İş Dünyası 'Artık Öncelik Ekonomi Olmalı' Diyor
DEİK Başkanı Vardan: 'Önümüzdeki süreçte erken seçim ihtimalinin olmayacağı bir konjonktür, aslında bize yaklaşık 2 senelik bir fırsat alanı oluşturuyor' İTO Başkanı Çağlar: 'Türkiye artık siyasi seçim gündemini bir kenara bırakıp, ekonomiye ilişkin seçimlerine yoğunlaşmalı. Ekonomide bizi bekleyen seçimin adı Sanayi 4.0' İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan: 'Belirsizliğin bittiği bu dönem, ülkemizi yarınlara taşıyacak yapısal reformların gerçekleştirilmesi için en iyi şekilde değerlendirmemiz gereken çok değerli bir fırsat olarak görülmeli'
UĞUR ASLANHAN - Referandum sonrası belirsizliğin ortadan kalktığını ve 2019'a kadar seçim olmamasının Türkiye adına bir fırsat olduğunu belirten iş dünyası temsilcileri, ekonomik reformlara odaklanılması gerektiğini bildirdi.
İş dünyasının önde gelen STK'larının temsilcileri, AA muhabirine, referandum sonrası ekonomide izlenilmesi gereken yola ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye'nin iç ve dış etkenler nedeniyle son yıllarda ortaya çıkan çeşitli badireleri atlatmaya çalışırken, referandumla birlikte önemli bir dönemi daha geride bıraktığını belirterek, referandumun ardından ekonomilerin hoşlanmadığı belirsizliklerin de ortadan kalktığını söyledi.
Türkiye'nin Irak ve Suriye gibi komşu ülkelerde yaşanan sıkıntılara 15 Temmuz hain darbe girişiminin de eklenmesiyle ekonominin önemli bir tehditle karşı karşıya kaldığını anımsatan Vardan, hükümetin aldığı çeşitli tedbirler ve verdiği muhtelif desteklerle ekonominin fazla hasara uğramadan kısa sürede ayağa kalktığını aktardı.
Vardan, 'Ancak, bundan sonra hızla yükselmeyi ve bunu dengeli bir şekilde sürdürmeyi de başarmamız gerekiyor. Böyle başarılı bir performans içinse istikrarın, öngörülebilirliğin kritik önemi var.' dedi.
Referandum sonrası yapılan açıklamalardan erken seçimin olmadığının anlaşıldığını, bunun 2 senelik fırsat alanı oluşturduğunu dile getiren Vardan, ilk etapta sürdürülebilir güçlü büyüme hedefi doğrultusunda bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Vardan, bunun için de iş dünyası olarak hükümetin çalışmalarında ilk önceliği ekonomiye vermesini arzu ettiklerini bildirdi.
Bunu yaparken yeni sisteme geçilmesi planlanan 2019 yılına kadar tüm sistem içinde yer alan her bir aktörde 'zihniyet değişikliği' olması gerektiğini belirten Vardan, şöyle devam etti:
'Çünkü artık yeni bir yönetim sistemini konuşuyoruz. Dolayısıyla sokaktaki vatandaştan sorumluluk ve yetki sahibi en üst bürokrata kadar her bireyin kendini bu yeni sisteme zihinsel olarak hazırlaması gerekiyor. O nedenle önümüzdeki iki yıl, bu geçiş dönemi için çok iyi değerlendirilmesi gereken önemli bir dönem olarak gözüküyor. Bu sürecin iyi kullanılması halinde ise önümüzdeki dönemde hem ülkemizde yatırımların devamı açısından önemli bir güven ortamının tesis edileceği, hem de ekonomideki kırılganlıkların giderileceği kanaatini taşıyoruz.'
- 'Enerjide dışa bağımlılık azaltılmalı'
Vardan, bu doğrultuda temelleri güçlendirecek reformların başında dışa bağımlılıklardan kurtulmak geldiğini kaydederek, bağımlılık konusunda enerjinin başı çektiğini, yenilenebilir enerjide hatta enerjinin her bir alanında atılım yapmaya ihtiyaç olduğunu bildirdi.
İthalatta belli başlı sektör ve ürünlere odaklanarak bunları ikame edecek yerli üretim, yetenek ve kapasitenin geliştirilmesi gerektiğini aktaran Vardan, bunun için yol haritası niteliğinde bir sanayi stratejisinin masaya yatırılmasının gerektiğini söyledi.
