Dr. Aydın Açıklaması 'Bilkent Şehir Hastanesi Avrupa'nın En Büyük Hastanesi Olacak'
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Turizm Fakültesi tarafından ’Sağlık Turizmi’ konulu panel gerçekleştirildi.
Panele katılan, Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizmi Daire Başkanı Uzman Dr. Mehmet Ali Aydın, sağlık turizminin dünyada 3 ana başlıkla sıralandığını ifade ederek, “Medikal Turizm, İleri Yaş-Engelli Turizmi ve Termal Turizm. Ülkemizde kaliteli ve uygun hizmetler veriyoruz. Tercih edilen bir ülkeyiz. En son sağlık teknolojilerini sunma özelliğine sahibiz. Coğrafi konumumuz dolayısıyla 1 saatlik uçuşla 12, 4 saatlik uçuşla 57, toplamda ise 1 buçuk milyar insana hitap eden çok önemli bir konumda” dedi.
Dr. Aydın, “Plastik cerrahi, göz hastalıkları, onkoloji, kalp ve beyin cerrahisi, omurga ve bel fıtığı cerrahileri, organ nakli, saç ekimi, tüp bebek tedavileri gibi branşlarda ciddi anlamda hasta talebi alıyoruz. Dünyadaki durum şöyle; 30 milyon uluslararası hasta trafiğinden bahsediliyor. Türkiye’de ise, medikal turizm anlamında 32 tane şehir hastanesi yatırımımız var. 89 Eğitim Araştırma ve 68 üniversite hastanesi bu hizmeti şu an bile sunabilecek durumda. 900 kamu hastanesinin 32 tanesinde şu an uluslararası hasta birimlerimiz var” dedi.
Adana, İçel, Bilkent gibi şehir hastanelerine de değinen Dr. Aydın, hastanelerin özelliklerini anlatıp, Bilkent Şehir Hastanesinin Avrupa’nın en büyük hastanesi olacağı müjdesini de verdi. 2023 yılı için 20 milyar dolar hedef belirlediklerini kaydeden Aydın, bu rakamların üstüne çıkacaklarını umduklarını belirtip bu potansiyele ve güce sahip olduğumuzu söyledi.
“Üniversite-Özel Sektör İşbirliğini kurduk”
Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ise, sunumunda ilk defa Türkiye’de termal sağlık turizminde yeni bir yaklaşımdan bahsederek, Üniversite-özel sektör işbirliği kurduklarını ve Üniversite olarak bütün otellerle irtibat halinde olduklarını kaydetti.
Solak; “Türkiye’ye tedavi için gelen hastaların büyük çoğunluğu yaz aylarında geliyor. Sağlık hizmetleri ile turizm birlikte yapılıyor. Tıbbi operasyon maliyetlerimiz diğer ülkelere göre yüzde 50-60 daha ucuz, hasta başına gelir 2 bin dolardan başlıyorken medikal turizmde bu 12 bin dolara kadar uzanıyor. Yani turist olarak gelmiş ve sağlık hizmeti almışsa kamuda 2 bin dolar özel sektörde 4 bin dolarlık bir gelir bırakıyor” diye konuştu.
“Sağlık turizmi bilincini oluşturmamız gerekiyor”
Ankara Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Dr. M. Fatih Somuncu da yaptığı sunumda, sağlık amacı ile bulunduğu bir ülkeden başka bir ülkeye gidip o ülkede en az 24 saat geçirmenin sağlık turizmi olarak tanımlandığını kaydetti.
Yabancı dil konusunun önemine de değinen Somuncu, “Irak’tan, Afganistan’dan gelmiş bir hastaya bizim hemşirelerimiz hijyen açısından sıkıntılıymış gibi davranıyorlar. Personelimizi bu hastaların döviz kazandırıcı bir etken olduğu konusunda eğitmek gerekiyor. Ülkemizde sağlık turizmi bilincini oluşturmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Hasta gideceği hastaneyi değil ama ülkeyi seçiyor”
Konya Tabip Odası Başkanı ve TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca ise, Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulunun (SATURK) Türkiye için önemine değinerek, “Hasta gideceği hastaneyi değil ama ülkeyi seçiyor. Son 2 yıldaki düşüşü bu anlamda ülkemiz üzerinde oynanan algı operasyonlarının bir neticesidir diye yorumluyorum” dedi.
Klinisyenlerin kalitesi, hizmete erişiminin hızı, ücret ve seyahat kolaylığının turistlerin tercih faktörlerini etkilediğini kaydeden Dr. Karaca, “Hastalar özellikli ve kompleks işlem için sağlık turizmi arayışında. Türkiye’nin hinterlandında yer alan yaklaşık 700 milyonluk bir nüfustan söz edebiliriz ki çoğuyla kültürel birlikteliğimiz, geçmişimiz var. Aslında bu ülkelerle çok kolay bir takım ilişkiler kurup, geliştirip sağlık turisti, alacak durumdayız” ifadelerini kullandı.
