'En Az 100 Yıl Dayanacak Bina Yapmalıyız'
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan:'Geleceğe dönük yaşam şartlarını karşılayacak konutlar üretmemiz gerek. 2030 yıl sonra yeniden kentsel dönüşümü konuşmak durumunda kalmamak için en az 100 yıl dayanacak bina yapmalıyız''Kentsel dönüşüm binaların değil, alanların dönüşümü olmalıdır'
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, 20-30 yıl sonra yeniden kentsel dönüşümü konuşmak için en az 100 yıl dayanacak bina yapılması gerektiğini bildirdi.
Türkiye İMSAD'dan yapılan açıklamaya göre Erdoğan, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında değerlendirmelerde bulundu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin '2030'a kadar İstanbul'da 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem bekleniyor ve bu gerçekleşmeden önce 7 milyon binanın bir an önce değişmesi gerekiyor. Her sene İstanbul'da 200 bin, Anadolu çapında ise 300 bin olmak üzere 500 bin binanın değiştirilmesi gerekiyor.' sözünü anımsatan Erdoğan, Özhaseki'nin de dikkati çektiği gibi özellikle İstanbul için beklenen büyük bir deprem olduğunu ve bir an önce önlem almak zorunda bulunduklarını bildirdi.
Erdoğan, 1999 yılında meydana gelen Kocaeli depreminde yaşanan acıları hala unutmadıklarını ve unutmanın da mümkün olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Benzer bir depremin İstanbul'da gerçekleşmesi halinde aynı acıları yaşamak istemiyorsak ivedilikle gerekli önlemleri almalı, güvensiz yapılardan kurtulmalıyız. Deprem ve güvenli yapılar konusunda acil olarak alınması gereken önlemler bugüne kadar bütünsel olarak tamamlanamadı ve işlerlik kazanamadı. Bir an önce harekete geçilmeli ve deprem, toplumun kaderi olmaktan çıkarılmalıdır.'
-'Kentsel dönüşümle ilgili bir finansman modeli geliştirilmelidir'
Ferdi Erdoğan, Türkiye inşaat sektörünün malzeme kalitesinin, mimarlık ve mühendislik açısından güvenli bir yapının üretilmesi için tüm donanıma, bilgi birikimine ve yetkinliğe haiz olduğunu bildirdi.
Güvenli yapıların inşa edilebilmesi için mevzuattaki tüm eksiklerin giderilmesi ve güçlü bir denetim mekanizması oluşturulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, özellikle denetimde yaşanan aksamaların ne yazık ki, yapı kalitesinde suistimallere neden olabildiğini dile getirdi.
Erdoğan, 'Biz, Türkiye İMSAD olarak, Piyasa Gözetim ve Denetimi konusuna verdiğimiz önemi sık sık dile getiriyoruz. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yürütülen tüm çalışmaları da destekliyoruz. Bakanlığın mevcut kadrolarıyla denetimde istenilen verimin alınmasını bekleyemeyiz. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının da denetim konusunda aktif rol alacağı bir sistemin geliştirilmesi ülkemizin yararına olacaktır.' ifadelerini kullandı.
Türkiye İMSAD olarak, kentsel dönüşümü desteklediklerini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
'Ülkemizde başlatılan kentsel dönüşüm faaliyetlerini bizler de destekliyoruz. Ancak mevcut kentsel dönüşüm sürecinin ülkemize yarardan çok zarar vermemesi için gerekli tedbirleri almalıyız. Bir taraftan kentsel dönüşüm süreci devam ederken, diğer taraftan yasal altyapıdaki eksikler de giderilmelidir. Kentsel dönüşümle ilgili bir finansman modeli geliştirilmelidir. Kentsel dönüşüm binaların değil, alanların dönüşümü olmalıdır.
Biz binaları dönüştürerek kentsel dönüşümün özünü, ruhunu kaybediyoruz. Alanlara odaklanmamız lazım. Geleceğe dönük yaşam şartlarını karşılayacak konutlar üretmemiz gerekiyor. Yani 20-30 yıl sonra yeniden kentsel dönüşümü konuşmak durumunda kalmamak için en az 100 yıl dayanacak bina yapmalıyız. Ülkemizde hala 7 milyon konut riskli durumda, bunların yıkılıp yeniden yapılması lazım. Bu eylemin maliyeti 155 milyar dolar civarında. Bu rakam defalarca tekrarlanarak ekonominin sırtına bindirilecek bir yük değil. Bu nedenle en iyi şekilde yapılması ülkemiz ekonomisini olumlu etkileyecektir.'