Vardan, hızla büyüyen iş gücüne cevap verebilecek bir emek piyasasına yönelik hamleler yapılması gerektiğini belirterek, 'Bu noktada elbette canlı bir iktisadi aktivitenin önemi inkâr edilemezken, aynı zamanda piyasadaki esnekliği sağlayabilmek de önem taşıyor. Dolayısıyla yeni dönemde, güvenceli esnekliğe ilişkin reformlara odaklanmamız gerek.' diye konuştu.
- 'Bürokrasi azaltılmalı, verimlilik artırılmalı'
Vardan, Türkiye'nin yatırımla büyüme perspektifi göz önüne alındığında yatırımcıyı teşvik etmenin bir yolu olarak, ortam konusunda da güven aşılayan icraatlara ihtiyaç duyduklarını bildirdi.
Bunların başında ise hukuk sistemindeki iyileştirmelerin geldiğini dile getiren Vardan, yine bununla bağlantılı olarak, genel anlamda kurumsal güçlenme ve etkinlik maddesinin altının çizilmesi gerektiğini bildirdi.
Vardan, bir yandan kurumların güçlenmesi, diğer yandan bürokrasinin belirgin ölçüde azaltılması ve verimliliğin artırılmasının şart olduğunu vurguladı.
Dış ilişkiler alanında pozitif ve cazip imajın çizilmesi gerektiğini aktaran Vardan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Bunun yanı sıra en önemli maddeler arasında Gümrük Birliğinin güncellenmesi geliyor. İlgili birçok asimetriyi ortadan kaldırmak ve ihracata ivme katmak amacıyla, bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerletilmesi Türkiye ekonomisi için azami önem taşıyor. Bilhassa geleneksel ve derinleşmiş pazarlarımızı muhafaza etmemiz gerekirken, ümit vadeden yeni pazarlara da ulaşarak etki alanımızı genişletmemiz icap ediyor.'
- 'Artık ekonomiye ilişkin seçimlere yoğunlaşılmalı'
İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, sanayi 4.0 da denilen dördüncü sanayi devriminin makineler arası iletişim (M2M), akıllı fabrikalar, bulut bilişim, nesnelerin interneti (IoT) imalat sanayi ve ticarette trilyonlarca dolar etki yapacağını söyledi.
İş dünyasının bu devrimin hızına ayak uydurmasını hatta koşarak önüne geçmesini istediklerini vurgulayan Çağlar, sanayi 4.0'ın bugün çok uluslu ve büyük üreticilerin gündemi gibi gözükse bile yakın gelecekte ekonominin bütününe sirayet edeceğini bildirdi.
Bu nedenle büyüklü küçüklü tüm firmaları şimdiden bu sürecin bir parçası haline getirmeleri gerektiğini dile getiren Çağlar, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Ülkemizin yeni büyüme hikayesinde başrolü dördüncü sanayi devrimine verirsek, Türkiye rekabette vites yükseltir. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimize dördüncü sanayi devriminin kalbinde pozisyon aldıralım ki cari açığı gündemimizden çıkarıp atalım.
Türkiye artık siyasi seçim gündemini bir kenara bırakıp, ekonomiye ilişkin seçimlerine yoğunlaşmalı. Ekonomide bizi bekleyen seçimin adı Sanayi 4.0. Türkiye'yi küresel bir ekonomik güç haline getirecek dönüşüm için yapısal reformlar bu devrim etrafında şekillenmelidir. Türk girişimcisinin bunu başaracak gücü vardır.'
- 'Reformlara odaklanmak birinci önceliğimiz olmalı'
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, referandumun demokratik toplumlara örnek olacak bir yüksek katılımla ve huzur ortamında gerçekleştiğini belirterek, anayasa değişikliğinin millet tarafından kabul gördüğünü söyledi.
Referandumun ardından belirsizliğin bittiği bir dönem başladığını kaydeden Bahçıvan, bu dönemin Türkiye'yi yarınlara taşıyacak yapısal reformların gerçekleştirilmesi için en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bahçıvan, üretim hayatında ve beşeri sermayede çok daha nitelikli bir ekosistemi oluşturmanın başta siyasi otorite olmak üzere herkesin görev ve sorumluluğu olduğunu bildirdi.
