Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması
'(Almanya'da halk oylaması etkinliklerine izin verilmemesi) İstediğiniz yasağı yapın. Biz oradaki dostlarımızla, kardeşlerimizle her yerde buluşuruz' 'Vesayetin kalkması, yönetimde çift başlılığın kalkması, siyasi istikrarsızlıkların önüne geçilmesi, ekonomik istikrarsızlıkların önüne geçilmesi için yeni bir sisteme ihtiyacımız var. Sistem, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli'dir'
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Almanya'da halk oylaması etkinliklerine izin verilmemesine ilişkin, 'İstediğiniz yasağı yapın. Biz oradaki dostlarımızla, kardeşlerimizle her yerde buluşuruz.' dedi.
Kurtulmuş, AK Parti Sincan İlçe Başkanlığınca Sincan Belediyesi Kültürevi'nde, berberlerle bir araya gelerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni anlattı.
Dört temel gerekçeyle yeni bir hükümet sistemine gerek duyulduğunu belirten Kurtulmuş, 'Birincisi, bu sistemin yapısı vesayetçi bir yapıdır. Bu sistem, siyasi aktörler arasında, siyasi partiler arasında çatışmanın üzerine oturmuş bir sistem. Sanıldığının aksine yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrı, güçler ayrılığı prensibi değil, güçler çatışması prensibi üzerine kurulmuştur.' diye konuştu.
Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesince geçmişte partiler kapatıldığını, başbakanların asıldığını, siyasi partilere hükümet kurdurulmadığını, birinci partinin değil üçüncü partinin başkanına hükümet kurma yetkisi verildiğini anlattı.
İkinci gerekçenin cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında neredeyse çok partili siyasi hayat boyunca yaşanan sürtüşme ve kavgalardan kaynaklandığını değerlendiren Kurtulmuş, 'Bu adamlar kötü adamlar olduğu için değil, sistem böyle dizayn edildiği için.' dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, yönetimde çift başlılığın kaldırılması gerektiğini, çifte irade olduğu zaman ortaya çok büyük kriz ve kaoslar çıktığını söyledi.
İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlığı döneminde atamalarla ilgili Başbakan Recep Peker ile anlaşamamasının sonucunun Cumhuriyet tarihinin ilk devalüasyonuna neden olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile Başbakan Süleyman Demirel'in Genelkurmay Başkanının kim olacağına dair anlaşamamasının sonunda Kenan Evren'in Genelkurmay Başkanı olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Başbakan Yıldırım Akbulut arasında da ABD-Irak konusunda anlaşmazlık yaşandığına işaret eden Kurtulmuş, benzer şekilde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Bülent Ecevit ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasındaki anlaşmazlıkların da yönetimde çift başlılığın yürümediğini gösterdiğini aktardı.
Kurtulmuş, 'Yönetimde çift başlılığı ortadan kaldırmak için yeni bir anayasa sistemine ihtiyaç var. Üçüncüsü, siyasi istikrarsızlıkların ortadan kaldırılması lazım.' şeklinde konuştu.
Dördüncü temel gerekçenin de ekonomik istikrarsızlık olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, vesayet olunca, yönetimde çift başlılık olunca siyasi istikrarın, siyasi istikrar olmayınca da ekonomik istikrarın olmadığını vurguladı.
Tek parti iktidarları döneminde yıllık kalkıma hızının yüzde 5,6, koalisyon hükümetleri zamanında yüzde 4, darbe dönemlerinde ve darbe tehditlerinin bulunduğu dönemlerde yüzde 3,4 olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece siyasi istikrarsızlıkla karşı karşıya kalmadığını, ekonomik istikrarsızlıklarla da karşılaştığını bildirdi.
Kurtulmuş, 'Vesayetin kalkması, yönetimde çift başlılığın kalkması, siyasi istikrarsızlıkların önüne geçilmesi, ekonomik istikrarsızlıkların önüne geçilmesi için yeni bir sisteme ihtiyacımız var. Sistem, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli'dir.' dedi.