Programın Moderatörlüğünü yapan NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise, Sağlık Bilimleri, Tıp, Diş Hekimliği ve Turizm Fakültesinin yanı sıra Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinin de belli alanlarını ilgilendiren uluslararası sağlık turizminin önümüzdeki dönemde daha çok gündeme geleceğini söyledi.
Rektör Şeker, bu konuda nitelikli insan gücünü yetiştirmek adına kendilerine düşen görevlerin olduğunu da belirtip, bu sayede alanda çok daha iyi yerlere gelinebileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
Dr. Aydın, “Plastik cerrahi, göz hastalıkları, onkoloji, kalp ve beyin cerrahisi, omurga ve bel fıtığı cerrahileri, organ nakli, saç ekimi, tüp bebek tedavileri gibi branşlarda ciddi anlamda hasta talebi alıyoruz. Dünyadaki durum şöyle; 30 milyon uluslararası hasta trafiğinden bahsediliyor. Türkiye’de ise, medikal turizm anlamında 32 tane şehir hastanesi yatırımımız var. 89 Eğitim Araştırma ve 68 üniversite hastanesi bu hizmeti şu an bile sunabilecek durumda. 900 kamu hastanesinin 32 tanesinde şu an uluslararası hasta birimlerimiz var” dedi.
Adana, İçel, Bilkent gibi şehir hastanelerine de değinen Dr. Aydın, hastanelerin özelliklerini anlatıp, Bilkent Şehir Hastanesinin Avrupa’nın en büyük hastanesi olacağı müjdesini de verdi. 2023 yılı için 20 milyar dolar hedef belirlediklerini kaydeden Aydın, bu rakamların üstüne çıkacaklarını umduklarını belirtip bu potansiyele ve güce sahip olduğumuzu söyledi.
“Üniversite-Özel Sektör İşbirliğini kurduk”
Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ise, sunumunda ilk defa Türkiye’de termal sağlık turizminde yeni bir yaklaşımdan bahsederek, Üniversite-özel sektör işbirliği kurduklarını ve Üniversite olarak bütün otellerle irtibat halinde olduklarını kaydetti.
Solak; “Türkiye’ye tedavi için gelen hastaların büyük çoğunluğu yaz aylarında geliyor. Sağlık hizmetleri ile turizm birlikte yapılıyor. Tıbbi operasyon maliyetlerimiz diğer ülkelere göre yüzde 50-60 daha ucuz, hasta başına gelir 2 bin dolardan başlıyorken medikal turizmde bu 12 bin dolara kadar uzanıyor. Yani turist olarak gelmiş ve sağlık hizmeti almışsa kamuda 2 bin dolar özel sektörde 4 bin dolarlık bir gelir bırakıyor” diye konuştu.
“Sağlık turizmi bilincini oluşturmamız gerekiyor”
Ankara Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Dr. M. Fatih Somuncu da yaptığı sunumda, sağlık amacı ile bulunduğu bir ülkeden başka bir ülkeye gidip o ülkede en az 24 saat geçirmenin sağlık turizmi olarak tanımlandığını kaydetti.
Yabancı dil konusunun önemine de değinen Somuncu, “Irak’tan, Afganistan’dan gelmiş bir hastaya bizim hemşirelerimiz hijyen açısından sıkıntılıymış gibi davranıyorlar. Personelimizi bu hastaların döviz kazandırıcı bir etken olduğu konusunda eğitmek gerekiyor. Ülkemizde sağlık turizmi bilincini oluşturmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Hasta gideceği hastaneyi değil ama ülkeyi seçiyor”
Konya Tabip Odası Başkanı ve TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca ise, Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulunun (SATURK) Türkiye için önemine değinerek, “Hasta gideceği hastaneyi değil ama ülkeyi seçiyor. Son 2 yıldaki düşüşü bu anlamda ülkemiz üzerinde oynanan algı operasyonlarının bir neticesidir diye yorumluyorum” dedi.
Klinisyenlerin kalitesi, hizmete erişiminin hızı, ücret ve seyahat kolaylığının turistlerin tercih faktörlerini etkilediğini kaydeden Dr. Karaca, “Hastalar özellikli ve kompleks işlem için sağlık turizmi arayışında. Türkiye’nin hinterlandında yer alan yaklaşık 700 milyonluk bir nüfustan söz edebiliriz ki çoğuyla kültürel birlikteliğimiz, geçmişimiz var. Aslında bu ülkelerle çok kolay bir takım ilişkiler kurup, geliştirip sağlık turisti, alacak durumdayız” ifadelerini kullandı.
Programın Moderatörlüğünü yapan NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise, Sağlık Bilimleri, Tıp, Diş Hekimliği ve Turizm Fakültesinin yanı sıra Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinin de belli alanlarını ilgilendiren uluslararası sağlık turizminin önümüzdeki dönemde daha çok gündeme geleceğini söyledi.
Rektör Şeker, bu konuda nitelikli insan gücünü yetiştirmek adına kendilerine düşen görevlerin olduğunu da belirtip, bu sayede alanda çok daha iyi yerlere gelinebileceğini sözlerine ekledi.