Birlik ve beraberlik eşliğinde, ülkenin böyle bir 'nitelikli dönüşüm' hedefine ulaşmasında kilometre taşları olacak reformlara odaklanmanın birinci öncelikleri olması gerektiğini ifade eden Bahçıvan, gelecek dönemde odaklanılması gereken reformları şu şekilde sıraladı:
'Nitelikli üretime dayanan bir ekonomik büyüme dinamiğini güçlendirmemiz bir zorunluluktur. Daha yüksek katma değer içeren, daha yenilikçi ve daha rekabetçi bir ürün yelpazesine sahip olmalıyız. İhracat kompozisyonumuzu, yüksek teknolojinin payının daha yüksek olduğu bir yapıya kavuşturmalıyız. Üretimde böyle bir nitelikli dönüşümü başarmak için üzerinde özellikle durmamız gereken noktalar; bilim, teknoloji ve eğitimdir.
Öte yandan somut çıktılar üreten, daha verimli bir Ar-Ge yapısına kavuşmamız, ülke ekonomisi adına büyük bir katkı sağlayacaktır. Şunu özellikle belirtmek isterim ki; nitelikli üretimin ilk koşulu nitelikli insan kaynağıdır. Bu gerçekten hareketle mesleki ve teknik eğitim reformcu bir anlayışla ve sanayi sektörüyle yakın iş birliği içinde ele alınmalıdır.'
- 'Elini taşın altına koyanlara kamu desteği sürmeli'
Bahçıvan, üretimin kalbinin attığı organize sanayi bölgelerinin ihtiyaçları dahil olmak üzere, ülkenin sanayi altyapısının ihtiyaçlarının kalıcı çözümlere kavuşturulması gerektiğini söyledi.
Üretim ekonomisine katkı yapmak için elini taşın altına koyanların kamunun desteğini yanında görmeye devam etmesi gerektiğini dile getiren Bahçıvan, sanayinin finansmanı için, mevcuda ilaveten alternatif finans kaynak ve yöntemleri geliştirilerek KOBİ'ler başta olmak üzere girişimcilerin kullanımına sunulması gerektiğini aktardı.
Bahçıvan, ihracatın sürekli canlı ve dinamik bir çizgi izlemesi için mevcut dış pazarların derinleştirilmesi ve bunlara yenilerinin eklenmesi gerektiğini bildirdi.
Bu bağlamda ülkenin en büyük ihracat pazarı olan AB ile Gümrük Birliğinin güncel koşullara uygun olarak gözden geçirilmesi sürecinin büyük önem taşıdığını aktaran Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Son dönemde hükümetimizin attığı adımlar sayesinde söz konusu reform alanlarında son derece ciddi kazanımların sağlandığını görmek biz sanayicilere mutluluk ve cesaret veriyor. Bundan sonraki dönemde de birlik ve beraberlik eşliğinde, milletimizi parlak yarınlara taşıyacak çok daha büyük başarılara imza atacağımızdan hiç şüphe duymuyorum.'
Kaynak: AA
İş dünyasının önde gelen STK'larının temsilcileri, AA muhabirine, referandum sonrası ekonomide izlenilmesi gereken yola ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye'nin iç ve dış etkenler nedeniyle son yıllarda ortaya çıkan çeşitli badireleri atlatmaya çalışırken, referandumla birlikte önemli bir dönemi daha geride bıraktığını belirterek, referandumun ardından ekonomilerin hoşlanmadığı belirsizliklerin de ortadan kalktığını söyledi.
Türkiye'nin Irak ve Suriye gibi komşu ülkelerde yaşanan sıkıntılara 15 Temmuz hain darbe girişiminin de eklenmesiyle ekonominin önemli bir tehditle karşı karşıya kaldığını anımsatan Vardan, hükümetin aldığı çeşitli tedbirler ve verdiği muhtelif desteklerle ekonominin fazla hasara uğramadan kısa sürede ayağa kalktığını aktardı.
Vardan, 'Ancak, bundan sonra hızla yükselmeyi ve bunu dengeli bir şekilde sürdürmeyi de başarmamız gerekiyor. Böyle başarılı bir performans içinse istikrarın, öngörülebilirliğin kritik önemi var.' dedi.
Referandum sonrası yapılan açıklamalardan erken seçimin olmadığının anlaşıldığını, bunun 2 senelik fırsat alanı oluşturduğunu dile getiren Vardan, ilk etapta sürdürülebilir güçlü büyüme hedefi doğrultusunda bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Vardan, bunun için de iş dünyası olarak hükümetin çalışmalarında ilk önceliği ekonomiye vermesini arzu ettiklerini bildirdi.