- Partili cumhurbaşkanlığı
Partili cumhurbaşkanı konusuna da değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
'CHP'li arkadaşlarımız 'Bilmiyormuş, görmüyormuş, duymuyormuş' gibi yapmayı çok seviyorlar. Sanki Türkiye'de hiç partili cumhurbaşkanı olmadı. Allah aşkına İsmet İnönü partili değil miydi, Celal Bayar partili değil miydi, Süleyman Demirel, Turgut Özal partili değil miydi? Parti ile bir adamın arasındaki bağı sadece attığı bir imza belirlemez. Bugün cümle alem biliyor ki Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'de, evet anayasa gereği parti üyesi değildir ama Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti'nin arasındaki bağ attığı bir imzadan ibaret değil ki. Bir gönül bağıdır, bir zihin bağıdır, zihniyet bağıdır, bir dava ortaklığıdır. Dolayısıyla malumun ilanı. Bilineni ilan etmiş olacağız. Cumhurbaşkanı partili olacak. Cumhurbaşkanı hesap vermiyor. Bu anayasa değişikliğiyle ile cumhurbaşkanı hesap verecek.'
Numan Kurtulmuş, mevcut sistemin etkin, güçlü, süratli, karar alabilen bir mekanizmayı ortaya koyacağını belirterek değişiklikte 'darbesavar' maddeler bulunduğunu da söyledi.
Türkiye'nin komşularında yangın olduğunu anlatan Kurtulmuş, bu nedenle Türkiye'nin çok güçlü olması gerektiğini ifade etti.
Kurtulmuş, Fırat Kalkanı Harekatı'nı örnek göstererek 'Herkes Türkiye'yi sahada görüyor. Türkiye'yi yok sayarak kimse hesap yapamayacaktır bundan sonra.' dedi.
Türkiye'nin ayağına prangalar vurulmaya çalışıldığına dikkati çeken Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Hiç uğraşmasınlar, bu millet nasıl geçmiş oyunları bozduysa bundan sonraki oyunları da bozacaktır. 16 Nisan, Türkiye'nin prangalarından kurtulma tarihidir. Allah'ın izniyle bu millet prangalarından kurtulacak. Daha güçlü olma istikametinde yürüyecek. Daha hızlı karar alan bir Türkiye olacak. Şimdi bunu söylüyorum bazıları alınıyor. Arkadaş her 'Hayır' veren bu niyettedir demiyoruz. Memlekette kim 'Hayır' verecek, kim 'Evet' verecekse verecek. Ama bir de insanın ferasetli, akıllı olması lazım. Bakar mısınız, PKK'nın bütün üst düzey yönetimleri 'Hayır' yapılması için kampanyalar yapıyor. FETÖ'nün bütün uluslararası networku 'Hayır' yapılması için kampanyalar yapıyor. DEAŞ'ın bütün networku aynı şekilde. Size ne kardeşim. Bu millet 'Evet' mi diyecek 'Hayır' mı diyecek kendisi karar verir. Size ne oluyor?'
- Almanya'daki toplantı yasağı
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Almanya'da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'ye toplantı yasağı getirilmesini çifte standart olarak nitelendirdi.
Almanya'daki Türk vatandaşlarının varlığının Almanya için bir garanti olduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:
'Müslüman bir toplum olarak orada problemsiz bir şekilde yaşıyorlar. Bunlara hem oy verin diye önünü açacaksınız, Almanya'da sandıkları kuracaksınız, ondan sonra AK Parti'li bakanlar oraya geleceği zaman hem de tespit edilmiş, tayin edilmiş toplantıya geleceği zaman, toplantıya izin vermeyeceksiniz. Ama 'Hayır' diyeceğini bildiğiniz Deniz Baykal geleceği zaman 'Toplantı yapabilir.' diyeceksiniz. Orada, Deniz Baykal beye teşekkürümü de ifade etmek isterim. Gerçekten çok hassas bir şekilde davrandı. 'Madem bakanlara izin vermiyorsunuz ben de gitmiyorum.' dedi. Bu, Almanya'nın demokratik standartları bilmemesinin, görmemesinin bir sonucudur.'
Numan Kurtulmuş, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının, Türkiye, İslam, göçmen düşmanlığının gözlerini kararttığını anlatarak en büyük zararın Almanya'ya verildiğini söylediklerini bildirdi.
