlikler; bu yıl “Tutsiler’e Karşı Yapılan Soykırımı Hatırlayın - Soykırımcı İdeolojiye Karşı Savaşın - Kalkınmamıza Katkıda Bulunun” başlıklı tema ile gerçekleştiriliyor. Etkinlikler boyunca dünyanın dört bir yanında soykırım ideolojisine karşı savaşmak ve erişilen kalkınma seviyesinin sürdürülebilirliğini sağlamak için yapılacaklar tartışılacak.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlenen anma töreninde açılış konuşmasını gerçekleştiren AFRİKAM Direktörü Prof. Dr. Sedat Aybar, küresel güç çekişmelerinin Afrika kıtasında devam ettiğine vurgu yaparken, “Bu bağlamda Tutsiler’e karşı tüm insanlığın gözleri önünde gerçekleştirilen soykırım inkar edilmeye başlandı. Özellikle Batı medyası ve akademik çevrelerde ‘şüphe tacirleri’ iş başında. Ruanda’da Tutsiler’e karşı bir soykırım yapılmadığını, olup bitenin bir iç çatışma, bir akıl tutulması, bir toplumsal histeri olduğu yalanı yaygınlaştırılıyor. Tarihi işlerine geldiği gibi yazanlar, örneğin bize haksız yere soykırım yapıştırmaya çalışanlar, Ruanda’da soykırım olmadığını ispata soyundular. Bu yüzden Birleşmiş Milletler’in de kabul ettiği, Ruanda’da Tutsiler’e karşı yapılan soykırımı anma törenlerini yapmamız ve yaygınlaştırmamız önemli" dedi.
“Barış, ‘Onarıcı Adalet’ ile sağlanır”
Ruanda’da 1994 yılında yaşanan soykırımın tarihsel nedenlerine dikkat çekerek konuşmasına başlayan Ruanda Ankara Büyükelçisi Williams Nkurunziza, on yıllar boyunca yapılan yanlış tercih ve kurulan yanlış ortaklıklar ile bölücü ve dışlayıcı politikaların ülkenin birlik kültürünü tahrip ederek 100 gün süren ve yarısı çocuk ve genç olmak üzere 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği katliama yol açtığını belirtti.
Çatışma sonrası süreçte barışın ‘cezalandırıcı adalet’ ile değil ancak ‘onarıcı adalet’ ile tesis edilebileceğini, ülkesinin karşılıklı suçlamalardan oluşacak bir kısır döngüden bu şekilde çıktığının altını çizen Büyükelçi Nkurunziza, onarıcı adalet anlayışı çerçevesinde ulusal iyileşmenin sağlanması için Ruanda hükumeti tarafından kurulan Gaçaça adalet sistemi hakkında bilgi verdi. Bu kapsamda yaklaşık 10 yıllık bir süre zarfında, 11 bin yerel mahkeme kurulduğunu, 160 bin yerel hakimin görev aldığını, bu mahkemelerde yaklaşık 2 milyon insanın dinlendiğini, 400 bin kişinin hüküm giydiğini ve toplamda 60 milyon sayfalık mahkeme kaydı tutulduğunu belirtti.
Yaralar sarılıyor, ekonomi yükselişte
Büyükelçi Nkurunziza, yaşanan trajedi sonrasında uzlaşma ve hesap verilebilirlik çerçevesinde bir arada yaşamayı seçen Ruanda’nın kapsayıcı politikası sayesinde kalkınmada önemli bir atılım yaptığını vurguladı. Son on yedi yılda ekonomisi yüzde 300 büyüyerek neredeyse yüzde 8’lik bir yıllık büyüme oranı yakalayan Ruanda’da, aynı dönemde kişi başı gelirin üç kat arttığını, yoksulluk oranının yüzde 12,5 azalarak bir milyon fazla Ruandalı’nın yoksulluk sınırının üzerine çıktığını, halkın yüzde 90’dan fazlasının sağlık hizmetlerine erişiminin sağlandığını, Ruanda parlamentosunun yüzde 64’ünün kadınlardan oluştuğunu ve ülkedeki küçük işletmelerin yüzde 45’inin kadınlar tarafından yürütüldüğünü ifade etti.