Kaynak: AA
Türkiye İMSAD'dan yapılan açıklamaya göre Erdoğan, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında değerlendirmelerde bulundu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin '2030'a kadar İstanbul'da 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem bekleniyor ve bu gerçekleşmeden önce 7 milyon binanın bir an önce değişmesi gerekiyor. Her sene İstanbul'da 200 bin, Anadolu çapında ise 300 bin olmak üzere 500 bin binanın değiştirilmesi gerekiyor.' sözünü anımsatan Erdoğan, Özhaseki'nin de dikkati çektiği gibi özellikle İstanbul için beklenen büyük bir deprem olduğunu ve bir an önce önlem almak zorunda bulunduklarını bildirdi.
Erdoğan, 1999 yılında meydana gelen Kocaeli depreminde yaşanan acıları hala unutmadıklarını ve unutmanın da mümkün olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Benzer bir depremin İstanbul'da gerçekleşmesi halinde aynı acıları yaşamak istemiyorsak ivedilikle gerekli önlemleri almalı, güvensiz yapılardan kurtulmalıyız. Deprem ve güvenli yapılar konusunda acil olarak alınması gereken önlemler bugüne kadar bütünsel olarak tamamlanamadı ve işlerlik kazanamadı. Bir an önce harekete geçilmeli ve deprem, toplumun kaderi olmaktan çıkarılmalıdır.'
-'Kentsel dönüşümle ilgili bir finansman modeli geliştirilmelidir'
Ferdi Erdoğan, Türkiye inşaat sektörünün malzeme kalitesinin, mimarlık ve mühendislik açısından güvenli bir yapının üretilmesi için tüm donanıma, bilgi birikimine ve yetkinliğe haiz olduğunu bildirdi.
Güvenli yapıların inşa edilebilmesi için mevzuattaki tüm eksiklerin giderilmesi ve güçlü bir denetim mekanizması oluşturulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, özellikle denetimde yaşanan aksamaların ne yazık ki, yapı kalitesinde suistimallere neden olabildiğini dile getirdi.
Erdoğan, 'Biz, Türkiye İMSAD olarak, Piyasa Gözetim ve Denetimi konusuna verdiğimiz önemi sık sık dile getiriyoruz. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yürütülen tüm çalışmaları da destekliyoruz. Bakanlığın mevcut kadrolarıyla denetimde istenilen verimin alınmasını bekleyemeyiz. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının da denetim konusunda aktif rol alacağı bir sistemin geliştirilmesi ülkemizin yararına olacaktır.' ifadelerini kullandı.
Türkiye İMSAD olarak, kentsel dönüşümü desteklediklerini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
'Ülkemizde başlatılan kentsel dönüşüm faaliyetlerini bizler de destekliyoruz. Ancak mevcut kentsel dönüşüm sürecinin ülkemize yarardan çok zarar vermemesi için gerekli tedbirleri almalıyız. Bir taraftan kentsel dönüşüm süreci devam ederken, diğer taraftan yasal altyapıdaki eksikler de giderilmelidir. Kentsel dönüşümle ilgili bir finansman modeli geliştirilmelidir. Kentsel dönüşüm binaların değil, alanların dönüşümü olmalıdır.
Biz binaları dönüştürerek kentsel dönüşümün özünü, ruhunu kaybediyoruz. Alanlara odaklanmamız lazım. Geleceğe dönük yaşam şartlarını karşılayacak konutlar üretmemiz gerekiyor. Yani 20-30 yıl sonra yeniden kentsel dönüşümü konuşmak durumunda kalmamak için en az 100 yıl dayanacak bina yapmalıyız. Ülkemizde hala 7 milyon konut riskli durumda, bunların yıkılıp yeniden yapılması lazım. Bu eylemin maliyeti 155 milyar dolar civarında. Bu rakam defalarca tekrarlanarak ekonominin sırtına bindirilecek bir yük değil. Bu nedenle en iyi şekilde yapılması ülkemiz ekonomisini olumlu etkileyecektir.'