'Faşizmin ayak sesleri Avrupa'da artık duyuluyor.' diyen Kurtulmuş, şimdiden dostça uyardıklarını bildirdi.
Kurtulmuş, demokrasi, eşit katılım, insan hakları ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığını değerlendirerek 'İstediğiniz yasağı yapın. Biz oradaki dostlarımızla, kardeşlerimizle her yerde buluşuruz. Bizim illa böyle bir salon verip, tahsis edip o salonda toplantı yapmamıza gerek yok. Biz gönülden gönüle, zihinden zihine, kalpten kalbe oradaki kardeşlerimizle haberleşir, onlarla buluşur, onların da büyük oranda 'Evet' vermesini sağlarız.' dedi.
Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avusturya'ya gelmesini istemediğini söylediğini hatırlatan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ya da AK Parti'li bakanların o ülkelerin içişleriyle ilgili bir propaganda yapmayacağını, Türkiye'deki anayasa değişikliğiyle ilgili konuşacağını hatırlattı.
- 'Askeri siyasete çekme devri bitmiştir'
Türkiye'de askerin 'tıkır tıkır' işini yapıyor olması ve sivil iradeyle uygun çalışmasından rahatsız olanlar bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, 'Türkiye'de askeri siyasete çekme devri 15 Temmuz akşamı bitmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz 15 Temmuz'dan sonra en ağır bedeli ödemiştir.' dedi.
TSK'nın, 15 Temmuz darbe girişimiyle tarihinin en büyük itibar kaybına uğradığını ve bu itibarını düzeltmeye başladığını vurgulayan Kurtulmuş, içindeki FETÖ'cüleri temizlemeseydi Fırat Kalkanı Harekatı'nın bu kadar rahat yapılamayacağını belirtti. Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Türkiye siyasetini köşeye sıkıştırmak için belli numaralar ve manevralar yapmasınlar. 'Sayın Erdoğan buraya gelmesin, toplantı yapmasın.' diyenlere de söylüyorum. Sayın Bakanlarımızın salonlardaki toplantılarını iptal edenlere de söylüyorum. Hepiniz birleşip bir araya gelseniz, ne yaparsanız yapın milletin üstünde hiçbir sözü kabul etmiyor, millet iradesinden başka hiçbir güce değer vermiyoruz.'
Toplantıya, Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu Genel Başkanı Bayram Karakaş, AK Parti Sincan İlçe Başkanı Fatih Omaç, berberler, kuaförler ve diğer davetliler katıldı.
Kaynak: AA
Kurtulmuş, AK Parti Sincan İlçe Başkanlığınca Sincan Belediyesi Kültürevi'nde, berberlerle bir araya gelerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni anlattı.
Dört temel gerekçeyle yeni bir hükümet sistemine gerek duyulduğunu belirten Kurtulmuş, 'Birincisi, bu sistemin yapısı vesayetçi bir yapıdır. Bu sistem, siyasi aktörler arasında, siyasi partiler arasında çatışmanın üzerine oturmuş bir sistem. Sanıldığının aksine yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrı, güçler ayrılığı prensibi değil, güçler çatışması prensibi üzerine kurulmuştur.' diye konuştu.
Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesince geçmişte partiler kapatıldığını, başbakanların asıldığını, siyasi partilere hükümet kurdurulmadığını, birinci partinin değil üçüncü partinin başkanına hükümet kurma yetkisi verildiğini anlattı.
İkinci gerekçenin cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında neredeyse çok partili siyasi hayat boyunca yaşanan sürtüşme ve kavgalardan kaynaklandığını değerlendiren Kurtulmuş, 'Bu adamlar kötü adamlar olduğu için değil, sistem böyle dizayn edildiği için.' dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, yönetimde çift başlılığın kaldırılması gerektiğini, çifte irade olduğu zaman ortaya çok büyük kriz ve kaoslar çıktığını söyledi.
İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlığı döneminde atamalarla ilgili Başbakan Recep Peker ile anlaşamamasının sonucunun Cumhuriyet tarihinin ilk devalüasyonuna neden olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile Başbakan Süleyman Demirel'in Genelkurmay Başkanının kim olacağına dair anlaşamamasının sonunda Kenan Evren'in Genelkurmay Başkanı olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Başbakan Yıldırım Akbulut arasında da ABD-Irak konusunda anlaşmazlık yaşandığına işaret eden Kurtulmuş, benzer şekilde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Bülent Ecevit ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasındaki anlaşmazlıkların da yönetimde çift başlılığın yürümediğini gösterdiğini aktardı.