Kaynak: İHA
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlenen anma töreninde açılış konuşmasını gerçekleştiren AFRİKAM Direktörü Prof. Dr. Sedat Aybar, küresel güç çekişmelerinin Afrika kıtasında devam ettiğine vurgu yaparken, “Bu bağlamda Tutsiler’e karşı tüm insanlığın gözleri önünde gerçekleştirilen soykırım inkar edilmeye başlandı. Özellikle Batı medyası ve akademik çevrelerde ‘şüphe tacirleri’ iş başında. Ruanda’da Tutsiler’e karşı bir soykırım yapılmadığını, olup bitenin bir iç çatışma, bir akıl tutulması, bir toplumsal histeri olduğu yalanı yaygınlaştırılıyor. Tarihi işlerine geldiği gibi yazanlar, örneğin bize haksız yere soykırım yapıştırmaya çalışanlar, Ruanda’da soykırım olmadığını ispata soyundular. Bu yüzden Birleşmiş Milletler’in de kabul ettiği, Ruanda’da Tutsiler’e karşı yapılan soykırımı anma törenlerini yapmamız ve yaygınlaştırmamız önemli" dedi.
“Barış, ‘Onarıcı Adalet’ ile sağlanır”
Ruanda’da 1994 yılında yaşanan soykırımın tarihsel nedenlerine dikkat çekerek konuşmasına başlayan Ruanda Ankara Büyükelçisi Williams Nkurunziza, on yıllar boyunca yapılan yanlış tercih ve kurulan yanlış ortaklıklar ile bölücü ve dışlayıcı politikaların ülkenin birlik kültürünü tahrip ederek 100 gün süren ve yarısı çocuk ve genç olmak üzere 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği katliama yol açtığını belirtti.
Çatışma sonrası süreçte barışın ‘cezalandırıcı adalet’ ile değil ancak ‘onarıcı adalet’ ile tesis edilebileceğini, ülkesinin karşılıklı suçlamalardan oluşacak bir kısır döngüden bu şekilde çıktığının altını çizen Büyükelçi Nkurunziza, onarıcı adalet anlayışı çerçevesinde ulusal iyileşmenin sağlanması için Ruanda hükumeti tarafından kurulan Gaçaça adalet sistemi hakkında bilgi verdi. Bu kapsamda yaklaşık 10 yıllık bir süre zarfında, 11 bin yerel mahkeme kurulduğunu, 160 bin yerel hakimin görev aldığını, bu mahkemelerde yaklaşık 2 milyon insanın dinlendiğini, 400 bin kişinin hüküm giydiğini ve toplamda 60 milyon sayfalık mahkeme kaydı tutulduğunu belirtti.
Yaralar sarılıyor, ekonomi yükselişte
Büyükelçi Nkurunziza, yaşanan trajedi sonrasında uzlaşma ve hesap verilebilirlik çerçevesinde bir arada yaşamayı seçen Ruanda’nın kapsayıcı politikası sayesinde kalkınmada önemli bir atılım yaptığını vurguladı. Son on yedi yılda ekonomisi yüzde 300 büyüyerek neredeyse yüzde 8’lik bir yıllık büyüme oranı yakalayan Ruanda’da, aynı dönemde kişi başı gelirin üç kat arttığını, yoksulluk oranının yüzde 12,5 azalarak bir milyon fazla Ruandalı’nın yoksulluk sınırının üzerine çıktığını, halkın yüzde 90’dan fazlasının sağlık hizmetlerine erişiminin sağlandığını, Ruanda parlamentosunun yüzde 64’ünün kadınlardan oluştuğunu ve ülkedeki küçük işletmelerin yüzde 45’inin kadınlar tarafından yürütüldüğünü ifade etti.