Bunu yaparken yeni sisteme geçilmesi planlanan 2019 yılına kadar tüm sistem içinde yer alan her bir aktörde 'zihniyet değişikliği' olması gerektiğini belirten Vardan, şöyle devam etti:
'Çünkü artık yeni bir yönetim sistemini konuşuyoruz. Dolayısıyla sokaktaki vatandaştan sorumluluk ve yetki sahibi en üst bürokrata kadar her bireyin kendini bu yeni sisteme zihinsel olarak hazırlaması gerekiyor. O nedenle önümüzdeki iki yıl, bu geçiş dönemi için çok iyi değerlendirilmesi gereken önemli bir dönem olarak gözüküyor. Bu sürecin iyi kullanılması halinde ise önümüzdeki dönemde hem ülkemizde yatırımların devamı açısından önemli bir güven ortamının tesis edileceği, hem de ekonomideki kırılganlıkların giderileceği kanaatini taşıyoruz.'
- 'Enerjide dışa bağımlılık azaltılmalı'
Vardan, bu doğrultuda temelleri güçlendirecek reformların başında dışa bağımlılıklardan kurtulmak geldiğini kaydederek, bağımlılık konusunda enerjinin başı çektiğini, yenilenebilir enerjide hatta enerjinin her bir alanında atılım yapmaya ihtiyaç olduğunu bildirdi.
İthalatta belli başlı sektör ve ürünlere odaklanarak bunları ikame edecek yerli üretim, yetenek ve kapasitenin geliştirilmesi gerektiğini aktaran Vardan, bunun için yol haritası niteliğinde bir sanayi stratejisinin masaya yatırılmasının gerektiğini söyledi.
Vardan, hızla büyüyen iş gücüne cevap verebilecek bir emek piyasasına yönelik hamleler yapılması gerektiğini belirterek, 'Bu noktada elbette canlı bir iktisadi aktivitenin önemi inkâr edilemezken, aynı zamanda piyasadaki esnekliği sağlayabilmek de önem taşıyor. Dolayısıyla yeni dönemde, güvenceli esnekliğe ilişkin reformlara odaklanmamız gerek.' diye konuştu.
- 'Bürokrasi azaltılmalı, verimlilik artırılmalı'
Vardan, Türkiye'nin yatırımla büyüme perspektifi göz önüne alındığında yatırımcıyı teşvik etmenin bir yolu olarak, ortam konusunda da güven aşılayan icraatlara ihtiyaç duyduklarını bildirdi.
Bunların başında ise hukuk sistemindeki iyileştirmelerin geldiğini dile getiren Vardan, yine bununla bağlantılı olarak, genel anlamda kurumsal güçlenme ve etkinlik maddesinin altının çizilmesi gerektiğini bildirdi.
Vardan, bir yandan kurumların güçlenmesi, diğer yandan bürokrasinin belirgin ölçüde azaltılması ve verimliliğin artırılmasının şart olduğunu vurguladı.
Dış ilişkiler alanında pozitif ve cazip imajın çizilmesi gerektiğini aktaran Vardan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Bunun yanı sıra en önemli maddeler arasında Gümrük Birliğinin güncellenmesi geliyor. İlgili birçok asimetriyi ortadan kaldırmak ve ihracata ivme katmak amacıyla, bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerletilmesi Türkiye ekonomisi için azami önem taşıyor. Bilhassa geleneksel ve derinleşmiş pazarlarımızı muhafaza etmemiz gerekirken, ümit vadeden yeni pazarlara da ulaşarak etki alanımızı genişletmemiz icap ediyor.'
- 'Artık ekonomiye ilişkin seçimlere yoğunlaşılmalı'
İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, sanayi 4.0 da denilen dördüncü sanayi devriminin makineler arası iletişim (M2M), akıllı fabrikalar, bulut bilişim, nesnelerin interneti (IoT) imalat sanayi ve ticarette trilyonlarca dolar etki yapacağını söyledi.
İş dünyasının bu devrimin hızına ayak uydurmasını hatta koşarak önüne geçmesini istediklerini vurgulayan Çağlar, sanayi 4.0'ın bugün çok uluslu ve büyük üreticilerin gündemi gibi gözükse bile yakın gelecekte ekonominin bütününe sirayet edeceğini bildirdi.