Kurtulmuş, 'Yönetimde çift başlılığı ortadan kaldırmak için yeni bir anayasa sistemine ihtiyaç var. Üçüncüsü, siyasi istikrarsızlıkların ortadan kaldırılması lazım.' şeklinde konuştu.
Dördüncü temel gerekçenin de ekonomik istikrarsızlık olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, vesayet olunca, yönetimde çift başlılık olunca siyasi istikrarın, siyasi istikrar olmayınca da ekonomik istikrarın olmadığını vurguladı.
Tek parti iktidarları döneminde yıllık kalkıma hızının yüzde 5,6, koalisyon hükümetleri zamanında yüzde 4, darbe dönemlerinde ve darbe tehditlerinin bulunduğu dönemlerde yüzde 3,4 olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece siyasi istikrarsızlıkla karşı karşıya kalmadığını, ekonomik istikrarsızlıklarla da karşılaştığını bildirdi.
Kurtulmuş, 'Vesayetin kalkması, yönetimde çift başlılığın kalkması, siyasi istikrarsızlıkların önüne geçilmesi, ekonomik istikrarsızlıkların önüne geçilmesi için yeni bir sisteme ihtiyacımız var. Sistem, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli'dir.' dedi.
- Partili cumhurbaşkanlığı
Partili cumhurbaşkanı konusuna da değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
'CHP'li arkadaşlarımız 'Bilmiyormuş, görmüyormuş, duymuyormuş' gibi yapmayı çok seviyorlar. Sanki Türkiye'de hiç partili cumhurbaşkanı olmadı. Allah aşkına İsmet İnönü partili değil miydi, Celal Bayar partili değil miydi, Süleyman Demirel, Turgut Özal partili değil miydi? Parti ile bir adamın arasındaki bağı sadece attığı bir imza belirlemez. Bugün cümle alem biliyor ki Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'de, evet anayasa gereği parti üyesi değildir ama Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti'nin arasındaki bağ attığı bir imzadan ibaret değil ki. Bir gönül bağıdır, bir zihin bağıdır, zihniyet bağıdır, bir dava ortaklığıdır. Dolayısıyla malumun ilanı. Bilineni ilan etmiş olacağız. Cumhurbaşkanı partili olacak. Cumhurbaşkanı hesap vermiyor. Bu anayasa değişikliğiyle ile cumhurbaşkanı hesap verecek.'
Numan Kurtulmuş, mevcut sistemin etkin, güçlü, süratli, karar alabilen bir mekanizmayı ortaya koyacağını belirterek değişiklikte 'darbesavar' maddeler bulunduğunu da söyledi.
Türkiye'nin komşularında yangın olduğunu anlatan Kurtulmuş, bu nedenle Türkiye'nin çok güçlü olması gerektiğini ifade etti.
Kurtulmuş, Fırat Kalkanı Harekatı'nı örnek göstererek 'Herkes Türkiye'yi sahada görüyor. Türkiye'yi yok sayarak kimse hesap yapamayacaktır bundan sonra.' dedi.
Türkiye'nin ayağına prangalar vurulmaya çalışıldığına dikkati çeken Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Hiç uğraşmasınlar, bu millet nasıl geçmiş oyunları bozduysa bundan sonraki oyunları da bozacaktır. 16 Nisan, Türkiye'nin prangalarından kurtulma tarihidir. Allah'ın izniyle bu millet prangalarından kurtulacak. Daha güçlü olma istikametinde yürüyecek. Daha hızlı karar alan bir Türkiye olacak. Şimdi bunu söylüyorum bazıları alınıyor. Arkadaş her 'Hayır' veren bu niyettedir demiyoruz. Memlekette kim 'Hayır' verecek, kim 'Evet' verecekse verecek. Ama bir de insanın ferasetli, akıllı olması lazım. Bakar mısınız, PKK'nın bütün üst düzey yönetimleri 'Hayır' yapılması için kampanyalar yapıyor. FETÖ'nün bütün uluslararası networku 'Hayır' yapılması için kampanyalar yapıyor. DEAŞ'ın bütün networku aynı şekilde. Size ne kardeşim. Bu millet 'Evet' mi diyecek 'Hayır' mı diyecek kendisi karar verir. Size ne oluyor?'
