'İşi Bilen Dil Bilmiyor, Dil Bilen De İşi Bilmiyor'
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Avcı, yabancı dil bilen orman mühendisi bulmakta zorlandıklarını söyledi Avcı:'Orman mühendisleri için Maliye Bakanlığından 30 kişilik kadro aldık. 2 bin küsur orman mühendisinin işsiz olduğu bir dönemde 9 kişi şartları sağladı. İkinci yıl Maliye Bakanı 'siz 9 kişi almışsınız' diyerek 9 kişilik kadro verdi. Bu sefer de şartları tamamlayan 5 kişi müracaat etti. Uluslararası iş yapmak için yabancı dil isteniyor. İşi bilen dil bilmiyor, dil bilen de işi bilmiyor'
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürü Hanifi Avcı, özellikle uluslararası işlerde yabancı dil bilen personelin önemine işaret ederek yabancı dil bilen orman mühendisi bulmakta zorlandıklarını söyledi.
Avcı, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından Ahmet Yesevi Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Arazi tahribatının dengelenmesi' konferansında yaptığı konuşmada, arazi kullanımının çölleşmeyi önlemede çok önemli olduğunu vurguladı.
Çölleşme denince sadece kum tepelerinin anlaşılmaması gerektiğini belirten Avcı, şöyle devam etti:
'1990'larda 2 binli yıllarda 'Türkiye çöl olacak' deniyordu, 2000'lerde '2010'da olacak' diyorlardı. 2010'lara gelindiğinde '2020'lerde' dediler. Şimdi de 'NASA kaynaklarına göre 2040'ta Türkiye çöl olacak' deniyor. Çölleşme deyince kum tepesi olacak diye beklersek kum tepesini göremeyiz. Çölleşmeyi toprak, arazi bozulması, toprağın verimini kaybetmesi olarak tanımlarsak Türkiye'nin nereye gideceğini daha doğru anlarız. Çölleşmeyi arazi tahribatı, arazinin verimini kaybetmesi, arazinin amaç dışı kullanımı ve toprak kaybı olarak görmeliyiz.'
İhtiyaçlarla toprak kullanımın arttığına işaret eden Avcı, 'Dünya nüfusu hızla artıyor, bununla birlikte ihtiyaçlar artıyor. Toprak kullanımı değişiyor. Her yıl dünyada 12 milyon hektar arazi verimini kaybediyor. Ormanlara baktığımızda ise her yıl 5 milyon hektar alan orman özelliğini kaybediyor.' dedi.
Arazi tahribatına dikkati çeken Avcı, 'Ülkeler, hangi olayların arazi tahribatına neden olduğunu tespit etmeli. Her sektörün arazi tahribatı farklıdır. Türkiye'nin mevcut durumunun ortaya konması lazım. Hangi bölgelerde hangi zafiyetler var onların sebepleri araştırılmalı.' diye konuştu.
Yok olan ormanların yerine yenilerinin dikilmesi gerektiğinin altını çizen Avcı, 'Bir yerde orman başka amaçla kullanılıp yok oluyorsa, aynı seviyeyi yakalamanız için en az 1,5-2 kat alanı ağaçlandırmanız lazım. Türkiye'nin şu anda yüzde 28.6'sı ormanla kaplı. 2030 yılında yüzde 30'a çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'deki ormanların yüzde 57'si verimli ormanlar, bunu 2030 yılında yüzde 65'e çıkarmayı hedefliyoruz.' ifadelerini kullandı.
- 'İşi bilen dil bilmiyor, dil bilen de işi bilmiyor'
Yabancı dil bilen orman mühendisi bulmakta zorlandıklarını aktaran Avcı, 'Orman mühendisleri için Maliye Bakanlığı'ndan 30 kişilik kadro aldık. 2 bin küsur orman mühendisinin işsiz olduğu bir dönemde 9 kişi şartları sağladı. İkinci yıl Maliye Bakanı 'siz 9 kişi almışsınız' diyerek 9 kişilik kadro verdi. Bu seferde şartları tamamlayan 5 kişi müracaat etti. Uluslararası iş yapmak için yabancı dil isteniyor. İşi bilen dil bilmiyor, dil bilen de işi bilmiyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Programda Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın ve Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Küçük de selamlama konuşması yaptı.
Kaynak: AA
Avcı, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından Ahmet Yesevi Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Arazi tahribatının dengelenmesi' konferansında yaptığı konuşmada, arazi kullanımının çölleşmeyi önlemede çok önemli olduğunu vurguladı.
Çölleşme denince sadece kum tepelerinin anlaşılmaması gerektiğini belirten Avcı, şöyle devam etti:
'1990'larda 2 binli yıllarda 'Türkiye çöl olacak' deniyordu, 2000'lerde '2010'da olacak' diyorlardı. 2010'lara gelindiğinde '2020'lerde' dediler. Şimdi de 'NASA kaynaklarına göre 2040'ta Türkiye çöl olacak' deniyor. Çölleşme deyince kum tepesi olacak diye beklersek kum tepesini göremeyiz. Çölleşmeyi toprak, arazi bozulması, toprağın verimini kaybetmesi olarak tanımlarsak Türkiye'nin nereye gideceğini daha doğru anlarız. Çölleşmeyi arazi tahribatı, arazinin verimini kaybetmesi, arazinin amaç dışı kullanımı ve toprak kaybı olarak görmeliyiz.'
İhtiyaçlarla toprak kullanımın arttığına işaret eden Avcı, 'Dünya nüfusu hızla artıyor, bununla birlikte ihtiyaçlar artıyor. Toprak kullanımı değişiyor. Her yıl dünyada 12 milyon hektar arazi verimini kaybediyor. Ormanlara baktığımızda ise her yıl 5 milyon hektar alan orman özelliğini kaybediyor.' dedi.
Arazi tahribatına dikkati çeken Avcı, 'Ülkeler, hangi olayların arazi tahribatına neden olduğunu tespit etmeli. Her sektörün arazi tahribatı farklıdır. Türkiye'nin mevcut durumunun ortaya konması lazım. Hangi bölgelerde hangi zafiyetler var onların sebepleri araştırılmalı.' diye konuştu.
Yok olan ormanların yerine yenilerinin dikilmesi gerektiğinin altını çizen Avcı, 'Bir yerde orman başka amaçla kullanılıp yok oluyorsa, aynı seviyeyi yakalamanız için en az 1,5-2 kat alanı ağaçlandırmanız lazım. Türkiye'nin şu anda yüzde 28.6'sı ormanla kaplı. 2030 yılında yüzde 30'a çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'deki ormanların yüzde 57'si verimli ormanlar, bunu 2030 yılında yüzde 65'e çıkarmayı hedefliyoruz.' ifadelerini kullandı.
- 'İşi bilen dil bilmiyor, dil bilen de işi bilmiyor'
Yabancı dil bilen orman mühendisi bulmakta zorlandıklarını aktaran Avcı, 'Orman mühendisleri için Maliye Bakanlığı'ndan 30 kişilik kadro aldık. 2 bin küsur orman mühendisinin işsiz olduğu bir dönemde 9 kişi şartları sağladı. İkinci yıl Maliye Bakanı 'siz 9 kişi almışsınız' diyerek 9 kişilik kadro verdi. Bu seferde şartları tamamlayan 5 kişi müracaat etti. Uluslararası iş yapmak için yabancı dil isteniyor. İşi bilen dil bilmiyor, dil bilen de işi bilmiyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Programda Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın ve Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Küçük de selamlama konuşması yaptı.