Bu nedenle büyüklü küçüklü tüm firmaları şimdiden bu sürecin bir parçası haline getirmeleri gerektiğini dile getiren Çağlar, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Ülkemizin yeni büyüme hikayesinde başrolü dördüncü sanayi devrimine verirsek, Türkiye rekabette vites yükseltir. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimize dördüncü sanayi devriminin kalbinde pozisyon aldıralım ki cari açığı gündemimizden çıkarıp atalım.
Türkiye artık siyasi seçim gündemini bir kenara bırakıp, ekonomiye ilişkin seçimlerine yoğunlaşmalı. Ekonomide bizi bekleyen seçimin adı Sanayi 4.0. Türkiye'yi küresel bir ekonomik güç haline getirecek dönüşüm için yapısal reformlar bu devrim etrafında şekillenmelidir. Türk girişimcisinin bunu başaracak gücü vardır.'
- 'Reformlara odaklanmak birinci önceliğimiz olmalı'
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, referandumun demokratik toplumlara örnek olacak bir yüksek katılımla ve huzur ortamında gerçekleştiğini belirterek, anayasa değişikliğinin millet tarafından kabul gördüğünü söyledi.
Referandumun ardından belirsizliğin bittiği bir dönem başladığını kaydeden Bahçıvan, bu dönemin Türkiye'yi yarınlara taşıyacak yapısal reformların gerçekleştirilmesi için en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bahçıvan, üretim hayatında ve beşeri sermayede çok daha nitelikli bir ekosistemi oluşturmanın başta siyasi otorite olmak üzere herkesin görev ve sorumluluğu olduğunu bildirdi.
Birlik ve beraberlik eşliğinde, ülkenin böyle bir 'nitelikli dönüşüm' hedefine ulaşmasında kilometre taşları olacak reformlara odaklanmanın birinci öncelikleri olması gerektiğini ifade eden Bahçıvan, gelecek dönemde odaklanılması gereken reformları şu şekilde sıraladı:
'Nitelikli üretime dayanan bir ekonomik büyüme dinamiğini güçlendirmemiz bir zorunluluktur. Daha yüksek katma değer içeren, daha yenilikçi ve daha rekabetçi bir ürün yelpazesine sahip olmalıyız. İhracat kompozisyonumuzu, yüksek teknolojinin payının daha yüksek olduğu bir yapıya kavuşturmalıyız. Üretimde böyle bir nitelikli dönüşümü başarmak için üzerinde özellikle durmamız gereken noktalar; bilim, teknoloji ve eğitimdir.
Öte yandan somut çıktılar üreten, daha verimli bir Ar-Ge yapısına kavuşmamız, ülke ekonomisi adına büyük bir katkı sağlayacaktır. Şunu özellikle belirtmek isterim ki; nitelikli üretimin ilk koşulu nitelikli insan kaynağıdır. Bu gerçekten hareketle mesleki ve teknik eğitim reformcu bir anlayışla ve sanayi sektörüyle yakın iş birliği içinde ele alınmalıdır.'
- 'Elini taşın altına koyanlara kamu desteği sürmeli'
Bahçıvan, üretimin kalbinin attığı organize sanayi bölgelerinin ihtiyaçları dahil olmak üzere, ülkenin sanayi altyapısının ihtiyaçlarının kalıcı çözümlere kavuşturulması gerektiğini söyledi.
Üretim ekonomisine katkı yapmak için elini taşın altına koyanların kamunun desteğini yanında görmeye devam etmesi gerektiğini dile getiren Bahçıvan, sanayinin finansmanı için, mevcuda ilaveten alternatif finans kaynak ve yöntemleri geliştirilerek KOBİ'ler başta olmak üzere girişimcilerin kullanımına sunulması gerektiğini aktardı.
Bahçıvan, ihracatın sürekli canlı ve dinamik bir çizgi izlemesi için mevcut dış pazarların derinleştirilmesi ve bunlara yenilerinin eklenmesi gerektiğini bildirdi.
Bu bağlamda ülkenin en büyük ihracat pazarı olan AB ile Gümrük Birliğinin güncel koşullara uygun olarak gözden geçirilmesi sürecinin büyük önem taşıdığını aktaran Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Son dönemde hükümetimizin attığı adımlar sayesinde söz konusu reform alanlarında son derece ciddi kazanımların sağlandığını görmek biz sanayicilere mutluluk ve cesaret veriyor. Bundan sonraki dönemde de birlik ve beraberlik eşliğinde, milletimizi parlak yarınlara taşıyacak çok daha büyük başarılara imza atacağımızdan hiç şüphe duymuyorum.'