- Almanya'daki toplantı yasağı
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Almanya'da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'ye toplantı yasağı getirilmesini çifte standart olarak nitelendirdi.
Almanya'daki Türk vatandaşlarının varlığının Almanya için bir garanti olduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:
'Müslüman bir toplum olarak orada problemsiz bir şekilde yaşıyorlar. Bunlara hem oy verin diye önünü açacaksınız, Almanya'da sandıkları kuracaksınız, ondan sonra AK Parti'li bakanlar oraya geleceği zaman hem de tespit edilmiş, tayin edilmiş toplantıya geleceği zaman, toplantıya izin vermeyeceksiniz. Ama 'Hayır' diyeceğini bildiğiniz Deniz Baykal geleceği zaman 'Toplantı yapabilir.' diyeceksiniz. Orada, Deniz Baykal beye teşekkürümü de ifade etmek isterim. Gerçekten çok hassas bir şekilde davrandı. 'Madem bakanlara izin vermiyorsunuz ben de gitmiyorum.' dedi. Bu, Almanya'nın demokratik standartları bilmemesinin, görmemesinin bir sonucudur.'
Numan Kurtulmuş, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının, Türkiye, İslam, göçmen düşmanlığının gözlerini kararttığını anlatarak en büyük zararın Almanya'ya verildiğini söylediklerini bildirdi.
'Faşizmin ayak sesleri Avrupa'da artık duyuluyor.' diyen Kurtulmuş, şimdiden dostça uyardıklarını bildirdi.
Kurtulmuş, demokrasi, eşit katılım, insan hakları ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığını değerlendirerek 'İstediğiniz yasağı yapın. Biz oradaki dostlarımızla, kardeşlerimizle her yerde buluşuruz. Bizim illa böyle bir salon verip, tahsis edip o salonda toplantı yapmamıza gerek yok. Biz gönülden gönüle, zihinden zihine, kalpten kalbe oradaki kardeşlerimizle haberleşir, onlarla buluşur, onların da büyük oranda 'Evet' vermesini sağlarız.' dedi.
Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avusturya'ya gelmesini istemediğini söylediğini hatırlatan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ya da AK Parti'li bakanların o ülkelerin içişleriyle ilgili bir propaganda yapmayacağını, Türkiye'deki anayasa değişikliğiyle ilgili konuşacağını hatırlattı.
- 'Askeri siyasete çekme devri bitmiştir'
Türkiye'de askerin 'tıkır tıkır' işini yapıyor olması ve sivil iradeyle uygun çalışmasından rahatsız olanlar bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, 'Türkiye'de askeri siyasete çekme devri 15 Temmuz akşamı bitmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz 15 Temmuz'dan sonra en ağır bedeli ödemiştir.' dedi.
TSK'nın, 15 Temmuz darbe girişimiyle tarihinin en büyük itibar kaybına uğradığını ve bu itibarını düzeltmeye başladığını vurgulayan Kurtulmuş, içindeki FETÖ'cüleri temizlemeseydi Fırat Kalkanı Harekatı'nın bu kadar rahat yapılamayacağını belirtti. Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Türkiye siyasetini köşeye sıkıştırmak için belli numaralar ve manevralar yapmasınlar. 'Sayın Erdoğan buraya gelmesin, toplantı yapmasın.' diyenlere de söylüyorum. Sayın Bakanlarımızın salonlardaki toplantılarını iptal edenlere de söylüyorum. Hepiniz birleşip bir araya gelseniz, ne yaparsanız yapın milletin üstünde hiçbir sözü kabul etmiyor, millet iradesinden başka hiçbir güce değer vermiyoruz.'
Toplantıya, Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu Genel Başkanı Bayram Karakaş, AK Parti Sincan İlçe Başkanı Fatih Omaç, berberler, kuaförler ve diğer davetliler katıldı.